Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/107 E. 2018/415 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/107 Esas
KARAR NO : 2018/415 Karar

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 28/09/2015
KARAR TARİHİ : 16/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 28/09/2015 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya teslim ettiği malların tedarikine istinaden tanzim ettiği 2608 numaralı ve 18/11/2010 tarihli 18.964,00-Euro tutarındaki faturaya dayanarak toplam 15.000,00 Avro tutarındaki ana para ve işleyecek faizin kendisine ödenmesi için … … Mahkemesi huzurunda dava açtığını, İtalya mevzuatına uygun bir şekilde, tüm adıl yargılarıma ilkeleri gözetilerek mahkeme sonuçlanmış olup mahkeme davalı … ‘ı, 15.000,00-Avro tutarındaki ana para ve 231/02 sayılı Kanun Hükmünde kararname uyarınca belirtilen vadeden itibaren ve efektif olarak ödeme yapılan güne kadar işleyecek faizi ile ilgili giderler için %15’in yanı sıra 5.736,29 Euro tutarında vekalet ücreti ve 645,33 Euro tutarında KDV olmak üzere dava giderlerini müvekkili şirket lehine ödemeye mahkum ettiğini, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (MÖHUK) 50’ nci maddesi uyarınca “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye de icra olunabilmesi yetkisi Türk Mahkemelerine tarafından Tenfiz kararı verilmesine bağlıdır” dendiğini, MÖHUK uyarınca gereken şekli ve maddi koşullar işbu davaya konu İtalyan Mahkemesi tarafından verilmiş ilamda karşılandığından ve hala müvekkiline davalı tarafından bir ödeme yapılmadığından, … Devleti … Olağan Mahkemesi Dördüncü Hukuk Dairesinin 30/06/2014 tarih ve … sayılı ilamının Türkiye’de Tenfizine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 11/11/2015 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Dosya içinde tercümesi bulunan kararda hükmedilen rakamın 21.381-Avro olmadığını, kararın içeriği ve hüküm fıkrası okunduğunda, davacının 15.000-Avro alacak için dava açtığı, bu davanın yargılaması devam ederken davacı şirketin, davalının anaparanın tamamını ödediğini mahkemeye bildirdiği ve HUMK 183. maddenin VI babının l. fıkrası uyarınca davaya sadece işlemiş faizler ve dava giderleri yönünden devam edildiğinin yazıldığını, hüküm fıkrasında da “…15.000-Euro üzerindeki faizleri…” demek suretiyle devamında, 5.736,29-Euro avukatlık ücreti, 645,33-Euro giderlere hükmettiğini, toplam miktarın 6.381,62-Euro olduğunu, anaparanın ödendiğine ilişkin olarak dosya içinde mübrez tercümeye göre 18.09.2013 tarihli duruşma tutanağı olduğunu düşündüğükleri belgede; davacı avukatının, mahkeme davetiyesinin tebliğinden sonra davalının anaparayı ödediğini beyan ettiğinin yazıldığını, tercümesi bulunan diğer duruşma tutanaklarında da anaparanın tamamının ödendiğinin yazıldığını, ayrıca müvekkilinin davacıya 15.000-Avro ödeme yaptığını gösterir dekontları da sunduklarını, tüm bu nedenlerle davacının talebinin ilama aykırı ve haksız olduğunu, ilama göre tanıma tenfızi istenebilecek miktarın 6.381-Avro olduğunu beyan etmiş, davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir
Dava, 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 50. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılmış olup, … Devleti … Olağan Mahkemesi Dördüncü Hukuk Dairesinin 30/06/2014 tarih ve … sayılı 11/05/2015 kesinleşme tarihli kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra ; “Davanın KABULÜ ile … Cumhuriyeti … Genel Mahkemesi 4. Medeni Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dava dosyasına ilişkin 30/06/2014 tarihli kararının TANINMASI VE TENFİZİNE” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
… 19. Hukuk Dairesinin … E, … K sayılı 31.10.2017 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle; “Tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararı belirli bir alacağın tahsiline yönelik olduğundan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 4. maddesine göre tenfiz davası nisbi harca tabidir. O halde mahkemece tenfizi istenilen karardaki alacak miktarının dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı tespit ettirilip, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a ve 32. maddeleri gözetilerek, davacı vekiline bu miktar üzerinden harcın tamamlanması konusunda kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, eksik harç ile yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda nisbi harç tamamlattırılarak karar vermek gerekmiştir.
5718 Sayılı Yasanın 50/1.maddesine göre;”Yabancı mahkemelerce hukuk davalarına ilişkin olarak verilen ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” Aynı Yasanın 53.maddesine göre ise tenfiz dilekçesine, yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ve İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi gerekir. Yabancı mahkeme ilamlarının tenfiz koşulları 5718 Sayılı Yasanın 54.maddesinde,tanıma koşulları ise aynı yasanın 58.maddelerinde düzenlenmiştir.
5718 sayılı Yasanın 54.maddesine göre yabancı mahkeme kararının tenfizi için,… Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması, ilâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması ,hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması,O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması gerekir.Aynı yasanın 58.maddesine göre de,yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; … ile … Cumhuriyeti arasında 16/02/l929 tarih ve 1394 sayılı Kanunla onaylanan ve 03/03/l929 gün ve 1133 (III.Tertip. 10.c.362 (222)s) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak l5/05/l931 tarihinde yürürlüğe giren 1926 tarihli “… ile … Arasında Adlî Himaye Adlî Makamların Hukuk ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Müzahereti ve Adlî Kararların Tenfizi Mukavelenamesi” bulunduğu, tanınması ve tenfizi istenen kararın anlaşmanın Adli Kararların Tenfizi kapsamında bulunduğu, kararın aslı, yetkili makamlarca onanmış aslına uygun karar örneğinin Türkçe tercümesi, kararın onanmış kesinleşme şerhinin dosyaya sunulduğu, tanınması ve tenfizi istenen kararın kesinleştiği, tanıma ve tenfiz koşullarının oluştuğu saptanmıştır.
Tüm bu nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- DAVANIN KABULÜNE
… Cumhuriyeti … Genel mahkemesinin 4. Medeni Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dava dosyasına ilişkin 30/06/2014 tarihli kararının TANINMASI VE TENFİZİNE,
2-Karar ve ilam harcı 4.990,51-TL nin peşin ve tamamlama harcı ile alınan 1.247,63-TL den düşümü ile kalan 3.742,88-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.279,43-TL peşin, başvuru ve tamamlama harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 118,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 8.386,24-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2018

Katip … Hakim …