Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/19 E. 2020/57 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/19 Esas
KARAR NO : 2020/57
DAVA : Tespit, Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/01/2018
KARAR TARİHİ : 06/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tespit, Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı şirketin sermayesinin %39,6’sına tekabül eden 1485 payına sahip olduğunu, davalı şirketin 27/12/2017 tarihinde yapılan 2016 yılını ait Olağan Genel Kurul toplantısında bilanço ve gelir tablosuna ilişkin soru ve bilgi alma taleplerinin davalı şirket tarafından haksız olarak reddedildiğini, davalı şirketin vekiledeninin bilgi alma taleplerini reddederken dayandığı gerekçelerin hukuka ve somut duruma uygun olmadığını, vekiledenine Genel Kurul toplantısında incelemesi gereken belge ve bilgilerin verilmediğini, şirketin kötü yönetilmesi nedeniyle şirket hakkında birden çok fazla dava açıldığını beyanla, TTK’nun 437(5) maddesi gereğince bilgi edinme haklarının sağlanmasını ve 27/12/2017 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında haksız olarak cevapsız bırakılan soruların, bilgi edinme kapsamında şirkette paysahibi olan vekiledenine cevaplandırılmasını talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının yasal süresinde işbu davayı açmadığını, davacının aynı Genel Kurul toplantısına dayalı hem özel denetim talep ederek, hem de işbu davayı açarak hakkını MK m. 2 anlamında kötüye kullandığını, somut olayda davanın esasa ilişkin yasal şartlarının mevcut olmadığını, bilgi alma sınırları bulunan bir hak olup, sınırların davalı şirketin hakkını teşkil ettiğini, bilgi alma ve inceleme hakkının bir diğer kanunî sınırı, hakkın kötüye kullanılmaması olup, bilgi alma hakkının kapsamını “şirketin işleri” şeklinde belirleyen TTK’nun 437(2) maddesi ile TTK’nun 392(1) maddesinin kapsamı ve derinliği arasında büyük fark olup, paysahibinin TTK’nun 392(1) maddesine dayanamayacağını, davacının şirket ortağı olup denetci olarak hareket edemeyeceğini, bütün ortaklara verilen bilgilerin aynısının kendisine de verildiğini, beyanla öncelikle davanın TTK m. 437(5)’de öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından usulden, aksi taktirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; TTK 437(5) maddeye dayalı bilgi edinme talebine ilişkindir.
Davalı şirket sicil dosyası, 27.12.2017 tarihli Genel Kurul Toplantı Tutanağı, hazirun cetveli ve eki tüm belgeler getirtilip incelenmiş, dava şartlarında bir eksiklik bulunmadığı ve 437 maddede bildirilen yasal sürede işbu davanın açıldığı ve davalı şirketin adresi itibarıyla Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, bilgi istenilen konuların; yurtiçi ve yurtdışı satışlara ilişkin olmak üzere ayrı ayrı satış yapılan kişiler, satış yapılan miktar, rekabet ortamının artırılarak sürdürülmesi için oluşturulan ve geliştirilen üstünlükler, SMM yönünden aynı şekilde en çok mal ve hizmet alınan ilk 5 satıcının sattığı mallar, işlem hacimleri, stoklar, satılan malların maliyetleri, satın alınan malın maliyet tablosu, net karlılıkta benzer artış sağlanamamasının sebepleri, faaliyet giderleri açısından; genel yönetim ve pazarlama giderleri, huzur hakkı, maaş, sosyal haklar (ilk 5 yönetici veya çalışanlar yönünden), finansal giderler yönünden; finansal giderlerin detay dökümünün verilmesi, kar – zarar yönünden olağan ve olağandışı gider, gelir ve zararlar ve karlar, dönen varlıklar, sabit kıymetler, kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklar konusundadır.
Davacı yanın bilgi alma hakkı kapsamında genel kuruldan önce incelemesi gereken tüm belgelerin sunulup sunulmadığı, davacının talep ettiği belgeler yönünden tamamen muhasebe işlemine ilişkin evraklar olmakla mahkememiz uzmanlık sahası dışında olduğundan bilgi alma hakkı sınırlarının aşılıp aşılmadığı ( dava dilekçesine eklenen belgeler listesi yönünden) hususunda mali müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılmak suretiyle rapor alınmıştır.
Mahkememizin 2018/285 esas sayılı dosyası getirtilip incelenmiş, işbu davada davacı tarafından özel denetim isteminin konusu 27.12.2017 tarihli genel kurul toplantısında; davalı şirketin 2016 yılına ilişkin olarak, şirket bilançolarında “Yapılmakta Olan Yatırımlar” hesabında görünen kalemin aydınlatılması, bilançoların “Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler” hesabında yapılan giderlerin mahiyeti ve konusunun aydınlatılması, şirketin “yönetim giderlerinin” hangi kalemlerden oluştuğunun aydınlatılması ve bu konularda bir kanuna aykırılık olup olmadığı ve şirket veya paysahiplerinin zarara uğrayıp uğramadıklarının tespiti amacıyla TTK m. 439 (1) uyarınca özel denetçi tayin edilmesi talep edilmiş, mahkememizce verilen 21/02/2019 tarihli kararın gerekçesinde; “….davacının genel olarak şirketin denetlenmesini talep ettiği ve bunu alışkanlık haline getirdiği, davacının yanın TTK 439(2) ve 440 madde içeriğinde tanımlanan kurucuların veya şirket organlarının kanunu ve esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi veya paysahiplerini zarara uğrattıklarını “İkna edici” şekilde ortaya koyamadığı, davacının özel denetime müraacat için bu hakkın paysahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğunu kanıtlayamadığı anlaşılmakla ” özel denetçi atanması talebinin şekli ve maddi koşullar yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre; 27/12/2017 tarihli Genel Kurul toplantısı tutanağı içeriğine, bilgi edinme hakkının kullanılmış ve ortak davacıya cevapların verilmiş olmasına, davacının bilgi almadığı iddiasının doğru olmamasına, bilgi alma hakkının yasal sınırları MK 2 madde olup, pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkını kötüye kullanmaması gerekliliğine, mahkememizin 2018/285 Esas sayılı dosyası içeriğine, bilgi alma ve inceleme hakkının keyfi olarak her türlü sorunun ve talebin yöneltilebileceği sınırsız bir hak olmadığına, nihayet davacının bilgi alma hakkı sınırları içerisinde gerekli cevapları almış olmasına göre talebinin reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-) Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 54,40-TL maktu red harcının peşin alınan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 18,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına ,
3-)Davacı yanca yapılan tüm giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Davacı/davalı tarafından yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/ davalıya/ vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kesin olarak oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/02/2020

Başkan …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Katip …
e-imzalıdır.