Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/159 E. 2021/253 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/159 Esas
KARAR NO:2021/253

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/02/2018
KARAR TARİHİ:24/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …San. ve Tic. Ltd. Şti, aleyhine …, icra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin sektöründe tanınmış ve güvenilir bir şirket olarak bilindiğini, icra takibi nedeniyle müvekkil şirketin maddi manevi mağdur edildiğini, icra takibine dayanak yapılan … … … şubesine ait … keşidecıli … hesap … çek numaralı 30/04/2017 vade tarihli, 10.000,00 TL bedelli çekteki imzanın müvekkil şirket yetkilisi …’e ait olmadığı gibi kaşenin de şirkete ait olmadığını, …San. ve Tic. Ltd, Şti.’de 07/11/2016 tarihinde hırsızlık olayı meydana geldiğini ve kasanın kırıldığını ve içindeki birtakım banknot ve çeklerin çalındığını, icra takibine konu çekin de çalıntı çeklerden olduğunu, bu çekin gayriyasal biçimde müvekkil şirket yetkilisi adına cirolandığını ve piyasaya sürüldüğünü, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın …/… S. numarasıyla halen devam ettiğini, işbu soruşturma dosyası üzerinden gerekli tedbirlerin alınması için çek hesabının bulunduğu muhatap banka şubesine müzekkere gönderildiğini, bunun yanında çalınmış olan diğer müşteri çeklerinin iptali için de …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… esas numarasıyla dava açıldığını, bu davada çeklerin iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, icra takibine konu çekteki kaşenin davacı …San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait olmadığı gibi imzanın da şirket yetkilisi …’in eli ürünü olmadığını, müvekkili şirket adına atılan imza 3. kişilere ait olduğunu, müvekkilin diğer cirantalarla ticari bir ilgisinin de olmadığını, bu çeke dayalı icra takibi ile ilgili olarak yasal süresinde …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… E, sayılı dosyası ile imzaya itiraz davası açıldığını ancak dar yetkili mahkemede her türlü talebin kabulü mümkün olmadığından Mahkeme huzurunda işbu davayı açmak zarureti doğduğunu, davalı tarafın ödeme yasağına ve çek arkasına düşülen şerhe, çek iptali kararına rağmen kötü niyetle takip açtığını, kendisinin çeki iktisabı hukuken mümkün olmayıp basiretli tacir gibi hareket etmediğini, davalı tarafın banka ya da müvekkiline telefonla kolayca ulaşabilecek olmasına rağmen bu yola başvurmadığını, imzaya itiraz davasında dosya bilirkişiye gidecek aşamada iken icra dosyasının icra müdürlüğüne indirilip müvekkili şirkete haciz işlemi uygulandığını, müvekkili borçlandırmak maksadı ile başlatılan işbu icra takibinde alacaklı tarafın tamamen kötü niyetli olduğunu, takibin devamının ileride telafisi imkansız zararlar doğuracağından müvekkilin daha fazla mağdur olmaması bakımından HMK 389 ile İİK 72 vd maddeler dikkate alınarak teminatsız aksi takdirde makul teminat karşılığında icra takibinin durdurulmasına, icra dosyasına haciz tehdidi altında ödenmiş alan tutarların alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, 11 Teminatsız aksi takdirde makul teminat karsdığında icra takibinin durdurulması ve nihayetinde takibin iptaline, iera dosyasına ödenen 13382.62 TL’nin alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtivan tedbir karan verilmesine. Davanın kabulü ile menfi tespit karan verilmesine, şartlar oluştuğunda davaya istirdat davası olarak devam edilmesini çekin/dosyaya ödenen paranın davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, davalının haksız ve kötü niyetle takip yaptığını takip tutarının %40’ı oranında tazminata mahkum edilmesine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin dava dışı faktoring müşterisi… … İnş. Tic. Ltd. Şti’nin fatura borçlusu davacı şirket adına düzenlediği fatura ile ilişkilendirerek işbu davaya konu olan çeki devir ve temlik aldığını, faktoring işleminin tamamen yasadaki kurallara uygun olduğu gözetilerek, davacının işbu dava temelinde ileri sürmüş olduğu defilere müvekkil şirketin muhatap olmayacığı gözetilerek, davanın Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9.maddesinin 3.fıkrası ile Türk Ticaret Kanunu’nun 687 ve 792/1 maddeleri gereğince reddine, kötü niyetli olarak huzurdaki davanın ikame edilmesine neden olan davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talepetmiştir.
Davanın davacı şirketin kasasından hırsızlık yapılarak çalınan çek hakkında sahte ciro yapılarak davacıya geçen çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığına ilişkin Menfi Tespit davası olduğu anlaşıldı.
…. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … A.Ş., borçluların …San. ve Tic. LTD. ŞTİ, …, … ve … … İn. Ve Tic LDT ŞTİ olduğu, takibin 10.000,00 TL çek, 127,29 TL işlemiş faiz, 6,36 TL BSMV, 1.000,00 TL tazminat, 30,00 TL komisyon olmak üzere toplam 11.163,65 TL alacağa ilişkin kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip olduğu, takip talebi ekinde takibe dayanak 30/04/2017 tarihli 10.000,00-TL tutarlı … …/… Şubesine ait … nolu çek suretinin bulunduğu görüldü.
Mahkememizce davacı şirket yetkilisinin imza örnekleri alınmış, takibe konu çek aslı, ….Noterliği’ne ait 24/10/2017 tarih ve … yevmiye numaralı imza sirküleri aslı, davacı şirket yetkilisinin ıslak imzalarını içerir evrak asılları celp edilerek dosyamız arasına alınmış, Çek aslı ve celp edilen tüm mukayese imzaları içerir evrak asılları ile birlikte dosya ATK’ya gönderilerek dava ve takip konusu çek üzerinde atılı imzanın davacı yirket yetkilisinin eli ürünü olup olmadığı hususunda rapor istenmiştir.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından sunulan 24/06/2020 tarihli raporunda özetle; Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu çekteki 1.ciro imzası ile …’in mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Dava ve takip konusu 30/04/2017 tarihli 10.000,00-TL tutarlı … …/… Şubesine ait … nolu çek incelendiğinde davacının lehtar olduğu görülmekle, eldeki dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olup, davalının, davacının da aralarında bulunduğu takibe dayanak çekte yer alan keşideci, lehtar, avalist ve ciranta aleyhine çeke dayalı takip başlatmış, davacı ise çekteki lehtar ciranta imzasının kendisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı ise davanın reddini talep etmiştir.
Çekte bulunan lehtar imzasının sahte olduğu iddiası mutlak def’ilerden olup hamilin iyi niyetli olup olmadığına bakılmaksızın her hamile karşı ileri sürülebilir.
Mahkememizce alınan ATK Fizik İhtisas Dairesi tarafından sunulan 24/06/2020 tarihli raporunda özetle; Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu çekteki 1.ciro imzası ile …’in mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir tespit ve rapor edilmiş olup, imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması koşulu gerçekleşmediğinden senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senedi elinde bulundurup takibe girişen ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya düşeceğinden bu ispat külfetini borçluya yüklemek ve ispat edemediğinden imzaya itirazını reddetmek olanaklı değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 06/02/2008 tarih, 2008/… Esas, 2008/… Karar sayılı dosyası) Sonuç olarak çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğu sabit olmadığından, davacının menfi tespit talebinin kabulü ile davacının Halk Bank …/… Şubesine ait … nolu 30/04/2017 tarihli çek ve dava konusu takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının bu çekten dolayı borçlu olmadığı, davacının takip dosyasına ödediği miktardan taleple bağlı olarak (harçlandırılan) 11.163,65-TL’nin sebepsiz olması nedeniyle davalıdan istirdadına karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca davacı tarafça kötüniyet tazminatı talep edilmiş ise de, çekte davacıya atfen atılan imzadan sonra dava dışı … Limited Şirketine atfen atılan imzanın olduğu, bu durumda davalının davacıya atfen atılan imzanın davacı eli ürünü olup olmadığını bilemeyeceği ve dolayısıyla takipte kötüniyetli olduğunun kabul edilemeyeceği anlaşılmakla davacı kötü niyet tazminat talebinde haklı görülmediğinden davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 21/09/2017 tarihli 2016/… E., 2017/… K. sayılı kararı)
HÜKÜM:
1-Davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında takibe konu … … … şubesine ait keşidecisi … olan … hesap … çek nolu 30/04/2017 tarihli 10.000,00-TL bedelli çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, davacının takip dosyasına ödediği miktardan taleple bağlı olarak (harçlandırılan) 11.163,65-TL’nin davalıdan istirdadına,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 763,59-TL harçtan peşin alınan 190,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 572,94-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvurma harcı, 190,65-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 166,75-TL posta/tebligat masrafı, 310,00-TL adli tıp rapor ücreti olmak üzere toplam 708,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, tarafların/vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/03/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.