Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/865 E. 2020/196 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/865 Esas
KARAR NO: 2020/196

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/09/2014
KARAR TARİHİ:17/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı yanın 24.06.2013 tarihli dava dilekçesinde özetle: “Davacı … ve davalı … arasında 14,06,2012 tarihinde imzalanan … MÜŞTERİ SÖZLEŞMESİ çerçevesinde tarafların elektronik kimlik ünitesi takılan davacıya ait araçtan, anlaşmalı akaryakıt istasyonlarından indirimli akaryakıt alması ve yakıt bedellerinin de bilahare sözleşmede belirlenen şartlar çerçevesinde ödenmesi hususunda anlaştıklarını, Sözleşme doğrultusunda davacıya ait araçlara, … adı verilen elektronik kimlik ünitelerinin davalı … tarafından monte edildiğini ve araçlar için akaryakıt alımlarının bu cihazlar tarafından tespit edilerek raporlandığını, davacının anılan raporlar doğrultusunda davalı tarafından kendisine gönderilen faturalara binaen ödeme yaptığım, ancak 03.05.2013 – 09.05,2013 tarihleri arasında davacının yakıt alım limitlerinde daha hızlı bir azalma meydana geldiğini tespit edildiğinden ve … sisteminin arıza verdiğine yönelik şikayetlerden davacının web sitesi üzerinden … cihazı ile yapılan akaryakıt alımların kontrol ettiğini, yapılan incelemede … plaka sayılı … marka araca ait …, cihazı üzerinden 03.05.2023 – 09.05.2013 arasında aracın depo kapasitesinin çok üzerinde akaryakıt alımı gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, araç üzerinde 15.05.2013 tarihinde … A.Ş. tarafından yapılan kontrollerde … cihazının davacının ve çalışanının rızası dışında araçtan sökülerek çalınan kart ürerinden aşağıdaki tarihlerde belirtilen miktarlarda üçüncü kişilerce akaryakıt satışı yapıldığının tespit edildiği, belirtilen bu satışlardan; 02.05.2013 tarihli 171.21 Tl, 07.05.2013 tarihli 81,06 TL ve 243,86 TL olan … cihazından akaryakıt alımlarının davalı şirket personeli tarafından gerçekleştirildiği anılan tarihlerde toplam. 7.558,13 TL tutarında olan diğer alımların ise araç ünitesini hukuka aykırı olarak ele geçirilen kişi tarafından gerçekleştirilmiş olduğu. Davalı firma ile yapılan anlaşma çerçevesinde bu alımlardan % 4 oranında 302,33 Tl indirim yapıldığından, davacıya gönderilen faturada bu ödemenin 7.255,80 TL olarak yansıtıldığını, söz konusu haksız alımlara noter kanalıyla gönderilen ihtarname ile itiraz edilerek bu bedellerin otobit kimlik kayıtlarından çıkarılmasının ve haksız tahsil edilen bedelin iadesinin istendiğini, davalının noter kanalıyla gönderdiği ihtarname ile bu talepleri reddettiği ve bedeli de ödemediğini, davalının ihtarına cevaben noter aracılığıyla gönderilen ihtarnamede davalının beyanlarına karşı cevapların sunulduğunu ve … plakalı araçtan sökülen elektronik kimlik ünitesi ile akaryakıt alımı yaptığı tespit edilen … plakalı /camı/onun mafífcinin tespiti ve bu kişiden bedelin alınması gerektiğinin ifade edildiğini fakat davalının bu beyanlara karşı bir beyanda bulunmadığını ve akabinde söz konusu bedelleri de kapsayan 15.05.2013 tarihli faturayı gönderdiğini, noter kanalıyla ihtarname ile birlikte söz konusu faturanın davalıya iade edildiğini fakat görüşmelerin devamı sırasında davacının onayına başvurulmaksızın doğrudan borçlandırma sistemi (DBS) aracılığıyla 07.06.2013 tarihinde bedelin tahsil edildiğini, davacı şirketin yapılan yakıt dolumlarını internet üzerinden takip edebilmesi için davalı firma tarafından kendisine kişisel kodlama adı ve şifre verildiğini ve bu sistem dahilinde davacı şirketin çalışanlarının kullandıkları araçlara yapılan yakıt alımlarını kontrol edilebildiğini ve çalışanların işle ile ilgili olarak gittikleri mesafe ve bunun karşılığı yakıt bedeli karşılaştırılabildiğini, ancak bu kontrol mekanizmasının günlük olarak yapılma imkanı bulunmadığı gibi herhangi bir faydasının da olmadığını, zira müvekkil çalışanların Ası/tete ait araçlarla bazen günlerce dolaşımda bulunarak birçok il/ilçe gezdiklerini, yapılan ışın mahiyeti gereği günlerce ya da haftalarca şirket merkezine uğramayan ve belge ibraz edemeyen çalışama yakıt alımlarını karşılaştırma yapma imkanı olmadan günlük olarak sistemden takip etmenin hiçbir mantığı olmadığını, kaldı ki davacı şirketin serviste bulunan birçok çalışanının birden her gün takip edilebilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın yakıt dolumlarından geç haberdar olunarak ve geç bildirildiği sürenin bir hafla dahi olmadığı, hatta ilk olarak 07,05.2013 tarihinde sistemden kaynaklı sorun yaşandığını, ancak arıza formu ile yakıt alımına … istasyonu tarafından olanak tanındığından o tarihte de durumun anlaşılamadığını, 09.05.2013 tarihinde otomobil sisteminde davacıya tanınan limitlerin dolması ve seyahatte olan davacı Şirket araçlarına yakıt alınamaması üzerine internet üzerinden sistem kontrol edildiğini ve durumun ancak anlaşılabildiğini, olağanüstü bir kullanım ve limit tükenmesi olmadığı sürece davacı şırketin makul ve basiretli davranarak rutin yakıt kontrolleri yaptığını, yakıt alırken otomobil cihazının tanımlı olduğu plaka ekranda göründüğünden yakıt alımı yapan aracın cihazı haksız olarak kullandığım pompacının anlamamasının imkansız olduğunu” ileri sürerek, davalı tarafından tahsil edilen bedelin faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini ister iş bu dava açılmıştır. .
Davalı yanın 01.11.2013 tarihli cevap dilekçesinde özetle: “Davacı tarafın araçlarına, yapılan yakıt dolumlarını internet üzerinden günlük olarak takip edebilmesi ve gereken raporlamaları yapabilmesi için kendisine sözleşmenin 2.1.7. maddesi gereğince tahsis edilmiş olan kişisel kullanıcı adı ve şifreyi kullanarak araçlarına … sistemi kapsamında yapılan dolumlara ait verileri günlük olarak internet üzerinden takip etme imkanına sahip bulunduğunu, davacı tarafın … sistemi cihazlarının takılı olduğu araçlarını ve cihazları kötüniyetlı kişilere teslim ederek sistemin kötü niyetli olarak kullanılmasına sebebiyet vermiş olduğunu ve bu kişilerin araçlara yaptırdığı yakıt dolumlarını zamanında ve gerektiği gibi kontrol etmemesi karşısında bu kusurunu gizlemeye ve yapılan yakıl dolumlarından geç haberdar olduğunu ileri sürerek sorumluluğu davalı şirkete yüklemeye çalıştığı, Sözleşmenin 2,2.10. maddesi hükmü gereğince davacı tarafın araçlarına ait yakıt alım işlemlerini kendisine tahsis edilen kişisel kullanıcı adını ve şifreyi kullanarak internet üzerinden denetlemekle ve araçlarına yapılacak yakıt dolumu limitlerim bizzat belirlemekle yükümlü olduğunu, bu suretle aynı zamanda araç tanıma yakıt dolumunu kapatma/açma işlemlerini de yapabileceğini, ancak davacı şirketin araçlarına hiçbir limit tanımı yapmamış olduğunu, ancak davacı şirketin araçlarına hiçbir limit tanımı yapmamış olduğunu, davacı şirketin … sistemi takılı olan araçların veya araçlara takılan … sistemi cihazlarının çalındığı/kaybolduğu, yönünde davalıya herhangi bir bildirimde de bulunmadığını, Turpak firması tarafından davacı şirketin söz konusu aracında yapılan incelemede; araca takılan ünitenin VIU cihazının takılı olduğu yerde hazırda bekletilen tornavida bulunduğu, VIU cihazının yerinde olmadığı ünitenin bağlantı elemanlarının ve antenin yerinde olduğu, yine aracın aynı bölümde VIU cihazının montajında kullanılan hazırda vidaların bulunduğu, sonuç olarak da aracın müşteri tarafından VIU cihazının bilinçli olarak sökülüp takılabilecek şekilde ayarlandığının tespit edildiğini, dava dilekçesinde her ne kadar ünitedeki VIU cihazının muhtemelen otoparkta çalınmış olabileceğinden söz edilmiş olsa da anılan tespitlerden davacı şirketin elemanları tarafından üniteye müdahale edilerek VIU cihazı istenildiğinde sökülüp başka amaçla kullanılabilecek şekle getirilmiş olduğunu, araçta söküp takma işlemin de rutin olarak yapılmakta olduğunun anlaşıldığını, Sözleşmede (m. 2,1.8) sistem cihazlarının kötü niyetli kullanımın sorumluluğunun davacı şirkete ait olacağının kararlaştırılmış olması nedeniyle davacı kullanımdan doğrudan sorumlu almakta alman yakıtların bedellerini de ödemekle yükümlü olduğunu, davacı tarçın 3 Mayıs günüden başlayarak 9 Mayıs’a kadar yapılan 11 kalem yakıt dolumuna itiraz etmiş olmasına ve 7 Mayıs günü yapmak istediği yakıt alımında arıza uyarısının verildiğini beyan etmesine karşın aradan geçen 2 haftalık sürede sözleşme ile üstlendiği özen ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği, zira öne sürdüğü olayları hemen anlayabileceği ve önleyebileceği sistemin işleyişi gereği müvekkilin sisteme müşterinin belirlediği kriterlerin dışına çıkarak manuel olarak müdahale etmesi mümkün olmadığından sistemin kötüye kullanılıp kullanılmadığını denetleme ve müdahale ederek önleme imkanına sahip bulunmadığını. Bu yüzden davanın reddine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında; Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiş, bilirkişinin düzenlediği 20.05.2014 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; ‘’Davalı … % 75 (Yüzde. Yetmişbeş) oranında kusurludur. Davacı … San ve Tic. A.Ş, % 25 (Yüzde. Yirmibeş) oranında kusurludur, Yapılan iskontolar sonrasında faturada 7,255,80 TL olarak yansıtılan bedelin davalı taraf kusuruna tekabül eden kısmı 5441,85 TL olarak hesaplanmış, Yanların rapora yaptıkları itirazların değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişi kuruluna verilmiş, bilirkişinin düzenlediği 02.01.2015 tarihli 2 sayfadan ibaret ek raporlarında özetle; ‘’Davalı … % 75 (Yüzde. Yetmişbeş) oranında kusurludur. Davacı … San ve Tic. A.Ş, % 25 (Yüzde. Yirmibeş) oranında kusurludur, Yapılan iskontolar sonrasında faturada 7,255,80 TL olarak yansıtılan bedelin davalı taraf kusuruna tekabül eden kısmı 5.441,85 TL olarak hesaplanmış olup, dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; Davacı … ve davalı … arasında 14.06.2012 tarihinde imzalanan … MÜŞTERİ SÖZLEŞMESİ çerçevesinde tarafların elektronik kimlik ünitesi takılan davacıya ait araçtan, anlaşmalı akaryakıt istasyonlarından indirimli akaryakıt alması ve yakıt bedellerinin de bilahare sözleşmede belirlenen şartlar çerçevesinde ödenmesi hususunda anlaştıkları yanlar arasında çekişmesizdir. Sözleşme doğrultusunda davacıya ait araçlara, … adı verilen elektronik kimlik ünitelerinin davalı … tarafından monte edilerek araçlar için akaryakıt alımlarının bu cihazlar tarafından tespit edilerek raporlanmaktadır. Davacının bu raporlar doğrultusunda davalı tarafından kendisine gönderilen faturalara binaen ödeme yapmıştır. Ancak davacı tarafından 03.05.2013 – 09.05,2013 tarihleri arasında davacının yakıt alım limitlerinde daha hızlı bir azalma meydana geldiğini tespit edildiğinden ve … sisteminin arıza verdiğine yönelik şikayetlerden davacının web sitesi üzerinden … cihazı ile yapılan akaryakıt alımların kontrol etmiştir. Yapılan incelemede … plaka sayılı … marka araca ait …, cihazı üzerinden 03.05.2023 – 09.05.2013 arasında aracın depo kapasitesinin çok üzerinde akaryakıt alımı gerçekleştirildiğini saptamıştır. Bu araç üzerinde 15.05.2013 tarihinde … San ve Tic. A.Ş. tarafından yapılan kontrollerde … cihazının davacının ve çalışanının rızası dışında araçtan sökülerek çalınan kart ürerinden belirlenen tarihlerde belirtilen miktarlarda üçüncü kişilerce akaryakıt satışı yapıldığının tespit edildiği, belirtilen bu satışlardan; 02.05.2013 tarihli 171.21 Tl, 07.05.2013 tarihli 81,06 TL ve 243,86 TL olan … cihazından akaryakıt alımlarının davalı şirket personeli tarafından gerçekleştirildiği anılan tarihlerde toplam. 7.558,13 TL tutarında olan diğer alımların ise araç ünitesini hukuka aykırı olarak ele geçirilen kişi tarafından gerçekleştirilmiş olduğu. Davalı firma ile yapılan anlaşma çerçevesinde bu alımlardan % 4 oranında 302,33 TL indirim yapıldığından, davacıya gönderilen faturada bu ödemenin 7.255,80 TL olarak yansıtıldığı anlaşılmaktadır. Bu durum söz konusu haksız alımlar noter kanalıyla gönderilen ihtarname ile itiraz edilerek bu bedellerin otobit kimlik kayıtlarından çıkarılmasının ve haksız tahsil edilen bedelin iadesinin istenildiği anlaşılmaktadır. Konuyla ilgili olarak, 6098 sayılı TBK m. 112’de *Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse bordu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür* denilmektedir. Somut olayda, davacı taraf akaryakıtların kendi araçlarına yapılmadığını noter kanalıyla davalıya bildirdiğine göre, akaryakıt teslimi bakımından borçlu olan davalı … firmasının, çekişmeye konu akaryakıt sevkiyatlarının sistemde davacı adına kayıtlı araç/ araçlara yapıldığını kanıtlaması gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, akaryakıt teslimi şeklindeki ifanın eksiksiz ve gereği gibi yapıldığı noktasında ispat yükü davalı … firmasında olup, kusursuzluğunu kanıtlamadıkça davalı şirketin olayda kusurlu sayılacağı açıktır. Davalı taraf, davacının noter kanalıyla bildirdiği iddiaları karşısında, belirtilen atımların yapıldığı akaryakıt istasyonlarının belli olmasına ve yüksek olasılıkla kamera kayıtlarının mevcut olmasına rağmen, edimin davacı aracına yapıldığına dair hiçbir delili dosyaya dahil etmemiş, … sistemindeki kayıtlara dayanmıştır, Oysa, davalı tarafın sözleşmeyle üstlendiği yükümlülüğü gereği gibi yerine getirebilmesi için, akan/atat dolumu amacıyla istasyona gelen aracın … sisteminde kayıtlı araç olup olmadığını denetleme ve kontrol etmeye yönelik sistemi kurması, etkin bir şekilde denetlemesi ve böyle bir işyeri uygulamasının sürekli işler halde bulunmasını sağlaması icab eder. Zira söz konusu sistemlerin üçüncü kişilerin eline geçmesi olgusu öngörülebilir bir risk olup, kendisi basiretli bir tacir olan davalının bu riski bilemeyeceğini iddia etmesi veya kendi edimi bakımından gereği gibi ifayı bir yana bırakarak tüm yükümlülüğü … sistemini gereği gibi muhafaza etmeyen karşı tarafa yüklemesi, basiret kavramına ve dürüstlük kuralına aykırıdır. Kaldı ki, davalı vekilinin iddiaları ispata muhtaç olmakla birlikte, anılan … sistemlerinin davacı şirket çalışanları tarafından üçüncü kişilere verilmesi olasılığında dahi, yukarıda açıklanan işyeri uygulaması ve sistemin kurulması halinde yine de davacıya ait olmayan araçlara akaryakıt tesliminin önleneceği, fazla akaryakıt satmak için söz konusu sistemi müşterilerinin kullanımına sunan davalı tarafın bu sistemden kaynaklı riskleri bertaraf etmek için üzerine düşeni yapmak zorunda olduğu açık ve seçiktir. Bu durumda, bilirkişi kurulumuz davaya konu olayda davalı … şirketinin asli derecede kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı şirketin anılan (… sistemlerini muhafaza) borcu bakımından ifa yardımcısı konumunda bulunan davacı şirket Çalışanlarının (aracı kilitli bulundurmamak, güvenli yerlerde park ve muhafaza etmemek, gözetim ve denetim görevini gereği gibi yerine getirmemek gibi| İhmali davranışları nedeniyle kusurlu davrandıkları, bunların kusurlarının sözleşmenin tarafı olan davacının farazi kusuru sayılacağında şüphe bulunmamaktadır. O halde, davalı şirketin de olayda ortak {birlikte) kusuru olduğu sonucuna ulaşılmakla birlikte, davalının yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmesi halinde davacının kusuruna rağmen söz konusu ihlallerin önlenmesi mümkün olduğundan, davacı şirketin kusurunun bilirkişi kurulumuzca ikincil olarak yani tali olarak kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bilirkişi kurulunca saptanan ve mahkememizce uygun bulunan Davalı … % 75 (Y. YetmişBeş) oranında kusurlu, Davacı … San ve Tic. A.Ş, % 25 (Y. YirmiBeş) oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile 5.441,85-TL nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karar taraflara tebliğ edilmiş, Davalı vekilinin temyizi üzerine dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Mahkememizin … esas … Karar sayılı 09/09/2015 tarihli kararı Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/8839 – 2017/3357 E. K. Sayılı, 26/04/2014 tarihli ilamı ile :” …Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek rapora karşı her iki taraf vekili de itiraz etmiş, bilirkişi kurulu ek raporu tarafların itirazlarını karşılar nitelikte olmadığı gibi rapor içeriği de taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözümler nitelikte olmayıp denetime elverişli değildir. Mahkemece taraf vekillerinin bilirkişi raporu ve ek rapora itirazları dikkate alınarak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi aracılığıyla yeni bir rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekir. Bu nedenle mahkemece yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu ve ek rapor esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/8839 – 2017/3357 E. K. Sayılı, 26/04/2014 tarihli bozma ilamı üzerine dosya Mahkememizin 2017/865 esas sırasına kaydedilmiş, bozmaya uyma kararı verilerek Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda rapor tanzimi için dosya Mali müşavir … ve Mühendis …’tan oluşan bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, sunulan rapora karşı davalı vekilinin (bilirkişilerine uzmanlık alanları olmaması ve Yargıtay bozma ilamına göre heyet oluşturulmaması) itirazları yerinde görülerek yeni heyet oluşturulmuştur.
Sermaye piyasası denetim ve finans uzmanı Dr. …, Elektrik elektronik mühendisi …, Elektrik elektronik mühendisi …’dan oluşan yeni bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır.
Sermaye piyasası denetim ve finans uzmanı Dr. …, Elektrik elektronik mühendisi …, Elektrik elektronik mühendisi …’dan oluşan bilirkişi heyetinin 27/05/2019 tarihli raporunda; davalı tarafından davacıdan tahsil edilen 7.255,80TL’nin davacıya iadesinin gerekeceği kanaati belirtilmiştir.
27/05/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporuna ilişkin davacı vekili beyan dilekçesi, davalı vekili ise itiraz dilekçesi sunmuştur. Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle raporun somut delillere ve hukuk ilkelerine aykırı, yetersiz, denetime elverişsiz olduğundan dikkate alınmamasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin yeri rapor veya ek rapor alınması talebi bulunmadığı gibi, ek rapor alınmasını gerektirir mahiyette itirazın bulunmadığı değerlendirildiğinden dosyada mevcut deliller ve raporlar dikkate alındığında bozma ilamı sonrasında alınan 27/05/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu sonucuna varılmıştır.
Dava dilekçesinde istirdadı istenen 7.255,80-TL’nin fiili ödeme tarihi olan 07/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep etmişse de dava dilekçesi ekinde yer alan ihtarların tamamı mayıs alına ilişkin olup, 7.255,80-TL’nin ödenmesine (istirdadına) dair ödeme tarihi olduğu belirtilen 07/06/2013 tarihinden sonra çekilmiş bir ihtarname bulunmadığından dava tarihinden itibaren taleple bağlı olarak ticari reeskont faizi işletilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜNE,
7.255,80-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 495,65TL nispi harçtan, peşin alınan 123,95TL’nin mahsubu ile bakiye 371,70TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.400,00TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, posta masrafı, bilirkişi ücreti toplamı 4.053,30TL, peşin harç 123,95TL olmak üzere toplam 4.177,25TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır