Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/347 E. 2019/264 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/343 Esas
KARAR NO : 2019/263
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin müvekkili ile hiç bir ticari ilişkisi olmayan bir kurum olduğunu, ancak davalının, müvekkilin ağabeyi olan dava dışı …’tan 11.000,00 Amerikan Doları alacaklı olup, dava dışı … aleyhine ….İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak davalının icra takibinin semeresiz kalması üzerine bu kere, başkaca hiç bir iş ve işlem yapılmaksızın dava dışı …’ın kardeşi müvekkili …’ın ortağı ve işletmecisi olduğu ve … Mah. … Bulvarı … ofis Plaza Kat: … No:… Başakşehir/İstanbul adresindeki … Tekstil Gıda Yapı San.İç Ve Dış Tic.Ltd.Şti’ne, ….İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından gönderilen ve … İcra Dairesinin … Talimat dosyası ile haciz tatbik edildiğini, müvekkili tarafından istihkak iddiasında bulunulması üzerine … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile %15 teminatla takibin talikine ve kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde davacının (istihkak iddiacısı) İcra Mahkemesinde istihkak davası açmasına karar verildiğini, ancak müvekkili tarafından gerekli teminat tedarik edilemediği gibi yasal süresinde de istihkak davasının açılmadığını, davalının haciz koydurduğu, üçüncü şahıs konumundaki müvekkiline ait menkullerin ekonomik değeri olmamakla birlikte, müvekkilini küçük düşürerek, orada bulunan mobilya, bilgisayar vs menkulleri muhafaza altına almak suretiyle müvekkilinin abisinin borcunu ödemeye zorladığını, müvekkilinin davalı ile hiç bir şekilde ticari ilişkisi olmadığı gibi haczedilen malların da müvekkiline ait olduğunu, davalı yanın kötü niyetli olarak başkasından olan alacağını tahsil etmek adına, borçlunun kardeşine ve ailesine hukuk yollarını kötüye kullanmak kaydı ile baskı yaptığını beyanla öncelikle , teminatsız olarak … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasına esas olmak üzere müvekkili hakkındaki hacize ilişkin iş ve işlemlerinin durdurulması ile takibin talikine ve müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın, işbu davayı açmakta hukuki bir yararı bulunmadığı gibi davacı tarafın, davaya konu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyasının tarafı olmadığını, esasa ilişkin olarak dava dışı … aleyhine …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatılmış ve takibin kesinleşmesi üzerine … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasından 24.01.2018 tarihinde borçlunun gösterilen “… Mah. … Bulvarı … Ofis Kat … No:… Başakşehir/İSTANBUL” adresine haciz işlemi için gidildiğini, söz konusu adreste haciz işlemi yapıldığını ve üçüncü şahıs olan davacının istihkak iddiasında bulunması üzerine … İcra Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyasından ” İstihkak İddia eden 3.Şahıs Cuma Karakaş’ın dosya borcunun %15 i oranında teminat yatırması halinde dosyanın taliki yönünde karar verildiğini, iş bu karar davacı …’a tebliğ edilmesine rağmen süresinde teminatın yatırılmadığını ve 7 günlük sürede istihkak davasının açılmadığını, bu nedenle davacı tarafın yapılan haczi kabul etmiş sayıldığını tüm bunlara rağmen davacı tarafın haksız yere huzurdaki menfi tespit davasını açtığını beyanla, öncelikle davacının huzurdaki davayı açmakta hukuken korunan bir yararı olmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanatte ise davacı tarafça ispat edilemeyen davanın esastan reddine ve davacının İİK 72 gereği %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, davacının …. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespiti talebinden ibarettir.
Davaya dayanak …. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile alacaklı … Tekstil San. ve Tic.Ltd.Şti. tarafından borçlu … aleyhine 30.03.2008 tanzim ve 30.05.2008 vade tarihli, 30.03.2008 tanzim ve 30.06.2008 vade tarihli, 30.03.2008 tanzim ve 30.07.2008 vade tarihli, 30.03.2008 tanzim ve 30.08.2008 vade tarihli, 4 adet kıymetli evrak vasfını kaybetmiş senede dayalı 8.850,00 TL asıl alacak ve 3.574,83 TL olmak üzere toplam 12.424,83 TL alacağın tahsili için ilamsız takiplerde genel haciz yoluyla icra takibine girişildiği, takibin derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…….göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Somut olayda davacı … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında taraf olmadığı üçüncü kişi konumunda olduğu ve … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından kendisine herhangi bir haciz ihbarnameside gönderilmemiştir.Davacının ortağı ve işletmecisi olduğu ve … Mah. … Bulvarı … ofis Plaza Kat: … No: … Başakşehir/İstanbul adresindeki … Tekstil Gıda Yapı San.İç Ve Dış Tic.Ltd.Şti’ne, ….İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından gönderilen ve …. İcra Dairesinin … Talimat dosyası ile haciz tatbik edilmesinden dolayı mahkememizde iş bu davayı açtığı, …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında davalı tarafından dosya borçlusuna karşı genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacının tacir olmadığı ticari işetmeleriyle ilgili olmadığı ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla eldeki davaya bakma görevi, Mahkememize değil, genel mahkeme sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. Mahkememizin görevsizliği nedeni ile davanın görev yönünden reddine dosyanın talep halinde görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla;
HÜKÜM
1-)HMK ‘nun 114/(1)-c ile 115/(2) madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten itibaren, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemesine gönderilmesini talep etmeleri halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, süresi içerisinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunda karar verileceğinin ihtarına,
4-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Davalı vekilinin yüzüne karşı , davacı/vekilinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi. 26/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır