Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/262 E. 2018/1125 K. 07.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/262 Esas
KARAR NO : 2018/1125
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/02/2007

BİRLEŞEN İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2007/199 ESAS 2007/113 SAYILI DOSYASI
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 13/03/2007

KARAR TARİHİ : 07/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Asıl davada davacı vekili mahkememize verdiği 16/02/2007 harç tarihli dava dilekçesi ile; öncelikle takibe konu icra dosyası bedelinin ve alacağın % 15 fazlasınında mahkeme kasasına teminat mektubu mukabili alınarak takibi nve icra dosyasından ödemenin davanın sonuna kadar durdurulması ve icra dosyasında önceden konulan hacizlerin kaldırılmasını, müvekkili firmanın takip konusu senet bedelinin 228.405,37 YTL kısmnı ferileri için borcu olmadığının aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden davalı … Ticaret A.Ş. Tarafından kambiyo takibine geçildiğini, müvekkili şirketin yeni hissedar ve yöneticileri 13.02.2007 tarihinde fabrikaya gelen hacizden tesadüfen öğrendiğini, icra dosyası incelendiğinde ilgili takibin usulsüz tebligatla kesinleştirildiğini, ve müvekkili firma aleyhine haciz işlemleri yapıldığının görüldüğünü ve buna ilişkin Bakırköy İcra Tetkik Merciinde şikayet ve itiraz da bulunulduğunu, müvekkili firmanın … San. ve Tic.A.Ş.’nin kambiyo takibine konu senedi tanzim tarihindeki Yönetim Kurulu üyesi olan ve müşterek imza yetkili solan … tarafından müşterek imza ile tanzim edildiğini, borçlandırılan şirket lehine senet düzenlenen şirket ve takip alacaklısı davalı şirket yöneticileri aynı kişiler olup muvazalı şekilde müvekkili şirketi kendi diğer şirketlerine borçlandırdığını ve bütün bu düzenlemelerin … ve eşi … ve diğer yöneticiler tarafından yapılan müvekkili firmayı zarara sokan işlemler olduğunu, bu borcun dayanağı olarak da …. Noterliği’nin 16.03.2006 tarih ve … yevmiye nolu 71.594,63 YTL bedelli temlikname tanzim edildiğini, bugüne kadarda bu temliğe ilişkin bir ödeme müvekkili şirkete yapılmadığı gibi eski şirket yöneticileri müvekkili firmayı büyük zarara uğratan muvazalı bir işlemle müvekkili firmayı borçlandırdığını, orantısız bir işlemle şüpheli alınıp alınmayacağı belli olmayan 71.594,63 YTL temlik karşılığı müvekkili şirketi haksız şekilde 300.000,00 YTL borçlandıran davaya ve takibe konu senedi tanzim ettiklerini, temlik miktarı bugüne kadar tahsil edilememesine rağmen 71.594,63 YTL alacak temlik edildiği kabul edilse bile muvazaalı olarak tanzim edilen kambiyo takibine konu 300.000,00 YTL bedelli senedin 228.405,37 TL’lik kısmı ve ferileri için müvekkili şirketin borçlu olmadığı ve ilgili senedin 228.405,37 TL’lik kısmının bedelsiz olduğunun açıkca meydanda olduğunu, bu nedenlerle takibe konu icra dosyası bedelinin ve alacağın % 15 fazlasınında mahkeme kasasına teminat mektubu mukabili alınarak takibi nve icra dosyasından ödemenin davanın sonuna kadar durdurulması ve icra dosyasında önceden konulan hacizlerin kaldırılmasını, davaya ve kambiyo takibine konu 300.000,00 YTL bedelli senedin 228.405,37 YTL’lik kısmı için ferileriyle beraber müvekkili firmanın borçlu olmadığnın tespitini, davalı takip alacaklısının kambiyo takibi için istemiş olduğu yıllık % 80 faiz talebinin reddi ile yıllık % 25 faiz uygulanarak borcun hesaplanmasına karar verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili mahkememize verdiği 24/04/2007 havale tarihli cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin bono üzerinde bono alacaklısı değil, iyi niyetli 3.kişi olarak ciranta yoluyla icra dosyasının alacaklısı olduğunu, müvekkili nin bu davaya taraf olmadığını, müvekkili şirketin dava dışı senet lehdarı … A.Ş.’ne 14.04.2003/…, 17.03.2005/…-… ve 28.03.2005/… nolu faturalarla sattığı malların bedelini ve diğer cari hesap alacaklarını tahsil etmek üzere dava dışı … Tic.A.Ş. İle 12.04.2006 tarihli “hesap mutabakat sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşme gereği dava dışı … Ticaret A.Ş.’nin müvekkili şirkete olan borcunu ödemesinin davacının keşide ettiği 16.03.2006 tanzim tarihli ve 08.05.2006 vade tarihli bonoyla yapılacağını, davacının temlikname ile ilgili iddialarının müvekkili şirketin 3.kişi olması nedeniyle kendilereni ilgilendirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili 13/03/2007 harç tarihli dava dilekçesi ile, müvekkili firma aleyhine ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden davalı … tarafından kambiyo takibine geçildiğini, müvekkili şirketin yeni hissedar yöneticilerinin 13.02.2007 tarihinde fabrikaya gelen hacizden tesadüfen öğrenildiğini, takip dosyasının incelendiğinde ilgili takibin usulsüz tebligat ile kesinleştirildiğini, müvekkili firmanın yetkilisi ve sigortalı çalışanı olmayan 3.bir kişiye tebligat yapılmak suretiyle ve müvekkili firma aleyhine haciz işlemleri yapıldığı görüldüğünü ve buna ilişkin Bakırköy İcra Tetkik Merciinde şikayet ve itiraz da bulunulduğunu, müvekkili firmanın kambiyo takibine konu senedi tanzim tarihindeki yönetim kurulu üyesi olan ve müşterek imza yetkilisi olan … ve … tarafından müşterek imza ile tanzim edildiğinin görüldüğünü, borçlandırılan şirket lehine senet düzenlenen şirket ve takip alacaklısı davalı şirket yöneticileri aynı kişiler olup muvazalı şekilde müvekkili şirket kendi diğer şirketlerine borçlandırdıklarını, bütün bu düzenlemelerin … ve eşi … ve diğer yöneticiler tarafından yapılan müvekkili firmayı zarara sokan işlemler olduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikle icra dosyası bedeli ve alacağın % 15 fazlasının mahkeme kasasına teminat mektubu mukabili alınarak takibin ve icra dosyasından ödemenin davanın sonuna kadar durdurulması ve bedel yatırılıp teminatla alacak garanti altına alındığında ilgili icra dosyasında önceden konulan hacizlerin kaldırılmasına tedbir mahiyetinde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalılara tebligat çıkartılmamış olup, davalılardan … Dış Tic.A.Ş. Vekili tarafından vekaletname ibraz edilerek dava dilekçesi kalemde tebellüğ edilmiş olup,süre uzatım talebinde bulunmuştur.
Feri müdahil … Lmt. Şrk. hakkında davacının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasından cebri tescil yoluyla adına kaydettirdiği taşınmazı tapudan satın alması nedeniyle …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında tasarrufun iptali davası açıldığı, açılan bu tasarrufun iptali davasında mahkememizin bu dosyasının sonucunun beklenilmesine karar verildiği, dolayısıyla verilecek karardan etkilenme ihtimali bulunduğundan davacı yanında feri müdahale talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Feri müdahil vekili beyanlarında; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava temliknameye dayalı düzenlenen bononun 228.405,37 TL’ lik kısmına yönelik kambiyo senedine dayalı borçlu olmadığının tespiti istemine, birleşen dava ise temliknamenin iptali ve bu temliknameye istinaden düzenlenen bononun 71.594,63 TL’ lik kısmına yönelik menfi tesbit davasına ilişkindir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır, bilirkişi raporları dosyaya celp edilmiştir.
Asıl ve birleşen davada mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, bilirkişi raporları, birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyası, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası içeriği, … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası içeriği, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esa sayılı dosyası içeriği ve … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esa sayılı dosyası, ….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası içeriği, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası içeriği, … Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu’nun … Soruşturma sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamına göre ; birleşen dosya davalısı … Tic. A.Ş. tarafından …. Noterliğinin 16/03/2006 tarih ve … yevmiye nolu işlemi …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki, …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki, …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki ve ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasındaki alacakların tüm ferileri ile birlikte davacı şirkete devredilmesi konusunda temliknamenin tanzim edildiği, temlikname bedelinin icra dosyasındaki alacak miktarlarına göre 71.594,63 TL olarak kararlaştırıldığı, temliknameyi temlik eden … Tic. A.Ş. adına yetkilisi …’ in imzaladığı, bu temliknameye ve temlik bedeline karşılık 16/03/2006 tanzim, 08/05/2006 vade tarihli 300.000,00 TL bedelli, keşidecisi …olan lehtarı … Tic. A.Ş. olan düzenlendiği, bonoyu davacı şirket adına … ve …’ ın imzaladığı, daha sonra bu bononun senet lehdarı … Tic. A.Ş. tarafından icra dosyası alacaklısı … Dış. Tic. A.Ş.’ ye ciro edildiği ve senedi ciro yoluyla devralan alacaklı … Dış. Tic. A.Ş.’ nin senedi …. Icra müd. … Esas sayılı dosyasında 19/10/2006 tarihinde davacı aleyhine takibe koyarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yaptığı anlaşılmaktadır. Öncelikle dava konusu bononun temliknameye dayalı olarak ve temlik bedeline karşılık düzenlendiği konusunda bir kuşku yoktur. Bu husus taraf beyanları ile sabit bulunduğu gibi, temlikname ile bononun tanzim tarihleri aynı tarih yani 16/03/2006 tarihidir. Söz konusu temliknamenin ve bu temliknameye dayalı olarak düzenlenen dava konusu bononun davacı … zararlandırmak amacıyla ve muvazaalı olarak düzenlendiği ve icra dosyası alacaklısı … Tic. A.Ş.’ ye muvazaalı olarak devredildiği aşağıda açıklanan nedenlerden anlaşılmaktadır. İlk olarak dava konusu temliknamede davacı şirketin imzası yoktur. Temlikname tek taraflı olarak … Tic. A.Ş. tarafından düzenlenmiştir. Bu temliknameye dayalı olarak tanzim edilen bonoda davacı şirket adına … ve …’ ın imzasının bulunduğu görülmektedir. … aynı zamanda temliknameyi temlik eden … Tic. A.Ş. adına tek taraflı olarak düzenleyen kişidir. Temliknameyi tek taraflı olarak düzenleyen … aynı zamanda davacı … borçlandıran bonoyu davacı şirket adına imzalayan kişidir. Yani hem davacı şirket adına ve lehine temlik eden, hem de davacı … borçlandıran iki işleme de imza atmıştır. Bu işlemleri imzalayan … aynı zamanda senet tanzim ve temlikname tarihinde senedin lehdarı … Tic. A.Ş. ‘ nin yönetim kurulu üyesidir. Davacı şirket adına bonoyu imzalayan diğer kişi … ise senet tanzim tarihi olan 16/03/2006 tarihinde senedi ciro yoluyla devralan takip alacaklısı … Dış. Tic. A.Ş.’ nin yönetim kurulu başkan yardımcısı ve davacı şirketin müşterek imza ile temsile yetkili kişisidir. Senedin ve temliknamenin düzenlendiği 16/03/2006 tarihi itibariyle davacı şirketin yönetim kurulu kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu ve davacı şirketin bu üç yönetim kurulu üyesinin en az ikisinin müşterek imzaları ile temsil edildiği de imza sirkülerinden anlaşılmaktadır. … aynı tarih itibariyle aynı zamanda davacı şirketin yönetim kurulu başkanlığı görevini yapmaktadır. Dolayısıyla … ‘ in aynı tarihte hem davacı şirketin yetkilisi, hem de temliknameyi düzenleyen … Tic. A.Ş.’ nin yetkilisi olduğu, … ‘ ın ise senet tanzim tarihi olan 16/03/2006 tarihinde senedi ciro yoluyla devralan takip alacaklısı … Dış. Tic. A.Ş.’ nin yönetim kurulu başkan yardımcısı ve davacı şirketin müşterek imza ile temsile yetkili kişisi olduğu, bu şekilde şirketler arasında fiili ve organik bir bağ bulunduğu açıktır. Mahkememizce temlik konusu icra dosyaları da dosya içerisine getirtilerek incelenmiştir. Buna göre temlik sözleşmesine konu …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında, …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında ve …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında yapılmış herhangi bir tahsilat bulunmadığı, her üç icra dosyasının da işlemden kalkmış bulunduğu, bu üç icra dosyasından da davacı şirket lehine herhangi bir ödeme bulunmadığı sabittir. Diğer dosya olan … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında ise gene davacı şirkete yapılmış bir ödeme ve tahsilat olmadığı, takip alacaklısı davalı …. Tic. A.Ş. Tarafından dava konusu senet takibe konulduktan sonra takip dosyası olan …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından 06/02/2007 tarihinde yazı yazılarak davacı … San. Ve Tic. A.Ş ‘ nin … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki alacaklarına haciz koydurulduğu, bu icra dosyasında Tekirdağ ili … köyü … parsel sayılı taşınmazın alacağa mahsuben davacı … San. Ve Tic. A.Ş ‘ ne ihale olunduğu, davacı şirketin bu taşınmazı cebri icra yoluyla satın aldığı ve adına tescili yaptırdığı, daha sonra tescil işleminden sonra takip alacaklısı … Dış. Tic. A.Ş.’ nin taşınmaza hemen haciz işlemi uygulattığı, ancak takip dosyası olan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip konusu borcun teminat olarak davacı tarafından tüm ferileri ile birlikte icra dosyasına yatırıldığı, bu nedenle taşınmaz üzerindeki ve ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki hacizlerin kaldırıldığı, hacizler kalktıktan sonra taşınmazın davacı tarafından tapuda feri müdahil … Lmt. Şrk. ‘ ne satışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Buradan da açıkça anlaşılacağı üzere her ne kadar davacı şirket icra dosyasından taşınmazı tescilen almış ise de, bu taşınmazı kendisi parasını ödeyerek almıştır. Yani icra dosyasına ve davacı hesabına 3. kişi tarafından yatırılmış herhangi bir para veya bedel yoktur. Davacı kendi hesabından taşınmaz bedelini ödeyerek taşınmazı adına kaydettirmiştir. Yani bu icra dosyasından da davacı lehine yapılmış herhangi bir tahsilat bulunmamaktadır. Ayrıca senet lehdarı buna rağmen hemen dava konusu bonoyu takibe koyarak davacının bedelini kendisi ödeyerek aldığı taşınmaza haciz koydurtmuştur. Dolayısıyla hem icra dosyasındaki alacak temlik edilmiş, hem de temlike dayalı senet alınarak bu senet icraya konulmak suretiyle temlik edilen icra dosyasındaki alacağa ve taşınmaza haciz işlemi uygulanmıştır. yapılan işlemlerin niteliği nazara alındığında her halükarda davacı lehine icra dosyasından herhangi bir kazanım olması mümkün olmayacaktır. Davalı takip alacaklısı … Dış. Tic. A.Ş.’ nin temlik ve senet tanzim tarihi olan 16/03/2006 tarihi itibariyle yönetim kurulu başkanının …, başkan yardımcısının … ve yönetim kurulu üyesinin … olduğu, temsile yetkili kişisinin ise münferiden … olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu senedin cirantası ve takip alacaklısı … Dış. Tic. A.Ş.’ nin münferiden imza ile temsile yetkili kişisi …’ bun aynı tarihte ve zamanda senedin lehdarı … Tic. A.Ş. ‘ nin ve davacı şirketin de yönetim kurulu üyesi olduğu ticaret sicil kayıtları ile sabittir. Tüm bu somut açıklamalar değerlendirildiğinde ; her üç şirket arasındaki fiili ve organik bağlar, bir kısım ortakların ve temsilcilerin aynı kişiler olması, nazara alındığında dava konusu temliknamenin ve bononun davacı … borçlandırmak ve zararlandırmak amacıyla muvazaalı olarak düzenlendiği, bu muvazaanın ve senedin davacı … borçlandırmak ve zararlandırmak amacıyla muvazaalı olarak düzenlediğinin aradaki bu fiili ve organik bağlar ve özellikle dava konusu senedin cirantası ve takip alacaklısı … Dış. Tic. A.Ş.’ nin münferiden imza ile temsile yetkili kişisi …’ nun aynı tarihte ve zamanda senedin lehdarı … Tic. A.Ş. ‘ nin ve davacı şirketin de yönetim kurulu üyesi olması nazara alındığında asıl dosyamızda davalı olan ciranta-alacaklı … Dış. Tic. A.Ş. tarafından bilinmemesinin mümkün olmadığı, bilinmediği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenlerle takip yapan ciranta-alacaklı … Dış. Tic. A.Ş.’ nin iyiniyetli olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile de sabit bulunduğu üzere davalıların ticari defterlerinde davacı aleyhine tahakkuk etmiş herhangi bir borç kaydının bulunmadığı sabittir. Bilirkişi incelemesi aşamasında her ne kadar davacı şirket ticari defterlerini sunmamış ise de bu davacı aleyhine sonuç doğurmaz. Zira dava konusu bononun ve temlikin davacı defterlerinde kayıtlı olması ve olmamasının sonuca etkisi yoktur. Çünkü temlik ve senedin tanzim tarihinde zaten davacı şirketin yönetim kurulu kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu ve davacı şirketin bu üç yönetim kurulu üyesinin en az ikisinin müşterek imzaları ile temsil edildiği nazara alındığında ticari defter kayıtlarının bu kişiler tarafından oluşturulduğu da göz önüne alınırsa bu kayıtlara itibar etmek mümkün değildir. Zira zaten HMK.nun 220/1 Maddesi uyarınca ileri sürülen hususların ispatı için davacının ticari defterlerinin ibrazı ve incelenmesinin zorunlu olmadığı, mevcut delillerin hüküm vermek için yeterli olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Bu nedenlerle her iki dosyadaki menfi tesbit isteminin kabulüne ve birleşen dosyada temliknamenin iptaline dair verilen kararımızın temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 26/01/2017 tarihli … esas … karar sayılı ilamı ile ” Davada taraf olan şirketlerin ortaklarının aynı kişiler olması her bir şirketin bağımsızlığını ortadan kaldırmaz. Diğer yandan senedin muvazaalı düzenlendiği iddiasında bulunan asıl ve birleştirilen dosya davacısı kendi muvazaasına dayanamayacağı gibi bu yönde yazılı delil de sunmamıştır. Ticari şirketlerin bağımsızlığı gözetildiğinde somut olayda temsilcinin temsil hakkını kötüye kullandığı da kanıtlanamamıştır. Mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, delil takdirinde ve hukuki yorumda hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden asıl ve birleştirilen dosya davalıları yararına bozulmasına karar verilmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Akabinde Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12/03/2018 tarihli 2017/4170 esas 2018/1127 karar sayılı karar düzelmte ilamı ile; asıl ve birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılan Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin … esas, … karar ve 26/01/2017 günlü ilamına uyulmuş, davada taraf olan şirketlerin ortaklarının aynı kişiler olması her bir şirketin bağımsızlığını ortadan kaldırmayacağı, diğer yandan senedin muvazaalı düzenlendiği iddiasında bulunan asıl ve birleştirilen dosya davacısı kendi muvazaasına dayanamayacağı gibi bu yönde yazılı delil de sunmadığı, ticari şirketlerin bağımsızlığı gözetildiğinde somut olayda temsilcinin temsil hakkını kötüye kullandığı da kanıtlanamaması nedeniyle, asıl ve birleşen dava dosyası yönünden davanın reddine, davalıların kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığından talebin reddine; ayrıca mahkememizce asıl davada 19/02/2007 tarih, birleşen dava dosyasında 20/03/2007 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararlarının, davanın reddolunması sebebiyle hükümle birlikte kaldırılmasına, karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-)Davacının asıl ve birleşen dava dosyası yönünden davanın reddine,
2-)Davalıların kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığından talebin reddine,
Mahkememizin 2018/262 Esas sayılı dosyasında
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90 TL harcın, peşin alınan 3.083,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.047,60-TL harcın karar kesinleştiğinde iadesine,
4-)Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-)Asıl davada davalı duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 19.654,32-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak asıl davalıya verilmesine,
6-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı gider avansından artan bakiyenin davacıya/vekiline iadesine,
Birleşen … ATM nin … Esas sayılı dosyasında
7-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90 TL harcın, peşin alınan 966,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 930,70-TL harcın karar kesinleştiğinde iadesine,
8-)Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
9-)Birleşen dosya davalıları duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 8.225,41-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak birleşen dosya davalılarına verilmesine,
10-) Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı gider avansından artan bakiyenin davacıya/vekiline iadesine,
Dair davalılar vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş günlük süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2018

Katip …

Hakim …