Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/295 E. 2018/335 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/295 Esas
KARAR NO : 2018/335
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2018
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı …Şti.’nin 2014 yılında kurulduğunu ve diğer davalı …’un ise işbu şirketin tek ortağı ve müdürü olduğunu, davalı …’un ayrıca vekiledeni ile birlikte 2005 yılında kurulan dava dışı … Şti.’nin de ortağı olduğunu, davalı …’un, dava dışı bu şirketteki müdürlük ve ortaklık görevi devam ederken aynı maksat ve mevzuda, aynı iştigal konusunda, aynı adreste ve aynı çalışanlarla, aynı müşteri portföyüne hizmet sağlayıp kar elde etmek amacı ile tek başına davalı …Şti.’ni kurduğunu, davalı … tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … K. sayılı dosyası ile (Birleşmeden sonra İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/544 E) dava dışı … Ştı.’nin feshine ilişkin bir dava açıldığını, …’un işbu fesih davasında şirketin zarara uğradığı iddiasını gerekçe gösterdiğini, ancak aynı şirketin özelliklerini taşıyan davalı şirketin Ocak 20l4’te … tarafından kurulduğunu, ayrıca davalı …’un, vekiledeni ile ortak olduğu …Şti.’nın fcshi ve tasfiyesi için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … K. sayılı dosyası ile dava açtığını, …’un, ortağı vc müdürü olduğu diğer şirketlerin geçmişten bugüne gelen itibar ve müşterileri ile ticari faaliyetlerine davalı …Şti yoluyla devam ettiğini, bu nedenle vekiledeni aleyhine haksız kazanç vc rekabet oluştuğunu, vekiledeninin daha büyük zararlara uğramaması için davalı …’un her iki şirkette de bulunan müdürlük görevini kullanmasının ihtiyati tedbir yoluyla engellenmesi gerektiğini beyanla, haksız rekabetin tespiti ile menine, verilen zararın değerinin tam olarak belirlcnebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla asgari 1,000,00.-TL tazminatın ticari faizi ile birlikte davalılardan müşterek müteselsilen tahsiline karar verilmesini, davalılara ait taşınmaz ve banka kayıtlarının tespiti ile bunlara tedbir konulmasına, …’un müdürlük görevini kullanmasının ihtiyati tedbir yoluyla engellenmesine ve neticeten her iki şirket açısından müdürlük görevinden azline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı …’un, vekiledeni …’un eski eşi olduğunu, tarafların aslen İran vatandaşı olduğunu ve İran yasalarına göre boşandıklarını, aralarında boşanmadan ve geçimsizlikten kaynaklanan anlaşmazlığın ve husumetin bulunduğunu, dava dışı …Şti.’nin 2005 yılında kurulduğunu ve şirket hısseselerinin %99.5’lik kısmının vekiledeni …’a, %0.5 oranındaki kısmının ise davacıya ait olduğunu, taraflar arasındaki anlaşmazlık ve husumet nedeniyle şirketteki ortaklık ilişkilerinin yürümediğini, bu nedenle de işbu şirketin feshi ve tasfiyesi için İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin …K. sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davanın halen derdest olduğunu, akabinde vekiledeni … tarafından diğer vekiledeni …Şti.’nin kurulduğunu, davacının haksız rekabetten kaynaklanan herhangi bir zararının mevcut olmadığını, ticari defterlerin incelenmesi sonucunda da bunun anlaşılabileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; haksız rekabet sebebiyle tazminat ve davalının müdürlük görevinden azli istemine ilişkindir.
Mahkememizin … E.K. Sayılı 21/03/2017 tarihli kararı ile; “… Davanın taleplere göre husumet yönünden reddine ” karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … E.K. Sayılı 01.03.2018 E.K sayılı ilamı ile; “…6545 sayılı kanun ile 5235 sayılı kanun 5. Maddesi gereği şirket organ azline ilişkin davaların Ticaret Mahkemelerince yargılamanın tüm safhalarının heyet halinde görülmesi gerektiği ve davanın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi Heyeti tarafından görülerek sonuçlandırılması gerektiği, yargılama safhaları tek hakim eliyle yürütülerek sonuçlandırıldığı, ” gerekçesi ile HMK 353-( 1)a-3 gereği esası incelenmeksizin hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir .
Dosyada tüm deliller toplanmış olmakla BAM … Hukuk Dairesinin Mahkememiz kararını kaldırarak dosyayı yeniden karar verilmek üzere iade etmesi yasal zeminde görülmekle dosya yeniden esasa alınmış ve incelenmiştir.
Davalı …Şti’nin 23.01.2014 tarihinde tescil edilerek faaliyete geçtiği, faaliyet konusunun uluslararası ihracaat ve ithalatlarda denetim, gözetim ve danışmanlık işleri yapmak ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler olduğu, şirket sermayesinin 20.000-TL olup, tek ortak ve yetkilisinin … olduğu,
Dava dışı… şti’nin ise; 15.09.2005 tarihinde tescil edilerek faaliyete geçtiği, faaliyet konusunun uluslararası ihracaat ve ithalatlarda denetim, gözetim ve danışmanlık işleri yapmak ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler olduğu, şirket sermayesinin 4.975-TL olup, ortakların … ve … olduğu, münferiden yetkilisinin 04.01.2020 tarihine kadar … olduğu anlaşılmaktadır.
Her iki şirketin sicil kayıtlarından edinilen bilgiye göre en son şirket adreslerinin aynı olduğu, heriki şirketin teslim ve ilzama yetkilisinin … olduğu, her iki şirketin meslek grubu ve faaliyet konularının tıpa tıp aynı olduğu, dava dışı şirketin 07.07.2014 tarihinde sicil kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce getirtilip incelenen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… E sayılı dosyasında; davacı … tarafından, davalılar … ve …Şti aleyhine haklı sebeple fesih ve tasfiye konulu dava açıldığı, yargılama sırasında alınan bilirkişiler kurulu raporunda; şirketin yasa gereği TTK 636/3 maddesi uyarınca münfesih hale geldiğinin kabulünün gerekeceği, davalı şirketin uzun zamandan beri zarar ettiği ve faaliyetinin bulunmadığı ve borca batık olduğu, haklı sebeple fesih şartlarınının oluştuğunun rapor edildiği, ancak yargılama aşamasında davalı şirketin 6102 sayılı TTK’nun geçici 7.maddesi uyarınca 07.07.2014 tarihinde sicilden terkin edildiği bildirilmiş olmakla konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiği,
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında; yine davacı … tarafından, davalılar … ve … şti aleyhine haklı sebeple fesih ve tasfiye konulu dava açıldığı, bu davada da yargılama sürerken davalı şirketin 6102 sayılı TTK’nun geçici 7.maddesi uyarınca 07.07.2014 tarihinde sicilden terkin edildiği bildirilmiş olmakla konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce talep edilen tazminat yönünden, İstanbul … ve … ATM ‘de yapılan yargılamada alınan raporlarda gözetilmek suretiyle ve şirket defterleri incelenmek suretiyleTicaret Hukuku öğretim üyesi bilirkişi ve Mali Müşavir bilirkişiden oluşturulan heyetten 27.01.2017 tarihli rapor alınmış, raporda;
”…Davalı müdürün, diğer ortağın yazılı iznini almadan aynı faaliyet alanında kurulan limited şirketin ortağı ve müdürü olmasının rekabet yasağına aykırılık oluşturduğu,
Yeni kurulan şirketin davacının ortağı olduğu şirketin ticaret unvanını kullanmasının, haksız rekabet teşkil edeceği,
Ancak, haksız rekabet davalarını açma yetkisinin tüzel kişilerde ortaklara ait olmadığı, şirket tüzel kişiliğine ait olduğu, olayda davayı açma hakkı bulunan şirketin tüzel kişiliğinin, resen terkin nedeniyle bulunmadığı,
Limited şirkette müdürün rekabet yasağına aykırı davranması durumunda her ortağın, müdürün şirketten azlini talep hakkı bulunduğu gibi, şirketin zarara uğraması halinde, uğranılan zararın tazmini amacıyla ve elde edilecek tazminatın şirkete verilmesi şartı ile müdüre karşı sorumluluk davası açmasınında mümkün olduğunu,
Ancak davacının böyle bir tazminat davası açmadığı gibi, hükmedilecek tazminatın da şirkete değil, kendisine verilmesini talep ettiği, bununla birlikte açılan davanın sorumluluk davası olarak nitendirilip, Mahkemenin davalı şirket defterlerinden tespit edilen …Şti. ile toplam 2.065,84.-TL lik kısmı tüzel kişiliği sona eren şirket zararı olarak kabul edilip, tazminatın bu şirket lehine hükmetmesinin de mümkün olduğu,
Somut olayda, dava dışı şirket ticaret sicilinden terkin edildiği için azil davasının dava şartlarının bulunmadığı…” tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili , bilirkişi raporunun haksız rekabeti ispatladığını, ancak husumet ehliyeti yönünden rapora katılmadıklarını beyan etmişler, davalı vekili de bilirkişinin lehe olan tespitlerine aynen katıldıklarını bildirmişlerdir.
Toplanan tüm delillere, iddia ve savunmalara, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre;
Davacı …’un 07.07.2014 tarihinde 6102 sayılı TTK ‘nun geçici 7.maddesi uyarınca sicilden terkin edilen …Şti’nin, diğer davalı … ile birlikte ortağı olduğu hususunda çekişme yoktur. Mahkememize iş bu davanın açıldığı 29.04.2014 tarihinde ise dava dışı şirketin tüzel kişiliğinin ayakta olduğu sabittir. Ancak, mahkememize öncelikli olarak rekabet yasağına aykırılık sebebiyle tazminat istemli açılan bu davada, 6102 sayılı TTK’nun 626/2.maddesinde düzenlenen; ”Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. Şirket sözleşmesi ortakların onayı yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını öngörebilir.” hükmü uyarınca davalı …’un şirket müdürü sıfatıyla sorumlu tutulabileceği ve dahi haksız eylemin koşulları var ise yeni kurulan diğer davalı …Şti.’de haksız eyleme müdür ile beraber iştirak ettiği için sorumlu olacak ise de, ilgili madde de rekabet yasağına aykırılığın yaptırımı düzenlenmediği, oysa davalı …’un müdür sıfatıyla tüm ortakların yazılı iznini almadan, dava dışı şirketin faaliyet gösterdiği alanda çalışmak üzere iştigal sahası aynı olan davalı Limited şirketi kurduğu ve şirket ünvanının ekini oluşturan Bis Uluslararası ibaresinide aynen kullandığı, ayrıca şirket ana sözleşmesinde de rekabet yasağı aksine hüküm bulunmadığı, dolayısıyla davalıların eylemlerinin haksız rekabet fiilini oluşturduğu, ancak şirket müdürünün rekabet yasağını ihlal etmesi halinde TTK 644/(1)-a maddesi yollamasıyla TTK 553 madde uyarınca şirket tüzel kişiliği tarafından müdüre karşı sorumluluk davası açıp uğradığı doğrudan zararın tazminini talep edebileceği, ya da şirket ortağı tarafından açılacak davada uğranılan zararın şirket tüzel kişiliğine verilmesi talepli dava açılabileceği, oysa somut davada, davacı şirketi ortağının haksız rekabet sonucu uğranılan zarardan sorumlu davalılardan, zararı talep etmesine rağmen , bunu kendi adına talep ettiği, şirket adına talep etmediği, oysa haksız rekabet durumunda dava açma hakkının ekonomik çıkarları zarara uğrayan ya da zarar görme tehlikesine maruz kalan kimseye tanındığı, tüzel kişilerde doğrudan zarara uğraması söz konusu olmayan ortakların ve yönetim kurulu üyelerinin şahsen dava açma hakları olmadığı, bu durumdan haksız rekabet fiili yönünden davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, dava dışı zarara uğrayan şirketin tüzel kişiliğininde bulunmadığı, ayrıca iş bu davanın doğrudan doğruya şirketin zarara uğraması sebebiyle sorumluluk davası da olmadığı gibi bu halde dahi mevcut zarardan doğan tazminatın şirkete verilmesinin talep edilebileceği, davacının bu yönde talebini bulunmadığı,
Davacı yanca ayrıca davalı müdür …’un müdürlük görevinden azline karar verilmesi talep edilmiş ise de ve davacının TTK 630/2 madde uyarınca dava açma hakkı var ise de dava dışı …Şti’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 07.07.2014 tarihinde sicilden re’sen terkin edildiği ve tüzel kişiliğinin sonlandırıldığı anlaşılmakla azil davasının dava şartlarının bulunmadığı, davacının ortağı olmadığı, davalı şirket yönünden müdürün azlini isteyemeyeceği,
Açıklanan sebeplerle mahkememize açılan iş bu davada davanın aynı davada istenebilecek uyumlu taleplere göre haksız rekabet sebebiyle sorumluluk – tazminat davası yönünden husumet sebebiyle ve davalı …’un dava dışı şirket…Şti müdürlüğünden azli istemi yönünden şirket tüzel kişiliğinin terkin edilmesi sebebiyle dava şartı bulunmadığından davanın reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)DAVANIN TALEPLERE GÖRE HUSUMET SEBEBİYLE VE DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90-TL harcın peşin alınan 25,20-TL harçtan mahsubu ile 10,70-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
3-)Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalılar tarafından yapılan 70,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-)Davalılar duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-)Davacı/davalılar tarafından yatırılan gider /delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/davalılar/vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …