Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/217 E. 2019/351 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/217 Esas
KARAR NO : 2019/351

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2018
KARAR TARİHİ : 17/04/2019
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, taraflar arasında 20.07.2017 tarihli alım satım baskı sözleşmesinin bulunduğunu, davalı şirketin 01.01.2017-31.12.2017 tarihli faturalardan kaynaklı 24.086,04 TL tutarında cari hesap borcunun bulunduğunu, davalının Bursa … Noterliği’nden 17.01.2018 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ederek 110.000,00 TL’nin mahsubu ile bakiyenin iadesini talep ettiğini, Beşiktaş …Noterliği’nden 01.02.2018 tarihli… yevmiye sayılı ihtarnamesi ile, davalı tarafından bildirilen hususların davacı tarafından kabul edilmediğini, ürünlerin teste gönderildiğini ve test sonucunun davalı ile paylaşıldığını, yazışmalar sonucunda 07.11.2017 tarihinde yeni baskı (klişe küçültmesi) için onay alınarak üretim yapıldığını, 14.11.2017 tarihli …numaralı FT düzenlendiğini, ürünlerin 14.11.2017 tarih ve …nolu irsaliye ile davalıya gönderildiğini, davalının 01.02.2018 tarihi itibariyle 24.086,04 TL borcunun bulunduğunu, Beşiktaş … Noterliği 01.02.2018 tarih …yevmiye sayılı ihtarnamesini davalının 02.02.2018 tarihinde tebliğ aldığını, ancak verilen 3 günlük sürede borcun ödenmediğini, ticari ilişki çerçevesinde davalı şirketinin bir kısım ödemeler yaptığını 24.086,04TL bakiyesinin kaldığını, bu tutarın cari hesap ekstrelerinde görüldüğünü, bu tutarın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının itirazıyla takibin durduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu beyanla alacağın %20 ‘dan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, davacı tarafından bildirilen hususları kabul etmediklerini, taraflar arasında 20.01.2017 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre alınan ürünlerde hataların bulunduğunu, bunun davacıya bildirildiğini, hatalı ürünlerin 2000 m² lik bölümünü davacının kabul ederek fiyat farkı faturası düzenlenmesi hususunda anlaşıldığını, 9.725 m² için test çalışmalarının devam ettiği sonuç hakkında bilgi verileceğinin bildirildiğini, ellerinde kalan hatalı ürünlere dair çözüm üretilemediğini, davalının ayıplı mallar nedeniyle büyük zarara uğradığını, ticari mallardaki ayıbın kullanımla ortaya çıkan türde ayıp olduğunu, bu ayıpla ilgili olarak davacıya yasal süresi içerisinde ihtarda bulunulduğunu, davacı şirketten hatalı ürünleri iadesi ya da hurdaya verilmesi hususunda bilgi beklendiğini, delil tespiti amacıyla Bursa …Sulh Hukuk Mahkemesi’nden talepte bulunulduğunu … Değişik İş Kararı ile keşif yapıldığını, bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespitte; ” kullanılmayacak durumda… markalı kağıtlardan 11.000 m² ve boyalı olan … markalı rulo halindeki kağıtlardan kullanılmayacak durumda 5.000 m² mal tespiti yapılmıştır.” denildiğini, davacı tarafından başlatılan icra takibine yasal süresi içerisinde itiraz ettiklerini beyanla davanın reddi ile takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Dilekçe teatisinin tamamlanmasından sonra Mahkememizce ön inceleme yapılmış, uyuşmazlık tespit edilmiş ve tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Mahkememizce yürütülen tahkikat kapsamında davalı defterlerinin incelenmesi için Bursa Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, istinabe sureti ile yapılan inceleme sonucu tanzim edilen bilirkişi raporunda davalının kendi defterlerinde 2017 yılında 1 adet 40.010,88 TL devir ve 9 adet fatura toplamı 132.411,17 TL olmak üzere toplam 171.422,05 TL alacaklandırdığı, 42 adet havale7EFT kaydı ile toplam 149.318,00 TL ve 5 adet nakit ödeme kaydı ile toplam 21.864,00 TL olmak üzere toplam 171.182,00 TL borç kaydı ile borçlandırdığı, yıl sonunda hesapların bakiyesinin 1.240,05 TL olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili bu rapora karşı yazılı olarak sunduğu beyanı ile vekil eden ile davalı arasında yapılan 31/10/2017 tarihli 25/11/2017 onaylı kaşeli imzalı mutabakat mektubuna istinaden bakiyenin 21.741,90 TL olduğunun kabul edildiğini, icra safhasındaki bir alacak için irsaliyesi dahi olmayan 21/02/2018 tarihli iade faturasını vekil eden şirketin bilgisi dahilinde olmadan e faturayı sistemden düzenleyerek vekil edene gönderdiğini, Beşiktaş …Noterliği’nin 23/02/2018 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarnamesi ile faturanın iade edildiğini, davalı şirkete üretilen malların özel üretim olup 20/07/2017 tarihli alım satım sözleşmesine istinaden yapıldığını beyan etmiştir.
Davalı vekili bu rapora karşı yazılı olarak sunduğu beyanı ile icra takibine konu alacakları kaynağının davacı firmanın vekil eden firmaya verdiği ayıplı ürünler olduğunu, dolayası ile icra takibine miktar yönünden itirazları bulunmadığını, böyle bir borcun bulunmadığını beyan etmelerinin nedeninin ürünlerin ayıplı olması olduğunu, aksi halde, dosya miktarına itirazları olmadığını, vekil eden firmanın borcunun icra takibine konu edilen kadar olduğunu ancak bu borcun kaynağını ayıplı ürünler oluşturduğundan bu miktarın davacıya ödenmediğini beyan etmiştir.
Mahkememizce alınan 05/03/2019 tarihli ara karar ile 6100 sayılı yasanın 140/5.maddesi gereğince taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz mahkememize sunmadıkları belgeleri sunmaları, başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacı ile gereken açıklamayı yapmaları için 2 hafta kesin süre verilmiş, bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları hazır bulunmayan taraflara tebliğ ile ihtar edilmiştir.
Aynı ara karar ile taraf vekillerine ara kararda belirtilen hususlarda açıklama yapmaları için sürü verilmiştir.
Davacı vekili yazılı beyanı ile ürünler üzerinde inceleme yapılabilmesinin teknik bilgiyi ve laboratuvar ortamını gerektirdiğini, bu nedenle Almanya’da bir firmaya gönderilerek incelettirildiğini, gözle yapılacak bir tespit ile ürünlerin ayıplı olduğunu ifade etmenin teknik olarak mümkün olmadığını, bu ölçümü yapabilecek laboratuvarın Türkiye’de mevcut olmadığını, dolayısı ile talimat yolu ile seçilecek bilirkişi eli ile söz konusu tespitin yapılmasının mümkün olmadığını, dava konusu alacağın…, …, …,… seri numaralı faturalardan kaynaklandığını, davalı şirketin ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünlerin … seri numaralı faturaya konu özel sipariş ürünü olduğunu, ürünlerin 16/08/2017 tarihinde davalı şirkete … Kargo Ambarı ile gönderildiğini, davalnın 21/11/2017 tarihinde yani ürün tesliminin ardından 3 ayı geçkin bir süre sonra vekil eden şirkete ayıp ihbarında bulunduğunu, söz konusu ürünlere ilişkin davalı şirket müşterinin siparişini iptal etmesinin vekil eden şirketin yükümlülüğünde olmadığını, tabiri caiz ise ürünün elinde kalmasının davalının sorunu olduğunu, davalının icra safhasındaki borcu ödememek için iade faturası düzenleyerek gönderdiğini, bu faturanın Noter kanalı ile iade edildiğini, 2017 yılında vekil eden şirkete ait bir adet 2.836,01 TL tutarlı fiyat farkı faturası düzenlendiğini, bu faturanın da söz konusu ürünlere ilişkin olmadığını, söz konusu faturanın davalı şirket tarafından daha önceden satın alınan ürünlerin fiyatının fazla geldiğinin iddiası üzerine iyi niyet göstergesi olarak yapılan bir işlem olduğunu beyan etmiştir.
Davalı vekili yazılı beyanı ile, davacının cari hesap ve takibe konu alacağına dayanak ayıplı malların…ve… seri numaralı faturaya konu mallar olduğunu, malların ayıplı olduğunun 29/07/2017 tarihinde ortaya çıktığını, davacıya ait mail adresine mail atarak 29/07/2017 tarihinde ihbarda bulunulduğunu, sonrasında telefonda da bilgilendirildiğini, …seri numaralı faturaya istinaden onay mailine göre 21/09/2017 tarihli … seri numaralı 2.836,01 TL fiyat farkı faturası kesildiğini, 16/08/2017 tarihli ve…seri numaralı faturaya istinaden ise 21/02/2018 tarihli fatura ile silikonlu kağıt ve ıskarta olan bantların vekil eden tarafından iade edildiğini, UYAP üzerinde var olan mutabakat formunun doğru olduğunu beyan etmiştir.
Dava dayanağı takip dosyasının incelenmesinde davacı tarafından davalı aleyhine cari hesaba dayalı olarak başlatılan takip olup, ödeme emrinin davalı borçluya 22/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacı vekili dava dilekçesinde takibe konu cari hesap borcu dayanağını 01.2017-31/12/2017 tarihli faturalar olarak açıklamış, dava dilekçesi ekinde 18/08/2017 tarih ve …seri numaralı fatura, 18/08/2017 tarih ve… seri numaralı fatura, 16/08/2017 tarih ve … seri numaralı fatura, 14/11/2017 tarih ve … seri numaralı fatura ve 03/10/2017 tarih ve … seri numaralı fatura ve bu faturalara ait sevk irsaliyelerini sunmuştur.
Davalı tarafından davacıya gönderilen Bursa …Noterliği’nin 17/01/2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilk projeden kaynaklı 9725 m² ve ikinci projeden kaynaklı 12.350 m² ayıplı/hatalı ürün bulunduğu bildirilmiş; davacı tarafından davalıya gönderilen Beşiktaş …Noterliğinin 01/02/2018 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarnamesi ile üç farklı proje için ürün alındığı, teslimden çok sonra yapılan bildirim kapsamında ayıp ihbarı süresinde olmamasına rağmen 9750 m² … baskılı ürüne ilişkin ve …marka ürünlerin Almanya firması laboratuvarına gönderildiğini, gelen test raporunda mükemmele yakın üretim olduğunun kesinleştiği, karşılıklı anlaşma ile 2000 m² … klişeli ürüne ve oluşan kayıplara ilişkin fiyat farkı faturası kesilmesine mahsuba muvafakat verildiği, 12350 m² … marka üründe hiçbir ayıp bulunmadığı, müşterinin siparişi iptal etmesi üzerine 21/11/2017 tarihinde ayıp ihbarında bulunulduğu, 9750 m² … baskılı ürüne ilişkin olarak Almanya’da yapılan testi sonucuna göre ayıp ihbarını kabul etmediklerini, 12350 m² ürünün ayıplı olmadığını bildirerek 24.086,04 TL cari hesap borcunun 3 iş günü içinde ödenmesinin ihtar edildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki karşılıklı ihtarnamelerden anlaşıldığı üzere taraflar arasında 9750 m²…; 2000 m² … ve 12350 m² …marka ürün alım satımı olduğu, davalının ihtarnamesine göre 9750 m² … ve 12350 m² … marka ürünün ayıplı hatalı olduğunu bildirdiği görülmektedir.
Davalı vekili yazılı beyanı ile ayıp iddiasının … ve … seri numaralı faturalara konu ürünlere ilişkin olduğunu bildirmiştir. … seri numaralı faturanın incelenmesinde, 12350 m² ürüne ilişkin 16/08/2017 tarihli fatura olduğu, bu faturanın istinabe yolu ile yapılan incelemeye göre davalı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davalı açıklamasında ayıbın 29/07/2017 tarihinde ortaya çıktığını ve aynı tarihte mail yolu ile ihbarda bulunulduğunu bildirmiş ise de, ayıplı olduğu iddia edilen ürünlere ilişkin … seri numaralı fatura 16/08/2017 tarihli, sevk irsaliyesi ise aynı tarihlidir. Davalının açıklamasında yer alan diğer … seri numaralı faturanın ise, ticari defter dökümlerine göre 28/06/2017 tarihli olup, davacı tarafından davaya konu kılınmadığı görülmektedir. Nitekim davacı da 2836,01 TL miktarlı fiyat farkı faturasının dava konusu ürünlere ilişkin olmadığını beyan etmiş, davalı da fiyat farkı faturasının … seri numaralı faturaya ilişkin olduğunu bildirmiştir.
Davalı, takipten sonra, 12350 m² miktarlı ürün ve başka bir ürün için, 21/02/2018 tarih ve…seri numaralı iade faturası düzenlemiş, davacı bu faturayı faturanın tanzim tarihinden iki gün sonrasında Beşiktaş …Noterliği’nin 23/02/2018 tarih ve… yevmiye sayılı ihtarnamesi ile iade etmiştir.
Davacı dava dilekçesi ekinde cari hesap borcuna dayanak 5 adet fatura sunmuş olup bu faturalardan …, …, …,…seri numaralı faturalara konu ürünlere ilişkin davalının ayıp iddiası bulunmamaktadır ve bu faturalar davalı defterlerinde de kayıtlıdır.
Davalı ayıbın… seri numaralı ve 28/06/2017 tarihli fatura ve… seri numaralı ve 16/08/2017 tarihli fatura konusu ürüne ilişkin olduğunu, ayıbın 29/07/2017 tarihinde ortaya çıktığını beyan etmektedir . Davalının davacıya gönderdiği ihtarnamesinde, mail yolu ile 29/07/2017 tarihinde bildirildiği iddia olunan ayıp … markalı ürüne ilişkindir. Bu ürünün faturası ise 26/06/2017 tarihli … seri numaralı faturadır. Davacı, dava açarken takibe konulan cari hesaba konu alacağın dayanağı olarak bu faturaya dayanmamıştır. Davacının dava konusu kılmadığı, alacak iddiasına dayanak yapmadığı, bir diğer ifade ile alacak iddiasını sınırlandırdığı ve kendisini bağlayan faturalar arasında yer almayan faturaya karşı eldeki davada ayıp savunmasında bulunulması, Mahkememizce yerinde görülmemiştir. Kaldı ki davalı ihtarnamesinde, ayıp nedeni ile davacıdan talebini 9750 m² …ürünü ve 12350 m² diğer ürüne ilişkin olarak bildirmiştir. Davalının davacıya gönderdiği ihtarnamesinde, … seri numaralı faturaya ilişkin talebi bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının davasına konu kılmadığı ve davalının da ihtarnamesinde talebine konu kılmadığı bu faturaya dayalı ürünlere ilişkin fatura uyuşmazlık ve tahkikat konusu olarak görülmemiştir.
Her iki tarafın da beyanına göre, ayıp iddiası nedeni ile uyuşmazlık konusu olan fatura … seri numaralı fatura ve bu faturaya konu 12350 m² üründür. Bu faturanın tanzim tarihi ve sevk irsaliyesi tarihi 16/08/2017 tarihi iken, davalı ayıbın 29/07/2017 tarihinde ortaya çıktığını, aynı tarihte mail ile bildirildiğini iddia ettiğine göre, bu durumda, ayıp, 16/08/2017 tarihli faturadan ve sevkten evvel ortaya çıkmış olmaktadır. Davalı ihtarnamesinde, 12350 m² ürüne ilişkin evvelce mail ile bildirimde bulunulduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır; buna mukabil davacının cevabi ihtarında 21/11/2017 tarihinde ayıp ihbarında bulunulduğu bildirilmektedir. Davacı vekili, yazılı beyanında da aynı yönde beyanda bulunmuştur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesine göre ticari satışlarda; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, TBK’nun 223. maddesinin 2. fıkrası uygulanır.”
6098 Sayılı TBK’nun 223. maddesinin 2. fıkrasında ise; “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa hemen satıcıya bildirilmelidir. Bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 18/3. maddesine göre; “Tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden düşmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığı ile taaahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.”
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin istikrarlı uygulamasında, ayıp ihbarlarının da (fesih sonucunu doğurabileceğini düşünülerek) belirtilen yasa hükmündeki usullerle yapılması gerektiğini kabul etmektedir. Başka bir anlatımla tacirler arasındaki ayıplı mal satışından kaynaklanan uyuşmazlıklarda ayıp ihbarının tanıkla ispatı kabul edilmemektedir.
Bu yasal çerçevede, uyuşmazlık konusu … seri numaralı faturaya konu 12350 m² ürüne ilişkin ayıp iddiasının değerlendirilmesinde; davalının bu ürün için süresinde ve usulüne uygun şekilde ayıp ihbarında bulunduğuna dair delili bulunmadığı; davacının bu ürüne ilişkin ayıp ihbarının yapıldığı tarih olarak bildirdiği 21/11/2017 tarihinin ise söz konusu faturanın davalı defterlerine kayıt tarihinden ve sevk irsaliyesi tarihinden 3 aydan fazla sonrası olduğu, yukarıda açıklandığı üzere ayıp açıkça belli ise 2 gün içinde, açıkça belli değilse teslimden itibaren 8 gün içinde incelettirip bildirilmesi gerekir iken, somut durumda, bu sürelere riayet edilmediği, 6098 sayılı Yasanın 223/2.maddesinin uygulanması halinde dahi, davalının hemen ihbar yükümlülüğü bulunmasına rağmen, bu maddedeki yükümlülüğün yerine getirildiğinin davalı tarafından ispat edilemediği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, alacak iddiasında bulunan davacı, dava dilekçesinde alacağın dayanağı olarak 5 faturayı sunmuş, sonradan yaptığı açıklamada ise davalı defterlerinde kayıtlı olan ve davalının ayıp iddiasına konu olmayan 4 adet faturayı bildirmiştir. Bu hali ile davacı, takipteki alacağına dayanak faturaları sınırlandırmıştır. Bir diğer ifade ile davacı, bu davaya ve bu davanın dayanağı olan takipteki alacağının nedenini 4 adet fatura olarak açıklamış olmakla, Mahkememizce davacının iddiasına ve uyuşmazlığa konu kılmadığı fatura yönünden eldeki davada değerlendirme yapılamayacağı kanaatine varılmıştır. Burada davacı, bilirkişi raporundaki cari hesap dökümüne göre, son 4 faturayı davaya konu kılmıştır. Yapılan ödemeler, cari hesapta önceden işleyen borçtan mahsup edilegeldiğinde, esasen davalının ayıp iddiasına konu kıldığı fatura borcu ödenmiş olmaktadır. Bu halde, davacının davalı tarafından ödenen ve davaya konu kılmadığı fatura konusu mallara ilişkin ayıp savunmasının bu davada tartışılamayacağı sonucuna varılmıştır.
Bu nedenlerle, davalının da kabulünde olan asıl alacak miktarı yönünden itirazın iptalini talep etmekte haklı olduğu; alacak miktarına itirazı bulunmayan, faturaları defterlerine işleyen ve alacağa dayanak yapılmayan faturaya ilişkin süresinde ayıp ihbarınad bulunmayan davalı itirazının haklı olmadığı; ihtarnamenin tebliğ tarihi 02/02/2018 ile verilen süre 3 iş günü eklendiğinde davalının asıl alacak yönünden 08/02/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, temerrüt tarihi ile takip tarihi 20/02/2018 tarihi arasında işlemiş avans faizinin re’sen yapılan hesaplamaya göre 84,30 TL olduğu, ne var ki davacının takipte daha düşük miktar talep ettiği nazara alınarak ve taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kabulü ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbu…İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasında vaki davalı itirazının iptali ile takibin 24.086,04 TL asıl alacak, 70,77 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
Hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında hesaplanan 4.831,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.650,15 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ile 120,78 TL peşin harcın ve davacı tarafından karşılanan 736,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 2.898,81 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 17/04/2019

Katip …

Hakim …