Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/109 E. 2019/471 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/109 Esas
KARAR NO: 2019/471

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/02/2018
KARAR TARİHİ: 22/05/2019

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, davalı şirkete sigortalı …’ın malik ve işleteni olduğu … plaka sayılı aracın 06.10.2017 tarihinde…’ye ait … plaka sayılı araca çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, trafik kaza tespit tutanağından anlaşıldığı üzere davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşunda %100 kusuru olduğunu, yapılan ekspertiz incelemesinde araç tamir bedelinin KDV dahil 5.114,11 TL tespit edildiğini, hasar bedelinin tespiti için 250,00 TL ekspertiz ücreti ödendiği, hasar gören araç maliki … tarafından alacağının vekil edene temlik edildiğini beyanla şimdilik 750,00 TL hasar ve 250,00 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde temerrüt tarihi olan 25.12.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdindeki … trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeye göre teminatın maddi hasarlarda araç başına azami 31.000 TL olduğunu, müvekkili şirketin poliçelerden kaynaklanan sorumluluğunun azami teminat limiti dahilinde gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, davaya konu aracın zaten eski model olduğunu geçen yılar itibariyle değerini nispeten kaybettiğini, araç için hasar tutarını aşacak şekilde ayrıca değer kaybı istenmesinin yersiz ve haksız olduğunu, küçük çaplı hasarın araçta büyük değer kaybına uğradı iddiasının abartılı olduğunu, küçük çaplı hasarlarda aracın değre kaybına uğramadığını, davacının tarafın ekspertiz ücreti talebinin mutlak surette kasko poliçesi teminatındadır demek mümkün olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dilekçe teatisinin tamamlanmasından sonra ön inceleme günü tayin edilmiş, taraf vekillerine tebliğ ile bildirilmiş, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık tespit edilerek tahkikata geçilmiştir.
Tahkikat aşamasında hasar dosyası getirtilmiş ve bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişi dosyaya sunduğu rapor ile kazanın meydana gelmesinde davalı … şirketi nezdinde sigortalı aracın tam kusurlu olduğu, temlik eden aracında meydana gelen hasarın 3.866,35 TL olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Dava trafik kazası nedeni ile temlik eden aracında meydana gelen hasar bedelinin, zarara yol açan aracın ZMMS poliçesini tanzim eden sigorta şirketinden tahsili istemine dairdir.
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.
2918 Sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir.
Somut durumda, bilirkişi eli ile tespit edildiği üzere davacı aracında, davalı nezdinde sigortalı aracın tam kusuru ile neden olduğu kaza sonucu hasar oluştuğu anlaşılmaktadır.
Davacının bir diğer istemi de hasarın tespiti için yapılan ekspertiz masrafının tahsilidir.
6100 sayılı Yasanın 323/1-ç maddesi delaleti ile 406/2.maddesi uyarınca geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Buradan hareketle 5684 sayılı Yasanın 22/17.maddesi uyarınca maddî hasarla sonuçlanan trafik kazaları için yetkili sigorta eksperleri tarafından düzenlenmiş, örneği İçişleri Bakanlığınca tespit olunacak rapor, sigorta tazminatının ödenmesinde Karayolları Trafik Kanununun 99.maddesindeki kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağı hükmündedir. Eksperler tarafından düzenlenen raporlar delil niteliğindedir. 5684 sayılı Yasanın 22/19.maddesi uyarınca Sigorta eksperinin, sigortacı veya sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler tarafından atanması, eksperin iş kabulü, asgari ücret tarifesinin tespiti de dahil olmak üzere ekspertiz ücretinin belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar Birlik ve Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin görüşleri alınarak yönetmelikle düzenlenir. Bu madde uyarınca çıkarılan Sigorta Eksperleri Atama Yönetmeliğinde ise eksper ücretleri düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemelerden hareket edildiğinde, 5684 sayılı Yasa uyarınca delil niteliğinde olan eksper incelemesi, 6100 sayılı Yasa uyarınca geçici hukuki koruma başlığı altında düzenlenen delil tespiti niteliğindedir ve aynı Yasanın 323/1-ç maddesi uyarınca, bu işlem için yapılan giderler yargılama giderlerindendir.
Bu nedenlerle, davacının ekspertiz ücretine ilişkin talebi yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak davanın esasına ilişkin, bilirkişi tarafından tespit edilen hasar bedelinden, dava tarihinden sonra ödendiği anlaşılan 1487,95 TL’nin mahsubu ile bakiye kısım yönünden davanın kabulüne, bu miktara başvuru evrakının tebliğ tarihine göre belirlenen temerrüt tarihinden itibaren, kazaya neden olan aracın özel araç olması nazara alınarak yasal faiz işletilmesine; davadan sonra ödenen kısım yönünden ise dava konusuz kalmakla esas hakkında hüküm tesisine mahal bulunmadığına dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulü ile 2.378,40 TL’nın temerrüt tarihi 28.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; dava tarihinden sonra ödenen 1.487,95 TL yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında hüküm tesisine mahal bulunmadığına,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan alınması gerekli 44,40 TL harcın peşin alınan ve ıslah sureti ile yatırılan harçtan mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 35,90 TL peşin harç ve 54,00 TL tamamlama harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından karşılanan 785,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 285,40 TL vekalet ücretinin ve konusuz kalan kısım üzerinden AAÜT’nin 6.maddesine göre belirlenen yarı oranındaki 89,27 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen “ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan” olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani “konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen” davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
6 Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …