Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/155 Esas
KARAR NO : 2021/144
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/07/2017
KARAR TARİHİ : 18/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin …’ın eşi …’ın babası …; …’in sevk ve idare ettiği, çalışmakta oldukları … A.Ş’ ye ait … plakalı elektrik arıza bakım aracı ile 26/12/2016 günü saat 23.30 sularında … Mahallesi ışıklı kavşakta, kendilerine yeşil ışık yandığı sırada kavşağı geçmekte iken, … sevk ve idaresindeki … A.Ş.’ne ait … plakalı aracın kırmızı ışıkta durmayıp kavşağı transit olarak ve çok hızlı bir şekilde geçmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, müvekkillerinin murisi …’ın ölümüne sebebiyet veren aracın zorunlu trafik sigortası … poliçe no ile … Sigorta tarafından yapıldığını, müvekkillerinin murisi … 21/11/1987 doğumlu olup olay tarihinde … Hizmetlerinde teknisyen olarak aylık ¨1.750,00 ücret ile çalıştığını, müvekkillerinin bu ölüm sebebiyle hayattaki tek maddi desteklerini kaybettiklerini, kazada ölen …’ın desteğinden sadece eşi ve oğlu değil aynı zamanda 21/05/1967 doğumlu … ve 25/12/1969 doğumlu … da mahrum kaldığını, bu kaza nedeniyle başta destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere maddi tazminat talepleri için … Sigorta A.Ş’ne 19/01/2017 tarihinde … sayı ile yapmış olukları başvuruya cevap verilmediğini, mail ortamında verilen cevapta da peşin sermaye değeri mahsup edildiği için eş ve çocuk için tazminat talep haklarının olmadığı baba ve anne için ise cüzi miktar tazminat hesaplaması yapıldığını bunu da müvekkilleri tarafından kabul edilmediği için her hangi bir ödeme yapılmadığını, olayın yapısı itibarıyla müvekkillerinin talep edebileceği maddi tazminat miktarlarının bilirkişi hesaplaması yapılmadan bilemedikleri için davalarının belirsiz alacak davası olarak görülmesini talep ettiklerini , sonuç olarak destekten yoksun kalan eş … için ¨1.000,00 maddi tazminat, ¨100.000,00 manevi tazminat, destekten yoksun kalan evlat … için ¨1.000,00 maddi tazminat, ¨100.000,00 manevi tazminat, destekten yoksun kalan Baba … için ¨1.000,00 maddi tazminat, ¨100.000,00 manevi tazminat, destekten yoksun kalan anne … için ¨1.000,00 maddi tazminat, ¨100.000,00 manevi tazminat, kardeşler …, … ve … için ayrı ayrı ¨50,000.00′ şer manevi tazminat taleplerinin kabulü ile olay tarihi olan 26/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsilini, davalarının belirsiz alacak davası olarak görülmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline, başta kazaya karışan ve davalı …Tic A.Ş ‘ye ait … plakalı araç ile davalılara ait diğer malvarlıkları üzerine ihtiyaten tedbir konulmasını, talep ve dava etmiştir
CEVAP:
Davalı …Tic. Aş. Vekili tarafından verilen 07/08/2017 tarihli cevap dilekçesini özetle; Dava konusu kazaya ilişkin trafik kazası tutanaklarında ve diğer tüm evraklarda müvekkili şirket aracın işleteni olmadığını, söz konusu aracın dilekçeleri ekinde sundukları taşıt alt kira sözleşmesi gereğince “… Ltd. Şti.’ne” kiralandığını , taşıt alt kira sözleşmesinin “Tarafların Yükümlülükleri” başlıklı 4. Maddesinin 18. ve 23. Bentlerinde açıkça görüleceğini , dava konusu kaza sonucunda meydana gelmiş olan, üçüncü kişilerin her türlü maddi ve manevi hak taleplerini karşılamakla yükümlü olan kişi kiracı … Ltd. Şti. olduğunu, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, KYTK 3 ve 85. madde gereğince, bu tür davalarda 3. şahıslara karşı işleten sorumlu olduğunu, KYTK 3. maddeye göre; “aracın uzun süreli kiraya verilmesi durumunda kiracı işleten sayılır.” müvekkili şirketin, otobüsün sadece kira bedelini tahsil etmekte, kullanılmasında, denetlenmesinde ve işletilmesinde hiçbir etkisi ve yetkisi bulunmadığını, kazaya konu araç … Ltd. Şti.’ne kiralandığından işleten de bu şirket olduğunu, hem kanun hem de taşıt alt kira sözleşmesi gereğince, sorumlu olan da bu şirket olduğunu, bu nedenle davanın bu şirkete yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin adresi … ilçesi sınırları içerisinde olduğunu, … ilçesi ise İstanbul Adliyesinin yargı sınırları içerisinde yer aldığını, iş bu dava ise Bakırköy Adliyesinde açılmış olmakla yetkisiz Mahkemede açıldığı itirazdan vareste olduğunu, bu nedenle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını, mahkemece kusur incelemesi yapılması gerektiğini, davaya konu kaza sonrası tutulan trafik kazası tespit tutanaklarının kendilerine tebliğ edilmediğini ancak davacılar tarafından sürücünün tam kusurlu olduğu iddia edildiğini, otobüsün sürücüsüne isnat edilen kusurun kabulü mümkün olmadığını, mahkeme tarafından yerinde keşif ve buna mukabil kusur incelemesi yaptırılmasını talep ettiklerini, söz konusu araçta istihdam edilecek şoförler de dahil her türlü çalışan ve bu çalışanların hukuki sorumluluğu işletene yanı alt kiracı olan … Ltd. Şti.’ne ait olduğunu dolayısıyla otobüs kaptanın şayet varsa kusurlu hareketi neticesinde meydana gelmiş olan kazada hiç bir yükümlülüğü veya sorumluluğu olmayan müvekkili şirketin sorumluluğuna gitmek hakkaniyete aykırı olduğunu,davacıların talep ettiği manevi tazminat miktarı fahiş olduğunu, çünkü, Yargıtay kararları ile de kabul edildiği üzere, manevi tazminat felaketi özendirir halde olmadığını, bu nedenle, davacıların taleplerinin reddini talep ettiklerini,mahkemece manevi tazminata hükmedilecek olursa, yasanın amacı ve gerekçesi de dikkate alınarak, hükmedilecek olan manevi tazminatın, hak ve adalete uygun olmasını, mahkemece manevi tazminat konusunda karar verilecek ise, öncelikle tarafların mali ve sosyal durumlarının araştırılması gerektiğini , davacıların ödeme alıp almadığı hususunun ilgili yerlerden sorulması gerektiğini, ceza dosyası bekletici mesele yapılması gerektiğini,davacıların bu dava ile maddi ve manevi tazminat talep etmiş oldukları için kazaya karışan … plaka sayılı aracın maddi ve manevi tazminatı karşılar sigortasına rücu edilmesi gerektiğini, … Sigorta A.Ş.’ne, 25/06/2016 – 25/06/2017 tarihleri arasını kapsayan … poliçe numarası ile Artan Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, … Sigorta A.Ş.’ye, 25/06/2016 – 25/06/2017 tarihleri arasını kapsayan … poliçe numarası ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, … Sigorta A.Ş.’ye, 26/06/2016 – 26/06/2017 tarihleri arasını kapsayan … poliçe numarası ile Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, … Sigorta A.Ş.’ye, 27/12/2016 – 27/12/2017 tarihleri arasını kapsayan … poliçe numarası ile Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu , müvekkili şirketin ödeme zorunda kalabileceği miktar açısından sigorta şirketlerine rücu imkanı bulunmasına binaen mahkeme nezdinde …Sigorta A.Ş.’ye davanın ihbarına karar verilmesini talep ettiklerini, sonuç olarak dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, aksi halde davacılar tarafından haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun olarak ikame edilen işbu davanın reddini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… Sigorta Şirketi Vekili tarafından verilen 10/08/2017 tarihli cevap dilekçesini özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı araç müvekkili şirket tarafından 25/06/2016 – 2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını,müvekkili Şirketin Sorumluluğu Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, ancak dava konusu kazanın meydana geliş biçimi yönünden, müvekkili sigortalısı araca atfedilen kusurun kabulü mümkün olmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27/11/2012 tarih 2013/17-72 Esas 2012/1558 Karar sayılı ilamında, sigorta şirketinin ancak sigortalı araç kusuru oranında zarardan sorumlu olacağını, ancak her halükarda müteveffanın müterafik kusurunun değerlendirilmesini talep ettiklerini, Müteveffanın yayaların uyması gereken kurallara uyup uymadığının tespiti ile, tehlikenin meydana gelmesine veya artmasına kendi kusurlu filleriyle sebep olması halinde; müterafık kusur sebebiyle tazminatta uygun oranda indirim yapılmasını ,dava konusu olayla ilgili olarak ceza soruşturma dosyasındaki tüm delillerin, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve nihayet bilirkişi raporunun temini gerektiğini, ceza dosyası ve varsa kusur durumunu gösteren bilirkişi raporu celp edildikten sonra meydana gelen kazada kusur durumunun tespiti için dosyanın bu konuda uzman öğretim görevlilerinden oluşacak bir bilirkişi heyetine; yahut Adli Tıp Kurum Trafik İhtisas Kurulu’na sevk edilmesini talep ettiklerini, destekten yoksun kalma tazminatı, mirastan ayrı ve bağımsız bir hak olduğundan; destek iddialarının kanıtlanması gerektiğini, müteveffanın davacılara sürekli ve düzenli bir şekilde yardım ettiğinin somut delillerle kanıtlanamamış olması karşısında davanın reddine karar verilmesini, dava konusu kaza iş kazası niteliği taşıdığından davacı yanın Sosyal Güvenlik Kurumundan peşin sermaye değerli gelir alıp almadığının tespitini talep ettiklerini, davacının sosyal ve ekonomik durumlarının ve hangi Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, eğer davacılar Sosyal Güvenlik Kurumundan geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise, Sosyal Güvenlik Kurumunun kendi özel kanunlarına göre müvekkili şirket … Sigortaya rücu imkanı doğduğunu, … Sigortanın davacıların dışında, Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konudaki araştırmaların re’sen yapılması gerektiğini, davacının Sosyal Güvenlik kuruluşlarından herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitini talep ettiklerini, diğer yandan kusur durumu belirlendiğinde dosyanın hesaplama amacıyla, aktüeryal rapor hazırlanabilmesi için aktüer siciline kayıtlı uzman bilirkişiye verilmesini talep ettiklerini ,ancak aktüer hesabı yapılırken arttırımsız temel yıllık gelir; arttırımlı yıllık gelir ve iskontolu yıllık gelirin üç ayrı sütun halinde ayrı ayrı gösterilmesi gerektiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları B.2. Maddesi gereği, müvekkili şirket açısından temerrüt tarihi, hesaplamaya esas tüm belgelerin ulaştırılmasını izleyen 8 iş günü sonra başlaya bileceğini, dolayısıyla hesaplanması mümkün olmayan bir tazminata ilişkin Trafik Sigortası Genel Şartları B.2. Maddesi gereği temerrüt gerçekleşmeyeceğinden, müvekkili şirketin temerrüdünün ancak hesaplamaya esas tüm belgelerin tebliğ edilmesinden 8 iş günü içerisinde gerçekleşebileceğinin tespitini, bu nedenle temerrüt tarihi olarak aktüerya hesabının iletilmesi tarihinin dikkate alınmasını, dolayısıyla kaza tarihinden faiz taleplerinin reddini talep ettiklerini sonuç olarak öncelikle derdestlik itirazları gereği davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Dava öncelikle … 3 Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasına tevzi edilmiş, mahkemenin 2017/652-737 E K sayılı 29/09/2017 tarihli yetkisizlik kararı ve bu kararın 06/02/2018 tarihinde kesinleşmesi üzerine, davacılar vekilinin 15/12/2017 tarihli talik dilekçesi ile dava Mahkememize tevzi edilmiştir.
Davacı yan delil ve belgelerini ibraz etmişler, trafik tescil kayıtlarına, kaza tespit tutanağına, … Sigorta’da açılan … nolu hasar dosyasına, poliçelere, bilirkişi incelemesine, ücret bordrolarına, tanık beyanlarına, ölü muayene tutanağı ve ölüm belgesine, veraset belgesine, nüfus kayıt örneklerine, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasına dayanmışlardır.
Davalı … nezdindeki … numaralı ZMS Sigorta Poliçesi ve hasar dosyası getirtilip incelenmiştir.
Kazaya karışan … ve … plakalı araların trafik tescil kayıtları getirtilip incelenmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu’na yazılan teskereye verilen cevapta; 26.12.2016 tarihinde vefat eden … sigorta sicil numaralı …’ın hak sahiplerine 01.01.2017 tarihinden itibaren … sayılı dosyasından ölüm aylığı bağlandığını, …’a aylık gelir olarak 1.016,89-TL, …’a aylık gelir olarak 508,45-TL bağlandığı, 58730 sayılı dosyadan bağlanan iş kazası ölüm gelirinin ölüm aylığından yüksek olması nedeniyle 5510 sayılı kanunu 5.4 maddesi 3/1949430 sayılı dosyadan ödenmekte olan aylıklara uygulanarak aylıklarının yarıya indirildiğini, iş kazası ölüm gelirinin tam gelir üzerinden ödendiğini, tam gelire ait peşin sermaye değerinin; …’ın 230.865,84 , …’ın 65.120,27 olduğu bildirilmiştir.
Yargılama sırasında mevcut kazadan dolayı açılmış … 1 Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında mevcut 26/01/2017 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda; ”…Sürücü …’ın, yönetimindeki “…” plaka sayılı otobüs ile gece vakti, yerleşim yerinde, azami hız limitinin “70 km/s” olduğu yerde, Koyulhisar yönünden … yönüne seyri sırasında, aydınlatma bulunan dört yönlü ışık kontrollü kavşağa geldiğinde, Görüntü İnceleme ve Tespit Tutanağı’ndaki “…plakasını … olarak tespit ettiğimiz yolcu otobüsünün…ilçe girişinde bulunan trafik ışıklarında ‘kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen’ durmayarak seyrettiği…” şeklindeki tespit dikkate alındığında, olay yeri ışık kontrollü kavşağa, seyir yönüne hitap eden kırmızı ışıkta ve mahal şartlarının çok üzerinde bir hızla giriş yapması sonucu, aynı kavşağa sağından, seyir yönüne hitap eden yeşil ışıkta giriş yapan sürücü … yönetimindeki “…” plaka sayılı kamyonun, kendi aracına sağ yan kısmından çarpmasına sebebiyet verdiği olaydaki; dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla asli kusurlu olduğu,
Sürücü …’in, içerisinde yolcu olarak …’ın bulunduğu yönetimindeki “…” plaka sayılı kamyon ile gece vakti, yerleşim yerinde, azami hız limitinin “70 km/s” olduğu yerde seyri sırasında olay yeri kavşağa geldiğinde, her ne kadar seyir yönüne yeşil ışık yanıyor olsa da dikkatli olması ve hızını kavşak mahalli şartlarına göre azaltması gerekirken, Görüntü İnceleme ve Tespit Tutanağı’ndaki “…ilçe merkezinden gelerek … Karayolu’na çıkan, plakasını … olarak tespit ettiğimiz, … firmasına ait arıza tamir aracının, yolcu otobüsünün arka kapısına yakın bir noktasına süratli bir şekilde çarptığı, çarpmanın etkisiyle aracın ön tarafının parçalandığı…” şeklindeki tespit dikkate alındığında, bu hususa riayet etmediğinin anlaşıldığı, fren tedbirine de başvurmaması sonucu, söz konusu otobüse çarpmayı önleyemediği olaydaki; dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla tali kusurlu olduğu,
Sonuç olarak; sürücü …’ın asli kusurlu olduğu, sürücü …’in ise tali kusurlu olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Bu kez mahkememizce dosya Adli Tıp Kurumu Trafik Kürsüsü’ne gönderilerek, müteveffa …, çalışmakta olduğu … A.Ş ye ait …’in sevk ve idaresindeki … plakalı elektrik arıza bakım aracı ile … Mahallesi ışıklı kavşağında kavşağı geçer iken davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki … ait … plakalı aracı 26.12.2016 tarihinde geçtiği sırada oluşan kazada vefat vefat etmesi ile sonuçlanan kazada sürücünün kusur durumunun belirlenmesi kapsamında rapor aldırılmış olup; 22.02.20219 tarihli raporda: ”…Sürücü … idaresindeki otobüs ile meskun mahaldeki devlet karayolu üzerinde seyir halindeyken yola gereken dikkatini vermesi, kendisine hitaplı trafik ışıklarına riayet ederek kavşakta durması ve geçiş hakkını yeşil ışıkta kavşağa giren araçlara vermesi gerektiği hususlarına riayet etmediği, dikkatsiz seyriyle kırmızı ışıkta kavşağa girdiğinde de yeşil ışıkta kavşağa giren aracın istikamet şeridini kapatarak kazaya sebebiyet verdiği anlaşılmakla olayda asli derecede kusurlu olduğu,
Sürücü … idaresindeki kamyon ile meskun mahaldeki yolda seyirle kavşağa geldiğinde, kendisine hitaplı ışıkların yeşil yanmasına istinaden devam ederek kavşağa girdiği sırada meydana gelen olayda atfı kabil bir kusuru bulunmadığı,
Sonuç olarak; sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’in kusursuz olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
… Adli Tıp Kurumu ve İstanbul Adli Tıp Kurumu raporları arasında uyuşmazlık olduğundan, davalıların kusura itirazları ve davacı vekilinin ceza mahkemesinde kurulan hükümde dayanılan rapora ilişkin beyanları gözönüne alınarak bu kez mahkememizce kusur yönünden bilirkişi raporu aldırılmış olup, 28.02.2020 tarihli raporda: ”…Dava konusu olayda trafik ışıklarıyla kontrol edilen kavşağa yaklaşan davalı sürücü … kendisine hitap eden kırmızı ışıkta mutlaka durması ve yeşil ışığın yanmasını beklemesi gerekirken bu temel trafik kuralına uymamış, dikkatsiz, tedbirsiz ve aşın süratli seyretmiş, kendisine hitap eden kırmızı ışıkta durmayıp aşırı hızla kavşağa girmiş, bu sırada sağındaki yoldan kendisine yeşil ışık yandığı sırada dalgın şekilde kavşağa giren aracın seyir şeridini kapatarak çarpışmaya neden olduğu, bu nedenle davalı sürücü … olayda % 75 oranında asli kusurlu olduğu,
Davacıların murisinin içinde yolcu olduğu … plakalı aracın sürücüsü … ise, kavşağa yaklaşırken mutlaka yavaşlaması, kendisine yeşil ışık yandığı sırada dikkatli şekilde kavşağa girmesi, solundaki yoldan aşırı hızla gelen otobüse dikkat ederek fren tedbiriyle bu araca çarpmamaya çalışması gerekirken dalgın ve dikkatsiz araç kullanmış, kavşak içindeki araç trafiğine yeterince dikkat etmemiş ve hızla gelen ve önünden geçen otobüse yandan frensiz şekilde çarptığı, bu nedenle olayda ölen sürücü … % 25 oranında tali kusurlu olduğu,
Davacıların murisi yolcu … ise … plakalı araçta yolcu olduğundan ve kazada Ölümünü önlemek bakımından alabileceği bir tedbir olmadığından olayda kusursuz olduğu,
Sonuç olarak; Davalı sürücü …’m % 75 (Yüzdeyetmişbeş) oranında asli kusurlu olduğu,
Davacıların murisi …’m içinde yolcu olduğu … plakalı aracın sürücüsü ölen …’in % 25 (Yüzdeyirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu,
Davacıların murisi yolcu …’a yüklenebilecek bir müterafık kusur oranının olmadığı…” tespit ve rapor edilmiştir.
Davacılar vekilinin bilirkişi raporundaki kusur dağılımını kabul etmediklerinden bahisle rapora itiraz etmişler, bu kez mahkememizce itirazlar kapsamında ek rapor aldırılmış 06.11.2020 tarihli ek raporda: ”…kök raporda yapılan değerlendirmenin tarafların olaya etki ağırlığıyla uyumlu olduğu tekrar anlaşılmakla kök rapordaki kanaatlerinin sürdüğünü, yine kök raporda, davacıların murisi yolcu …’ın olayda kendi ölümünde kendisine yüklenebilecek bir müterafîk kusur oranının olmadığı açıkça belirtildiğini, kazanın ağırlığı ve çarpışma sırasında oluşan deformasyon ve ezilmeler dikkate alındığında, ara koltukta oturan yolcu …’ın emniyet kemeri takmadığı yönünde kesin bir bulgu olmadığı anlaşılmakla, bu gerekçeye …’a müterafik kusur yüklenmesi uygun ve mümkün görülmediği…” tespit ve rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ölümlü trafik kazası sebebiyle müteveffanın eşi, çocuğu, anne, baba ve kardeşleri tarafından açılan destek tazminatı ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olup davalılardan … kazaya karışan ticari otomobilin sürücüsü, davalı … Ticaret A.Ş. aracın işleteni, davalı … Sigorta A.Ş ise kazaya karışan aracın ZMMS’idir.
Somut olayda; 26/12/2016 tarihli kaza tespit tutanağından anlaşıldığı üzere; olay tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki… plakalı otobüsü ile … karayolunda Koyulhisar yönünden Niksar istikametine giderken 41+200 km’sinde … ışıklı kavşağına geldiğinde kendisine kırmızı ışığın yanmasına rağmen kırmızı ışıkta geçerek seyretmesi neticesinde, aracının sağ yan bagaj kısımlarına; … ilçe merkezi yönünden gelip …Mahallesi istikametine trafiği kontrol etmeden, yeşil ışıkta aracıyla karşıdan karşıya geçen sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısımlarıyla çarpması sonucu ölümlü / yaralamalı- maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, iş bu kaza sonucunda kamyonda yolcu olarak bulunan …’ın 26/12/2016 günü vefat ettiği, … Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma nolu dosyasında mevcut 27/12/2016 tarihli ”Olay yeri ve ölü muayene tutanağı”na göre; ölümün kafa kası travmasına bağlı beyin hasarı sonucu meydana geldiği, klasik otopsi yapılmasına gerek olmadığı belirtilmiştir.
Davacılar … ve … yönünden: Dosyanın işlemden kaldırılmasının düzenlendiği 6100 Sayılı HMK’nın 150. Maddesinin ilk üç fıkrasında belirtilen nedenlerle dosya işlemden kaldırılmışsa, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar vererek kayıt kapatılır.(HMK 150/5) Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davada 23/05/2019 tarihli oturumda taraflarca takip edilmediğinden dosya işlemden kaldırılmış ve hak düşürücü nitelikte olan üç aylık süre içinde dosyanın yenilenmesi için başvuru yapılmadığından HMK’nın 150/5. Maddesi gereğince davacılar … ve … yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Davacılar Mevlüde ve …’ın maddi tazminat talepleri yönünden: Davacılar vekili 18.02.2021 tarihli oturumda; maddi tazminat davalarından feragat ettiklerini beyan etmiş ve iş bu beyanlarını imzaları ile tevsik etmişlerdir.
HMK MADDE 307- (1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Hükümleri uyarınca davacılar … ve …’ın maddi tazminat istemlerinin feragat sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Manevi tazminat talepleri yönünden: Yaşanan ölüm olayı müteveffanın birinci derece akrabaları olan davacıların manevi çöküntü yaşamalarına sebep olmuş olup, davacıların müteveffa ile olan yakınlıkları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olayın meydana geliş şekli, kusur durumu ve davacılar üzerindeki etkisi göz önünde bulundurularak ve Yargıtayın, manevi tazminat tutarının bir tarafın sebepsiz zenginleşmesine, diğer tarafın fakirleşmesine neden olmaması gerektiğine ilişkin yerleşik uygulaması da nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile; davacı baba … için 75.000-TL, davacı anne … için 75.000-TL , davacı kardeş … için 40.000-TL ve davacı kardeş … için 40.000-TL, davacı kardeş … için 40.000-TL olmak üzere toplam 270.000-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 26/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … A.Ş. ile …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davacılar … ve … yönünden açılan maddi ve manevi tazminat davalarının AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-)Davacılar … ve …’ın maddi tazminat istemlerinin feragat nedeni ile REDDİNE,
3-)Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, davacı baba … için 75.000,00-TL, davacı anne … için 75.000,00-TL, davacı kardeş … için 40.000,00-TL, davacı kardeş … için 40.000,00-TL, davacı kardeş … için 40.000,00-TL olmak üzere toplam 270.000,00-TL. manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 26/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … A.Ş. ile …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 18.443,70-TL harcın peşin alınan 1.895,61-TL harçtan mahsubu ile bakiye 16.548,09-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacılar tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 1.895,61-TL peşin harç, 32,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.959,21-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
6-)Davacılar tarafından yapılan 855,00-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 415,95-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-)Kısmen kabul edilen manevi tazminat yönünden; davacılar duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davacı baba … için 7.597,22-TL, davacı anne … için 7.597,22-TL , davacı kardeş … için 4.051,86-TL ve davacı kardeş … için 4.051,86-TL, davacı kardeş … için 4.051,86 -TL olmak üzere toplam 27.350,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
8-)Davalılardan … A.Ş tarafından yapılan 1.800,00-TL bilirkişi ücretinin red ve kabul oranına göre 932,72-TL’sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı … A.Ş’ne verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-)Davacılar … ve … yönünden açılan maddi ve manevi tazminat davalarının açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmakla; davalılar duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin Davacılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara verilmesine,
10-)Davacılar … ve …’ın maddi tazminat istemlerinin feragat nedeni ile reddine karar verilmiş olmakla; davalılar duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/(2) maddesi uyarınca; 2.000-TL nispi vekalet ücretinin davacılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara verilmesine,
11-)Kısmen red edilen manevi tazminat yönünden; davalılar duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 11.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara verilmesine,
12-)Davacıların / davalıların gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin karar kesinleştiğinde davacılara / davalılara/ vekillerine iadesine,
Bir kısım davacılar vekili AV. … ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/02/2021
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır