Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1069 E. 2022/48 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1069 Esas
KARAR NO : 2022/48

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; …Ltd.Şti., … ve …’ın müvekkili bankanın kredi borçluları olduğunu, …’ın kredi sözleşmelerinin müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğunu, alacalarının tahsili için alınan ihtiyati haciz kararının … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından infaz edildiğini, aynı dosyada ilamsız takibe geçildiğini, ilgili dosyada yapılan icra takibi işlemleri neticesinde alacağın tahsilinin mümkün olmadığını, takip işlemlerinin başlandığı günlerde, davalı borçlunun adına kayıtlı gayrimenkulleri, diğer davalıları teşkil eden 3.kişilere devir sureti ile elden çıkarıldığının tespit edildiğini, gayrimenkullerin üçüncü şahıslara devrinden dolayı dolayı haciz tatbikinin mümkün olmadığını, Davalı borçlu … adına kayıtlı ” … İli, … İlçesi, … Köyü, 2. Pafta, 1662 ve 1663 parsellerin tamamı” nın …’a devrildiğini, bu üçüncü şahısın ise bu hisseyi …’ya devrettiğini belirtmiş, dilekçesinde vs.açıklamalarda bulunarak, sonuç olarak; Davalı borçlu … adına kayıtlı olup 05/11/2008 tarihinde …’a ondan da 14/11/2008 tarihinde …’ya devredilen ” …karya İli, … İlçesi, … Köyü, 2. Pafta, 1662 ve 1663 parsellerin tamamı”nın devredilmiş olduğundan, gayrimenkullerin devir ve temlikine ilişkin tasarrufun iptaline ve gayrimenkuller ile ilgili olarak icra dosyasında satışına yetki verilmesine, gayrimenkullerin yeniden üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi amacı ile İhtiyati Tedbir kararı verilmesine, davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında açılan davanın hukuken korunabilecek bir hakka dayanmadığını, müvekkilinin dava konusu taşınmazları …’dan emlakçı aracılığı ile satın aldığını, müvekkilinin gayrimenkulü davacının borçlusundan değil, borçlunun da sattığı kişiden alması sebebi ile 3.değil 4.şahıs durumunda olduğunu, bu nedenle müvekkilinin kötü niyetinden bahsedilemeyeceğini, davacının mahkemeyi yanıltma gayretinde olduğunu, davacının bakiye borcu için takip başlattığını ve kısmi hacizler uyguladığını, davacının müvekkili ve davalılarla ilgili olarak samut bir iddia ortaya koyamadığını belirtmiş, vs.açıklamalarda bulunarak sonuç olarak; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı …’un 05/03/2014 tarihli duruşmaya katıldığı, duruşmadaki beyanında; “Turizm otel işletmeciliği yaptığını, bir otelde resepsiyon görevli olduğunu, 2005 yılında bu işe başladını,… isimli şahsın babasının … şirketinde çalıştığı dönemde patronu olduğunu, babasının maaş ve prim karşılığında çalışırdı … isimli bir şahsı tanımadığını, …’nın ise babasının emlakçi aracılığıyla bulduğu bir şahıs olduğunu, Dava konusu … köyü 1662 parsel sayılı taşınmazı …’ın babasına olan borcu karşılığı vermek istediğini, babasının da bankalarla sorunlu olabileceğini söyleyerek taşınmazı kendisi vekalet ile satın aldığını, kısa süre içerisinde paraya çevirme imkanı ortaya çıkınca yine vekalet ile sattığını, Vekalet verdiği …’nu tanımadığını, …’da bir noterde vekalet tanzim işini yaptıklarını, yanımda babamsının olduğunu, alım satım işiyle hiç ilgilenmediğinden alış-satış fiyatlarını bilmediğini, babasının satış parasını …’dan elden aldığını, halen …’ın babasına borçlu olduğunu beyan etmiştir.
Davalılardan …’a usulüne uygun tebligatın yapıldığı, ancak davalının davaya cevap vermediği ve duruşmalara da katılmadığı anlaşılmıştır.
Davanın; Tasarrufun iptali davası olduğu anlaşıldı.
Davacı vekili vermiş olduğu 31/01/2022 tarihli dilekçesinde; davalı tarafla sulh olduklarını, sulh doğrultusunda karar verilmesini talep etmiş, davadan feragat ettiklerini beyan etmişlerdir. Davacı vekilinin dosyaya ibraz edilen vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin açıkça yer aldığı görülmüştür.
Davalı vekili 05/10/2021 tarihli dilekçesinde; Davacı tarafla sulh olduklarını, vekalet ücreti ve yargılama giderleri sulh dahilinde ödendiğinden karar verilmesine mahal olmadığını, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamın incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davadan feragat HMK’nun 307.maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK’nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Davacı vekili 31/01/2022 tarihli dilekçesinde davadan feragat ettiklerini bildirdiğinden ve davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisi açıkça yer aldığı görüldüğünden davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, davalı … vekili 05/10/2021 tarihli beyan dilekçesi ile açıkça davacı taraftan feragat nedeniyle masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını belirttiğinden yargılama giderlerinin masrafı yapan üzerinde bırakılmasına ve davacı ile davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına dair taraf vekillerinin talepleri üzerine dosya üzerinden karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-)Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Davadan feragat ilk celseden sonra gerçekleştiğinden harçlar kanunu 22.maddesi uyarınca karar ve ilam harcının 2/3 ü olan alınması gereken 36,27-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,87 -TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili vekalet ücreti talepleri bulunmadığını açıkça beyan ettiğinden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
5-Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, tarafların / vekillerin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”