Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1210 E. 2020/52 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1056 Esas
KARAR NO : 2020/86
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında uzun zamandır süre gelen bir ticari ilişki mevcut olduğunu, davacı iş bu ticari ilişki kapsamında davalı tarafa ana iştigal konusu olan boya malzemeleri yanında bir çok yan ürün sattığını ve davalı taraf da buna ilişkin ödemelerini belirli aralıklarla ödeme yaparak hesap açığını kapattığını, davalı taraf ödemelerini uzun bir süre geciktirdiğini ve davacının mağdur olduğunu, bunun akabinde davacının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı taraf hakkında bakiye 4.314,30 TL cari hesap alacağı için icra takibi başlatıldığını, davalı taraf iş bu icra takibinde borca haksız olarak itiraz ettiğini, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.
GEREKÇE:
Dava; cari hesap alacağından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 08.11.2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince 12.04.2019 tarihli basit yargılama ön incelemeye hazırlık tutanağında iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, takibe dayanak faturalar, taraflara ait tüm ticari defterler, tanık beyanları, yemin, bilirkişi incelemesi, keşif delillerine dayanmıştır.
Davaya dayanak …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 4.314,30 TL cari hesap alacağı ve 249,99 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 4.564,29 TL alacağın tahsili için 11.04.2018 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememiz tarafından iddia, icra dairesine sunulan itiraz dilekçesi ve dosya kapsamında toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı yanın icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı varsa miktarın saptanması ve taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye verildiği ve bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 21.11.2019 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “Davacının 2016 – 2017 – 2018 yılları ticari defterinin lehine delil niteliğinin bulunduğu,
Davacının takip tarihi (11.04.2018) itibariyle kendi ticari defterlerinde davalı yandan 4.314,29 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu,
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın Sayın Mahkemenin tayin ettiği 23.10.2019 tarihli incelemeye katılmamış ve ticari defter-belge ibraz etmediği,
Davacının faturalardan bakiye cari hesap alacağına esas teşkil eden faturaların sunulmuş olduğu, davalı adına tanzim edilen mübrez faturaların açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde usulüne uygun olarak tanzim edildiği, fatuaralar üzerinde yapılan incelemelerde bir kısmında malları teslim alan bölümlerinin imzalı bir kısmında ise teslime ilişkin imza ve bilginin mevcut olmadığı görüldüğü, diğer yandan takip konusu faturalara icra takibinden önce davalının herhangi bir itirazının bulunmadığı, davalının teslim ve faturaya ilişkin takip dosyasında da somut bir itirazının bulunmadığı görüldüğünden, bu itibarla davacının cari hesap dayanağı alacağına esas faturalar münderecatındaki malların tesliminin davalının bilgisi dahilinde olduğu kanaati hasıl olduğu,
Davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının 249,99 TL işlemiş faiz talebinin dayanağı bulunmadığından, takip tarihi itibariyle işlemiş faiz yönünden alacağının bulunmadığının kabulünün gerekeceği,
Neticeten; davacının takip tarihi (11.04.2018) itibariyle davalı yandan 4.314,29 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu,
Sayın Mahkemece davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan 4.314,29 TL asıl alacağına takip tarihinden (11.04.2018) itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya tebliğ edilmiştir.Davacı vekili ve davalı rapora itiraz etmemiştir.
Davacı vekili 11.02.2020 tarihli duruşmada “davalarını açarken takip öncesi faizden feragat ettiklerini belirtiklerini ve talepleri doğrultusunda asıl alacak üzerinden davalarının kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini” beyan etmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinin dava değeri bölümünde, dava değerinin 4.341,30 TL olarak gösterildiği ve takip sonrası faiz ve masraflar hariç olmak üzere takip önceki işlemiş faizden feragat ettiklerini belirtmiş oldukları ve harcıda 4.341,30 TL üzerinden yatırdıkları anlaşılmıştır..
24.09.2019 tarihli duruşmada davalıya ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanak kayıtlarını inceleme gün ve saatinde mahkememizde hazır bulundurmaları aksi halde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları ve aleyhlerine karar oluşturulacağının ihtarına karar verildiği ve inceleme gününün hazır bulunmayan davalı tarafa ihtaratlı olarak tebliğ edildiği ancak davalı ihtaratlı tebligata rağmen inceleme günü gelmemiş olup ticari defter ve belgelerini de sunmamıştır.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından 4.314,30 TL cari hesap alacağı ve 249,99 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 4.564,29 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememizde açılan iş bu davada davalının itirazının 4.341,30 TL üzerinden iptalinin talep edildiği, mahkememiz tarafından yargılama sırasında alınan hükme dayanak teşkil etmeye elverişli bilirkişi raporunda davacının takip tarihi itibariyle davalı yandan 4.314,29 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğunun tespit edildiği, ihtaratlı tebligata rağmen davalı yanın inceleme günü gelmediği, davalının ticari defter ve belgelerini sunmadığı, TTK 83, HMK 220 ve 222. maddeleri uyarınca davacı tarafın kayıtlarının esas alınması gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 4.314,29 TL üzerinden iptali ile takibin 4.314,29 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi uygulanmak suretiyle devamına, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)Davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 4.314,29 TL üzerinden İPTALİ ile takibin 4.314,29 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazla talebin reddine,
2-)Alacağın %20’si oranındaki 862,85 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 294,71-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 51,32-TL harcın mahsubu ile bakiye 243,39-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 51,32-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 92,42-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan 650,00-TL bilirkişi ücreti, 101,20-TL müzekkere /davetiye gideri olmak üzere toplam 751,20-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 746,52-TL ‘sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin davacıya / vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı. 11/02/2020

Katip …

Hakim …