Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/956 E. 2019/607 K. 28.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/956 Esas
KARAR NO : 2019/607

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2015
KARAR TARİHİ : 28/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili harç tarihli dava dilekçesi ile, Müvekkili şirketin, … adresinde bulunan …’in sahibi olduğunu; Otelin elektrik enerjisinin davalı …TİC. A.Şden satın alındığını, abone numarasının … olduğunu; Tüm tasarruf önlemlerine rağmen müvekkili otelin aydınlatma, ısıtma, soğutma, mutfak için kullandığı elektrik enerjisinin tüm İşletme giderinin % 15 ini tekabül ettiğini; kayıp kaçak bedelinin ise elektrik faturalarının neredeyse %15’i olduğunu; Elektrik faturalarında, perakende satış hizmet dağıtım bedeli ve (tüketim ve hizmet karşılığı olmaksızın) kayıp/kaçak bedeli bulunduğunu; enerji bedeli ile bu bedellerin oluşturduğu matrah üzerinden Tüketim Vergisi ve %18 KDV tahsil edildiğini; YHGK’nın 21.5.2014 tarihli 2013/7-2454 E. 014/679 K. Sayılı ilamı İle Kayıp/Kaçak Bedeli tahsilatının haksız ve hukuka aykırı olduğu yönünde 4(28 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 4.maddesinde, sınırsız bir fiyat belirleme yetkisi verilmemiştir. Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerde^ tahsili yoluna gitmek mkuk devleti ve adalet düşün-cesiyle bağdaşmamaktadır….” denildiğini; Yapılan tahakkukun Anayasanın Sosyal Devlet, Eşitlik, Belirlilik ve Kanunilik ilkelerini (madde 2, 73, 172) aykırı olduğunu; özellikle belirli bölg derde yoğunlaşan kaçak elektrik kullanımı bedelinin tüm abonelere (eşit olarak değil çok kullanana çok) ödettirilmesinin Anayasaya, Kanuna ve YHGK kararma aykırı olduğunu; 6446 sayılı Elekjtrik Piyasası Kanununun maçının elektriğin düşük maliyet bir şeklide tüketicilerin kullanımına sunulması İçin İstikrart oluşturulmasın] sağlamak olduğunu; Elektrik Piyj (EPMHY) 33/1 maddesinde “…elektrik enerjisi hizmet tazmini konusunda, Kpnııngn 11 inci maddesi ve 4077 Kanun hükümleri ile buna iljşkbı diğer mevzuat hüküm) Davalının, taraflar arasındaki münakit sözleşmeye Belediye Tüketim Vergisi tahakkuk ve tahsilatı yaptığım; yüzdesi olarak; enerji fonu için %1, TRT payı için %2 belirtildiğim; bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, Enerji Fonu, %2 TRT Payı, %5 Belediye İçtihad oluştuğunu; anılan YHGK ilamında, Elektrik Piyasası Düzenleme Kanununa ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin alan müşterilerin hakları ve zararlarının sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında uygulanır.” Hükmü bulunduğunu; aykırı olarak Enerji Fonu,TRT payı ve Söyle ki, sözleşmede çıplak enerji bedelinin ve BTV için %5 olarak hesaplanacağının 4628 sayıit Elektrik Piyasası Kanunu, 6446 sayılı Düzenleme Kurulunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’a dönüştüğü, Davalının ise çıplak enerji badelinin yanı sıra kayıp/kaçi hesapladığını ve tahsil ettiğimj aynca bütün bunların topla (davacı vekili, 15 fatura dönejmi için hesaplama yapmış), düzenleyeceği faturalarda, bu bedellerin ve fon-pay-vergi tahsilatların yapılmaması için İhtiyati tedbir talep ettiklerini Müvekkilinin 01.10.2011 ila 31.12.2012 tüketiği, Davalı tarafından tahsil edilmiş olan; Kayıp/Kaçak Bedellerimi: olan %1 Enerji Fonu, %2 TRT Payı, %5 Belediye Tüketim toplam bedeline isabet eden en az 15,052,76 TL farkın, heı itibaren yürütülecek değişir oranda avans faizi ile birlikte itibaren Davalı Şirket tarafından düzenlenecek faturalarda tahsü edilmemesi için öncelikle ihtiyati tedbir karan verilmesini, Özel hukuk hükümlerine tabî akdi ilişkinin bir tarafınm Müvekkili Şirket, diğer tarafının İse davalı … olması hasebiyle, husumetin Davalıya yönlendirilmiş olmasının her bakımdan yasaya uygun olduğunu; bu bakımdan davalı vekilinin husumetin sözleşmenin tarafı olmayan kişiliklere yöneltilmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Mahkemece bu yönde karar İleri nihai olarak tahsil eden Anadolu o Televizyon Kurumu {TRT)’ye, Maliye ihbarına, Esasa ilişkin olarak, YHGK’nın 21.5.2014 tanı Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin yeni kararlan ile elektrik eı tahsil atının hukuka aykırılığının ortaya çıktığını. Dava): mevzuatın hiçbir şekilde Kayıp/Kaçak Bedelinin dürüst aboı YHGK ilamında,4628 sayılı Kanunun EPDK’ya sınırsız elektrik enerjisinin satış fiyatının belirleme yetkisinin vı uygulamada kayıp-kaçak bedeli ve diğer tahsilatlar açısınd bulunmadığım, Yargıtay kararlannm özel-tüzel kişilik tüm 2013/7-2454 E. 2014/679 K. Kararı ve, … … İşi satan şirketlerin Kayıp/Kaçak Bedeli savunmalarında dayanak gösterilen ı lelerden alınmasını amir olmadığını Anılan fiyatlandırma yetkisi vermediğini; 1 kW irildiğini. Müvekkilinin tüketici olduğunu, m tüm aboneler arasında herhangi bir faik a1 »neleri kapsadığım bir Davalının savunmasının aksine Davalarının faturaların, bedellerin, tutarların dava konusu yapıldığım belirsiz alacak davası olmadığını, Davalı vekilinin hukuki dayanaktan yoksun itir azlarının reddi ile davanın kabulüne ve dava dilekçesindeki taleplerinin kabulünün gerektiğini belirterek, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile, faturaların ödenmesiyle ve bu bedelin tahsil edilmesiyle alınmış gergisi ve %18 KTV içindeki Kayıp/Kaçak bir faturadaki tutarın ödeme tarihlerinden davalıdan tahsiline; işbu dava tarihinden imlan tahakkukların yer almaması ve/veya sini, dava masrafları ve avukatlık ücretinin sadece toptan elektrik satış lisansına sahip elektrik enerjisi tedarik edilmesine ilişkin piyasada karşılıklı pazarlık ve mutabakat üe indirimli olarak elektrik eneıjısi satın bedelleri üstlenmeyi kabul ettiğini* i mevzuatlar uyarınca aynen, hiçbir kesinti Şirketine, TRT Payım Türkiye Radyo (3TV) Belediyeye, Eneıji Fonunu Eneıji ve Bakanlığına (MB) ödediğini* Müvekkili urul Kararları, DANIŞTAY Kararlan ve konusu bedel, fon, pay, ve KDV’nin tahsilatına aracı olduğunu, Müvekkilinin elektrik dağıtım şirketi olmadığını olduğunu. Müvekkili şirket üe davacı arasında, davacıya olarak kurulan akdi ilişkinin koşullarının tamamen serbest belirlendiğin, Bunun karşılığında davacının, müvekkiliı aldığı, Bu sözleşme ile Davacı, dava konusu yaptığı Müvekkili şirketinde davacıdan tahsil ettiği bu bedelleri, yapılmaksızın ilgili yerlere verdiğini: bedelleri Dağıl Televizyon Kurumuna (TRT), Belediye Tüketim Vergisini Tabii Kaynaklar Bakanlığına (ETKB) ve KDV yi Maliyi tarafından 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, EPDK I sözleşmenin 6 maddesi doğrultusunda tahsil edilen sözü müvekkilinin kasasına girmediğini, müvekkilinin sadece husumetin yukarıda sıralanan Şirketi ve Resmi Kurumlara Müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki 01.12.2012 tarihleri arasında elektrik enerjisi tedarik maddelerinde dava konusu yapılan bedellerin müşteriye verilmeyecek şekilde açıkça düzenlenmiş olduğunu, Anılan uygulanacak aktif elektrik enerjisi kirim satış fiyatı Sözleşme başında veya Herhangi bir zaptanda Abone-Tesis sayısı TEDAŞ Diğer Tüm Dağıtım Sistemi Kutlamaları Tarifjei Ticarethane elektrik Birim Fiyatı (KAYIP BEDELİ yapılarak hesaplanır, Sistem Kullunun Bedeli, İletim Bedety, Satış Hizmet Bedeli (Sayaç Okuma), Enerji Fonu, Katla (BTV) Katma Değer Vergisi (KDV) Uave edileceği, paragrafında anılan bedellerle ilgili olarak, Kamu tarafın müşteriye yansıtılacağının hükme bağlandığı, Bu sözleşme davacının itiraz ederek müvekkiline iade etmediğini, Oysa Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içiı^ bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı, Hükmü öncelikle Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu ve Sözleşme gerektirdiğini, sözleşme uyarınca davacıya 01.07.2011, Sözleşmenin 6.1 ve 6.2 fatura edileceğinin hiçbir tereddüde mahal sözleşmenin 6.2. maddesinde “Müşteriye enin imza tarihinde geçerli (Sözleşmenin e olursa olsun tek bir abonelik olsa dahi) isinde yer tüm Perakende Tek Zamanh HİL) olan birim fiyattan (…) iskonto i, Dağıtım Bedeli, Kayıp Bedeli, Perakende Payı, TRT Payı, Belediye Tüketim Vergisi hükmünün yer aldığını. Bu maddenin son ıjlan sonradan yapılacak düzenlemelerin de uyarınca aylık olarak düzenlenen faturalara Türk Ticaret Kanununun 21 (2) maddesinde ‘ de, fatunanın içeriği hakkında bir itirazda unduğunu. Bu itibarla huzurdaki davanın hukukundan kaynaklanan nedenlerle reddi Yargıtay Kararianiıdan hiçbirinin huzurdaki dava dilekçesinde bahsi geçen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ticarethanesinde mal ve hizmejt üretmek maksadıyla değil; amaçla kullanmak için olan vatandaş olduğunu, Yani olduğunu, Oysa davacının, elektriği müvekkilinden kendi üretmek üzere satın aldığını ve dolayısıyla 4077 saydı tüketici kanun kapsamında tüketici olmadığını, Davacının iadesini talep etmiş olduğu kayıp/kaçak ve sayaç okuma bedelinin, 6446 sayılı Elektrik Piyasası ödeme kalemleri olduğunu; yasal mevzuat çerçevesinde şirketin tahsil etmemek gibi bîr davranışının olamayacağı: edilmesine kadar varan yaptırımlara maruz kalacağını belirterek, davanın reddi ile yagrılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekalearz ve talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklanan faturalardan tahsil edilen kayıp kaçak bedeli ile diğer bedellerin tahsili istemiyle açılan alacak davasıdır.
Dava daha önce Mahkememizin 21/01/2016 tarih 2015/44 E – 2016/31 Karar sayılı 21/01/2016 tarihli kararı ile, ” …Davanın kısmen kabulüne , toplam 15.049,29 TL alacak bedelinin davalıdan dava tarihinden itibaren 3095 SK.nun 2/2 maddesi uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden önceye ilişkin faiz isteminin reddine ….” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Bu Mahkeme kararını davalı ve feri müdahil vekili temyiz etmiş olup, temyiz incelemesinin görüldüğü Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/8324 Esas – 2016/17060 Karar sayılı 29/12/2016 tarihli ilamıyla, “…. karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak bedelleri , sayaç okuma , perakende satış hizmet bedeli ve iletim ve dağıtım bedeli ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. Bozma nedenlerine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı ve feri müdahil yararına bozulmasına…” şeklinde verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esas numarasına kaydı yapılıp incelemeye alınmıştır.
Mahkememizce son mevzuat uyarınca toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davacının, davalı borçludan alacaklı olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi 22/04/2019 tarihli raporunda: “6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu”, “6719 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanını”, “Anayasa Mahkemesi’nin 20I6/150E, 2017/179K. Sayılı Karan”, diğer ilgili mevzuatlar ile dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler ile fatura suretleri üzerinde yapılan inceleme kapsamında: Dava dosyasından dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasındaki dava konusu elektrik kullanım aboneliklerine istinaden davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında tahakkuk ettirilen kayıp-kaçak bedelleri ile bu bedeller üzerinden alınan TRT payı, enerji fonu ve BTV bedelleri ile tüm bu bedeller üzerinden alınan KDV’nin iadesinin gerekip gerekmediğine ilişkin olduğu , dava konusu abonelik için söz konusu dönem aralığına ilişkin dosya kapsamında bulunan fatura suretleri incelendiğinde; 01/10/2011-31/12/2012 dönem aralığında toplam 11.866,49 TL kayıp/ kaçak tahukkukunun yapıldığı, bu bedel üzerinden 118,66 TL enerji fonu, 237,33 TL TRT payı, 593,32 TL BTV ve tüm bu bedeller üzerinden 2.306,85 TL KDV’nin tahakkuk ettirildiği, bu kalemlerin toplamı ise 15.122,65 TL olduğu, dava konusu abonelik için belirtilen dönemlerde davacı şirket adına düzenlenen faturaların da tahakkuk ettirilen dava konusu kayıp kaçak bedelleri, her dağıtım bölgesi için belirlenen hedef kayıp kaçak oranlarının da dahil edilerek hesaplanmasıyla oluşturulan ve EPDK tarafından onaylanarak yürürlüğe giren “Ulusal Tarife” de belirtilen parekende satış oranlarına uygun olarak hesaplanmış olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar Sayılı ilamıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği” yayımladığı, lisans sahibi şirketlerinde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil ettikleri, ancak anılan madde ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisinin verilmediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararları ile bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenleme ve yukarıda açıklanan Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda, Dairemizce; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketleri tarafından faturalara yansıtılan dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin, tüketicilerden tahsil edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Ne var ki, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan ve halen derdest olan davalar, bu yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kalmıştır.
Bu noktada uyuşmazlık; davalının, davanın açılmasına sebebiyet verip vermediği, bu bağlamda davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan tarafa, eş söyleyişle aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK m. 326/I). Bu cümleden olarak, davayı kazanan taraf, davayı bir vekil aracılığı ile takip etmişse, haksız çıkan taraf, yargılama gideri olarak vekalet ücreti ödemeye de mahkum edilir (HMK m. 323/1-ğ).
Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Burada önemle vurgulanmalıdır ki, bir kimseye diğer tarafın dava giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o kimsenin diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olmasıdır. İşte bu nedenledir ki, dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulması olanaklı değildir.
Dosyamızda davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Davacı tarafından, davalıdan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin tahsilinin talep edildiği davada, “karar verilmesine yer olmadığına” dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüge giren yasa değişikliğinin bir sonucudur. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu durumda; Dava 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesibu yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kaldığından bu davada karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Yukardaki açıklamalardanda anlaşılacağı üzere dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmiş olup ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1)Davada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2)Dava tarihindeki mevzuata ve Yargıtay HGK kararı ile daire kararlarına göre davacı yan davayı açtığı anda haklı olmakla tüm yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ve davacı vekili yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesine,
3)Karar ve ilam harcı 44,40-TL’ nin peşin alınan 350,96 TL den düşümü ile kalan 306,56 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
-Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 44,40 TL peşin nispi harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4)Davacı tarafından yapılan 1.887,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5) Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6)Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/06/2019

Katip
¸e-imzalıdır.

Hakim
¸e-imzalıdır.