Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1201 E. 2019/5 K. 04.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1201 Esas
KARAR NO : 2019/5

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 13/12/2018
KARAR TARİHİ : 04/01/2019

Mahkememizde açılan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) konulu davada:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10.10.2017 tarihinde yaptıkları “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” ve 16.01.2018 tarihinde imzaladıkları Ödeme Planı” çerçevesinde davalı firma, “… ili, … ilçesi, 6580 ada üzerine inşa edilecek …” projesinde bulunan 11. Kat 156 bağımsız bölüm nolu taşınmazın yapılıp teslim edilmesini üstlendiğini, ödeme planı çerçevesinde taraflar; 13.10.2017 tarihinde 50,000.-TL nakden ödeme yapılması ve bakiye kısım için karşılıklı kararlaştırılan taksitler halinde toplam 33 adet BONO tanzim edilmesi hususunda anlaştıklarını, davacı müvekkili tarafından 13.10.2017 tarihli 50,000.-TL peşinat ödenmiş ve bakiye kısım için 33 ayrı BONO tanzim ederek davalıya cirolamış ve teslim edildiğini, davacı müvekkil sözleşme ve ödeme planı ile üstlendiği edimlerini aradan geçen 1 yılı aşkın sürede noksansız olarak yerine getirmiştir. Ancak davalı firma sözleşme gereğince yapımını üstlendiği ve müvekkile satmayı vaat ettiği bağımsız bölümün bulunduğu inşaata bugüne kadar başlamadığını, ayrıca, … A.Ş. … Şubesinden bir kısım bonolarla ilgili olarak kendisine ihbarname gönderilince bonoların bankalara verildiği gerçeği karşı karşıya kaldığını, davacı müvekkil 6098 sayılı Borçlar Kanunun 97. nci maddesi gereğince … 2. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı firmaya inşaata derhal başlaması için mehil verildiğini, davalı firma tarafından işbu ihtarname 28.11.2018 tarihinde tebliğ alınmasına rağmen inşaata başlanmadığı gibi, herhangi bir geri dönüşte olmadığını, bunun üzerine davacı müvekkil tarafından … 2. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile Haklı Nedenle Sözleşmenin Feshedildiğinin bildirildiğini, davacı müvekkil şu ana kadar sözleşme ile üstlendiği edimlerini noksansız yerine getirmiş ve 106,000.-TL ödeme yapmış ve davalı firma edimini yerine getirmeyerek müvekkilin mağduriyetine yol açmıştır. Diğer yandan henüz ödemesini yapmadığı ve vadesi gelmemiş olan bonolardan dolayı müvekkil oldukça zor duruma düşmüş, ödeme yaptığı takdirde inşaatına hiç başlanmamış bir taşınmazın bedelini ödemeye devam ederek zararını artırmış olacak ödemediği takdirde ise icra takibi yapılması gerçeği ile karşı karşıya kaldığını, oysa ki 6098 sayılı Borçlar Kanunun 98 kapsamında ifa güçsüzlüğünün oluşması ve 106 nolu maddesi kapsamında davalı firmanın temerrüde düşmüş olması; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 45/2 nolu maddesi çerçevesinde davalı firmanın davacı müvekkilden herhangi bir surette bedel talep edemeyecek olması sebepleri ile artık müvekkilden edimlerini yerine getirmesi beklenemeyeceğinden ötürü işbu davayı açtıklarını, tüm bu nedenlerle, davaya konu sözleşme sebebi ile her türlü fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, davalı aleyhine açtıkları Menfi Tespit davalarının Kabulüne, davalının lehdarı bulunduğu davaya konu bonolardan dolayı müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığının tespitine, dava konusu farklı tarihli bonoların iptaline, bu bonoların ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takibine konu edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalıya ödemesi yapılan 106,000.-TL’nin davalıdan alınarak davacı müvekkile istirdatına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana tahmilini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; … ili, … ilçesi, … ada üzerine inşa edilecek …” projesinde bulunan 11. Kat 156 bağımsız bölüm nolu taşınmaz için davacı ile davalının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlemiş oldukları, davalının sözleşme gereğince yapımını üstlendiği ve davacıya satmayı vaat ettiği bağımsız bölümün bulunduğu inşaata bugüne kadar başlamadığını, davalının taahhüt ettiği edimini yerine getirmemesi ve kusurlu olması nedeni ile taraflar arasında akdedilen 10.10.2017 tarihli sözleşmenin feshedildiği ve bu sözleşme gereğince davalının lehdarı bulunduğu davaya konu bonolardan dolayı davacının davalıya borcu bulunmadığının tespiti, farklı tarihli bonoların iptali, bu bonoların ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takibine konu edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi, davalıya ödemesi yapılan 106,000.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya istirdatı talebinden ibarettir.
Görev hususu aynı zamanda dava şartlarındandır. Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…….göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebileceğinden;
Hernekadar dava Menfi Tespit davası olarak açılmış ise de hukuki nitelendirme hakime ait olmakla; Dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereği, sözleşmenin feshi sebebiyle davalıya ödenen 106.000,00 TL’nin tahsili ve davalı yedindeki bonolar dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin iptaline ilişkindir.Taraflar arasındaki temel ilişki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olup uyuşmazlık bonolardan değil gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının tacir olmadığı, davalının tacir olduğu ve taraflar arasındaki sözleşmeninde ticari satım sözleşmesi olmadığı, davacının davalıdan bir adet konut satın aldığı, davalının tek başına tacir olmasının sonuca etkili olmadığı anlaşılmaktadır.6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları ifade eder. Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunan adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder. Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi için, yasanın amacı içinde mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda taraflar arasındaki ihtilafın 6502 sayılı yasa kapsamında kalan bir hukuki ilişkinin kurulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya görevli Tüketici Mahkemesi olduğu, mahkememizin görevine girmediği anlaşılmakla, Mahkememizin görevsizliği nedeni ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine dosyanın talep halinde görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-)İş bu davayı görmeye Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin HMK 114/(1)-c 115/(2) Maddeler uyarınca GÖREVSİZLİK nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 madde uyarınca dosyanın talep halinde ve karar kesinleştiğinde yetkili ve görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE ,
3-Davacının ihtiyati tedbir talebinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
5-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/01/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸