Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/323 E. 2018/661 K. 09.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/323 Esas
KARAR NO : 2018/661 Karar
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2014
KARAR TARİHİ: 09/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 18/04/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devir edilmeden önceki dönemde, banka personelinin teşvik ve yönlendirmesi ile …bank A.Ş kontrolünde, …bank A.Ş. … Şubesi vasıtasıyla …bank …. nezdindeki …. hesaba 13.12.1999 tarihinde vadeli olarak %80 faiz oranı üzerinden 14.250-TL yatırdığını, ancak vade tarihinde bankaya el konulmuş olması nedeniyle mevduatını geri çekmediğini, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 22.12.1999 tarihinde …bank A.Ş. ye el konulduğunu ve yönetimini TMSF’ye devrettiğini, mezkur bankanın bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırılarak ilkin …bank A.Ş. sonrasında ise …bank AŞ. ile birleşmesinin sağlandığını, bilahare …bank A.Ş. nin tüm aktif ve pasifleri ile birlikte kül halinde … Bank A.Ş. ye satıldığını, müvekkilinin bankaya yatırdığı parayı geri almak için büyük çaba gösterdiğini, banka hakkında hukuki takibatların yapıldığını, ancak söz konusu bankanın menkul ve gayrimenkullerine ulaşılamadığını, … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla …. hesapları üzerinden paravan bankacılık faaliyetinin söz konusu olduğu ve nitelikli dolandırıcılık eyleminin gerçekleştirildiğinin tespit olunduğunu, Yargıtay kararları ile keyfiyetin sabit hale geldiğini, …bank A.Ş. nin …bank … LTD. adlı paravan kıyı bankasını kurarak ve iki bankanın tek elden yönetimi sağlanarak suç işleme amacına yönelik olarak planlı ve kasıtlı olarak mevduat sahiplerini ve müvekkilini dolandırarak zarara uğratıldığını, …bank A.Ş. yönetimi sebep olduğundan …bank A.Ş nin devir sonucu birleşmiş olduğu … BANKA A.Ş. nin oluşan zarardan sorumlu bulunduğunu, sonuç olarak; Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile; Müvekkili tarafından davalı bankaya yatırılan toplam 14.250-TL mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline, yatırılmış olan mevduat alacağının vade sonuna kadar %80 akdi faiz, vade sonundan itibaren ise akdi faizden az olmamak üzere temerrüt faizi ile birlikte hükmen tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir,
Davalı … Bank A.Ş. vekilinin Mahkememize sunduğu 08.05.2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Husumet itirazları olduğunu, davacının hasım ve muhatap olarak …bank … Ltd . yi göstermesi ve bu tüzel kişiden alacağını talep etmesi gerektiğini, müvekkili banka ayrı bir tüzel kişi olduğundan ve davacının müvekkili banka nezdinde hesabı bulunmadığından herhangi bir sorumluluğu ve ödeme yükümlülüğü olmadığını, somut olayda müvekkili bankanın kendisine verilen talimatı kapsamında söz konusu meblağı …bank … Ltd. Şti. hesabına havale gönderildiğini, müvekkili bankanın sorumluluğunun sona ermiş bulunduğunu, müvekkili banka ile …bank … Ltd. Şti. nin farkfı tüzel kişiliklere sahip kuruluşlar olduğunu, davacı serbest iradesiyle daha fazla getirişi sağlayan bir yatırım alternatifi olarak kıyı bankacılığını tercih ettiğini, müvekkili banka tarafından davacının iradesinin yanı Kılmasının söz konusu olmadığını, kurucusu veya hissedarı olmadığı …bank … Ltd. Şti. nin faaliyetlerinden dolayı ayrı bir tüzel kişiliğe sahip …bank A.Ş. nin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının …bank A.Ş. tarafından dolandırılmasının söz konusu olmadığını, davacının daha yüksek faiz getirisi alabilmek düşüncesiyle parasını bu yolla değerlendirmeyi seçtiğini, davacı parasını yatıracağı finans kuruluşu hakkında gerekli araştrrmayı yapmak suretiyle tedbirli bir tutum içerisine girmesi gerekirken kendisinden beklenen bu özeni göstermediğini, müvekkili bankanın …bank … Ltd. Şti. nezdindeki mevduatlar için herhangi bir garantisi bulunmadığını müvekkili bankanın davacı talebi doğrultusunda havale işlemini yerine getirdiğini, dava konusu işlemler tarihinde … bankalarının Bankalar Kanununa tabi olmadıklarını ve bu bankalara yatırılan mevduatların tasarruf sigorta kapsamında olmadığını mudilere bildirmek gibi bir yükümlülükleri bulunduğu şeklinde bir kabul mevcut olmadığını, Ceza Mahkemesi kararının bu davada kanıt olarak kullanılmaya müsait olmadığını, söz konusu ceza davsında müvekkili bankanın sanık değil suçtan zarar gören müdahil konumunda olduğunu , faiz talebi ile ilgili beyanları olarak da; dava konusu miktarın …bank … Ltd. Şti. ye havale edilmeden önce müvekkili banka nezdinde vadesiz bir hesapta olduğundan, faiz oranı vadesiz hesaplara uygulanan faiz oranı olması gerektiğini, davacının fazlaya ilişkin faiz talebinin fahiş ve haksız olduğunu beyanla; Hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek her türlü borcun TMSF tarafından üstlenmesi sebebi ile ve 5411 sayılı kanun107/5b-5 m, m107/6 m.140 . mucibince ve TMSF’nin taraf olduğu sözleşmeler uyarınca Bankalarının sorumlu olmadığını davada müvekkili bankanın değil hisse devir sözleşmesinden önceki İşlemlerden kayanaklanabilecek borçları TMSF üzerlenmiş ve hisse devir sözleşmesinden önceki işlemlere ilişkin borçların yasa gereği TMSF üzerine nakil edilmiş olduğundan sadece TMSF nin davalı sıfatı olması gerektiğinden bu sebeple öncelikle HUSUMET itirazlarının kabulüne karar verilmesini, Hisse devir sözleşmesinin 6.13 nçü maddesi ve yürüdükte olan 5411 sayılı Bankacılık Kan un’un 107. maddesinin 6.fıkrası ve eski 4389 sayılı Bankalar Kanunun 14. maddesinin 6.fıkrasının c bendi uyarınca alacaklı (davacı) rızası aranmayacağından HMK124/2 kapsamında mahkemenin resen taraf değişikliğine hükmetmesine, bankaları açısından davanın husumetten reddine karar verilmesini, Bu itirazlarının reddi halinde davanın süresi içinde açılmadığından zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini, aksi halde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür.
İhbar olunan … Yardımlaşma Kurumu vekilinin dava dosyasına 26.05.2014 havale tarihli sunmuş olduğu dilekçesi dosyamızdadır.
Davalılardan Feri Müdahil Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu vekilinin dava dosyasına 01.10.2014 havale tarihli sunmuş oluğu cevap dilekçesi dosyamızdadır.
Mahkememiz dosyası rapor alınka üzere bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi Mahkememize raporunu sunmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra ; “Davanın KABULÜ ile Dava konusu olan 14.250-TL nin hesabın açıldığı tarihten vade sonuna kadar olan ödeme tarihi için TCMB nin o tarihte yürürlükte olan %80 faizi ile davaya konu temettünün vade tarihinden sonraki dönemlere ilişkin müteakiben ilan edilen avans faiz oranlarında hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … E, … K sayılı 14.03.2016 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Emsal Yargıtay İlamları ve somut olaya bakıldığında ; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/ k maddesinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişilerin tüketici olarak tanımlandığı, davacının ticari veya mesleki amaç ile hareket ettiğine dair herhangi bir iddia ileri sürülmüş olmayıp, davacının tüketici olduğu, aynı Yasa’nın 1. bendinde bankacılık işleminin dahi tüketici ile yapılmış olması halinde tüketici işlemi olduğunun ve 73/1. maddesi uyarınca da tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğunun belirtildiği, her ne kadar 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde bankacılık işlemlerden doğan davaların ticari dava olduğu belirtilmiş ise de, 6502 sayılı yasanın 83/2 maddesindeki “……(2) Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. ” hükmü uyarınca davanın ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Davanın 6502 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılmış bulunması nedeniyle Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevsiz olması nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ve dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1- Davanın Görev yönünden Reddi ile dosyanın Görevli Nöbetçi İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2- HMK 20. Maddesi gereğince dosya kesinleştikten sonra 2 hafta içinde Görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvuruda bulunulmaz ise Davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtaratına, (ihtarat yayıpldı.)
3- Yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda Görevli Mahkemece karar verilmesine,
Dair huzurdaki taraf vekillerinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/07/2018

Katip Hakim