Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/349 E. 2019/944 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/349 Esas
KARAR NO : 2019/944
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2018
KARAR TARİHİ : 03/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirkete sigortalı … San Tic Ltd Şti’nin malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın, 02.12.2017 tarihinde … San ve Tic Ltd Şti’ne ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, … plakalı aracın 26.07.2017-2018 vade tarihli … nolu ZMMS poliçesi ile davalıya sigortalı olduğunu, davalının değer kaybından poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketine hasar bedelinin ve değer kaybı alacağının temlik alan taraflarına ödenmesi için 07.02.2018 tarihinde başvuru yapıldığını ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının 17.02.2018 tarihinde temerrüde düştüğünü, … San ve Tic Ltd Şti ‘nin davalı sigorta şirketinde alacağın BK 183 ve devamı maddeleri uyarınca hukuka uygun olarak ve şekil şartlarınıda sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla vekiledenine devredildiğini beyanla, davanın kabulüne, şimdilik 250,00-TL değer kaybının poliçe imitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 17.02.2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın vekiledeni şirkete 26.07.2017/2018 tarihleri arasında … sayılı Trafik Poliçesi ile sigortalı olduğunu, anılan poliçeye göre hasar tarihi itibarı ile maddi hasarlarda araç başına teminatın 33.000,00.-TL ile sınırlı ise de 11/7/2017 tarih ve 30121 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Kanunu Yönetmeliği değişikliğine göre sigorta şirketi tarafından ödenecek değer kaybı tutarının hiçbir surette maddi teminat limitinin %15’ini aşamayacağını, 02.12.2017 tarihli kaza nedeni ile vekiledeni şirkete başvuruda bulunulduğunu, … sayılı hasar dosyası açıldığını, dosyada, başvuran tarafından gerekli evraklar tamamlanmadığından ödeme yapılamadığını, vekiledeni sigorta şirketinin sorumluluğunun, Karayolları Trafik Kanunu ve Poliçe Genel Şartları gereğince “Karayolu”nda meydana gelen zararlarda poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, gerçek zararın ve kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte değer kaybı istemi ile talep edilen miktarın da fahiş olduğunu, zira genel şartların ekinde değer kaybı hesabının eksper tarafından hangi kriterlere göre belirlenmesi gerektiğinin de ifade edildiğini, tazminat hesabının da buna göre yapılması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; 02.12.2017 tarihli maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle değer kaybı bedelinin poliçe limiti dahilinde tahsili talebinden ibaret tazminat davasıdır.
Davacı vekili 08/10/2019 tarihli dilekçesi ile alacağın davalı şirket tarafından ödenmiş olduğunu, tarafların sulh olduğunu, dosya kapsamında vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmişlerdir.
Davacı vekili 03/12/2019 tarihli duruşmada da davalı tarafla sulh olduklarını, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiklerini ve ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadıklarını beyan etmiştir.
”HMK 313 (1) – Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
HMK 314 (1) – Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
HMK 315 (1) – Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.”
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın vaki sulh ile son bulduğu ve tarafların sulh sözleşmesine göre karar verilmesini istemedikleri anlaşılmakla davacı tarafın sulh beyanı doğrultusunda davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)Davacı tarafın sulh beyanı doğrultusunda davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 44,40-TL harcın peşin alınan 35,90-TL ve 19,00-TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 10,50-TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-)Davacının yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmaması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin davacı/ vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/12/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.