Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/241 E. 2021/240 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/241 Esas
KARAR NO : 2021/240
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2018
KARAR TARİHİ : 18/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Kumaş ticaret ile uğraşan vekiledenlerinin, aynı işle uğraşan davalı ile 30.09.2012 tarihli yazılı sözleşme yaparak fiyatı 3,50 Mt/TL den 1 yıl vadeli olarak faturası malların tamamının tesliminden sonra kesilmek üzere üç renk denim gabardin kumaş alımı yaptığını, bu sözleşme esnasında davalının muhasebecisi … isimli şahıs tarafından düzenlenen sadece 40.000 USD ibaresi içeren, davacı … TEKSTİL kaşesi ve imzası ile şirket yetkilisi davacı …’in imzasını taşıyan kambiyo senedini satıcı davalı …’a teminat olarak teslim ettiğini, adi yazılı sözleşmede bononun teminat olarak verildiğinin özellikle belirtildiğini ve taraflarca imzalandığını, davalının sattığı malları usun süre tesliminden kaçtığını, nihayet sözleşme tarihinden beş ay sonra kumaşların 1/4 ‘ünü teslim ettiğini, bu teslimden hemen sonra vekiledeninin Bağcılar adresinde bulunan deposunun, … Sulh Ceza Hakimliği arama el koyma kararına istinaden … İlçe Emniyet Müdürlüğünce basıldığını ve bir kısmının davalı …, bir kısmının … Tekstil firmadan alınmış olan kumaşların tamamına çalıntı olduğundan bahisle el konulduğunu, vekiledeninin malların tamamının tesliminden sonra faturasının kesilmek üzere alındığını söylediğini, ancak davalı …’ın … Tekstile hiç kumaş satmadığını beyan ederek olayı inkar ettiğini, başlarına böyle bir olay gelen vekiledenlerinin davalı …’a tazminat olarak bırakılan senedi defalarca geri istediğini, senedin kaybolduğunu, bulunduğu zaman hemen iade edileceği cevabıyla oyalandığını, davalı …’ın daha sonra iş bu senedi düzenleyerek … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… E sayılı dosyasıyla takibe koyduklarını, vekiledenlerinin … İcra Hukuk Mahkemesi’ne 2017/ … E sayısıyla açığı davanın süre yönünden reddolduğunu, takibe konu senetle ilgili ayrıca … Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/… soruşturma numaralı dosyasıyla suç duyurusunda bulunduğunu, bu soruşturma kapsamında … tarafından 2012 yılındaki kumaş alım satım işinin ikrar edildiğini beyanla, davanın kabulü ile, vekiledenlerinin davalıdan nakden bir borç almadıkları halde haksız şekilde … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… E sayılı dosyasına ödemek zorunda kaldıkları 646.755,00-TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafın dava dilekçesinde, müvekkilinin kendilerine kumaş sattığını kabul ettiğini, …. İcra Müdürlüğü 2016/… E. Sayılı dosyası ile takibe konulan 15.06.2013 düzenleme tarihli, 30.11.2013 vade tarihli 140.000 USD bedelli senedin müvekkilinin davacılara yaptığı kumaşların bedeli olarak müvekkile verildiğini; ancak davacıların senedin vade tarihinde ödeme yapmadıklarını, alacağını alamayan müvekkili tarafından senedin icraya konulduğunu ve dosya borcunun tahsil edildiğini, davacıların senette tahrifat yapıldığına ilişkin iddilarının asılsız ve kötüniyetli olduğunu, bu hususun savcılık dosyası ile sabit olduğunu, davacıların borcu olmadığına ve senette tahrifat yapıldığına ilişkin iddialarının asılsız olduğu, gerek soruşturma dosyası gerekse İcra Mahkemesi kararıyla sabit olduğunu, borçtan kurtulmak için son çare olarak huzurdaki davayı açtıklarını beyanla, davanın reddine, Kötüniyetli olarak dava açan davacı aleyhine dava değerinin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetlerine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; …. İcra Müdürlüğü 2016/… E. Sayılı dosyası, …. İcra Hukuk Mahkemesi 2017/… E. -2017/… K. Sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/… Soruşturma sayılı dosyası, ticari kayıtlar ve defterler, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin, deliline dayanmışlardır.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… E sayılı takip dosyasında; alacaklı … tarafından borçlular …, … İç ve Dış Tic Ltd Şti aleyhine 140.000,00-USD senet (398.706,00-TL), 12.040,19-USD Senet faizi (30.11.2013-08.04.2016) (34.289,26-TL) olmak üzere toplam 152.040,19-USD (432.995,26-TL) alacağın tahsili için 12/04/2016 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği anlaşılmaktadır.
Getirtilip incelenen … Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/… Soruşturma sayılı dosyası kapsamına göre; Müşteki …’in şikayeti üzerine Şüpheli … hakında Bedelsiz Senedi Kullanma, Resmi Belgede Sahtecilik, Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma suçlarından yapılan soruşturma sonucunda senet üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde müştekinin iddia ettiği gibi sonradan ilave yapıldığına dair bir husus bulunmadığı, senetteki tüm yazı ve rakamların sırası dahilinde ve birlikte yazılmış olduğu şeklinde tespit yapıldığı, buna göre şüphelinin iddialarının doğru olmadığı anlaşılmakla olayla ilgili olarak kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Getirtilip incelenen … Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/39608- … Soruştumra/karar nolu dosyasında müşteki … , şüphelisi … olup, 25.04.2013 tarihli karar ile ; şüpehli … hakkında hırsızlık malını bilerek satın alıp kabul etme suçundan … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/ … Esas sayılı dava dosyası ile kamu davası açıldığı, eylemin ayrı bir suç teşkil etmediği anlaşılmakla şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/ … E sayılı dosyasında; 15.09.2015 tarihli karar ile; ”.. sanıklar … … ve … hakkında suç eşyasının satın alınması suçundan cezalandırılmaları istemi ile açılan kamu davasında sanıkların suç işleme kastı olmadığı, malların hırsızlık olduğunu bilmedikleri ve yüklenen suç açısından kast veya taksirinin bulunmadığı anlaşıldığından sanıkların CMK 223/2-c maddesi gereğince sanIkların ayrı ayrı beraatlerine…” karar verildiği anlaşılmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı yanın davalı ile yaptığı ticari ilişkiden kaynaklanan teminat senedinin haksız tahsilinden kaynaklanan istirdat davasıdır.
Davacı yan; taraflar arasında yapılan 30.09.2012 tarihli kumaş alım satım sözleşmesinin teminatı olarak davalıya 40.000 USD bedelli senet verdiğini, ancak davalının bu senedi tahrif ederek 140.000 USD üzerinden takibe koyduğunu ileri sürerek ödemiş olduğu tutarın istirdadını talep etmiş, davalı yan ise davacıya bir kısım kumaş mallarını deposunda saklaması ve müşteri bulması halinde satması için verdiğini, ancak davacının malları satıp parasını ödemediğini, daha sonra kendisine malların karşılığı olarak 150.000 USD tutarlı senet verdiğini, vadesinde bunu da ödemeyip indirim isteyince dava konusu takibe konulan 15.06.2013 düzenleme ve 30.11.2013 vade tarihli 140.000 USD bedelli senedin verildiğini, davacıların vade tarihinde ödeme yapmaması üzerine de senedin icraya konulduğunu savunmuştur.
Taraflar arasında 30.09.2012 tarihli kumaş alım satım sözleşmesi bulunduğu, buna göre davacının kumaş alıp, karşılığında teminat olarak 40.000 USD bedelli senet verdiği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır, çekişme takibe konulan 15.06.2013 düzenleme ve 30.11.2013 vade tarihli 140.000 USD bedelli, üzerinde “NAKDEN” ibaresi bulunan senedin, teminat olarak verilen 40.000 USD tutarlı senedin tahrif edilmesi suretiyle elde edilip edilmediği, ispat külfetinin taraflardan hangisinde olduğu ve nihayet dava konusu tutarın istirdadının gerekip gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
… Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/… Soruşturma sayılı dosyası kapsamına göre; dava konusu senet üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, senetteki tüm yazı ve rakamların sırası dahilinde ve birlikte yazılmış olduğu, sonradan yapılan bir ilavenin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır (HMK’nın m. 191/1, TMK m. 6). Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır.
Bonoda yazılı bulunan bedel kaydının hem borçlu hem de alacaklı tarafından talil edilmesi hâlinde ispat yükünün hangi tarafta olduğu hususu da üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bonodaki bedel kaydının her iki tarafça talil edilmesi hâlinde ispat yükü borçlu üzerindedir. Diğer bir ifade ile bu durumda ispat yükü yer değiştirmez. HMK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası ve TMK’nın 6. maddeleri uyarınca borçlunun bononun bedelsiz olduğunu ispat etmesi gerekir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2017/19-821 K. 2019/58)
Somut olayda; davacı borçlunun satın almış olduğu mal karşılığı dava konusu senedi teminat olarak davalıya verdiğini ileri sürerek senedin ihdas nedenini talil ettiği, öte yandan davalının da kumaş sattığını, bunun karşılığında senet aldığını belirterek ihdas nedenini talil ettiği, senet metninde teminat olduğuna ilişkin bir ibarenin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayın ve değinilen hukuksal durumun değerlendirilmesi sonucunda; takibe konu senedin üzerinde ihdas sebebinin “nakden” olarak yer aldığı halde, her iki tarafında ihdas sebebini talil ettiği, bu durumda Hukuk Genel Kurulu kararında da belertildiği üzere ispat yükünün yer değiştirmeyip davacı üzerinde bulunduğu, dosya kapsamında bulunan delillere göre davacıların dava konusu senedin teminat olarak verildiğine ve bedelsiz olduğuna ilişkin elverişli bir kanıtının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine, ihtiyati tedbir kararı bulunmayıp, İİK.m.72/4 uyarınca davalının alacağını geç alması gibi bir durum söz konusu olmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalı yanın kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-) Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 59,30-TL maktu red harcının peşin alınan 11.044,96-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 10.985,66-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine ,
4-) Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
5-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 49.387,75-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
6-) Davacı/davalı tarafından yatırılan gider /delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde, davacı/davalı/vekillerine iadesine,
Davacılar ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/03/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır