Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/216 E. 2018/971 K. 07.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/216 Esas
KARAR NO : 2018/971

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 06/03/2018
KARAR TARİHİ : 07/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekiledeninin davalı şirketin %5 hissedarı olup, şirketin diğer ortakları ise … %45, … %20, … %20, … %5, … %5 hissedarı olduğunu, şirketin Yönetim Kurulu üyeleri …, … ve … olup, şirketi müştereken temsile yetkili olduğunu, vekiledeni ile şirketin diğer ortakları arasında, sorunlar yaşandığını ve sorunların yargıya taşındığını, davalı şirket ortakları ve Yönetim Kurulunda yer alan şahısların, vekiledeni ile olan sorunları şirket ilişkilerine taşıdığını, hakkaniyete ve iyi niyete aykırı kararlar aldıklarını, 15/12/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı genel kurul toplantısının 2. maddesinde alınan karar ile Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunun oy çokluğu ile kabul edildiğini, şirketin net satışları yaklaşık olarak %15 artmasına rağmen zarar oluştuğunu, 2015 yılında 636.571,37-TL olan satış indirimlerinin, 2016 yılında 6.165.941,28-TL olduğunu ve önceki yıl baz alındığında artışın şirketin ticari teamüllerine uymadığının ortada olduğunu, 4. Maddesinde alınan karar ile, bilanço ve kar/zarar hesaplarının oy çokluğu ile kabul edildiğini, genel yönetim giderlerinin 2015 yılında 7.891.085,37-TL, 2016 yılında 9.297.935,54-TL olduğunu, Yönetim Kurulu üyelerine maaş, huzur hakkı, seyahat giderleri vb. adı altında ödenen tutarların tespit edilemediğini, bağımsız denetçi raporunda stok affı kasa ve ortaklardan alacaklara ilişkin yapılan matrah artırımını oluşturan tutarın detayının net olarak gösterilmediğini, 5. Maddesinde alınan karar ile Yönetim Kurulunun ibra edildiğini, vekiledeninin bu konuda olumsuz oy kullandığını , 7. Maddesinde alınan karar ile Yönetim Kurulu üyelerinden …’a 90.000,00-TL, …’a 40.000,00-TL, …’e 40.000,00-TL net olarak huzur hakkı ödenmesine karar verildiğini, işbu kararla Yönetim Kurulu üyelerine aylık 170.000,00-TL, yıllık net 2.040.000,00-TL huzur hakkı ödenmesi kararlaştırılmış olup, brüt tutar çok daha fazla olacağını, şirketin 2016 yılı itibariyle zararda olduğu ve yıllık karın yönetim kurulu başkan ve üyelerinin bir aylık huzur haklarını karşılamasının olanaksız olduğunu, kararlaştırılan miktarın çok yüksek ve şirket menfaatleri ile hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu beyanla davalı şirketin 15/12/2017 tarihli Olağan Genel Kurul kararında alınan 2,4,5 ve 7 no.lu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava sebebi olarak dile getirilen iddiaların tamamı soyut, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, davacının dile getirdiği tüm iddiaları, yazılı deliller ile kanıtlaması gerektiğini, davacının … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … E. sayılı dosyası ile görülen, tamamen başka bir genel kurul kararının iptali için açtığı davanın huzurdaki dava konusu ile bir ilgisi bulunmadığını 15.12.2017 tarihli Anonim Şirket Olağan Genel Kurulunda alınan 2,4,5 ve 7 nolu kararların, bağımsız denetçi raporuna uygun ve şirketin ticari bekasını sağlamak, ortakların tamamının menfaatlerini korumak adına alınmış kararlar olduğunu, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava ; TTK 445 maddeye dayalı olarak 15/12/2017 tarihli Olağan Genel kurul toplantısında alınan 2, 4, 5 ve 7 nolu kararların iptali talebine ilişkindir.
Davacı vekili 01/11/2018 tarihli elektronik imzalı dilekçesiyle; tarafların dava konusu hukuki ihtilaf üzerinde anlaşmış olması sebebiyle davadan feragat ettiğini, tarafların vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını beyan etmişlerdir.
Davacı vekilinin davadan feragate açıkça yetkili kılındığı dosyada mevcut vekaletname ile sabittir.
Davalı vekili de 06/11/2018 tarihli elektronik imzalı dilekçesi ile davacının davadan feragatı sebebi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiştir.
HMK MADDE 307- (1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Hükümleri uyarınca davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)Davanın feragat sebebiyle HMK 307 ve devamı maddeleri uyarınca REDDİNE,
2-)Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasını yer olmadığına,
3-)HMK 312/1 maddesi uyarınca davacı yanca yapılan tüm giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı yan yargılama gideri ve ücret-i vekalet talep etmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-)Davacı yanca yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya/vekiline iadesine,
Davacı vekili ve davalı vekilinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi . 07/11/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …