Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/167 E. 2020/134 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/167 Esas
KARAR NO : 2020/134

DAVA :ALACAK
DAVA TARİHİ :31/03/2016
KARAR TARİHİ : 27/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat – Alacak davalarının (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde; davacı … ile davalı … arasında davalının hüküm ve tasarruf sahasında bulunan Eyüp İlçesi Elektrik Tesis İşleri’ni 10.02.2011 tarih ve … nolu sözleşme ile (… ihale kayıt nolu) davacının (yüklenici) üstlendiğini, 24.02.2011 tarihinde yer teslimi yapıldığı ve ihale dokümanını oluşturan şartname, birim fiyat tarifleri, proje ve açıklamalara uygun olarak, yüklenici davacının yükümlülüklerini ifa ettiğini, sözleşme ifasına başlandıktan sonra, idare tarafından 28.11.2012 günlü yazı ile 01/05/2012 tarihinden itibaren tuvanen kum dolgu farkından oluşan 117.110,05-TL borç tahakkuk ettiği, 28.286,51-TL cari hesap mahsubundan sonra 88.829,54-TL bakiyenin ödenmesi istendiğini, yine davalı idarenin 28/11/2012 tarihli yazı ile şevli/şevsiz farkından dolayı fazla ödeme yapıldığı ve bu ödemenin 01.05.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesinin istendiğini, bu konuda muaraza yaratılmak suretiyle cari hesap alacağından kesildiğini ve her iki kesintinin fatura edilerek davacı vekiledenine gönderildiğini, keşide edilen her iki fatura muhteviyatı kabul görmediğinden 6102 sayılı TTK’nun 21/2 maddesi ve 18/3 madde delaletiyle iade edildiğini, davacı tarafından 03.12.2012 tarih ve …sayılı yazı ile idare tarafı olan…’a başvuruda bulunularak, yapılan kesintilerin hangi hükümlere göre yapıldığı, miktarının hangi yöntemle hesaplandığı yönünde bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesiyle yasal dayanağın sorgulandığını, …’ın 06.12.2012 tarihli cevabi yazısında Sayıştay Başkanlığının 2011 yılı denetleme raporunu referans gösterdiğini beyanla, 10. hakedişte geriye dönük olarak yapılan toplamda 251.698,62-TL kesintinin, kesinti tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadını talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde;… no’lu dosya ile ihale edilen “Eyüp İlçesi Elektrik Tesis İşleri” işinde şartname gereği kesilen “yeraltı kablo kanalı işlerinin şevli/şevsiz fakından doğan ve toprak ve tuvenan kanal hacimleri fark hesabı” ile bulunan alacaklar ile “dolgu maddesi olarak kullanılan tuvenan yerine ince kum kullanılması ile oluşan alacağın” tahsili ile ortaya çıkan zararın tazmini talebiyle açılan davanın reddi gerektiğini, zira sözleşmenin ifası aşamasında Sayıştay Başkanlığının 2011 yılı denetleme raporunda, yüklenicinin projelerde kendiliğinden hiçbir değişiklik yapamayacağını, proje ve şartnamelere uymayan, eksik ve kusurlu oldukları tespit edilen işlerin yüklenici tarafından, yapı denetim görevlisinin talimatı ile belirlenen süre içerisinde bedelsiz olarak değiştirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılmak zorunda olduğunu, bir gecikme olması halinde sorumluluğun yükleniciye ait olduğunu, ancak yüklenici tarafından proje ve şartnameden farklı olarak yapılmış işlerin istenen özelliklere uygun olduğu idarece tespit edildiğinde, bu işlerin yeni durumları ile de kabul edilebileceğini ve fakat bu durumda yüklenicinin fazla malzeme kullandığı ve daha fazla emek harcadığını öne sürerek fazla bedel talep edemeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
BİRLEŞEN DOSYADA
DAVA;
Davacı vekili dilekçesinde; asıl davada dava konusu aynı işle ilgili bu kez 10 ila 23 nolu hakedişlerde imalata yansıtılıp hakedişlere yansıtılmayan KDV dahil 341.893,03-TL alacağın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; asıl davadaki tüm savunmaları tekrarla, Elektrik Dağıtım Tesisleri Teklif Birim Tarifeleri kitabı madde 13.12 uyarınca davacının kablo kanalları kazısının şevli olması durumunda ilave bedel isteyemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE;
Asıl ve Birleşen Dava; taraflar arasında bağıtlanan ve davalının hüküm ve tasarrufunda bulunan “Eyüp İlçesi Elektrik Tesis İşleri” işine ilişkin, eser sözleşmesinden kaynaklanan haksız hakediş kesintilerinin istirdadı ile iş bedeli alacağının tahsili talebinden ibarettir.
Tarafların tüm delilleri toplanmış, başlangıçta tek hakimli olarak yürütülen davada ticari merkezi Ankara’da bulunan davacının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, talimat mahkemesi tarafından Mali Müşavir bilirkişiden alınan 25/09/2013 tarihli raporda; davacının incelenen 2011-2012 yılları ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulduğu, defter kayıtlarına göre davacının, davalı idareden 17 adet hakediş alacağı karşılığı toplam 3.067.248,97-TL alacağının bulunduğu, 2.814.397,33-TL tutarındaki kısmın ödeme ve diğer yollarla kapatıldığı, davacının defter kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle davalıdan 252.851,64-TL alacağı bulunduğu, davalı … tarafından kesinti yapılmak üzere düzenlenen 09/11/2012 tarih 134.582,56-TL miktarlı, 09/11/2012 tarih 117.116,05-TL miktarlı, 06/12/2012 tarih 1.153,01-TL miktarlı dava konusu kesintilere ilişkin 3 adet faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit ve rapor edildiği anlaşılmıştır.
Talimat mahkemesi defter incelemesinden sonra mahkeme ara kararı ile aralarında hukukçu bilirkişinin de bulunacağı heyetten rapor alınması kararı verilmiş ancak, 17.02/2013 tarihli ara kararla 4 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulamayacağından bahisle hukukçu bilirkişiden ayrık rapor alınmasına dair karar verilip, bu kez toplanan tüm delil ve belgeler üzerinde konularında uzman elektrik mühendisi bilirkişi, inşaat mühendisi bilirkişi ve mali müşavir bilirkişiden oluşturulan heyetten rapor alınmıştır. 13/04/2010 tarihli raporda;
“Eyüp İlçesi Elektrik Tesis İşleri” konulu inşaat işinde, davalı idare … tarafından şevli/şevsiz farkından uygulanan 134.582,57 TL kesintinin yapılması doğru olmadığı, davalı idare … tarafından uygulanan tuvenan kum yerine Şile dağ kumu kullanılması sonucu yapılan işlemin hesaplarının denetimi ile Sayıştay tarafından yapılan düzeltme ile davalı tarafından kesin hakedişe kadar Kamu İhale Kanun ve yönetmelikler kapsamında 103.190,58 TL kesinti yapılması doğru olduğu, davalı idare… tarafından uygulanan güvenlik amaçlı olduğu belirlenen ve davacının yapması gerekirken uygulamadığı işaret plakaları işlemlerinden dolayı 2.656,11-TL kesintinin davalı tarafından uygulaması doğru olduğu” tespit ve rapor edilmiştir. Mahkeme kararı doğrultusunda hukukçu bilirkişi tarafından ayrık olarak düzenlenen 14/07/2014 tarihli raporda da kök rapordaki aynı sonuçlara varılmıştır. Rapora yapılan itirazlar üzerine bu kez bilirkişiler heyetinden 07/10/2015 tarihli ek rapor alınmış, ek raporda da kök rapordaki tespit edilen hususlar yinelenmiştir. Ayrık rapor düzenleyen hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen 15/10/2015 tarihli ek raporda da aynı tespit ve kanaat yinelenmiştir.
Toplanan tüm delil ve belgeler ve bilirkişi raporu doğrultusunda verilen 09/12/2015 tarihli kararla; “Davanın kısmen kabulü ile 134.582,57-TL şevli/şevsiz farkından yapılan kesintinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine” karar verilmiş, davacı ve davalı vekilinin temyizi üzerine mahkememiz kararı Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2017/1775 – 3794 E.K.sayılı 03/11/2017 tarihli kararı ile; “….Dava konusu somut olayda, davacı yüklenici vekilinin Dairemizin 17.05.2017 günlü geri çevirme ilâmından sonra dosyaya ibraz ettiği 30.06.2017 ve 13.09.2017 günlü dilekçelerinde bahsettiği 10 nolu hakedişten kesin hesaba kadar düzenlenen hakedişlerle ilgili dönem için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/350 Esasında kayıtlı olup, yargılaması devam eden dava, kesin hesabın çıkarılmasına ilişkin olup, yüklenicinin alacağının bulunup bulunmadığı kesin hesap sonucu ortaya çıkacağından, her iki davanın konusu ve tarafları bakımından aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunmaktadır. İki davanın birlikte görülmesinde, gerek usûl ekonomisi ve gerekse birbirleriyle çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından fayda vardır. İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/350 Esas sayılı davası aynı yargı çerçevesinde, aynı mahkemede açıldığından ve bağlantılı davaların birleştirilerek görülmesinde zorunluluk bulunduğundan, birleştirme kararı verilmesini sağlamak üzere kararın bozulması gerekmiştir…”gerekçesi ile bozulmuş, Yargıtay bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/350 Esas sayılı dava dosyasının mahkememizin iş bu dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, bu kez birleşen dosyada miktar itibariyle dosya heyete sevk edilmiştir.
Taraf vekillerinin bozma ilamından evvel alınan bilirkişi raporuna itirazları ve birleşen dava yönünden bu kez mahkememizce dava konusu hususlarda uzmanlığı bilinen elektrik mühendisi bilirkişi, eser sözleşmelerinde uzman hukukçu bilirkişi ve mali müşavir bilirkişiden oluşturulan heyetten rapor alınmıştır. 18/06/2019 tarihli raporda;
Davacı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile davalı …Ş. arasında, Eyüp İlçesi Elektrik Tesis İşleri konulu inşaat işinde, davalı … tarafından 1-9 nolu hakkedişi ödenmiş imalatlara ilişkin şcvli/şevsiz farkından uygulanan 134.582,57-TL’lik nefaset kesintisi yapılmasının isabetli olmadığı,
Birleşen dava yönünden davacı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından 10-23 nolu hakkedişlerden kaynaklanan şevli/şevsiz kazı yapılmasına ilişkin uyuşmazlıktan kaynaklanan 341.893,03-TL alacak talebinin şartlarının oluşmaması sebebiyle yerinde olmadığı,Davalı idare…’ın tuvenan kum yerine dağ kumu kullanılması sonucu yapılan işlere yönelik hak edişlerde yapılan 103.190,58 TL nefaset kesintisinin uygun olduğu,
Yine Davalı idare …’ın montajı yapılmayan işaret plakaları nedeniyle 2.656,11-TL nefaset kesintisi yapılmasının uygun olduğu” tespit ve rapor edilmiştir.
Taraf vekillerinin rapora itirazları doğrultusunda aynı bilirkişiler heyetinden 20/01/2020 tarihli ek rapor alınmış, ek raporda itirazlar tek tek incelenmek suretiyle kök raporda varılan sonuç yinelenmiştir.
Toplanan tüm delillere, iddia ve savunmaya, bozmadan evvel alınan kök ve ek rapor ile bozmadan sonra alınan ve birbirini teyit eden kök ve ek rapora göre; aşağıda belirtilen neticeye varılmıştır.
Davada dayanılan Yapım İşleri Genel Şartnamesi, İdari Şartname, Sözleşme, Birim fiyat teklif cetvelleri, Mahal listesi, Özel teknik şartnamesi, Genel teknik şartnamesi, hakkediş raporları ve yapılan kazılara ilişkin imzalı föyler, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, şevli/şevsiz kazı farkından doğan alacakla ilgili 1-9 nolu hakedişler için Yüklenici ve İdarenin işin başlangıcından itibaren, kazının yapıldığı şehir içi yerleşim bölgesi olması da dikkate alınarak, şevli uygulamada herhangi bir uygunsuz durum bulunmadığı değerlendirilerek gerek işin yapılması, gerekse de hakediş tutanaklarının imzalanması gerekse de buna ilişkin ayrıntılı icmal listelerinde şevli uygulama üzerinden işlem yapmışlardır. Hernekadar Elektrik Dağıtım Şebekeleri Enerji Kabloları Montaj Usul ve Esasları’na göre kazıyla ilgili işveren veya işveren temsilcisinin onayı olmadan yüklenicinin uygulama yapmaması şart koşulmakta ise de, dava konusu 1-9 nolu hakediş evrakları, tranşe kanal ve kablo metraj detayları, malzeme montaj tespit tutanakları incelendiğinde kazıların şevli olarak hazırlandığı, yüklenici davacı ve davalı idare yetkilileri tarafından da bu şekilde imzalandığı, hacimlerin buna göre hesaplanarak ödemeninde bu miktarlar üzerinden gerçekleştirildiği görülmektedir. Davalı yan savunmasında şevsiz farka ilişkin kesintinin “Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin sözleşme ve eklerine uymayan işler başlıklı maddesindeki eksik ve kusurlu oldukları tespit edilen işler” hükmü doğrultusunda kesinti yapıldığını ifade etmekte ise de, somut olayda eksik ve kusurlu işten söz edilemeyeceği bilirkişi raporları ile sabittir. 1-9 arası hakedişe kadar şevli kazı yöntemi tercih edilerek hakedişlerin alt icmal föyleride bu istikamette hazırlanarak hem yüklenici, hemde idare tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla şevli yapılan kazı uygulaması ayıplı ve eksik şekilde yapılmış olarak nitelendirilemeyecektir. Bu durumda davalı idarenin geriye dönük olarak ve başka bir gerekçe ve kayıt ileri sürmeksizin tranşe kazılarının şevsiz yapıldığı beyanı ile düzeltme yapması ve geriye dönük kesinti yapmasının uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
Şevli/şevsiz kazı yöntemine dair birleşen dosyada ise, 9.hakedişin alınmasından sonra davalının şevsiz yapımı istediği, davacı yanın bu duruma öncelikle itiraz etmiş ise de, bilirkişi raporları ile sabit olduğu üzere, hakediş föyleri incelemesinden 10.hakedişten başlamak üzere tüm föylerde şevsiz kazı yapılmış hali ile davacı ve davalı yetkililerince imza altına alındığı, sadece hakediş rapor özetinde davacı imzası kısmının itiraz yazısı kaydı düşülmek suretiyle imzalandığı anlaşılmakta olup, idarenin (davalının) inisiyatifinde olan şevsiz kazı tercihine rağmen, yüklenicinin sadece genel itirazi kayıt düşmesi, işin edimine dair somut bir durumun göstergesi değildir. Hangi güzergahta hangi sebeple şevli kazı gerekçelerinin oluştuğu açıkça belirtilmesi gerekirken dosyada böyle bir evraka rastlanılmadığı anlaşılmakta olup, bu sebeple soyut itirazi kayıt neticeye etkili görülmediğinden, 10-23 nolu hakedişlere ilişkin geriye dönük 341.893,03-TL ilave alacak talebinin dayanağı olmadığı, ihale, sözleşme ve ilgili şartnameler ile eki uygulama kayıtlarına göre böyle bir alacaktan söz edilemeyeceği neticesine varılmıştır.
Davacı yan montaj yapılmayan işaret plakaları alacağı yönünden herhangibir talepleri bulunmadığı bildirmişler, gerçekten de bu kalem istirdat talepleri bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı yanın tuvanen kum yerine Şile dağ kumu kullanması sonucu yapılan işlemin hesaplarının denetimi ile Sayıştay tarafından yapılan düzeltme ile davalı tarafından kesin hakedişe kadar Kamu İhale Kanunu ve yönetmelikler kapsamında 103.190,58-TL kesintinin davalı tarafından uygulanması doğru olduğu kanaati ile rapor düzenlendiği anlaşılmaktadır. Gerçekten …Şebekeleri Enerji Kabloları Montaj Usul ve Esasları bölüm II A’da bildirildiği üzere “yıkanmamış deniz kumu veya kırma taştan elde edilen ufalanmış taş kullanılamayacağı” yine “çamurlaşabilecek, keskin veya kabloya zarar verebilecek kum kullanılamayacağı” belirtildiği, devamı maddelerde de bu kapsamda hükümler düzenlendiği görülmektedir.
Sözleşme ve eki dökümanlarda tariflenen dolgu malzemesine ilişkin “tuvenan malzeme olarak kum, çakıl, kırmatas vb. malzeme kullandırılması durumunda birim fiyat kitabındaki tuvenan malzeme dışında herhangibir ad altında fark bedel ödenmez” hükmü ile seçilecek kum, çakıl, kırmatas vb. malzeme ne olursa olsun tuvenan malzeme olması sart koşulmuştur. Birim fiyat teklif cetveline bakıldığında da görüleceği üzere tuvenan malzeme teklif edilmiştir. Dolayısıyla teklif edilen tuvenan malzeme yerine tarif edilenden daha ince, suya karşı daha dayanıksız, kaplamada çökme riski daha yüksek malzeme kullanılması tarif edilen işin tarif edildiği şekliyle yapılmadığını ifade etmektedir. İncelemelerde görülen ve davacı ile davalı tarafından da tranşelerde kullanıldığı ifade edilen malzeme ise ince elenmiş dağ kumu olarak tarif edilmiştir. Davacı vekilinin işin yapı denetim görevlisi talimatı ve bilgisi dahilinde yapıldığı iddiası neticeye etkili değildir. Zira YİGŞ Madde 5- “İdare, yüklenici ve yapı denetim görevlisi arasındaki her türlü iletişim, yazılı olarak yapılır. Sözleşmeye göre herhangi bir şahıs tarafından bir izin, onay, belge, olur verilmesi, veya tespit yapılması, ihbar, çağrı veya davette bulunulması gerektiğinde, bunlar taraflar aksini kararlaştırmadıkça yazılı olacaktır “
Aynı zamanda projelerin uygulanması Madde 13- “İdarenin veya yapı denetim görevlisinin yazılı bir tebliği olmaksızın yüklenici, projelerde herhangi bir değişiklik yaptığı takdirde sorumluluk kendisine ait olup bu gibi değişiklikler nedeniyle bir hak iddiasında bulunamaz.”
Yine İşlerin denetimi Madde 15- “Sözleşmeye bağlanan her türlü yapım işleri, idare tarafından görevlendirilen yapı denetim görevlisinin denetimi altında, yüklenici tarafından yönetilir ve gerçekleştirilir. Herhangi bir işin, yapı denetim görevlisinin denetimi altında yapılmış olması yüklenicinin, üstlenmiş olduğu işi bütünüyle projelerine, sözleşme ve şartnamelerine, fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapmak hususundaki yükümlülüklerini ve sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Yüklenici, üstlenmiş olduğu işleri, sorumlu bir meslek adamı olarak fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapmayı kabul etmiş olduğundan, kendisine verilen projeye ve/veya teknik belgelere göre işi yapmakla, bu projenin ve/veya teknik belgelerin işyerinin gereklerine, fen ve sanat kurallarına uygun olduğunu, ayrıca işin yapılacağı yere, kullanılacak her türlü malzemenin nitelik bakımından yeterliliğini incelemiş, kabul etmiş ve bu suretle işin teknik sorumluluğunu üstlenmiş sayılır.” hükümleri dikkate alındığında yapılan imalatla ilgili yüklenicinin teknik ve mali sorumluluğu konusunda tereddüt bulunmadığı, yapı denetim görevlisi ile varılan sözlü mutabakatın üstlenilen işin ifasında eksiklik veya değişikliğe konu edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda tuvenan malzeme yerine dağ kumu dolgu malzemesi kullanımı ile hatalı veya eksik imalatların olduğu anlaşılmakta olup, eksik ve kusurlu imalatlarla ilgili idare tarafından nefaset kesilmesi yolu izlenmiştir. Somut olayda imalatın teknik şartnameye uygun yapılmadığı sebeple; Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin “Sözleşme ve eklerine uymayan işler” başlıklı 23. Maddesi ile, “geçici kabul” başlıklı 41. Maddesi nazara alındığında, mevcut kusur ve eksiklikler teknik olarak ikmal edilebilecek nitelikte ise ve ağırlıklı bir harcamayı gerektirmiyorsa nefaset kesintisi değil, yükleniciye tamir ve tadilat ettirilmelidir. Bu anlamda vasıf ve kalite eksikliğinden ziyade hiç yapılmamış durumdaki noksan işlerin nefaset kesintisine konu edilmemesi, yükleniciye tamir ve ikmal ettirilmesi gerekmektedir. Projeye uygun olmayan imalatlar birtakım ilave imalatlarla idarenin kabul edebileceği duruma getirilebiliyorsa idarenin bu ilave imalatlar için ödeme yapmaması ancak yükleniciden de nefasat kesintisi yapmaması gerekmektedir. Dolgu malzemesinin değişimi, tranşenin tekrar açılmasını gerektiren ifası zor ve gerek yüklenici gerekse de idare yönünden olumsuz başka sonuçlar da doğuracağından nefaset kesintisi her iki taraf için de uygun bir yol olarak görülmüştür. Bu doğrultuda dolgu malzemesi ile ilgili imalat kusurları için yapılan kesintinin yukarıdaki gerekçelerle uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Netice itibariyle davalı idare tarafından 1-9 hakedişlere ilişkin şevli/şevsiz farkına dair yapılan kesinti haksız olup, yapılan işin sözleşme şartnameler ve tüm dayanak belgelere göre eksik ve kusurlu iş olarak kabul edilemeyeceği, davalı yanın bu hususta şevli/şevsiz kazı yapılmasına ilişkin irade kullanmadığı, 1-9 nolu tüm hakedişlerin şevli olarak hesaplandığı ve davacı ve davalı tarafından hakedişlerin bu şekilde imzalandığı, davalı idare tarafından yapılan kesinti ayıp dolayısıyla bedelde indirim anlamında olup, yüklenici davacının ayıplı ifası olmadığı, davalı yanın tüm bunlara rağmen 2011 Sayıştay raporuna dayanmasının yasal zeminde olmadığı, dolayısıyla 134.582,57-TL’lik nefaset kesintisinin şartları bulunmadığı sebeple bu kalem yönünden istirdat davasının kabulüne, ancak sözleşme eki teknik şartnamelerde tuvenan kum yerine tüm dosya kapsamı sabit olduğu üzere Şile dağ kumu kullanılmasının sözleşme ve teknik şartnameye aykırı olduğu, bu doğrultuda imalatın teknik şartnameye uygun yapılmadığı ve nefaset kesintisinin uygun olduğu, davacı vekilinin taraflar arasındaki sözleşmenin 8.maddesi ile belirlenen, ihale dökümanında ki belgelerin öncelik sırasına göre Yapım İşleri Genel Şartnamesi 16.madde uyarınca işin davalı idarenin kontrol elemanlarının gözetim ve denetimi altında ilk 9 hakedişte sözleşmeye uygun (sözleşme eki Elektrik Dağıtım Şebekeleri Enerji Kabloları Montaj Usul ve Esaslarına İlişkin Teknik Şartname 3 madde 4.bendi) malzeme kullanıldığı ve bununda kontrol elemanlarınca kabul gördüğü iddiasının dayanaksız olduğu, keza işaret plakaları ile ilgili kesintininde doğru olduğu, ancak bu konuda davacı yanın bir talebi bulunmadığı, birleşen dava yönünden ise; 10-23 hakedişlerle ilgili olmak üzere şevli imalattan kaynaklı fark alacak talebinin yerinde olmadığı, zira davalı idarenin 10.hakedişle birlikte kazının şevsiz olması doğrultusunda yüklenici davacıyı talimatlandırdığı, bunun aksine şevli imalat yapılması gerekçesinin davacı tarafından açıklanıp belgelendirilemediği, bu sebeple davacının şevli imalat sebebiyle fark alacağı talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla, davanın açıklanan gerekçelerle kısmen kabulüne karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM
ASIL DAVADA;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE,
134.582,57-TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin …&… farkından oluşan nesafet kesintisi yönünden ve fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 9.193,34-TL karar ve ilam harcından, başlangıçta peşin alınan 4.298,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.894,94-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yatırılan 4.298,40-TL peşin harç, 24,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 4.322,70-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davacı tarafından yapılan 4.700-TL bilirkişi ücreti ve 718,50-TL davetiye ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 5.418,50-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre, 2.897,25-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı tarafından yapılan 120-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre 55-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-) Davacı taraf davada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 16.735,34-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-) Davalı taraf davada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesaplanan 15.076,02 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
😎 Davacı/davalı tarafından yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/davalıya/vekillerine iadesine,
BİRLEŞEN DAVADA;
Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 54,40-TL maktu red harcının peşin alınan 5.838,68-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.784,28-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine ,
4-) Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 32.382,51-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-) Davacı/davalı tarafından yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya /davalıya /vekillerine iadesine,
İlişkin davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/02/2020

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.