Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1031 E. 2022/12 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1031 Esas
KARAR NO:2022/12

DAVA:Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ:02/11/2018
KARAR TARİHİ:18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 02.08.2017 ve 23.08.2017 tarihli fiyat teklif formlarına istinaden tanesi 12.000 TL olmak üzere 6 adet 100 mm genişliğinde 1 mm kalınlığında … sürücülerinin taraflarından satın alındığını, satın alınan sürücüler için 73.000 TL bazı malların faturası ile KDV ödemesi yapıldığını, sürücülerin garanti kapsamında alındığını, ayrıca müvekkillerine servis garantisi de verildiğini, davalının kurulumu sağladığını ve sürücülerin kurulumu sonrasında hatalar vermesi üzerine mail ve telefon yoluyla davalıya bildirdiğini ve servis hizmeti istediğini, davalının servis içinde geldiğinde arıza için başka gerekçeler göstererek kauçuk desteği ve elektronik düzenleme yapılarak sorunun çözüleceğini iletmesine rağmen arızaların giderilemediğini, Davalının kurduğu sistemin her defasında arıza vermeye devam ettiğini, Yapılan bildirimlere rağmen bir süre sonra davalıya ulaşılmaya çalışılsa da sözleşmeye uygun servis hizmeti de alınamadığını, Mail yoluyla arızalarla ilgili yaşanan süreç hakkında ihbarda bulunulmuş olmasına rağmen davalıdan olumlu dönüş alınamadığını, bir ürünün arıza vermesi ve tamir edilememesinin satıcının sorumluluğunda olduğunu, bu süreçte davalının sattığı sürücülerde meydana gelen arızaların işletmenin çalışamaz hale gelmesine neden olduğunu,, ürünlerin hatalı çıktığını ve yeniden yapılması için hammadde alınmasının gerektiğini, işletmeyi büyük zararlara soktuğunu, Arızalı sürücülerin bağlı olduğu makinelere yönelik tamir için davalının müvekkilinden istediği, talepleri karşıladığını ancak makinelerden beklenen verimin bir türlü alınamadığını, aynı sürücünün aynı alanda ayrı makinelerde farklı verimlilik göstermesinin arıza yapan sürücüler de arızanın kurulumundan ya da mekanik aksamdan kaynaklı olabileceğine işaret olduğunu, ürünün beklenen fayda sağlamadığı aynı anda birden fazla arıza verdiği arızanın giderilemediğinin ortada olduğunu, servis garantisine rağmen arıza için davalının servis vermediğini, sözleşmeye açıkça aykırı hareket edildiğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan kendi edimlerini yerine getirmediğini, hileli ayıp olduğu, gizli ayıplı ürün satıldığının sonradan ortaya çıktığını, işten anlayan bir makine ustasına alınan sürücüler gösterildiğinde ürünün elektronik parçaların teklif formunda belirtildiği gibi orijinal parça olmadığının da öğrenilmiş olduğunu, bazi ürünlerin faturasını tüm taleplerine rağmen şirketlerine, davalı tarafından kesilmemiş olduğunun da açık olduğunu, müvekkili adına davalıya ihtarname göndererek alınan ürünlerin derhal teslim etmeye hazır olduklarını, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi ve müvekkilimin maddi manevi mağduriyetin giderilmesini, Ayrıca işletmenin çalışamaz hale gelmesi nedeniyle de uğranılan zarardan sorumlu olduklarını, kabul edilmezse sözleşmenin fesih edileceğinin, muadil makinelerin kur farkı ile alınmak zorunda kalınması halinde doğacak zarardan sorumlu olacaklarının, ihtar edildiğini, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle, sözleşmenin feshi ile yapılan ödemelerin ödeme tarihinden itibaren ticari faiz ile birlikte, uğranıları ve uğranılacak zararların bilirkişi marifetiyle hesaplanmasını ve müvekkiline iadesine, kur farkı ile aynı marinaların güncel değerlerinin tespiti ile aradaki farkın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, davanın kabulü ücreti vekalet ve masrafın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ile olan ticari ilişkisinin bir adet sürücünün deneme süresi için teslimatı ile başlandığını, davacının teslim edilen sürücüyü bir hafta denediğini, memnun kalması üzerine 5 adet daha sürücü için siparişte bulunduğunu, söz konusu sürücülerin ödemelerinin, müvekkili tarafından yerine kurulum ve montajının yapılıp teslim edildikten sonra sürücülerinin hepsinin tek tek denenmesi akabinde davacı tarafından yapıldığını, Davacının iddia ettiğinin aksine 6 adet sürücü için toplamda KDV dahil 45.913,08 TL ödeme yapıldığını, sürücülerin teslimi sırasında davacıya sürücülerin istenilen hassasiyet sürme işlemi yapılabilmesi için ortam temizliğinin ve sürücülerin periyodik bakımlarının yapılmasının gerektiğini, preslerin titreşimsiz ve vuruntusuz çalışmasının gerektiğini, sürücü aksamının yağa, suya toza ve ortamdaki yoğun kirliğe maruz kalmamasının gerektiğini, Operatörün gerekli bilgiye sahip olması gerektiğini ve sürücüden istenilen hassasiyete sürücüye hassas yaklaşması gerektiğini, kalıpların verimli olması için malzemeyi sürme ve çekme esnasında takılmaması, içine mal biriktirmemesi ve basılan ürünlerin direkt olarak kalıptan düşmesinin gerektiği konularında açıklayıcı ve aydınlatıcı bilgilendirme yapıldığını Satış sonrası servis ve garanti şartları başlıklı bölümün 2 numarak başlığında “Kullanım har-tasından kaynaklanan veya üretici firmanın ürünü olmayan bir unsurun (kalıp, pres, giyotin v.s.) sebep olduğu arıza ve problemler garanti kapsamına girmediği, Garanti kapsamı dışında yapılan bütün müdahalelerin müşteri firmaya fatura edileceği” 2 numaralı başlığında “ … motorun encoderi’nin darbeye maruz kalması sonucu ve içine yağ girerek arıza vermesinin garanti kapsamı altında olmadığı” nın açıkça yazılı olduğunu, davacı firmanın sürücüleri İnci çivisi adlı ürünlerin üretilmesi amacıyla müvekkilinden satın aldığını, sürücüler olmadan inci çivisi adlı ürünün üretilmesinin mümkün olmadığını, bu ürünün üretilmesinin son derece hassas sürme işlemi gerektiğini, davacı firma tarafından ürünlerin arıza verdiği iddiasıyla müvekkilin inceleme amaçlı çağrılması üzerine firmanın preslerinin çok eski ve bakımsız olmasının, preslerin aşırı seviyede sarsıntılı çalışması ve bunun sonucu olarak makinenin titreşime ve sarsıntıya maruz kalmasının sürücüleri çok kısa sürede yıprattığının müvekkil tarafından tespit edildiğini, Firmanın preste basmış olduğu pirinç malzeme kalıbının verimsizliğinden dolayı presin üstüne koymuş olduğu, bor yağı kazanında geçirmesi ve sürücülerin aşırı yağa maruz kalması, bu yağın sürücü üzerinde ortamın tozu ve pisliği ile birleşmesi makinenin kayışlarının çalışamaz hale getirdiğini, davacı firmanın sürücüleri müvekkiline gönderdiğini ve fiyat teklif formunda da belirtildiği üzere kullanım hatasından kaynaklanması nedeniyle bedeli karşılığında onarılıp teslim edildiğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, Hukuka, yasaya ve yerleşik içtihatlarına aykırı davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; 02/08/2017 ve 23/08/2017 tarihli fiyat teklif formuna istinaden satın alınan sürücülerin ayıplı olması nedeniyle çalışamamasından dolayı davacı şirkete verdiği zararların davalıdan tazmini ve davalı tarafa ödenen miktarın kur farkı ile aynı marinaların güncel değerlerinin tespiti ile aradaki farkın davalıdan tahsili isteminden ibarettir.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 02/11/2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen Tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince 26/04/2019 tarihli basit yargılama ön incelemeye hazırlık tutanağında iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili davada;ticaret sicil kayıtları, vergi dairesi kayıtları, faturalar, çek ödemeleri, ihtarname, mail, gsm hat arama mesaj dökümleri, servis ödemeleri, bilirkişi ıncelemesi, keşif, ürünlerin güncel fiyatları, hatalı ürünler için uğranılan zarara ilişkin belgeler, tanık, (ihtiyaç duyulması halinde), isticvap, yemin ve her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı vekili davada;Ödemeye ilişkin faturalar, fiyat teklif formu, internet sitesi çıktısı, …A.Ş. firmasından alınan yazı ve faturalar, ticari defterler ve kayıtlar, tanık beyanları, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin vesair delillere dayanmıştır.
Mahkememiz tarafından iddia, savunma ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı tarafından 02/08/2017 ve 23/08/2017 tarihli fiyat teklif formuna istinaden davalıdan satın alınan sürücülerin ayıplı olup olmadığı ayıplı ise ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı yapıldı ise sürücülerin ayıplı olması nedeniyle çalışamamasından dolayı davacı şirkete verdiği herhangi bir zararın olup olmadığı zarar var ise miktarının tespiti ve davalı tarafa ödenen miktarın kur farkı ile aynı marinaların güncel değerlerinin tespiti ile aradaki farkın davalıdan tahsili isteminin koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile rapor aldırılmasına, öncesinde “ayıplı olduğu iddia edilen malın (sürücülerin)” bulunduğu adreste keşif yaptırılmasına, karar verilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından sunulan 28.08.2020 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “…. Davacının davalıdan, 58.400,00 TL’lik satım bedelinin iadesine yönelik alacağının bulunduğu; davacının bu alacağının, talebi gibi, ödeme tarihinden veya tarihlerinden itibaren işletilecek temerrüt faizi (ticari faizi) ile birlikte tahsilinin gerektiği;
Davacının, ayıplı malları davalıya iade etme yükümlüluğü altına girdiği;
Davacı nasıl ve ne miktarda kar mahrumiyeti zararına uğradığına açıklamadığı gibi, böyle bir zarara uğradığını ispata yönelik deliller de sunmamış olduğundan, davacının kar mahrumiyeti zararına uğradığının saptanamadığı (ispata muhtaç olduğu); davacı başka zararlara uğradığını da iddia etmişse de, bu yöndeki taleplerinin yerinde olmadığı;” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyet raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinin sunulmuş olup ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur. Mahkememiz tarafından taraf vekillerinin itriazları doğrultusunda önceki bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından sunulan 19.03.2021 tarihli ek raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “…Bilirkişi Kök Raporu sonrası kararımızı değiştirilebilecek herhangi somut bir belge sunulmamıştır. Fakat konun anlaşılabilmesi için, tarafımızdan itirazların tamamına yeniden cevap verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, Kök Raporumuzdaki Kanaatimizin devam ettiği, davacının davalıdan, 58.400,00 TL’lik satım bedelinin iadesine yönelik alacağının bulunduğu; davacının bu alacağının, talebi gibi, ödeme tarihinden veya tarihlerinden itibaren işletilecek temerrüt faizi (ticari faizi) ile birlikte tahsilinin gerektiği;
Davacının, ayıplı malları davalıya iade etme yükümlülüğü altına girdiği” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyet ek raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunulmuştur. Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunulmuş olup yeni bir heyetten rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan kök ve ek raporun dosya kapsamında toplanan delillere uygun olması nedeniyle Mahkememiz tarafından davalı vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından davacı vekiline dava dilekçesindeki taleplerimi miktar itibariyle ayrıştırması için 1 haftalık kesin süre verilmiş olup davacı vekili tarafından verilen kesin süre içerisinde talepleri miktar itibariyle açıklanmamış olup ıslah dilekçesi sunulmuş ve 28.09.2021 tarihli ıslah dilekçesinde davalıya ödenen 80 bin TL ödeme için 10.000 TL olarak dava açıldığını ve 70.000,00 TL arttırılarak ödeme toplamı olan 80.000,00 TL için davalarının ıslah ettiklerini beyan etmiştir.Ödemeye ilişkin taleplerini miktar itibariyle belirlemelerine ve dava açılışta harca esas değer olarak gösterilen 10.000,00 TL’nin ödemeye ilişkin taleplerinin miktar itibariyle belirlendiği diğer taleplerin miktar itibariyle belirlenmediği anlaşılmıştır.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; Davacı tarafından 02/08/2017 ve 23/08/2017 tarihli fiyat teklif formuna istinaden davalıdan satın alınan sürücülerin ayıplı olması nedeniyle çalışamamasından dolayı davacı şirkete verdiği zararların davalıdan tazmini ve davalı tarafa ödenen miktarın kur farkı ile aynı marinaların güncel değerlerinin tespiti ile aradaki farkın davalıdan tahsili istemiyle Mahkememizde açılan iş bu davada Mahkememiz tarafından yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi heyeti kök raporunda davacının davalıdan, 58.400,00 TL’lik satım bedelinin iadesine yönelik alacağının bulunduğu, davacının, ayıplı malları davalıya iade etme yükümlüluğü altına girdiği, davacının nasıl ve ne miktarda kar mahrumiyeti zararına uğradığına açıklamadığı gibi, böyle bir zarara uğradığını ispata yönelik deliller de sunmadığı, davacının kar mahrumiyeti zararına uğradığının saptanamadığı (ispata muhtaç olduğu); davacının başka zararlara uğradığını da iddia etmişse de bu yöndeki taleplerinin yerinde olmadığının tespit edildiği, Mahkememiz tarafından davacı vekiline dava dilekçesindeki taleplerimi miktar itibariyle ayrıştırması için 1 haftalık kesin süre verildiği ancak verilen kesin süre içerisinde taleplerin miktar itibariyle açıklanmadığı ıslah dilekçesi sunulduğu 28.09.2021 tarihli ıslah dilekçesinde davalıya ödenen 80 bin TL ödeme için 10.000 TL olarak davanın açıldığının ve 70.000,00 TL arttırılarak ödeme toplamı olan 80.000,00 TL için davalarının ıslah ettiklerinin beyan edildiği, ödemeye ilişkin taleplerinin miktar itibariyle belirlendiği diğer taleplerin miktar itibariyle belirlenmediği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; davacı tarafından davalıya yapılan 58.400,00 TL ödemenin 02.11.2018 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ve ödemeye konu ayıplı 6 adet 100 mm genişliğinde 1 mm kalınlığında … sürücülerin davalıya teslimine, davacının sair taleplerinin (uğranılan ve uğranılacak zararlar, sürücü nedeniyle çalışamamanın şirkete verdiği zarar ve kur farkı ile aynı marinaların güncel değerlerinin tespiti ile aradaki farka ilişkin) reddine karar vermek yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)Davacı tarafından davalıya yapılan 58.400,00 TL ödemenin 02.11.2018 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ve ödemeye konu ayıplı 6 adet 100 mm genişliğinde 1 mm kalınlığında … sürücülerin davalıya teslimine,
-Davacının sair taleplerinin (uğranılan ve uğranılacak zararlar, sürücü nedeniyle çalışamamanın şirkete verdiği zarar ve kur farkı ile aynı marinaların güncel değerlerinin tespiti ile aradaki farka ilişkin) REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 3.989,30-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 170,78-TL harcın ve 1.195,43-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.623,09-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 170,78-TL peşin harç, 1.195,43-TL ıslah harcı ve 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.407,31-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve müzekkere /davetiye gideri olmak üzere toplam 2.336,50-TL yargılama giderinen red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.705,64-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 8.392,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yatıralan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair taraf vekilleri yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2022

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı