Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1190 E. 2020/31 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1190 Esas
KARAR NO : 2020/31
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2018
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … tarafından, davalı … aleyhine 6.030,00 TL tutarındaki ticari alım-satım ilişkisine binaen düzenlenen fatura bedelinin ödenmemiş olması sebebiyle, müvekkilinin alacağının temini için 16.11.2018 tarihinde … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası nezdinde icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından 27.11.2018 tarihinde dosyaya ibraz edilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edildiğini, … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve dayanaksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalının haksız ve mesnetsiz itirazı sebebiyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya dava dilekçesi, tensip tutanağı ve duruşma gününü bildirir tebligatların usulüne uygun tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalının cevap dilekçesi sunmadığı ve duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Dava; fatura alacağından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 11.12.2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince 13.05.2019 tarihli basit yargılama ön incelemeye hazırlık tutanağında iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına, davalının 27.11.2018 tarihli itiraz dilekçesine, faturalara, taraflara ait ticari defter ve kayıtlarına, bilirkişi incelemesine, yemin, tanık ve yasal tüm delillere dayanmıştır.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 6.030,00-TL faturalardan kaynaklı alacağın tahsili için 16.11.2018 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememiz tarafından iddia, davalının icra dairesine vermiş olduğu itiraz dilekçesi ve toplanan tüm deliller ve tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı yanın icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı varsa miktarın saptanmasına, taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan 07.10.2019 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “…. davalı yanın Mahkeme kalemindeki inceleme gün ve saatinde (02.10.2019 tarih ve saat 14.40) gelmediği ve ticarî defterlerini ibraz etmediği; ayrıca dava dosyasında davalı yanın defterlerin yerinde incelemesini talep ettiğine ilişkin bir dilekçeye de rastlanmadığı, bu sebeple davalının ticari defterlerinin incelenemediği,
Davacının 2018 yılı işletme defterinin tasdikinin usulüne uygun ve zamanında yaptırıldığı tespit edildiğinden davacının ticari defterinin HMK md. 222 uyarınca davacı lehine ve aleyhine delil teşkil eder nitelikte olduğu,
Davacı tarafından dava konusu edilen faturaların “irsaliyeli fatura” olduğu, faturaların altında yer alan isim ve imzalardan fatura konusu malzemelerin teslim edildiğinin anlaşıldığı,
Fatura konusu malzemeleri teslim alan bölümünde yer alan ismin, davalı yanı temsilen “… ” olduğu,
Davacı tarafından düzenlenen ve dava konusu olan 2 adet faturanın işletme defterine gelir olarak kaydedildiği, ancak 19.03.2018 tarih ve A-20 sayılı faturanın işletme defterine kayıt tarihinin 10.03.2018 olarak kaydedildiği, bilirkişiliğimizce fatura tarihinin sehven 19.03.2018 yerine 10.03.2018 olarak kaydedildiğinin değerlendirildiği, faturaya ilişkin diğer bilgilerin doğru olarak kaydedildiği,
Davacının 2018 yılı işletme defterinden dava konusu fatura tutarlarının ödenip ödenmediğinin kesin olarak tespit edilmesinin, işletme hesabı defter tutma usulünün doğal sonucu olarak, mümkün olmadığı,
Davacının düzenlemiş olduğu faturaların KDV dahil tutarlarının 7.000,00 TL’nin altında olduğu, bu nedenle tarafların tahsilat ve ödemelerini aracı fınansal kurumlar kanalıyla yapmalarının ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmelerinin zorunlu olmadığı,
Davacının ikisi aynı tutardaki faturalardan birisini kısmen tahsil ettiğini beyan ettiği ve diğerinin bedelini hiç tahsil etmediğini beyan ettiği; buna karşılık, davalı tarafın dosyada bir dilekçesi (icra dosyasındaki itiraz dışında) bulunmadığı, dolayısıyla davalı/borçlunun talep edilen borcu tamamen ödediğine dair bir beyanı veya dosyaya bu yönde sunulmuş bir belge bulunmadığı” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya tebliğ edilmiştir.Davacı vekili tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.Davalı tarafından rapora itiraz edilmemiştir.
10.09.2019 tarihli duruşmada taraflara ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanak kayıtlarını inceleme gün ve saatinde mahkememizde hazır bulundurmaları aksi halde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları ve aleyhlerine karar oluşturulacağının ihtarına karar verildiği ve inceleme gününün hazır bulunmayan davalı tarafa ihtaratlı olarak tebliğ edildiği ancak davalı ihtaratlı tebligata rağmen inceleme günü gelmemiş olup ticari defter ve belgelerini de sunmamıştır.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine 6.030,00-TL faturadan kaynaklı alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edilmiş olup salt fatura düzenlenmesi, adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için bir seçenek olarak düzenlenen faturayı tebliğ aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde fatura ve münderecatına itiraz etmemiş olması gerekir.Kaldı ki, bu da faturanın mutlaklığı anlamına tam olarak gelmez ve sadece fatura mündericatının doğru olmadığını ispat yükünü faturaya itiraz etmeyenin omuzlarına yükler. Faturayı düzenleyen, kaideten, ona süresinde karşı yan itiraz ederse, mal veya hizmeti yapıp çekişmesiz sunduğunu ortaya koymak mevkiinde iken, süresinde itiraz olmadığında bu kerre süresinde itiraz etmeyip ispat külfeti altına giren taraf, faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin tarafına tesliminin yapılmadığını/gerçekleşmediğini veya usulünce bildirilmiş bir ayıba/eksiğe, yasal mesnetten yoksunluğa duçar olduğunu v.s. ispatlamalıdır.Bu bağlamda, dosyanın incelenmesinde davalı tarafından ihtilafa konu faturaları almadığı yönünde itirazları bulunmamakla birlikte davacı tarafından dava konusu edilen faturaların “irsaliyeli fatura” olduğu, faturaların altında yer alan isim ve imzalardan fatura konusu malzemelerin teslim edildiği, ihtaratlı tebligata rağmen davalı yanın inceleme günü gelmediği, davalının ticari defter ve belgelerini sunmadığı, TTK 83, HMK 220 ve 222. maddeleri uyarınca davacı tarafın kayıtlarının esas alınması gerektiği ve hükme dayanak teşkil etmeye elverişli 07.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının düzenlemiş olduğu faturaların KDV dahil tutarlarının 7.000,00 TL’nin altında olduğu, bu nedenle tarafların tahsilat ve ödemelerini aracı fınansal kurumlar kanalıyla yapmalarının ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmelerinin zorunlu olmadığı, davacının ikisi aynı tutardaki faturalardan birisini kısmen tahsil ettiğini beyan ettiği ve diğerinin bedelini hiç tahsil etmediğini beyan ettiği; buna karşılık, davalı tarafın dosyada bir dilekçesi (icra dosyasındaki itiraz dışında) bulunmadığı, dolayısıyla davalı/borçlunun talep edilen borcu tamamen ödediğine dair bir beyanı veya dosyaya bu yönde sunulmuş bir belge bulunmadığı tespit edildiği anlaşılmakla davanın kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin koşullarıyla devamına, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
1-)Davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının İPTALİ ile takibin koşullarıyla DEVAMINA,
2-)Alacağın %20’si oranındaki 1.206,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 411,91-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 102,98-TL harcın mahsubu ile bakiye 308,93-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 102,98-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 84,40-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 928,48-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya / vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2020

Katip …

Hakim …