Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1093 E. 2022/277 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1093 Esas
KARAR NO : 2022/277
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2018
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Vekiledeni Şirket seyahat acentelerinin, kuruluşların, havayollarının, yer hizmetlerinin, otellerin, demiryollarının, araç kiralama şirketlerinin, havalimanlarının, denizyollarının ve feribot operatörlerinin iş performanslarını iyileştirmesi amacıyla kendisinin dağıttığı bilgisayarlar üzerinden bu bilgisayarlara rezervasyon sistemi kurulması ve davalı gibi firmaların bu hizmetlere yine vekiledeni şirketin hazırladığı yazılım sistemi üzerinden erişim sağlayarak faaliyetlerini devam ettirmesi üzerine hizmet verdiğini, davalı yan da vekiledeni şirket ile imzaladığı Sözleşme ve Protokol gereği bu hizmetleri satın aldığını ve kullandığını, davalı tarafın Sözleşme’nin (F) “Uygulanabilir Ücretler Ürünler ve Hizmetler” başlıklı maddesi haricinde taahhüt ettiği Yıllık Dönem Hedefine ulaşamadığı (80.000 hedef) her hedef başına 0,20 Euro+ KDV tazminat ödemeyi kabul ettiğini, fatura ve davaya konu alacak kalemleri ve tazminatların hepsinin sözleşme ve protokol kapsamında davalı tarafından kabul ve tahahüt edildiğini, müvekkil şirket’in sözleşme ve protokol kapsamında yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında yerine getirmiş olmasına rağmen davalı şirket kendisine tebliğ edilen haklı ve geçerli olan 24.10.2018 tarihli … numaralı faturayı tebliğ aldıktan sonra vekiledeni şirkete iade ettiğini, davalı tarafın serbest iradesi ile kabul ettiği taahhütleri yerine getirmediği için yine serbest iradesi ile kabul ettiği cezaları ödemekle yükümlü olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş olan 01.09.2017 tarihli Abonelik Sözleşmesi ve yürürlük tarihi 01.09.2017 olan ve 20.09.2017 tarihli Protokol gereği ve taraflar arasındaki mevcut ticari ilişki neticesinde davalı yanın sözleşme ve protokol ile kendisine yüklenmiş edimlerini ve taahhütlerini yerine getirmemesi nedeni ile fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı dava konusu faturadan kaynaklı 184.949,42 Euro alacağın fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden davalıdan alınarak vekiledenine ödenmesine, bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince temerrüt tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının Euro para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı şirket … ile diğer şirketleri … Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin 1993 yılından beri çalıştıklarını, … firması bünyesinde yaşanan global yönetim değişikliği sonucu; Türkiye Yöneticilerinin de tamamen değiştiğini, tüm teknik ekibin istifa ettiğini, iş başına işten anlamayan, yeni mezun mühendisler geldiğini, şirkete verilen hizmetlerin aksadığını, programlara yapılması gereken bakım ve geliştirme destek hizmetlerinin verilemediğini, … firmasının bunları açıkça söylemekten kaçındığını ve sorunların giderileceği söylemleri ile müvekkili şirketi oyalayarak, başka tedarikçi firmalarla çalışmasını önlediğini, bu şekilde müvekkili şirkete zarar verdiğini, müvekkili şirketin kullandığı ve rezervasyonlarını yaptığı, davacı şirketin e-power ürününün mobil versiyonunun güvenlik sertifikası 2015 yılında yapılan güvenlik testinden geçemediği için iptal edildiğini ve kullanıma kapatıldığını, bu nedenle mobil uygulamaların çalışmaz hale geldiğini, davanın konusunu segment tabir edilen rezervasyonların eksik yapıldığı iddiasının teşkil ettiğini, ancak davacının Mahkemeye sunduğu raporların gerçeklikle alakası olmayan, temelsiz ve hileli belgeler olduğunu, ayrıca davacı ile müvekkili arasındaki sözleşme gereği verilmesi gereken teknik hizmetler verilmediği için, şirketlerine sağladığı rezervasyon programının sürekli arıza yaptığı için ayıplı ve kusurlu olduğunu, davacı taraf edimlerini yerine getirmediği için, bu kontratın cezai yükümlülüklerinden bahsetmenin de mümkün olamayacağını, sözleşme kapsamında ödeneceği belirtilen teşvik ödemelerinin davacı tarafından müvekkiline eksik olarak ödendiğini, taraflarına göndermiş olduğu faturada ise tedarik etmeyi taahhüt etmesine rağmen ilgili hizmet ve ekipmanların müvekkili şirkete sağlanmadığını ve olmayan hizmet ve ekipmanlara ilişkin kullanım bedellerinin müvekkilinden talep edildiğini, davacının sözleşme gereği üstlendiği edimleri yerine getirmediğinden ötürü müvekkilinden cezai şart talep etmesinin mümkün olmadığını beyanla, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; ticari defter ve kayıtlarına, sözleşmeye, protokole, tanık beyanlarına, işyeri kayıtlarına, 3. firma rezervasyon sistem kayıtlarına, uçuş bilgilerine, faturalara, email yazışmalarına, sicil kayıtlarına, banka kayıtlarına, keşif, bilirkişi incelemesine, yemin deliline dayanmışlardır.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davacı adresinde bulunan bilgisayarlar ve yazılım sistemleri üzerinden inceleme yapılarak rapor aldırılmış 26.11.2020 tarihli raporda:
”…Taraflar arasında imzalanmış sözleşme ve protokol kapsamında davalı acentenin, davacı tarafından kurulan rezervasyon sistemi üzerinden yurt dışına uçak bileti satışı yaptığı, Dava konusu alacak talebinin, davalının sözleşme ve protokol kapsamında hedeflenen segment sayısına ulaşılamaması nedeniyle kesilen ceza faturası olarak ifade edilebileceği,
Davacıya ait sistem üzerinde alınan raporlara göre dava konusu fatura dönemi olan Eylül 2017-Ağustos 2018 tarihleri arasında davalı tarafından 23.304 segment üretilmiş olduğu, davalı acente tarafından bu tarihler arasında segment üretilmiş olmasının davacı tarafından kurulan sistemin hizmet verdiği anlamıma geleceği, alınan raporlanan segment sayısının sözleşme ve protokol kapsamında hedeflenen sayı olmadığından, yine sözleşme ve protokol kapsamındaki hükümler uyarınca dava konusu faturanın kesilmiş olduğu,
Davalı yanın, davacının iddia ettiği rakamların gerçek olmadığı, davacının ödemekle yükümlü olduğu teşvik primlerini daha az ödemek amacıyla segment raporunu davalı şirket aleyhine sürekli olarak düşük gösterdiği yönündeki iddialarının değerlendirilebilmesi için, davalı yanın da gerçekleştirdiği segmentlere ilişkin raporları dayanakları ile birlikte ortaya koyması gerektiği, zira ancak bu durumda var ise segment sayıları arasındaki farklılığın tespit edilebileceği, aksi halde davacı şirket sistem verilerinin dikkate alınması gerekeceği,
Diğer yandan davalı yanın, davacının ödemekle yükümlü olduğu teşvik primlerini daha az ödemek amacıyla segment raporunu davalı şirket aleyhine sürekli olarak düşük gösterdiği yönündeki iddialarına dayanak teşkil edebilecek nitelikte bir itirazda bunulduğuna dair, dava dosyasında herhangi bir belgenin de sunulu olmadığı…” tespit ve rapor edilmiştir.
Taraf vekillerinin yazılı ve sözlü beyan ve itirazları kapsamında Bilirkişi Bilişim uzmanı … ‘ten ek rapor alınmasına, özellikle yapılan incelemenin sistem üzerinden alınan verilere dayanıp dayanmadığı ve hangi suretle yapıldığına ilişkin ayrıntılı rapor istenmesine karar verilmiş, 29.04.2021 tarihli ek raporda :
”…Davaya konu ceza faturası, davalı acente tarafından davacıya ait sistem kullanılarak dava konusu sözleşme döneminde oluşturulması gereken eksik segment sayısı üzerinden hesaplandığından dolayı; davalı tarafından oluşturulan segment sayısının net ve doğru bir şekilde tespit edilmesi gerektiği,
Davalı tarafından oluşturulan segment sayısına yönelik olarak davacı sistemi üzerinde mevcut olduğu belirtilen ve pnr kodlarını içeren bilet bilgilerine ilişkin olarak tarafımıza iletilen dokümanın kök rapor ekinde CD içeriğinde sunulduğu,
Davalı tarafından, davacı sistemi üzerinden alınan raporların hileli olduğu belirtilmiş olmasına karşın davaya konu alacağın dayanak noktasını oluşturan sözleşme döneminde davalı acente kayıtlarına göre kaç seğment oluşturulmuş olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt veya detay bilgisinin dosyaya sunulmadığı, bu nedenle tarafımızca bir karşılaştırma yapılabilmesinin mümkün olamadığı,
Hem davalı tarafından herhangi bir kayıt sunulmaması nedeniyle hem de sunulan pnr kayıtları içeriğinde sunulan binlerce rezervasyonun tek tek tespitinin tarafımızca mümkün olamaması nedeniyle ve aynı zamanda sözleşme kapsamında ihtilaflı rezervasyon veya işlem sayımları hususunda … (davacı) otomasyon kayıtlarının kesin delil kabul edileceği belirtilmiş olduğundan kök rapor içerisinde, davacı tarafından sunulan rapor üzerinden değerlendirme yapılmış olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Taraf vekillerinin rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirir dilekçelerini sunmuş olduğu mahkememizce bilirkişi ek ve kök raporu kanaat verici nitelikte bulunduğundan itirazların reddine karar verildiği,
Davalı şirketin 2017 – 2018 – 2019 kurumlar vergi beyannamesinin incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden cezai şartların tahsilinin davalının ekonomik yönden mahvına neden olup olmayacağı hususunda rapor alınmasına karar verilmiş, 15.11.2021 tarihli raporda :”.. İncelemeler sonucunda, cezai şartların tahsilinin davalının ekonomik yönden mahvına neden olacağı…” tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekilinin ek (mali) rapora itirazlarının kabulü ile davalı yanın ticari defter ve kayıtları üzerinde mali inceleme yapılmasına, cezai şartın tahsilinin şirketin ekonomik mahvına yol açıp açmayacağı hususunda rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş ise de, belli edilen inceleme gün ve saatinde defter ve belgeler inceleme için hazır edilmediğinden bu yöndeki ara kararından dönülerek mevcut delil durumuna göre değerlendirme yapılmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 01/09/2017 tarihli abonelik sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart-ürün bedeli ve ürün bakım bedeli konulu faturanın tahsiline ilişkindir.
Taraflar arasında imzalanan 01/09/2017 tarihli, 5 yıl süreli “Abonelik Sözleşmesi” ile 20/09/2017 tarihli, 1 yıl süreli “Protokol” içeriğine göre, ekipman cezası segmenti (segment başına 2,00 Euro) ve hizmet segmenti (segment başına 0,20 Euro) adları altında iki ayrı cezai şart öngörüldüğü, seyahat acentesi olan davalının, davacı tarafından geliştirilen rezervasyon yazılım sistemini kullanarak yıllık 80.000 adet rezervasyon üretmeyi taahhüt ettiği, bu hedefin tutturulamaması halinde yıllık hedef miktarından eksik olan sayıda ve her hedef başına 0,20 Euro+ KDV tazminat ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, yine davalıya verilen ekipmanların karşılığı olarak 74.160 segment taahhüt edildiği, bu hedefin tutturulamaması halinde yıllık hedef miktarından eksik olan sayıda ve her hedef başına 2,00 Euro+ KDV tazminat ödeyeceğinin kararlaştırıldığı hususlarında taraflar arasında çekişme bulunmamaktadır.
Davacı yan; davalı abonenin ilk yıl için 23.306 segment gerçekleştirdiğini, yani yıllık hedefini tutturamadığını ileri sürerek düzenlenen cezai şart faturasının tahsiline karar verilmesine talep etmiş, davalı yan ise; davacının sözleşme gereği üstlendiği edimleri yerine getirmemesi nedeniyle cezai şart talebinin yerinde olmadığını savunmuştur.
O halde somut olayda çekişme, davaya konu fatura alacağının cezai şart niteliğinde olup olmadığı, davaya konu ilk yıl için gerçekleştirilen segment sayısı ve buna göre cezai şart talebin yerinde olup olmadığı, tutarı ve tahsilinin davalının ekonomik yönden mahvına yol açıp açmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Davaya konu fatura incelendiğinde, faturada yazılı 101.708,00 Euro ve 11.338,80 Euro’luk kısmın cezai şart, kalan tutarın ise ürün bedeli ve ürün bakım bedelinden ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının sunmuş olduğu kayıtlara göre, ilk yıl için 23.306 segment gerçekleştirmesi nedeniyle taahhüt ettiği 50.854 eksik segment başına sözleşme gereğince hesaplanan ekipman segmenti tutarının (50.854×2,00 euro=)101.708,00 Euro olduğu, taahhüt ettiği 56694 eksik segment başına sözleşme gereği hesaplanan hizmet segmenti tutarının (56.694X0,20 euro=) 11.338,80 Euro olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir, Yazılım Uzmanı ve Sektör (Turizm) bilirkişilerine tevdi edilmiş olup, mahkememize sunulan 26.11.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre; taraflar arasında imzalanmış sözleşme ve protokol kapsamında davalı acentenin, davacı tarafından kurulan rezervasyon sistemi üzerinden yurt dışına uçak bileti satışı yaptığı, dava konusu alacak talebinin, davalının sözleşme ve protokol kapsamında hedeflenen segment sayısına ulaşılamaması nedeniyle kesilen ceza faturası olarak ifade edilebileceği, davacıya ait sistem üzerinde alınan raporlara göre dava konusu fatura dönemi olan Eylül 2017-Ağustos 2018 tarihleri arasında davalı tarafından 23.304 segment üretilmiş olduğu, davalı acente tarafından bu tarihler arasında segment üretilmiş olmasının davacı tarafından kurulan sistemin hizmet verdiği anlamıma geleceği, alınan raporlanan segment sayısının sözleşme ve protokol kapsamında hedeflenen sayı olmadığından, yine sözleşme ve protokol kapsamındaki hükümler uyarınca dava konusu faturanın kesilmiş olduğu mütalaa edilmiştir.
Davalı yan aşamalarda, davacının iddia ettiği rakamların gerçek olmadığı, davacının ödemekle yükümlü olduğu teşvik primlerini daha az ödemek amacıyla segment raporunu davalı şirket aleyhine sürekli olarak düşük gösterdiğini iddia ederek incelemenin davalının sisteminden çevrimiçi olarak alınacak veriler üzerinden yapılmasını talep etmiş ise de, bilirkişi raporunda da vurgulandığı gibi, bu iddialarının değerlendirilebilmesi için, davalı yanın da gerçekleştirdiği segmentlere ilişkin raporları dayanakları ile birlikte ortaya koyması gerektiği, bu durumda var ise segment sayıları arasındaki farklılığın tespit edilebileceği, ancak davalı yanın mukayese edilebilecek bir veri sunmadığı, bu nedenle incelemenin davacı sistemi üzerinde mevcut olduğu belirtilen ve pnr kodlarını içeren bilet bilgilerine ilişkin olarak davacı yanca sunulan ve rapor ekinde bulunan CD içeriğine göre yapıldığı, davacının çevrimiçi kayıtlarının şirket merkezi olan İngiltere’de bulunduğu, aynı zamanda sözleşmeye göre ihtilaflı rezervasyon veya işlem sayımları hususunda … (davacı) otomasyon kayıtlarının kesin delil kabul edileceği kararlaştırılmış olduğundan bu yöndeki itirazların kabule değer olmadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan dava konusu faturaya konu edilen cezai şart tutarının tahsilinin davalının ekonomik yönden mahvına neden olup olmayacağı hususunda davalı şirketin ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de, yasal ihtara rağmen davalı yanın defter ve belgelerini inceleme günü hazır etmediği için, davalı yanın 2017 – 2018 – 2019 yıllarına ait kurumlar vergisi beyannameleri esas alınmak üzere yapılan ve mahkememizce de hükme elverişli bulunan 15.11.2021 tarihli ek raporda özetle, cezai şartların tahsilinin davalının ekonomik yönden mahvına neden olacağı mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, hükme elverişli bulunan bilirkişi ek ve kök raporları ile tüm yargılama dosyası kapsamına göre; taraflar arasında akdedilen abonelik sözleşmesi kapsamında davacının sunmuş olduğu kayıtlara göre, davalı yanın ilk yıl için 23.306 segment gerçekleştirmesi nedeniyle taahhüt ettiği 50.854 eksik segment başına sözleşme gereğince hesaplanan ekipman segmenti tutarının (50.854×2,00 euro=)101.708,00 Euro olduğu, taahhüt ettiği 56.694 eksik segment başına sözleşme gereği hesaplanan hizmet segmenti tutarının (56.694X0,20 euro=) 11.338,80 Euro olduğu, davacının cezai şarta talebinin yerinde bulunduğu, sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın taraflar açısından bağlayıcı olduğu, ancak cezai şartın tahsilinin davalı yanın ekonomik olarak mahvına yol açacağı anlaşıldığından takdiren cezai şart tutarından %50 oranında indirim yapılması gerektiği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, 184.949,42-Euro cezai şartın takdiren %50 tenkisi sonucu 92.474,71-Euro cezai şartın 19/11/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince faiz işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, cezai şart tutarında takdiren indirim yapılarak hüküm kurulduğu gözetilerek reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜNE, 184.949,42-Euro cezai şartın takdiren %50 tenkisi sonucu 92.474,71-Euro cezai şartın 19/11/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince faiz işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 77.714,87-TL harçtan başlangıçta peşin olarak alınan 19.428,72-TL harcın mahsubu ile bakiye 58.286,15-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı yanca yapılan 35,90-TL başvurma harcı, 19.428,72-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 4.000,00-TL vekalet ücreti, 200,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 23.669,82-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 45.491,98-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Cezai şart tutarında takdiren indirim yapılarak hüküm kurulduğu gözetilerek reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-)Davacı yanca yatırılan gider avansından arta kalan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya / vekiline iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/04/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır