Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1024 E. 2020/156 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1024 Esas
KARAR NO : 2020/156

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/07/2013
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Vekiledenine sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı …in, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları araçta yolcu iken gerçekleşen kazada yaralanarak tedavi gördüğünü, vekiledeninin sigortalısına 45.338,07 TL tedavi gideri tazminatı ödediğini, davalı sürücünün %50 kusur oranına tekabül eden 22.669,03 TL için davalı sigorta şirketine rücu edildiğini ancak bu miktardan yalnızca 14.791,62 TL’nin ödendiğini, daha sonra vekiledeni şirketçe yapılan 3.777,37 TL tedavi gideri için davalıya başvurulduğunda, davalı sigorta şirketinin %50 kusura isabet eden 1.888,69 TL’nin tamamını ödediğini, ancak ödenen meblağların da gecikmeli olarak ödendiğini beyanla, bakiye 7.877,42 TL’nin 09.07.2007 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte, davalı sigorta şirketi tarafından dava öncesinde ödenen miktarlarınsa 09.07.2007 temerrüt tarihi ile ödeme tarihi arasındaki faizlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişler, 22.03.2010 tarihli dilekçesiyle davalı … hakkındaki davalarını atiye bıraktıklarını bildirmişlerdir.
CEVAP:
Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; Vekiledeninin Sağlık Bakanlığı Tarifesi doğrultusunda hesaplanan tedavi giderini davacıya ödediğini, özel hastanede yapılan ve bu tarifenin üzerinde kalan tedavi giderinin vekiledeninin sorumluluğunda bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dahili davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle;dahili dava yoluyla müvekkili kuruma dava yöneltilemeyeceğini, HMUK 38. maddesi ve HMK 58. maddesinde dava açıldıktan sonra davaya dahil edilmek suretiyle davalı sıfatını kazanması ve husumetin bu kişilere yöneltilmesi konusunda bir düzenleme yer almadığını, dava konusu uyuşmazlık bakımından iş mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu kazanın 28/12/2006 tarihinde meydana geldiği ve davacı şirketin sigortalının zararlarını 10/01/2007 ve 02/07/2007 tarihlerinde tazmin ettiği dikkate alınarak, müvekkili kurumun davaya dahil edildiği 29/12/2018 tarihi itibariyle dava konusu alacak bakımından zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı şirketin müvekkili kuruma yazılı olarak başvuru yapmadığından, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi, gerektiğini, sigorta şirketlerinin halefiyet ve halefiyete dayalı rücu hakkından söz edilebilmesi için “yapılan ödemenin sigortacılık mevzuatına ve tekniğine uygun bir ödeme olması ve “ sigorta şirketinin halefiyet hakkının bulunması” koşullarının gerçekleşmesi gerekeceğini, bu iki unsurun birarada bulunması durumunda sigorta şirketinin yaptığı ödeme için halefiyeti ve halefiyete dayalı rücu hakkı söz konusu olacağını, müvekkil kurum tarafından genel sağlık sigortası kapsamında sağlanan sağlık hizmet bedelleri ile ilgili olarak sağlık hizmet sunucularının ve sigortalıların müvekkil kuruma karşı sahip oldukları talep haklarının 3. Kişilere devredilmesi mümkün olmadığı gibi “ sigorta şirketinin halefiyet hakkının yalnızca zarar sorumlularına karşı kullanmasının mümkün olduğu da dikkate alınarak özel sigorta şirketlerine devredilmesinin de mümkün olmadığını, bu nedenle, sigorta şirketlerinin Karayolları Trafik Yasasının 98. Maddesi dayanak yapılarak müvekkili kurumdan rücuen talepte bulunmasının söz konusu olamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili kurumun trafik kazaları sonucu oluşan tedavi giderlerinin ödenmesi usul ve esaslarının belirlenmesi konulu 2012/5 sayılı Genelgenin “6111 Sayılı Kanununun Yürürlük Tarihinden Sonra Verilen Hizmetler” başlıklı 1. Maddesinde, “Trafik kazasının oluş tarihine ve kazazedenin genel sağlık sigortalısı olup olmadığına bakılmaksızın 25/02/2011 tarihinden itibaren Kurumla sözleşmeli/protokollü üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca verilecek tüm sağlık hizmet bedelleri Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) hüküm ve ekleri esas alınarak Kurumca karşılanacağı…” düzenlendiğini, Karayolları Trafik Yasasında 04/04/2015 tarihli 6645 sayılı Yasa’nın 60. Maddesi ile yapılan değişik ve konu hakkındaki Yönetmeliğin 4/1. Ve geçici 1/1. Maddeleri ile 2012/5 sayılı Genelgenin 1. Maddesinde “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” karşılanacağı hüküm altına alınarak müvekkili kurumun trafik kazaları sonucu oluşan tedavi giderleri nedeniyle oluşan sorumluluğunun sınırı açıkça belirlendiğini, trafik kazaları nedeniyle oluşan tedavi, tıbbi malzeme, ilaç, refakatçi ve yol giderleri müvekkili kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri uyarınca karşılanmakta olduğunu, ancak, müvekkili kurum tarafından karşılanmayan iş göremezlik, maddi-manevi tazminat talepleri ve bakıcı giderleri yönünden ise sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam etmekte olduğunu beyanla müvekkili kuruma başvuru yapılmadan dava açılmış olduğundan, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine, görev itirazlarının kabulü ile davanın görevsizlik nedeniyle reddine, zamanaşımı def’inin kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesine ve davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan rücuen tedavi gideri tazmini isteminden ibarettir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamına göre; mahkememizce verilen…-… E. K. Sayılı, 07/03/2011 tarihli karar ile ”…davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın kabulü ile 7.877,41 TL tazminatın 23.11.2007 temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte, davalı tarafından dava öncesinde ödenen 16.682,30 TL’nin 23.11.2007 temerrüt tarihinden ödeme tarihlerine kadarki avans faizinin davalı sigorta şirketinden tahsiline, davalı … hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına…” karar verilmiş, davalı sigorta şirketi vekilinin temyizi üzerine,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2011/8226-2012/7631 E.K. Sayılı 11.06.2012 tarihli ilamı ile:”…dava konusu tedavi giderleri yönünden davalı sigorta şirketi tarafından SGK.ya aktarım yapılıp yapılmadığının araştırılması ve yargılama sırasında yürürlüğe giren 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı yasanın 98. maddesi hükümleri çerçevesinde inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken 2918 sayılı yasanın değişik 98. maddesi hükmünün gözardı edilerek yazılı şekilde davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna hükmedilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek … Esas, … Karar ve 17.12.2015 tarihli karar ile Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda” 27/08/2011 tarih ve 23038 sayılı Resmi Gazete’de Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan Trafik Kazaları Nedeniyle Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7(1) maddesine göre, “trafik kazaları sebebiyle sağlık hizmeti talebine konu olabilecek isteğe bağlı sigortaları düzenleyen sigorta şirketlerinin anılan poliçeler çerçevesindeki sorumlulukları saklıdır” hükmüne ve bu yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkında genelgenin 6-(1) ve 6. bendine göre davacının SGK’na müracaat edemeyeceği, davacı sigortacı ile dava dışı sigortalı arasındaki ilişkinin tamamen özel sağlık sigorta poliçesine dayandığı, keza 6111 sayılı yasa’nın 59.maddesiyle değiştirilen KTK 98.maddesi ve geçici 1. Maddesi düzenlemesi gereği davacının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sona ermiş olmakla, davalı sigorta şirketine de müracaat edemeyeceği anlaşılmakla, davalı … Sigorta A.Ş. Aleyhine açılan davanın reddine” karar verilmiş davacı vekilinin temyizi üzerine,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/8944-2018/7068 E.K. Sayılı 12.07.2018 tarihli ilamı ile ” ….mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli bir bilirkişi raporu alınarak belgeli tedavi giderlerinin ne kadar olduğu belirlenmelidir. Daha sonra yargılama aşamasında davaya ihbar olunan olarak katılımı sağlanmış ise de, yukarıda açıklanan maddeler uyarınca belgeli tedavi giderlerinden yasal hasmın Sosyal Güvenlik Kurumu olması gerektiği ve devam eden yargılamada sorumlunun değiştiği göz önünde bulunulduğunda “dahili davalı” olarak Sosyal Güvenlik Kurumu’nun davaya dahil edilmesi gerekmektedir.
Mahkemece bu aşamalar tamamlandıktan sonra; belgeli tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğuna hükmedilmesi, belgeli olmayan tedavi giderlerinden ise zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesinden talep hakkının bulunduğu gözetilerek hüküm verilmesi gerekirken, hatalı gerekçelerle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.”gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememiz tarafından 18.12.2018 tarihli duruşmada taraf beyanları alındıktan sonra Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/8944-2018/7068 E.K. Sayılı ve 12.07.2018 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından bozma ilamı doğrultusunda davacı vekiline SGK’yı dahili davalı olarak davaya dahil etmesi için 2 haftalık süre verilmiş olup davacı vekili tarafından verilen süre içerisinde dahili dava dilekçesi sunulmuş ve dahili davalı SGK’ya tebliğ edilmiştir.
Mahkememiz tarafından Yargıtay bozma ilamında belirtilen nedenler doğrultusunda belgeli tedavi giderlerinin ve belgeli olmayan tedavi giderlerin ne kadar olduğunun belirlenmesi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş bilirkişi heyeti tarafından sunulan 15.10.2019 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “….. Tıbbi yönden;
1-Kişiye yapılan tedaviler trafik kazası ile ilgili ve tıbben uygun tedaviler olduğu,
2-Talep edilen tedavi giderleri belgelendirilmiş ve hastanede yapılan tedavilerle ilgili olduğu ve Sgk’nın sorumluluğunda olmayan ve belgelendirilmesi zorunlu olmayan tedavi giderleri olmadığı,
3-Talep edilen dava konusu 45.338,07 TL tutan tedavi giderlerinin SUT fiyatının 11.090,66 TL olduğu,
4-Sayın Mahkemeniz tarafından;
a)Sgk SUT fiyatları esasıyla sorumlu kabul edilecekse 45.338,07 TL tutan tedavi giderlerinin 11.090,66 TL kısmından sorumlu olduğu,
b)Sgk; belgelendirilmiş tüm tedavi giderlerinden sorumlu tutulacaksa 45.338,07 TL tedavi giderinin tamamından sorumlu olduğu,
5-Davacı sigortalısının %50 kusur oranına göre değerlendirildiğinde; takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere;
a)Sgk SUT fiyatları esasıyla sorumlu kabul edilecekse 45.338.07 TL tedavi giderinin 5.994,83 TL kısmından sorumlu olduğu,
b)Sgk; belgelendirilmiş tüm tedavi giderlerinden sorumlu tutulacaksa 45.338,07 tedavi giderinin 22.669,04 TL kısmından sorumlu olduğu,
Sigorta hukuku yönünden;
I-Sigorta Şirketlerinin 6111 Sayılı Yasa kapsamında tedavi giderleri için yasada belirtilen oranlarda Sosyal Güvenlik Kurumu’na SGK payı adı altında ödeme aktarımı yaptığı,
2-Elimizdeki davada tedavi konusunun ana sebebi Trafik Kazası olarak değerlendirilmekle yukarıda açıklanan sebeblerden dolayı Sigorta Şirketlerinin sorumluluğunun sona erdiği,
3-Sigorta Şirketleri trafik kazası ile ilgili yapmış oldukları ödeme tutarları için sigortalısının yerine geçerek halefıyet kuralı gereği rücu edebileceği,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyet raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davacı vekili tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.Dahili davalı vekili tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş ve davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Somut olayda Mahkememiz tarafından Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/8944-2018/7068 E.K. Sayılı 12.07.2018 tarihli bozma ilamı doğrultusundan SGK dahili davalı olarak davaya eklenmiş ve bilirkişi heyetinden alınan denetime elverişli raporda kişiye yapılan tedavilerin trafik kazası ile ilgili ve tıbben uygun tedaviler olduğu, talep edilen tedavi giderlerinin belgelendirilmiş ve hastanede yapılan tedavilerle ilgili olduğu ve Sgk’nın sorumluluğunda olmayan ve belgelendirilmesi zorunlu olmayan tedavi giderlerinin olmadığı, SGK belgelendirilmiş tüm tedavi giderlerinden sorumlu tutulacaksa 45.338,07 TL tedavi giderinin tamamından sorumlu olacağının ve iş bu davada sigorta şirketlerinin sorumluluğunun sona erdiğinin tespit edildiği, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde vekiledeninin sigortalısına 45.338,07 TL tedavi gideri tazminatı ödediğini, davalı sürücünün %50 kusur oranına tekabül eden 22.669,03 TL için davalı sigorta şirketine rücu edildiğini ancak bu miktardan yalnızca 14.791,62 TL’nin ödendiğini, daha sonra vekiledeni şirketçe yapılan 3.777,37 TL tedavi gideri için davalıya başvurulduğunda, davalı sigorta şirketinin %50 kusura isabet eden 1.888,69 TL’nin tamamını ödediğini, bakiye 7.877,42 TL’nin davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile dava dışı sigortalı …’e ödenen 7.877,42 TL rücuen tazminatın dahili davalı SGK’dan davaya dahil edildiği 02.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte dahili davalı SGK’dan tahsili ile davacıya verilmesine, sair taleplerin reddine, davalı …A.Ş. yönünden davanın reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Dava dışı sigortalı …’e ödenen 7.877,42 TL rücuen tazminatın dahili davalı SGK’dan davaya dahil edildiği 02.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte dahili davalı SGK’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
Sair taleplerin reddine,
2-Daval… Sigorta A.Ş. Yönünden davanın REDDİNE,
3-Dahili davalı SGK, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 36. maddesi hükmüne göre harçtan muaf olduğundan dahili davalı SGK’ya harç yükletilmesine yer olmadığına, davacının yatırdığı tüm harçların karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve davetiye/müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.331,50-TL yargılama giderinin dahili davalı SGK’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin dahili davalı SGK’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı … Sigorta .AŞ. tarafından yapılan 60,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş.’ne verilmesine,
7-Davalı … Sigorta A.Ş. duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş.’ne verilmesine,
8-Dahili davalı SGK tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya / vekiline iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/03/2020

Katip
¸

Hakim
¸