Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1229 E. 2020/473 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1229 Esas
KARAR NO : 2020/473
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı asil dava dilekçesinde; Vekiledeninin davalı şirette … … ile %50 oranında eşit ortaklık payına sahip olduklarını, şirketin idaresi ve temsiline ilişkin görevin münferiden şahsına ait olduğunu, uzunca bir süre evvel … …’na … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/… E sayılı dosyası ile vasi atanarak kısıtlı hale geldiğini, … …’nın kısıt altına alındığından itibaren şirketin tüm borç ve giderlerinin tarafınca şahsi malvarlığından karşılandığını, kısıtlı … …’nun ortak olarak yönetimde, şirketin hesaplarında kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirememesi, şirket işlerini yapamayacak duruma gelmesi ve şahsının ise sağlığının bozulması ve artık şirkete borç veremeyecek durumda olması, şirketin sürekli zarar etmesi, şirketin atıl durumda olması, amacın gerçekleşmesinde bu hukuki ve ekonomik imkânsızlıklar şeklindeki (ortaklık ilişkisinden kaynaklanan bu objektif nedenler) haklı sebeplerin varlığı nedeniyle devamı şahsı açısından çekilmez hâle gelen bu ortaklık ilişkisinin sürdürülmesi artık beklenemeyeceğinden ortaklık ilişkisine son verilmesinii şirketin amacını gerçekleştirme imkanı ortadan kalktığından şirketin fesih ve tasfiyesine, şirketin tasfiye işlemlerinin gerçekleştirilmesi için tasfiye memuru olarak tayinine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalıya usulün uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; İTO kayıtlarına, muavin defter kayıtlarına dayanmışlardır.
…. Sulh hukuk Mahkemesinin 2019/… esas sayılı dava dosyasında davalı şirketi, huzurdaki davada temsil etmesi için şirketin mali müşaviri …’in temsil kayyımı olarak atanmasına karar verildiği görülmüştür.
Davalı şirkete ait sicil dosyası getirtilip incelendiğinde şirket ortaklarının … … ve … olup her ikisininde şirkette %50 oranında pay sahibi ve …’in 05.11.2010 tarihinde hisse devir alma yolu ile ortak olduğu ve bu tarih itibarıyla şirkete süresiz olarak şirket müdürü olarak atandığı, müdürlük sıfatının dava tarihi itibarıyla halen devam ettiği ve münferiden yetkili olduğu anlaşılmaktadır.
Toplanan tüm delil ve belgeler ve davalı şirket defter ve kayıtları üstünde inceleme yapılmak suretiyle çıkma&fesih ve tasfiye istenmeli bu davada şiretin mevcut durumu itibariyla talep koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında aldırılan 08.07.2020 tarihli raporda: ” … TTK 636/II maddesinde yer verilen fesih nedenlerinin, davalı şirket için varlığının bu aşamada tespit edilemediği, zira davacı yanın hali hazırda şirketin tek yetkili müdürü durumunda olduğu, yani şirketin organsız kalmadığı, ayrıca davalı şirketin bugüne kadar hiç genel kurul yapmamış olmasının, davacı yanın, şirket müdürü sıfatı ile çağrı yapmasına rağmen diğer ortağın katılmaması ya da buna engel olmasına dayalı olduğuna işaret eden herhangi bir belgenin dava dosyasında yer almadığı, TTK 636/III maddesi çerçevesinde şirketin feshini gerektirecek haklı bir sebebin (genel kurulun birçok kez kanuna aykırı şekilde toplantıya çağrılması, azlık hakları ile bireysel hakların devamlı ihlali, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kâr payının sürekli azalması v.b.) bulunmadığı, Şirket ortaklarının (diğer ortak için vasi yetkisinde) kendi iradeleri ile şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik karar alamadıklarını gösteren herhangi bir belgeye dava dosyasında rastlanmadığı, bu anlamda şirketin fesih ve tasfiyesinin, TTK 636/II ve III maddeleri çerçevesinde mahkemeye müracaatla talep edilemeyeceği, bu hususta takdirin mahkemeye ait olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıkma / aksi halde şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkindir.
TTK’nın 636. maddesinin III. fıkrası haklı sebeplerin varlığı halinde her ortağın şirketin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir. Ancak söz konusu maddede haklı sebebe ilişkin bir tanıma veya haklı sebebin sınırına ve kapsamına ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmemektedir. Anonim şirketlerde de haklı sebeple şirketin feshinin düzenlendiği 531. maddede de aynı şekilde bir tanım, sınır veya haklı sebebe örnek bulunmamaktadır. Bununla birlikte, genel kurulun birçok kez kanuna aykırı şekilde toplantıya çağrılması, azlık hakları ile bireysel hakların devamlı ihlali, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kâr payının sürekli azalmasının haklı sebep sayıldığı gerekçede belirtilmektedir. Gerekçede anonim şirketlerdeki haklı sebebe yapılan açıklamalar, limited şirketler için de geçerlidir. Dolayısıyla haklı sebeple fesih hakkının düzenlendiği TTK’nın 636. maddesi, haklı sebebe ilişkin örnek ve tanım vermeyerek haklı sebebin somut olayın özelliğine göre değerlendirilmesi takdirini mahkemelere bırakmıştır.
İncelenen dosya kapsamı, hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre; TTK 636/II maddesinde yer verilen fesih nedenlerinin, davalı şirket için varlığının bu aşamada tespit edilemediği, zira davacı yanın hali hazırda şirketin tek yetkili müdürü durumunda olduğu, yani şirketin organsız kalmadığı, ayrıca davalı şirketin bugüne kadar hiç genel kurul yapmamış olmasının, davacı yanın, şirket müdürü sıfatı ile çağrı yapmasına rağmen diğer ortağın katılmaması ya da buna engel olmasına dayalı olduğuna işaret eden herhangi bir belgenin dava dosyasında yer almadığı, TTK 636/III maddesi çerçevesinde şirketin feshini gerektirecek haklı bir sebebin (genel kurulun birçok kez kanuna aykırı şekilde toplantıya çağrılması, azlık hakları ile bireysel hakların devamlı ihlali, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kâr payının sürekli azalması v.b.) bulunmadığı, Şirket ortaklarının (diğer ortak için vasi yetkisinde) kendi iradeleri ile şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik karar alamadıklarını gösteren herhangi bir belgeye dava dosyasında rastlanmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 54,40-TL maktu red harcının peşin alınan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 18,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Davacı asil … ve vekili ile davalı şirketin temsil kayyımının yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır