Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/327 E. 2022/330 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/327 Esas
KARAR NO : 2022/330
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilİ dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkilinin 04.03.2002 tarihinde akdedilen protokol ile davalı şirkete teslim edilen … reklam panolarını 8 yıl süre ile …’va ait mahallerde sergilenmesi konusunda anlaştıklarını, protokolün 10. maddesine göre bu protokol kapsamında …‘ın koyacağı reklamlara ilişkin ilan ve reklam vergilerini …’a elektrik sarfiyatlarının …’ya ait olacağı bunun dışında resmi veya 3.şahıslarla yapılacak taleplerin … tarafından karşılanacağını Maliye Bakanlığı tarafından İstanbul … İlçesi … Mah. … Cadde de bulunan protokol kapsamındaki ışıklı rela panosuna ilişkin müvekkili bankaya tebliğ edilen 15.08.2007 tarihli 57.291,10-TL bedelli ödeme emri ile reklam panolarına ait ecrimisil talebinde bulunulduğunu, ödeme emrinin iptali için İstanbul 10.idare Mahkemesinde dava açtıklarını, açılan davanın reddedildiğini, karar sonrasında ödeme emrine konu meblağın o tarihe kadar ki geciken faizi ile birlikte 19.01.2009 tarihinde müvekkili bankaca 86.844,48-TL olarak ödendiğini, davalı şirket ile yapılan görüşmeler neticesinde bu paranın rücuen tahsilinin mümkün olamadığını belirterek, davalı şirketten 86.844,48-TL alacağın dava tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi ile birlikte rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özet olarak, Davacının dava konusu ödemeye ilişkin ecrimisil ve düzeltme ihbarnamelerini dosyaya sunmadığı, davacının Türkiye’nin önde gelen büyük bankalarından biri olduğunu, ve basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiğini, davacı tarafın gerek ödeme emrinden önce gönderilmesi gereken ecrimisil ihbarnamesinde gerekse ecrimisile dayalı ödeme emrinden müvekkilini haberdar etmediğini, sadece düzenlenen ecrimisil ihbarnamesine itiraz ettiğini ancak ecrimisil ve ecrimisil düzeltme ihbarnamelerine karşı idare mahkemesinde iptal davası açmadığını,sadece ecrimisil ihbarnamelerine istinaden gönderilen ödeme ermininin iptali için dava açtığını ve bu davanın da kamu alacağının kesinleştiği gerekçesi ile reddedildiğini, dava konusu zararın davacı tarafın kusuru neticesinde olduğunu, dava konusu ecrimisil bedellerinin müvekkilinin 15.09.2006 tarihinde tamamen kaldırıldığı iskele önünde yer alan … reklam panosuna ilişkin olduğunu buranın … A.Ş.’den kiralandığını ve mülkiyetinin bu şirkete ait olduğunu, … Başkanlığının kendi mülkiyetinde olmayan yer için davacıya ecrimisil taahhuk ettirdiğini, gönderilen ödeme emrinin usulsüz ve yasaya aykırı olduğunu, davacı taraf kendi kusuru ile hiç ödememesi gereken ecrimisilleri ödeyerek rücu etmeye çalıştığını,davacı tarafından ödenen tutarın 29.553,38-TL sinin faiz olduğunu,davacı vekilinin faize faiz işletmesini talep ettiğini, bu talebin mümkün olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasında akdedilen 04/03/2002 tarihli protokol ile kullanılan reklam panosunun Hazineye ait olması nedeniyle davacının ödemek zorunda kaldığı ecrimisilin davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Dava 09/03/2009 tarihinde açılmış olup … . Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde kısmen kabul kararı verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. HD 14/03/2013 tarih 2011/15963 esas 2013/643 karar sayılı ilamı ile karar bozulmuş, 04/07/2013 tarih 2013/10155 esas 2013/14260 karar sayılı karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiş, bozma üzerine yeni Ticaret Mahkemelerinin kurulması nedeniyle dosya aktarımı neticesinde dosya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/208 esas sırasına kaydedilmiş, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılması nedeniyle dosya Mahkememize aktarılarak Mahkememizin 2014/498 esas sırasına kaydedilmiş, Mahkememizin 2014/498 esas sayılı dosyasında bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde (daha az tutarda olmak üzere) davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. HD 17/01/2018 tarih 2016/6344 esas 2018/377 karar sayılı ilamında;”…Hazine’ye ait taşınmazdaki reklam panosuyla ilgili olarak idarenin talep edebileceği ecrimisil bedelinin denetime elverişli olacak şekilde tespiti için yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonuca varılması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca, davalının yargılama süresince savunduğu üzere, davacının reklamı bulunan panonun mahalden ne zaman kaldırıldığı ve işgalin hangi tarihte son bulduğunun da belirlenerek işgal süresinin tespit edilmesi gerektiği, tespit tutanağında panonun 2005 yılı ortalarında kaldırıldığı ifade edilirken davalı tarafından Eylül 2006 tarihi itibariyle kaldırıldığının ifade edildiği, bu hususta tereddüte mahal vermeyecek bir tespitte bulunulmadığı, buna rağmen 2006 yılı sonuna kadar işgal devam etmiş gibi idare tarafından ecrimisil tahakkuk ettirildiği gözetildiğinde, davacı tarafın işgale son verdiği tarihin de tespiti ile işgal süresinin belirlenmesi ve buna göre ecrimisil bedelinin hesaplanması gerektiği…” gerekçesiyle karar bozulmuş, bozma üzerine dosya Mahkememizin 2018/327 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2018/327 esas sayılı dosyasında bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma kapsamında rapor tanzimi için dosya bozma öncesinde rapor alınan aynı heyete tevdi edilmiştir.
İnşaat Mühendisi … , Harita Mühendisi … ve Reklamcı bilirkişi … ‘dan oluşan Bilirkişi Heyetinin 16/10/2018 tarihli raporunda özetle; Önceki raporda da belirtildiği üzere Mahkemenin 27.06.2018 tarihli ara kararı uyarınca Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih ve E: 2016/…, K: 2018/… sayılı bozma dikkate alınarak yapılan inceleme sonucu, Davacı … T. A. Ş. ile … Sanayi ve Ticaret A. Ş. arasında yapılan 04.03.2002 tarihli protokol ile … -… Sanayi ve Ticaret A. Ş. tarafından bir kısım yerlere … logolu reklam panolarının konulması konusunda anlaşıldığı, Protokol kapsamında, protokolün 10. Maddesinde: “ …’n koyacağı reklamlara ait ilan ve reklam vergileri …’a, elektrik sarfiyatları …’ya ait olacağı, Bunun dışında resmi veya 3, şahıslarca olacak talepler … tarafından karşılanacağı, İş bu sözleşmeden doğan damga vergisi ve reklam vergileri …’a aittir.” şartı bulunduğu, Davacı … T. A. Ş. tarafından … Dairesi Başkanlığınca, banka adına … İlçesi, … Mahallesi … Caddesinde, … ada, … parsel sayılı taşınmazın ön kısmındaki Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan … logolu reklam panosu ile işgalli 9.00 m2 lik yer için tahakkuk ettirilen 57.291.10 TL ecrimisil bedelinin … T. A. Ş. Tarafından gecikme cezası ile birlikte 86.844.48 TL olarak ödendiği, Davacı … AŞ nin ecrimisil işlemleriyle ilgili olarak …’ya haber verme yükümlülüğünü yerine getirmediği, haber verilmesi halinde ecrimisil bedeliyle ilgili işlemlere … tarafından itiraz edilerek ecrimisil miktarının düşürülebileceği ve benzeri hususlar nazarı dikkate alınarak, bilirkişi heyetimizce işgal dönemi 01.01.2002-18.09.2006 tarihleri arası için belirlenen 35.508,25 TL. ecrimisil bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … , Reklamcı Bilirkişi … Ve Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Bilirkişi … tarafından müşterek imzalı 24/09/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Dava konusu reklam mecrasının … ilçesi sınırlarında bulunan … ‘nde konumlanmış açıkhava reklam panosu olduğunu, söz konusu panonun kaç metrekare olduğuna ilişkin tartışmalar mevcut olsa da … ve … arasında yapılmış protokole göre panonun 9m büyüklüğünde olduğunu yine dosyadaki delillerden işgale konu olan sürenin 4 yıl 8 ay 18 gün olduğunu, Yargıtay’ın önceki kararı bozma sebebinin karaya dayanak yapılan bilirkişi raporundaki rayiç bedel değerlendirmelerinin somut veriye dayanmaması olduğu, 2021 yılı itibariyle bundan 18-19 yıl öncesine dayanan tarihteki bir reklam mecrasının rayiç bedelini tespit etmek olanaklı olmadığını, bu tespit ancak söz konusu reklam panosunun günümüzdeki rayiç değeri üzerinden geçmişe dönük TEFE-TÜFE oranına göre eksiltme yapılarak tespit edilebilir olduğunu, öte yandan biliboard, … raket, … gibi standart reklam alanlarının ilçelere ve konumlara göre fiyat listeleri bulunmakta olduğunu bunlardan bağımsız duvar, cephe, özel ölçü Açıkhava panosu gibi reklam mecralarının standart bir fiyat tarifesi bulunmadığını bu alanların fiyatları bölgedeki insan trafiği ve reklam panosunun hedef kitleye olan konumlanma açısına göre değişmekte olduğunu, birbirleri arasında birkaç adım uzaklık bulunan ön cephe ve arka cephe reklam panolarına ait kira bedelleri noktasında uçurum sayılabilecek farklar bulunduğunu, Örnekse; … karşısında bulunan … askeri konutlarındaki 100m? boyutundaki duvarın kampanyalı aylık kirası 55.000TL iken ana arter olmayan bir alt caddedeki aynı boyuttaki duvarın yıllık kirası 55.000TL’yi bulduğunu, İstanbul genelinde 2m² boyutunda bir … raket’in haftalık kirası metrekare bazında 175TL, total olarak ise 350-TL’dir. Dava konusu reklam panosu 9m² olduğu dikkate alındığında haftalık kirasının 1.57STL, aylık kirasının 6.300TL olması gerektiğini basit bir hesaplama sonucunda ortaya çıksa da vapur iskelesi gibi her 15 dakikada önünden binlerce insan geçen bir mevkii için bu bedelin düşük kalacağı izahtan varestedir. Dolayısıyla standart reklam mecralarına göre 46100 oranında değerli bir konumda bulunan … lokasyonu için günümüzdeki kira aylık bedelinin 12.600-TL olması gerektiği hakkaniyete uygun olacağını, yapılan bu değerlendirme heyetimizdeki reklamcılık ve tasarım uzmanı bilirkişinin sektörel ve mesleki tecrübesine göre gerçekleştirilmiş olduğunu, sayın mahkeme değerlendirmenin somut veriye dayanmadığını ve Yargıtay bozma gerekcesini karşılamadığı düşüncesinde ise dava konusu 9 metrekarelik Karaköy iskelesinde bulunan reklam panosunun rayiç kira bedelini “… A.Ş. … -İstanbul” adresinde mukim şirkete sormak yine Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğunu, reklamcılık yönünden yaptıkları inceleme neticesinde dava konusu reklam mecrasının güncel aylık kira bedeli 12.600TL olarak hesaplanmış olup 04.03.2002-18.08.2007 tarihine kadar ise toplam 109.523,35TL olarak tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Mahkememizin 2018/327 esas sayılı dosyasında bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma kapsamında bozma öncesinde rapor alınan aynı heyetten 25/10/2018 tarihli ek rapor alınmış, ek rapor sonrası Mahkememizin 20/03/2019 tarihli celsesinde reklam panosunun kaldırıldığı tarihin belirlenmesi hususunda 3 nolu ara karar oluşturulmuş ve bu ara karar doğrultusunda …na yazılan müzekkereye verilen 18/04/2019 tarihli cevapta; taşınmazdaki kullanım için 26/01/2007 tarihli tespit tutanağına istinaden ecrimisil tahakkuk ettirildiği, bu tarih itibariyle söz konusu reklam panosunun taşınmaz üzerinde yer aldığı bildirilmiştir. Ayrıca yine aynı cevapta ecrimisil ihbarnamesine ilişkin …’ın 20/02/2007 tarihli itiraz dilekçesinden dilekçe tarihi itibariyle de kullanımının devam ettiği kanaatine varıldığı bildirilmiş, bozma ilamında belirtilen davacının işgale son verdiği tarihin ve işgal süresinin belirlenmesinde davacı ve davalının çelişkili beyanları karşısında … nın 18/04/2019 müzekkere cevabına itibar edilerek işgalin tespit tutanağına göre 26/01/2007 tarihinde devam ettiği hatta …’ın ecrimisil ihtarına verdiği cevaba göre dilekçe tarihi olan 20/02/2007 tarihinde kullanıma devam ettiği belirlenmiştir. Mahkememizce alınan 24/09/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda son sayfada yer alan tablodan anlaşıldığı üzere 04/03/2002-15/08/2007 tarihleri arasında hesaplanan toplam ecrimisil tutarının 109.523,35-TL olduğu belirlenmiş, hesaplamaya esas olan dönemin, davacı tarafından kullanıma devam edildiği belirlenen son tarih olan 20/02/2007 tarihinden sonrasını da kapsadığı görülmüşse de tablonun son satırındaki 01/01/2007-15/08/2007 tarihleri arasındaki (kullanıma devam edildiği belirlenen tarihi de içerir) 8,5 aylık dönemin tutarının tamamı çıkarıldığında dahi bakiye tutarın 88.927,29-TL olduğu ve bu tutarın da davacının talebi olan 86.844,48-TL alacağın üzerinde olduğu anlaşıldığından taleple bağlı kalınarak 86.844,48-TL alacak talebinin yerinde olduğu değerlendirilmiş, ayrıca dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi talep edildiğinden, tarafların tacir olduğu ve uyuşmazlığın ticari olduğu değerlendirildiğinden 86.844,48-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne,
86.844,48-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 5.932,35-TL harçtan peşin alınan 1.172,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.759,85-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 15,60-TL başvurma harcı, 1.172,50-TL peşin harç, 2,50-TL vekalet harcı, 380,25-TL tebligat/posta gideri, 4.095,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.665,85-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 12.089,78-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”