Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/168 E. 2019/63 K. 25.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/168 Esas
KARAR NO : 2019/63
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2014
KARAR TARİHİ : 25/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili tarafından … aşnin … ilçesindeki … mah. … pafta … ada … parselde bulunan bir kısım inşaat işlerinin yapımını üstlendiğini, bu sözleşme gereğince davalı sigorta firmasıyla da 04/02/2013 başlangıç 04/08/2014 bitiş tarihli inşaat all risks sigorta poliçesi imzalandığını, 07/06/2013 tarihinde inşaat sahasında hırsızlık olayı yaşandığını, müvekkiline ait 43.832,55 TL bedelindeki bakır kabloların kimliği belirsiz şahıslarca çalındığını, müvekkili tarafından davalı firmaya yapılan müracaat üzerine oluşturulan 10/190407 dosya üzerinden davalı firmaca yapılan tetkikler üzerine 22.024,72 TL bedelin müvekkiline ödenmesinin kabul edildiğini ancak bu ödemenin yapılması için 3.şahıs … aş den de ibraname istendiğini, bu firma tarafından davalı firma tarafından istenen ibraname verilmediği için müvekkiline ödeme yapılmadığını, müvekkilinin uğradığı zararların tazmini için iş bu davanın açıldığını belirterek, davanın kabulü ile toplam 38.500,00 TL’nin sigortalıya müracaat tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini bilvekale talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 26/02/2014 havale tarihli davaya cevap dilekçesi ile, müvekkili sigorta şirketinin dilekçe ekinde bulunan inşaat sigortası poliçesi uyarınca dava dışı … aşnin sigortacısı olduğunu, davacının sigorta ettiren konumunda olduğunu, davacının tüm iddialarının gerçek dışı olduğunu, herhangi bir muvafakatnamenin müvekkili şirkete ulaşmadığının, davanın öncelikle sıfat yokluğu sebebiyle reddinin gerektiğini belirterek, davanın reddine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, sigorta sözleşmesinden kaynaklı hasar bedelinin tahsili istemiyle açılan maddi tazminat davasıdır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetime elverişli ve hüküm vermek için yeterli kabul edilmiş olup, usul ekonomisi gereği başkaca araştırma yapılmasına gerek görülmemiştir.
Bilirkişi raporunda özetle ; Gerçekleşen hasarın teminat kapsamı içerisinde kaldığını, olayda teminat dışı herhangi bir hal bulunmadığını, sigortacılık tekniğine ve mevzuatına göre ödenebilir hasar bedelinin 39.108,55 TL olduğunu ancak davacının talebinin 38.500 TL olduğundan bu değerin esas alınması gerektiğini, ödenmesi gereken habara, dava dışı … A. Ş.’nin …. Noterliği’nin 26/11/2013 ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin/yazısının/muvafaktnamesinin davalı şirkete ulaştığı tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiğini raporunda sunmuştur.
Dava daha önce Mahkememizin … Esas – … Karar sayılı 19/01/2015 tarihli kararı ile, ” … iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, poliçede sigortalı gözüken dava dışı … A.Ş’nin … Noterliği’nin 26/11/2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinde kendisine bir sorumluluk atfedilmemesi koşuluyla hasar bedelinin davacı şirkete ödenmesine muvafakat ettiği ve hatta aynı muvafakati 29/08/2013 tarihinde de verdiği, meydana gelen riskin teminat kapsamında kaldığı, teminat dışı herhangi bir durumun bulunmadığı, gerekçesiyle davanın kabulü ile 38.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ….” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Bu Mahkeme kararını davalı vekili temyiz etmiş olup, temyiz incelemesinin görüldüğü Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas – … Karar sayılı 18/01/2016 tarihli ilamıyla, ” … Ancak, dava dışı sigortalı … A.Ş. dosyada mevcut 29/08/2013 tarihli belge ve 26/11/2013 tarihli ihtarname ile davacıya, davalının 22.024,72 TL ödemesi için muvafakat vermiş olup, sigorta bedelini almaya hak kazanan sigortalının bu miktarın üstü için davacıya ödeme yapılmasına muvafakatı bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece, bu husus gözden kaçırılarak, sigortalının hasar bedelinin ödenmesine muvafakat ettiği gerekçesiyle davanın tamamen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması…” “şeklinde verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esas numarasına kaydı yapılıp incelemeye alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, Yargıtay Bozma İlamı ve tüm dosya kapsamına göre; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dava dışı sigortalı … A. Ş. Müzekkere yazılarak (İlgili dava dışı … şirketinin yeni ticaret ünvanının … A. Ş. Olduğu) söz konusu 38.500,00 TL muvakatinin bulunup bulunmadığı hususu sorulmuş 28/06/2018 tarihli müzekkere cevabında 22.024,72 TL nin ödenmesi konusunda muvafakat verildiği, 24/01/2019 tarihli müzekkere cevaplarında 38.500,00 TL ödenmesi konusunda muvakat beyanlarının olduklarını beyan etmesi de gözönüne alındığında davacı tarafından … A. Ş. ‘ nin Bursa ili … ilçesindeki … mah. … pafta … ada … parselde bulunan bir kısım inşaat işlerinin yapımının üstlenildiği, bu sözleşme gereğince davalı sigorta firması ile sigorta ettiren davacı arasında 04/02/2013 başlangıç ve 04/08/2014 bitiş tarihli İnşaat All Risks Sigorta Poliçesi imzalandığı, 07/06/2013 tarihinde inşaat sahasında hırsızlık olayı meydana geldiği, olayda davacıya ait bakır kabloların kimliği belirsiz şahıslarca çalındığı, davacı tarafından davalı sigortaya yapılan müracaat üzerine … sayılı hasar dosyası oluşturulduğu, ancak davalı sigorta şirketinin sigortalı olan … A. Ş. ‘ nin ibra vermediği, muvafakatnamenin kendilerine ulaşmadığı ve davacının dava açma hakkının bulunmadığı gerekçesiyle ödeme yapmaktan imtina ettiği, poliçede sigortalı gözüken … A. Ş. hem davacı şirkete ve hemde davalı sigortaya gönderdiği …. Noterliğinin 26/11/2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinde kendisine bir sorumluluk atfedilmemesi koşuluyla hasar bedelinin davacı şirkete ödenmesine muvafakat ettiğini ve hatta aynı muvafakati 29/08/2013 tarihinde de verdiğini beyan etmiş ve mahkememize gönderdikleri 15/05/2014 , 24/01/2019 tarihli yazı cevabında da muvafakat ettiklerini beyan etmişler (özellikle 24/01/2019 tarihli vermiş oldukları muvafakat yazısı gözönüne alındığında) ve muvafakat yazılarının örneklerini dosyaya göndermişlerdir. Dolayısıyla davalının itirazları yersiz bulunmakla meydana gelen riskin teminat kapsamında kaldığı, teminat dışı herhangi bir durumun bulunmadığı, bilirkişi raporu ile her ne kadar hasar bedeli 39.108,55 TL olarak hesaplanmış ise de, davacının talebinin 38.500,00 TL olduğu ve bu nedenle taleple bağlı kalınarak bu miktara hükmedilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-Toplam 38.500,00 TL tazminat tutarının davalıdan dava tarihi olan 13/01/2014 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davalıdan alınması gereken 2.629,94 TL karar harcının davacıdan peşin alınan 657,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.972,44 TL karar harcının davalıdan alınmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 4.585,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ilk gider 686,50 TL, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 274,25 TL tebligat ile posta gideri olmak üzere toplam 1.760,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan masrafın karar kesinleştiğinde talep halinde ve başkaca masraf yapılmadığı takdirde davacıya iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan masrafın karar kesinleştiğinde talep halinde ve başkaca masraf yapılmadığı takdirde davalıya iadesine,
Dair,Davacı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/01/2019

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA