Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/845 E. 2019/197 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/783 Esas
KARAR NO : 2019/221
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/09/2017
KARAR TARİHİ : 14/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Vekiledeninin pay sahibi olduğu davalı şirketin 13.02.2017 tarihli yönetim kurulu kararında Olağan Genel Kurul Toplantısı tarihinin 28.03.2016 olarak beliritlmesine ve … Noterliği tarafından 16.02.2017 tarih ve … yevmiye numarası ile onaylanmasına rağmen, toplantının 16.02.2017 tarihinde yapıldığını, toplantı başkanlığının oluşturulduğunu ve yasa ve diğer mevzuata uygun olmayan bir şekilde tamamlandığını, olağan genel kurul toplantı yapılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının 13.02.2017 tarihinde … numarası ile alındığının anlaşıldığını, bu haliyle karar ile toplantı tarihi arasında zaten pay sahiplerine çağrı için bulunması gereken yasal sürenin (iki hafta) mevcut olmadığını, vekiledenine süresinde çağrı yapılmış gibi imzalattırılmış olan belgenin ise 31.01.2017 tarihli olup, toplantı tarihine ilişkin yönetim kurulu kararından önce olduğunu, resmi evrakta tahrifat yapılarak … Noterliği tarafından 16.02.2017 tarih ve … yevmiye numarası ile onaylanan 13.02.2017 toplantı tarihinin 16.02.2017 olarak değiştirildiğini beyanla; şirketin 16.02.2017 tarihli olağan gelen kurul toplantısının yoklukla hükümsüz olduğununu tespitine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının, 16.02.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısının yoklukla hükümsüz olduğunun tespitine ilişkin ileri sürdüğü sebeplerin ve beyanların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 16.02.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısının TTK 416 maddesi uyarınca çağrısız genel kurul olarak yapıldığını, toplantıda alınan kararların tescili için vekiledeni şirket tarafından İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilen belgeler arasına, şirket çalışanlarının yaptığı maddi bir yanlışlık sonucu, imzaları tamamlanmamış bir ”hazır bulunanlar cetveli” karıştığını, davacının bu hatalı tescil işleminin iptali için İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na başvurduğunu ve tescilin iptalini talep ettiğini, sonuç alamayınca iş bu davayı açtığını, maddi olayların genel kurul ve genel kurul kararlarının sakatlığı ile ilgili olmadığını, genel kurul sonrası yapılan bir yanlışlıkla alakalı olduğunu, davacının dava ehliyeti olmadığını, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup HMK 114/1-d hükmü uyarınca mahkemece resen gözetilmesi gereken dava şartı olduğunu, davacı … hakkında, annesi … tarafından … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası ile akıl sağlığı yokluğu nedeniyle vasi tayini talebinde bulunduğunu, çağrısız yapılan olağan genel kurul toplantısının şirket sermayesinin %100′ ünün iştirakı ile toplandığını, aksaklığın maddi işlem dolayısıyla gerçekleşmesi sebebiyle davada husumetin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yönetilmesi gerektiğini, kaldıki davacının tescil olgusuna ilişkin … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası ile dava açtığını, davanın derdest olduğunu, genel kurulda alınan kararların tescildeki aksaklık sebebiyle iptalinin istenemeyeceğini, ayrıca TTK 446 (1)-b hükmünde yer alan etki kuralı sebebiyle davanın reddi gerektiğini, zira davacının, davalı şirkette %3,8 pay’a sahip olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; 06.02.2017 tarihli genel kurul toplantısının TTK 414/1 maddesine aykırı şekilde çağrı yapılmak suretiyle yapıldığından bahisle hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesi talebinden ibarettir.
Yanlar arasındaki uyuşmazlık toplantıya çağrı şekli ve toplantı tutanağının gerçeğe aykırı düzenlendiği hususlarında toplanmaktadır.
Davacı tarafından tescil işlemine ilişkin olmak üzere İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle, … ATM’nin … Esas sayılı dosyasında açılan davada, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacının … CBS’ nin … Soruşturma nolu dosyası ile yaptığı resmi belgede sahtecilik iddiasına dayalı şikayet üzerine yapılan soruşturmada, davalı şirketin karar defteri, yönetim kurulu kararınını tebliğine ilişkin 30/01/2017 tarihli yazı, 17/02/2017 tarihli belge, 16/02/2017 tarihli hazirun cetveli üzerindeki imzalar yönünden yapılan incelemeler yönünden, imzaların müşteki …’e ait olduğu bilirkişi marifeti ile saptanmakla davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ve başkan vekili … ve … yönünden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve kararın itiraz üzerine yapılan inceleme sonucu itirazın reddi ile kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hernekadar davacı yönünden akıl hastalığı sebebiyle dava ehliyeti bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, dava açıldığı ve yürütüldüğü sırada bu konuda herhangibir rapor sunulmadığı, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında da henüz bu sebeple davacıya vasi tayin edilmediği anlaşılmakla davacının dava/fiil ehliyeti bulunduğu kabul edilip dava huzurunda yürütülmüştür.
Toplanan tüm delil ve belgelere, incelenen dosya kapsamına göre; davacı tarafından yoklukla hükümsüz olduğu iddia edilen 16/02/2017 tarihli olağan genel kurulun TTK 416 madde uyarınca çağrısız olarak toplandığı, davacının tüm tutanakları ve özellikle iptalini talep ettiği genel kurul tutanağınıda imzaladığı, yönetim kurulu tarafından düzenlenen hazır bulunanlar listesinde adı bulunduğu, çağrısız toplantıya ilişkin yönetim kurulu kararında da imzası bulunduğu, tüm bu hususların … CBS’ nin … Soruşturma nolu dosyası ve iş bu dosya kapsamıyla ve davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnameler ile de sabit olduğu, toplantıya ilişkin hükümsüzlük sebeplerinin bulunmadığı, talebin, iptal talebi olarak görülmesi halinde dahi davacının sahip olduğu pay miktarı itibariyle TTK 446 (1)-b maddesinde düzenlenen etki kuralına göre kararların alınmasında etkili olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)DAVANIN REDDİNE,
2-)Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-)Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davacı / davalı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyelerinin karar kesinleştiğinde davacıya/davalıya/ vekillerine iadesine,
Davacı vekillerinin ve davalı vekillerinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …