Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/303 E. 2019/160 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/285 Esas
KARAR NO : 2019/143
DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 26/03/2018
KARAR TARİHİ : 21/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirketin 27.12.2017 tarihinde yapılan 2016 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısında cevap verilmeyen konularda bilgi alınmasına yönelik talepte bulunduklarını, yeterli bilgi alamadıklarını, genel kurul toplantısında faaliyet raporu ve bilanço görüşmelerinde ele alınan belirli konularda yasaya aykırılık ve şirketin ve paysahiplerinin zarara uğramış olması riskinin ortaya çıktığını, bu konuların özel denetimle açığa kavuşturulmasının talep edildiğini, yapılan oylama sonucu şirket yönetimini ellerinde bulunduran çoğunluğun oyları ile özel denetçi tayin taleplerinin reddedildiğini, özel denetçi tayini talep edilen konuların; yapılmakta olan yatırımlar hesabına ilişkin özel denetim talebi, kanunen kabul edilmeyen giderlere ilişkin özel denetim talebi, yönetim giderleri konusunda özel denetim talebi olduğunu beyanla, davanın kabulü ile; 27.12.2017 tarihinde yapılan 2016 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısında reddedilmiş olan özel denetçi tayini taleplerinin kabulüne ve iş bu dava ile TTK 439 madde uyarınca özel denetçi tayin edilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı yanın şirkete özel denetçi tayin edilmesini talep ettiği 27.12.2017 tarihli genel kurul toplantısında, taleplerinin oylanmadan önce daima taleple ilgili kanuni ön şartların somut olayda mevcut olup olmadığının incelendiğini ve ön şartların yokluğu halinde oylamanın reddedildiğini, çünkü, davacının hemen hemen her olağan genel kurul toplantısından sonra özel denetimi, olağan genel kurulun doğal bir parçası olarak değerlendirdiğini, oysa, özel denetim şirket açısından hem pahalı, hem de karara bağlanması çok sıkı şartlara bağlı, nadiren başvurulması gereken olağanüstü ve sadece belirli olayların tetkiki ile sınırlı bir denetim yolu olduğunu, öncelikle özel denetim talebinin pay sahipliği haklarının kullanılması bakımından gerekli olduğunun talep sahibi tarafından ispatlanması, talep sahibinin özel denetçi talebinde bulunmasından önce bilgi alma hakkını kullandığını ispat etmesi gerektiğini beyanla talebin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; TTK 439 maddeye dayalı özel denetçi tayini talebinden ibarettir.
Davalı şirket sicil dosyası, 27.12.2017 tarihli Genel Kurul Toplantı Tutanağı, hazirun cetveli ve eki tüm belgeler getirtilip incelenmiş, işbu davanın genel kurul toplanmasından sonra 3 aylık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı ve davalı şirketin adresi itibarıyla Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davacının talebi ile ilgili düzenleme 6102 sayılı TTK’nun 438 ve devamı maddelerinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre şirket işleyişi ile ilgili bilgiye ulaşamadığını düşünen ortak ya da ortakların bu taleplerini ortaklar kuruluna iletip bir karar alınmasını istemeleri gerekir. Somut olayda davacıların davaya konu olan talepleri 27.12.2017 tarihinde düzenlenen genel kurulu toplantısında gündeme alınmış, yapılan oylama sonucu özel denetçi atanması talebi reddedilmiştir. Devam eden maddeler uyarınca davacıların şirket merkezinin bulunduğu İstanbul’daki Ticaret Mahkemelerine başvurarak özel denetçi atanmasını istemeleri gerekmektedir. Davacılar da yasaya uygun biçimde mahkememizden özel denetçi atanması talebinde bulunmuşlardır.
Davacı tarafından yine 27/12/2017 tarihinde yapılan 2016 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısında yanıtsız bırakılan sorulara ilişkin bilgilerin TTK 437(5) maddesi uyarınca paysahibine verilmesi talepli dava açıldığı, bilgi istenilen konuların; yurtiçi ve yurtdışı satışlara ilişkin olmak üzere ayrı ayrı satış yapılan kişiler, satış yapılan miktar, rekabet ortamının artırılarak sürdürülmesi için oluşturulan ve geliştirilen üstünlükler, SMM yönünden aynı şekilde en çok mal ve hizmet alınan ilk 5 satıcının sattığı mallar, işlem hacimleri, stoklar, satılan malların maliyetleri, satın alınan malın maliyet tablosu, net karlılıkta benzer artış sağlanamamasının sebepleri, faaliyet giderleri açısından; genel yönetim ve pazarlama giderleri, huzur hakkı, maaş, sosyal haklar (ilk 5 yönetici veya çalışanlar yönünden), finansal giderler yönünden; finansal giderlerin detay dökümünün verilmesi, kar – zarar yönünden olağan ve olağandışı gider, gelir ve zararlar ve karlar, dönen varlıklar, sabit kıymetler, kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklar konusunda olup, dava dilekçesine ekli olarak 5 sayfadan ibaret sorularla bilgi alma hakkının kullanıldığı, davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Özel denetçi tayini talebinin kötüye kullanılması ve şirkete zarar vermesi tehlikesinin azaltılması amacıyla, pay sahibinin bu öneriyi yapabilmesi bir ön şarta ve bazı maddi şartların varlığına bağlanmıştır. Maddi şartlar bir anlamda gereklilik şartlarıdır. Ön şart, özel denetim istenen konuda bilgi alma veya inceleme hakkının kullanılmış olmasıdır. Bu şartın gerçekleştiği genel kurul tutanağıyla ispatlanır. (TTK Md.422) Ön şart özel denetimi bilgi alma hakkına bağlamakla, iki kurumun birlikte yorumunu gerekli duruma getirmektir. Ön şart, bilgi vermenin baştan savarcasına yapılmasını da önlemek amacına yöneliktir.
Maddi şartlar yönünden ise; birinci maddi şart, özel denetim pay sahipliği haklarının, özellikle oy hakkının kullanımı yönünden gerekli olmasıdır. Başka bir deyişle, pay sahibinin bu öneriyi yapabilmesi için, oyunu kullanabilmesi yönünden bilgi alması gerekli olmalıdır. Bu bağlantı ile şirket dışı menfaat sağlamak, bir kararı önlemek veya taktik bir üstünlük elde etmek amacıyla talepte bulunarak özel denetim kurumunun kötüye kullanılmasının önlenmesi amaçlanmıştır.
İkinci şart, özel denetimin konusunu belirli olayların oluşturmasıdır. ”Belirli” ile, belli süre, nitelikte ve önemde olay kastedilmiş olup, içeriği ve sınırları belirli olan, genel nitelik taşımayan konular anlamındadır.
UYAP’ dan bir sureti getirtilip incelenen … ATM’ nin … Esas sayılı dava dosyasında davacı yanın aynı şirket aleyhine 02/12/2016 tarihinde yapılan 2009-2010-2011-2012 ve 2013 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında cevapsız kalan sorulara cevap için özel denetçi tayini talebinde bulunduğu, davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı yanın özel denetim isteminin konusu 27.12.2017 tarihli genel kurul toplantısında davalı şirketin 2016 yılına ilişkin olarak, şirket bilançolarında “Yapılmakta Olan Yatırımlar” hesabında görünen kalemin aydınlatılması, bilançoların “Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler” hesabında yapılan giderlerin mahiyeti ve konusunun aydınlatılması, şirketin “yönetim giderlerinin” hangi kalemlerden oluştuğunun aydınlatılması ve bu konularda bir kanuna aykırılık olup olmadığı ve şirket veya paysahiplerinin zarara uğrayıp uğramadıklarının tespiti amacıyla TTK m. 439 (1) uyarınca özel denetçi tayin edilmesi talebinden ibaret olup; öncelikle şekli olarak bilgi alma ve inceleme hakkı konusu ile özel denetim konusunun aynı olması şart olmakla, bu husus bizzat davacı vekilinin duruşmalarda ısrarla beyan ettiği üzere; bilgi alma hakkı kullanılan konular ile, özel denetçi talep edilen konuların başka konular olduğu hususundaki beyanları karşısında şekli koşulun gerçekleşmediği, bir an için bu açıklamanın sehven yapıldığı kabul edilse dahi; maddi koşullar yönünden ise özel denetçi talep edilen konuların yasada açıkça belirtilen ”belirli olaylar” kapsamında olmadığı, özel denetçinin belirli bir konuda atanacağı, oysa davacının genel olarak şirketin denetlenmesini talep ettiği ve bunu alışkanlık haline getirdiği, davacı yanın TTK 439(2) ve 440 madde içeriğinde tanımlanan kurucuların veya şirket organlarının kanunu ve esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi veya paysahiplerini zarara uğrattıklarını “İkna edici” şekilde ortaya koyamadığı, davacının özel denetime müraacat için bu hakkın paysahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğunu kanıtlayamadığı anlaşılmakla özel denetçi atanması talebinin şekli ve maddi koşullar yönünden reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür. Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)Özel denetçi tayini talebinin REDDİNE,
2-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-)Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davacı/davalılar tarafından yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/ davalıya/ vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …