Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/975 E. 2021/12 K. 06.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/975 Esas
KARAR NO : 2021/12
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2017
KARAR TARİHİ : 06/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 03.11.2017 harç ikmal makbuz tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, davacı şirket … Ltd. Şti.’nin bir süredir davalı … kuruluşunun gümrükleme işlemlerini yürüttüğünü, bu çerçevede davalı firma adına yurt dışından bir takım tıbbi cihazların ithalatı ile ilgili 19/07/2013 tarihli ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi düzenlendiğini, mezkûr beyannamede yer alan 5 kalem eşyanın toplam fatura bedelinin 1.056.600,00 $ olup, beyannamenin 44 nolu hanesinde %15’nin peşin, % 85’nİn mal mukabili olduğu ve eşyaların hermes kredisiyle getirildiğinin belirtildiğini, ayrıca söz konusu beyannamenin 88/12944 sayılı Kararnameye ilişkin Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Hakkında 6 sayılı Tebliğ’in 3/16. Maddesi uyarınca Kredi Kaynak Destekleme Fonu (KKDF)’ den muaf olarak düzenlendiğini, KKDF’nin vadeli mal ithalatlarında ve kredi kullanımlarından doğduğunu, mal bedelinin İthalattan önce ödenmesi halinde KKDF doğmayacağını, söz konusu beyannamede de davalının davacıya verdiği talimat doğrultusunda KKDF’den muaf olarak tanzim edildiğini ve eşyaların…Gümrük Müdürlüğünden ithal edildiğini, gümrük Teftiş Kurulu tarafından davacı tarafından tanzim edilen beyannamedeki KKDF kesintisine ilişkin tereddüt hâsıl olduğunu ve bu hususta inceleme başlattığını, bu kapsamda davalı şirketten yurt dışı kredi evraklarını, sözleşmelerini talep ettiklerini, fakat bu konuda davacıya hiçbir şekilde bilgi verilmediğini, bu yazıya rağmen davalı şirketçe söz konusu evrakların zamanında teslim edilmediği gibi, beyannamelerin KKDF’den muaf tutulmasına dayanak olarak da davalı şirket tarafından davacıya sunulan sözleşmelerin geçerli olmadığının görüldüğünü, bu nedenle Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafında … Sayılı ve 06.11.2015 tarihli para cezası kesildiğini, davacı firma ve yetkili gümrük müşavirinin Gümrük Kanunu 181. maddesi gereğince kendi yetki ve sorumlulukları dâhilinde görevlerini yerine getirdiğini, yükümlülüğü altında bulunan fatura, konşimento, serbest bölge işlem formu ve diğer ithal işlemleri için gerekli konşimento vs evraklarını incelediğini ve bu evrakların kanuna ve yönetmeliğe uygun olduğu kanaatiyle beyanname düzenlendiğini davacı şirketin, davalı tarafından kendisine tevdi edilen ve varlığı beyan edilen bu belge ve bilgilere göre Gümrük İdaresi nezdindeki işlemleri gerçekleştirdiğini, ve gerekli beyannamelerin davalı adına verildiğini ancak mükellefin yanıltıcı beyanı ve hermes kredisine dair sözleşmenin hukuken var olmamasının, gümrük müşavirinin bilmesi gerektiği konular olmayıp, böyle bir yükümlülüğünün de olmadığını, Gümrük Teftiş Kurulunun da bu konuda Gümrük firmasından evrak talebinde bulunmadığını, sadece davalı şirketten talep ettiğini, söz konusu belgelerin zamanında ve eksiksiz olarak davalı şirket tarafından Gümrük idaresine teslim edilmemesi ve davalı tarafından kendi gümrük işlemlerinde kullanılması için davacıya sunulan sözleşmenin geçersiz olması sonucu düzenlenen beyanname nedeniyle, davaya konu cezanın kesildiğini, bu durum söz konusu cezanın tahakkukunda da asıl sorumlunun davalı şirket olduğunu açıkça gösterdiğini, bu aşamaya kadar davacı şirkete hiçbir bildirim yapılmamasına rağmen, ceza kararından sonra olayın davacı şirkete intikal ettiğini, bunun üzerine davacı şirketin görevinin gereğini yerine getirerek gümrük idaresiyle uzlaşma yoluna gittiğini, ve söz konusu cezaların yapılandırılmasını talep ettiğini, bunun sonucunda cezada taksitlendirme yoluna gidildiğini, davacı şirket açısından düzenlenen beyannameye aykırı bir davranışın söz konusu olmadığını, ancak, davalı şirketin davacı şirkete ve bilahare ilgili gümrük idaresine hilafı hakikat beyanda bulunduğunu, davacı şirketi olmayan bir kredi sözleşmesi varmış gibi yönlendirildiğini, bu hususta davalı şirketin ilgili gümrük idaresini dahi yanıltmaya matuf davrandığını ve bu hukuka aykırı davranışıyla hem vergi ziyanına hem de davacının söz konusu cezayla karşı karşıya kalmasına sebebiyet verdiğini, bu sebeple 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 181/3 ve 229/2 maddeleri hükmü uyarınca, davacı şirketin de gümrük yükümlüsü davalı şirket ile birlikte müteselsilen sorumlu tutularak hakkında idari para cezası tahakkuk ettirildiğini, TBK’nun 49, Maddesi kapsamında, ” Kendi kusurlu davranışı ile bir başkasına zarar veren kimse, bu zararı gidermek, onu tanzim etmekle mükelleftir.” bu durumun … Noterliğinin 29.05.2017 tarihli ve … Yevmiye Nolu ihtarnamesi ile davalı tarafa bildirildiğini, ve söz konusu ceza tutarının davacıya ödenmesinin talep edildiğini, fakat davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, ihtarnameye cevap verilmediğini, davacı şirket tarafından ödenen idari para cezasının ilk iki taksitinin tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğümün 201/… E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, …. icra Müdürlüğü’nün 2017/… E, sayılı icra dosyasıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine karşı, davalı tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve mesnetsiz itiraz sebebiyle, İİK madde 67 gereğince %20’den az olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkâr tazminatına, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı yan tarafından açılan davaya karşılık dava dosyasına sunulan 29.12.2017 havale tarihli cevap dilekçesine özetle; Davalı vekili, idarenin tahakkuk ettirdiği para cezasının davacı şirketin düzenleyerek ıslak imzalı şekilde İdareye sunmuş olduğu 19.07.2013 tarihli ve … sayılı beyanname sebebiyle tahakkuk ettirildiğini, davacının davalı şirketin temsilcisi ve vekili olarak davalı şirketin faaliyet alanı dışında kaldığını ve davalı şirket yetkililerinin bilemeyeceğini ve bilmesi de gerekmeyen gümrük işlemlerini yürüttüğünü, bu kapsamda davalı şirketin, davacıyı … Noterliğinin 31.10.2012 tarihli ve … yevmiye sayılı vekaletnamesi ile gümrük işlemlerinin gerektiği şekilde yürütülmesi için vekil tayin ettiğini, davacının … sayı 19.07.2013 tarihli serbest dolaşıma giriş beyannamesini düzenleyerek beyannamenin beyan sahibi temsilcinin imzası ve adı başlıklı 54 nolu kutucuğuna kendi unvanını yazdığını, işbu beyannameyi kendi adına tahsisli şifre ile bilgi sisteminde tescil ettiğini ve ıslak imzası ile … serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü nezdinde İşlem yaptığını, ne belgenin hazırlanması ne de İdareye sunulması aşamasında davalı şirketin herhangi bir emir ve talimatı olmadığı gibi yönlendirmesinin de bulunmadığını, gümrükleme işlemlerinin davalı şirketin faaliyet alanı dışında, tamamıyla uzmanlık gerektiren spesifik işlemler olduğunu, davalı şirketin de bu sebeple davacı ile vekalet İlişkisi içine girdiğini, davacıdan danışmanlık ve hizmet satın aldığını, davalı şirketin hangi sözleşmenin veya hangi eşyaların gümrükte hangi işlemlere tabi olacağı hususundaki danışmanlık ve yönlendirmeyi de davacıdan danışmanlık hizmeti kapsamında hizmet satın alımı yoluyla satın aldığını, Gümrük ve Ticaret Müfettişi tarafından tanzim edilen raporlar ve yapılan inceleme neticesinde oluşturulan 06.ll.2015 tarihli ve … sayılı para cezası kararında “… /19.07.2013 beyannamenin tescilinde, dolaylı temsilci olarak mesleğiniz icabı eşya bedelinin ödeme şekline göre KKDF’den muaf olup olmadığını bilmeniz gerekmektedir. Tarafınızdan beyan edilen KKDF muafiyetini sağlayan hususun bilgi ve belgeye dayanması gerekmekte olup, bu belgeleri beyannameye eklemeniz gerekirken bunları eklemeden işlem yapıldığı anlaşılmıştır.” denilerek para cezasına davacının kendi görev ve sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmemesinden, kendi kusur ve ihmalinden kaynaklandığının açıkça tespit edildiğini, davacının basiretli davranmamasının, kendi kusur ve ihmalinin sonucunu davalı şirkete yüklemeye çalıştığını, davacı tarafın dava dilekçesinde davalı şirketin beyanları doğrultusunda gümrük işlemlerinin gerçekleştirildiğini, bu sebeple kesilen para cezasına kendilerinin sebebiyet vermediğini, davalı şirketin beyanları doğrultusunda hareket etmesinden dolayı para cezasının muhatabının davalı şirket olduğu iddiasıyla işbu davayı ikame ettiğini, eşya bedelinin ödeme şekline göre KKDF’den muaf olup olmadığı hususunu bilebilecek olan ve muafiyet gerektiği belirtilen eşyalara ilişkin bilgi ve belgeyi beyanname ekine eklemesi gerekenin de davacının kendisi olduğunu, davacının kendi görev ve sorumluluğunu yerine getirmemesini davalı şirketin kendisine bu şekilde beyanda bulunduğu için eksik/hatalı İşlem yaptığı iddiasını öne süremeyeceğini, davalı şirketin davacıya para cezasına konu eşyaların KKDF’den muaf olması gerektiği konusunda bir beyanda bulunduğunun ispat yükünün de davacı üzerinde olduğunu, davacının İcra takibi ve İkame etmiş olduğu huzurdaki davasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin para cezası hususunda idare ile uzlaştığını ve gerekli bedeli idareye ödediğini, ne davacının ne de idarenin anılan para cezası yönünden davalı şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın reddini, …. İcra Müdürlüğünün 2017/… E Sayılı takibinin İptalini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Dava, …. İcra Dairesinin 2017/… esas sayılı takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinden ibarettir.
Davacı vekili vermiş olduğu 16/12/2020 tarihli dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirketin aralarında sulh olduğunu, bu nedenle davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde yer alan vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin yer aldığı görüldü.
Davalı vekili 16/12/2020 tarihli dilekçesinde; feragat halinde vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davadan feragat HMK’nun 307.maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK’nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Davacı vekili 16/12/2020 tarihli sunduğu dilekçesinde davadan feragat ettiklerini bildirdiğinden davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Feragat nedeniyle davanın reddine,
2-İlk oturumdan sonra davadan feragat edildiğinden Harçlar Kanunu 22.maddesi uyarınca alınması gereken karar ve ilam harcının 2/3’ü olan 29,60 TL harcın, peşin alınan 259,07-TL’den mahsubu ile bakiye 229,47-TL nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını açıkça beyan ettiğinden davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”