Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/189 E. 2018/320 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/189 Esas
KARAR NO : 2018/320 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/11/2012
KARAR TARİHİ : 18/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği 13.11.2012 tarihli dava dilekçesinde özetle; “08.02.2003 tarihinde …’ta meydana gelen trafik kazası neticesinde davacılar … ve …’ın oğulları ve farazi destekleri …’ın vefat ettiğini, meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkillerinin maddi ve manevi açıdan mağdur olduklarını, söz konusu kazanın oluşumunda davalı kurum bünyesine geçen … Sigorta A.Ş’ye … nolu poliçeyle sigortalanmış olan … plakalı aracın sürücüsü kusurlu ve sorumlu olduğunu, müteveffanın ise herhangi bir müterafik kusuru bulunmadığını, … Hesabı yönetmeliğinin 9. maddesi hükmü mucibince anılan tarihteki teminat limiti olan 30.000,00 TL nin müvekkillerine ödenmesi gerektiğini, davalıya iadeli taahhütlü usulde teminat limitleri içinde ödeme yapması ihtarının 18.10.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 8 günlük yasal sürede ödeme yapmayarak temerrüde düştüğünü belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili … için 500,00-TL, … için de 500,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın (destekten yoksun kalma tazminatı) ihtarnamenin tebliğ tarihinin 8 iş günü sonrası olan 06.11.2012 tarihinden itibaren ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize verdiği 24.12.2012 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın ceza zamanışımı yönünden zamanaşımına uğradığını, öncelikle …. Sigorta A.Ş’nin sorumluluğunun tespit edilmesi gerektiğini, müflis …Sigorta A.Ş’nin Karayolu Trafik Güvence Hesabı’na devrinin söz konusu olmadığını, Adli Tıp kanalıyla kazaya karışan tarafların kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, … Hesabından ticari faiz talep edilemeyeceğini, … Hesabı aleyhine karar verilirse ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz oranına hükmedilmesi gerektiğini, … Hesabının yargılama masraflarından da sigorta bedelinin tazminata oranı dahilinde sorumlu olduğunu, davanın kabul ve ret durumu gözetilerek müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, davanın zamanaşımı ve husumet yokluğundan ve ayrıca esastan reddine, aksi halde kusur ve tazminat yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak kaza tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 18.06.2014 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Müteveffanın babası …’ın destekten yoksun kalma nedeniyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının 12.445,63-TL olduğunu, Müteveffanın annesi …’ın destekten yoksun kalma nedeniyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının 11.473,60-TL olduğunu, Mahkemece takdir olunacak maddi tazminatların, davacıların davalı … Hesabına başvuru tarihini izleyen 8 işgünü sonraki tarih olan 06.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Hesabından tahsili gerektiği kanaatine varmıştır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra ; “-Davanın KABULÜ ile Davacı … için 11.473,60-TL destekten yoksun kalma tazminatının 06/11/2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, Davacı … için 12.445,63-TL destekten yoksun kalma tazminatının 06/11/2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin … E, … K sayılı 12.10.2017 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; “kaza sonucu davacıların desteği dahil birden fazla kişi kaybetmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK’ya göre zamanaşımı süresi 10 yıldır. Davaya konu trafik kazası08.02.2003 tarihinde meydana gelmiş, maddi tazminat istemini içeren asıl dava, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, 14.11.2012 tarihinde açılmıştır. Yargılama sırasında davacı taraf, 23.07.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat talebini arttırmıştır. O halde, mahkemece ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğradığından, ıslah edilen miktar bakımından davanın reddi gerektiği göz önüne alınmadan yazılı şekilde karar verilmiştir. Öte yandan, dava dilekçesindeki talebin biçimi ve kusur dağılımına göre davalı … Hesabının sorumluluğunun davalı … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı olan araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğu gözetilmeden, davalının diğer aracın sürücüsü olan desteğin kusurundan da sorumlu tutulması isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilerek nihayetlendirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; taraf vekillerinin beyanları, … 1. Ağır Ceza Mahkesinin 2011/78 – 2011/181 E – K sayılı kararı, dosyaya aldırılan bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki tüm evraklar kül halinde ele alındığında; 08.02.2003 tarihinde …’ta meydana gelen trafik kazası neticesinde davacılar …. ve …’ın oğulları …’ın vefat etmiş olduğu, meydana gelen trafik kazası sonucunda davacıların destekten yoksun kaldıkları, söz konusu kazanın oluşumunda davalı kurum bünyesine geçen … Sigorta A.Ş’ye … nolu poliçeyle sigortalanmış olan … plakalı aracın sürücüsünün dosyaya aldırılan kusur bilirkişi raporunda tam kusurlu ve sorumlu olduğu, müteveffanın ise herhangi bir müterafik kusuru bulunmadığı, … Hesabı yönetmeliğinin 9. maddesi hükmü mucibince davacılar lehine destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiştir.
2918 sayılı KTK’nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin özellikle 2. fıkrasında “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3. kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir. Görüldüğü gibi, BK’nun 60. ve 2918 sayılı KTK’nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir. (TBK’nun 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır.) 2918 sayılı Kanun’un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.Dahası söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK’nun 5.6.2015 tarih 2014/17-2198 2015/1495 sayılı kararı)
Davaya konu trafik kazası 08.02.2003 tarihinde meydana gelmiş, maddi tazminat istemini içeren asıl dava, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, 14.11.2012 tarihinde açılmıştır. Yargılama sırasında davacı taraf, 23.07.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat talebini arttırmıştır. Bu durumda, mahkemece ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla, asıl dava yönünden davanın kabulü ile ıslah edilen miktar bakımından açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Asıl dava ile açılan davanın Kabulü ile davacı … için 500.-Tl, … için 500.-Tl olmak üzere toplam 1.000.-Tl nin 06.11.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine
Islahla açılan dava zamanaşımına uğradığından Reddine,
2- Karar ve ilam harcı 68,31-TL nin, peşin alınan 99,45-TL den düşümü ile kalan 31,14-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, ( Mahkememizin 11.02.2015 tarih … Esas, … Karar, … nolu harç tahsil müzekkeresinin işlem yapılmaksızın iadesine, )
3-Davacı tarafından yatırılan 45,60-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 759,90-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 31,70-TL nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan 573,35-TL yargılama giderinden red edilen miktar oranlanarak takdiren 549,38-TL nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
8-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/04/2018

Katip

Hakim