Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1029 E. 2021/254 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1029 Esas
KARAR NO : 2021/254
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/11/2018
KARAR TARİHİ : 24/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davalıya bilgisayar ürünlerinin satıldığını ve bu hizmetler için 3.330,39 USD fatura kesildiğini, davalının ödeme yapmadığından aleyhine …. İcra müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığı, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu İfade ederek, İtirazın iptali ile takibin devamına karar verilerek, haksız itiraz nedeniyle davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalıya ait olarak davanın kabulünü talep etmiştir,
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği ancak davalının cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
Dava, faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin …. İcra Dairesi’nin 2018/… esas sayılı dosyasında yürütülen takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinden ibarettir.
…. İcra Dairesi’nin 2018/… esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … Tic Ltd Şti. borçlunun … San ve Tic A.Ş. olduğu, takibin faturadan kaynaklı 3.330,39 USD asıl alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, 04/10/2018 takip tarihli ödeme emrinin borçluya 11/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 15/10/2018 tarihinde süresi içerisinde takibe ve borca itiraz ettiği görülmüştür.
… tarafından imzalı 08/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tarafların ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olduğu, taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri bir ticari münasebet bulunduğu, taraflar arasındaki ilişkinin 2016 yılında başladığı, davacı tarafından davalıya kesilen faturaların TL cinsinden kayıtlara işlendiği ancak tahsilatların USD cinsinden yapıldığı, davacının davalıdan 31/12/2016 tarihi itibariyle 13.560,63-TL karşılığı 3.889,25 USD alacağının kayıtlı olduğu, 2017 yılında davalının 3.900,00USD karşılığı 13.563,24-TL ödeme yaptığı, davalının davacıdan 0,75 USD alacak kaydı varken 2018 yılına girildiği ve davacının davalıya dava konusu iki adet 6.112,71-TL tutarlı fatura ve 7.215,95-TL tutarlı fatura tanzim ettiği ve bu faturalar nedeniyle davacının davalıdan 13.326,04-TL karşılığı 3.330,39USD alacaklı olduğu, davacının davalıdan olan bu alacağa (3.330,39 USD) 3095 sayılı Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince takip tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının USD para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
… İcra Dairesi’nin 2018/… esas sayılı dosyasında alacaklının … San ve Tic Ltd Şti. borçlunun … San ve Tic A.Ş. olduğu, takibin faturadan kaynaklı 3.330,39 USD asıl alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, 04/10/2018 takip tarihli ödeme emrinin borçluya 11/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 15/10/2018 tarihinde süresi içerisinde takibe ve borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 01/11/2018 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ilişkinin 2016 yılında başladığı, davacının lehine ve aleyhine deill teşkil eden ticari defter kayıt ve belgelerine göre davacının davalıya dava konusu iki adet 6.112,71-TL tutarlı fatura ve 7.215,95-TL tutarlı fatura tanzim ettiği ve bu faturalar nedeniyle davacının davalıdan 13.326,04-TL karşılığı 3.330,39USD alacaklı olduğu tespit edilmiş olup, davalı borçlunun takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde icra takibine konu iki adet fatura bedellerinin TL cinsinden olduğu ve muhtelif tarihlerde ödendiğinden bahisle borca itiraz ettiği, davalı borçlunun borca itirazı içeriğine göre takip ve dava konusu iki adet fatura içeriği mal/hizmet ifasının yapıldığı ve her ne kadar faturaların davalı borçluya tebliğine dair dosya kapsamında bilgi belge bulunmasa da yine davalı borçlunun borca itiraz dilekçesi içeriğinden faturalardan haberdar olduğu ve böylece faturaların davalı borçluya tebliğ edildiği hususlarında taraflar arasında çekişme bulunmamakta, davalı borçlu tarafından ödeme yapıldığı savunmasında bulunulmuşsa da buna ilişkin gerek takep dosyasına gerek eldeki dava dosyasına sunulan bilgi belge bulunmadığından ödeme yapıldığı savunması dayanaksız kalmış olup netice olarak davacının davalıdan takibe konu iki adet fatura toplamının USD cinsinden karşılığı olarak 3.330,39-USD alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davalının takibe yaptığı itirazının 3.330,39-USD alacak üzerinden iptaline karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın Kabulüne,
… İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 3.330,39-USD alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi işletilmek suretiyle takibin devamına,
2-Alacağın %20’si oranında 4.028,97 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.376,10-TL harçtan peşin alınan 241,71-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.134,39-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvurma harcı, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 178,20 TL tebligat/posta masrafı, 241,71 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.155,81-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
7-Karar kesinleştiğinde …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasının iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

“5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”