Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/206 E. 2018/1176 K. 17.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/206 Esas
KARAR NO : 2018/1176

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/03/2018
KARAR TARİHİ : 17/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket nezdinde kasko sigortalı araç sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, 23/10/2015 tarihinde saat 15,40 sularında … No:56/B önünde kırmızı ışıkta beklediği sırada davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazadan sonra düzenlenen kaza tespit raporunda, kaza sırasında geçerli bir poliçesinin bulunmadığının tespit edildiği, sigortalıya ait … plakalı aracın hasarının kasko poliçesi kapsamında karşılandıını, söz konusu kazada … plakalı aracın sürücüsünün kural ihlali nedeniyle hasar meydana geldiğini ve aynı zamanda davalı şirkete ait aracın kaza anında kanuni düzenlemelere göre yatırmak mecburiyetinde olduğu sigorta poliçesinin olmaması sebebiyle ödenmek zorunda kalınan tutar için davalılara rücu etme gereği hasıl olduğunu, kusur oranına isabet eden 18.234,60 TL’ nin ödenmesi için davalılara rücu taleplerinin iletildiğini, buna rağmen ödeme yapmayan borçlular aleyhine … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduklarını beyanla; davalıların haksız ve hukuka aykırı itirazlarının iptali ile takibin devamına, %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; icra takibine konu alacağın doğuran trafik kazasının haksız fiil olduğunu, tazminata konu trafik kazasının Adana’ na meydana geldiğini, müvekkilinin ve diğer davalının ikametgahının Adana olduğunu, bu nedenle icra takibinde ve itirazın iptali davasında Adana Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle öncelikle davanın yetki yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin aracını sevise bıraktığı sürede kazanın meydana geldiğini ve bu nedenle hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı … şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödenen ve … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile talep edilen tazminat miktarının neye istinaden ödendiğinin müvekkili tarafından bilinmediğini, bu nedenle davanın öncelikle usulden, ayrıca esasa ilişkin nedenlerle de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK’nun 67. Maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
TTK 5 md.uyarınca mahkememiz aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup,ticari davalar ve çekişmesiz yargı işleri ise TTK 4.md.düzenlenmiştir.
TTK’nun 1472 maddesi uyarınca, sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücu davası , bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsi nitelikte bir eda davasıdır. Sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsi ve rücuu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı cüz’i haleftir. Bu husus ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. 1954/11 K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da belirtilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 tarih 37-9 E.K. R.G.3.7.1944 sayılı; “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklindeki içtihadı gözönüne alınarak, haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlığın genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. (Yargıtay 20 HD 2016/1138-3906 E K sayılı, 04.04.2016 tarihli, Yargıtay 17. HDH 2015/16049-14786 E K sayılı, 22.12.2015 tarihli kararı)
Halefiyete dayalı olarak sigortalı yerine geçen davacı … şirketi yönünden de aynı kuralların geçerli olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası içinde söz konusu olacağı, davacının dava dışı sigortalı gibi dava açtığı ve davalının tacir kabul edilmesi başlı başına işin ticari bir dava olduğunu göstermeyeceği anlaşılmakla, davanın HMK 2 madde uyarınca genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
HMK 138(1) madde uyarınca dava şartı olan görev konusunda dosya üzerinden karar verilmesinin olanaklı bulunmasına göre davanın mahkememizin görevsizliği sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:
1-)İş bu davayı görmeye Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin HMK 114/(1)-c 115/(2) Maddeler uyarınca GÖREVSİZLİK nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 madde uyarınca dosyanın talep halinde ve karar kesinleştiğinde yetkili ve görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE ,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2018

Katip …

Hakim …

**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.**