Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/825 E. 2022/534 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/825 Esas
KARAR NO :2022/534

DAVA:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/09/2017
KARAR TARİHİ:30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin hizmet sektöründe faaliyet göstermek üzere kurulduğunu, kuruluşunun akabinde …’da dört katlı bir bina kiraladığını, bu mecurun inşaatı ve dekorasyonu için … Gıda San. Tic. Ltd. Şirketi ile 2016 yılının Şubat ayında görüşmelere başlandığını, görüşmeler sonucunda taraflar ile 09.03.2016 tarihinde ‘’Anahtar Teslim İnşaat Taahhüt Sözleşmesi’’ akdedildiğini, davalı yüklenici firma ilgili sözleşmenin üçüncü maddesinde kararlaştırıldığı üzere taahhüt ettiği işi 09/05/2016 tarihinde bitirme yükümlülüğü altına girdiğini, yine aynı maddede eserin tesliminde geciken her gün başına 20.000 TL cezai şart kabul edildiğini, ancak yüklenici firmanın bu taahhüdüne aykırı biçimde, işi 22/06/2016 tarihinde teslim ederek büyük bir meblağda cezai şart sorumluluğu altına girdiğini, nitekim bu hususun kendilerine 13 Haziran 2016 tarihinde gönderilen ihtarname ile de sabit olduğunu, teslim edildikten sonra ise söz konusu eserde çeşitli ayıplar ortaya çıktığını ve müvekkilinin bu ayıpların tamiratı için çok ciddi miktarlarda maddi külfet altına girdiğini, sözleşmenin üçüncü maddesi uyarınca davalı yüklenicinin üç sene boyunca garanti yükümü altına girdiğini, davalı tarafından sözleşme görüşmeleri sırasında müvekkiline verilen bonolardan birini …. İcra Dairesi … E. sayılı dosyası ile davalı … Gıda ve dava dışı … aleyhine 22.02.2017 tarihinde icra takibine konduğunu ancak senet borçlusu ‘’… Gıda Ltd. Şti.’’ tarafından 02.03.2017 tarihinde imzaya itiraz edildiğini, haziran ayında da dava dışı senet borçlusu … tarafından; ”sahte imza hukuksal nedenine bağlı olarak menfi tespit” talebiyle aleyhlerine dava açıldığını, işbu hareketleri sebebiyle davalı şirket yetkilileri ve dava dışı şahıs aleyhine İstanbul CBS’ye ”nitelikli dolandırıcılık” ve ”resmi belgede sahtecilik” suçlarından ötürü şikayette bulunduklarını, şikayetin … Sor. numarası ile derdest olduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, davalı taraf sözleşmeden doğan borçlarını düzgün ifa etmediği gibi kötüniyetli hareketleri ile vekiledenini maddi ve manevi büyük zararlara uğrattığını beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davacı vekili 12.07.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; gecikme cezasını 580.000,00-TL olarak, ayıptan kaynaklı maddi tazminatıda 1.000,00-TL olmak üzere davayı toplam 581.000,00-TL olarak ıslah etmişlerdir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalı müvekkil ile davacı arasında … Mahallesi Cumhuriyet Meydanı 16-17 B/2 … /İstanbul adresinde davacıya ait bulunan işyerinin inşaat işlerine ilişkin Anahtar Teslim İnşaat Taahhüt Sözleşmesi akdedildiğini ve sözleşme uyarınca taraflarca mutabık kılınan işler davalı müvekkil tarafından yerine getirildiğini, nitekim bu hususun … 1.Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş dosyasında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davalı müvekkil tarafından taahhüt edilen edimler yerine getirildiği halde iddiasının aksine davacının işin bedelini davalı müvekkile eksik olarak ödediğini, Anahtar Teslim Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin 3.maddesinde cezai şart bedeli olarak 2.000-TL kararlaştırıldığını, müvekkil ve davacı arasında yapılan sözleşme gereği bedelin taksitler halinde ödenmesi kararlaştırıldığını, ancak davacı tarafından ödemeler eksik olarak gerçekleştirildiğini, davacı tarafından eksik yapılan ödemelerin davalı müvekkilinin edimini geç yerine getirmesine haklı neden teşkil ettiğini, davacının iddia ettiği teslim sonrası ortaya çıkan ayıplar hususunda, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; Anahtar Teslim İnşaat Taahhüt Sözleşmesi’ne, … 6. Noterliği’nden davalı tarafa gönderilen 13.06.2016 tarihli 23857 yevmiye numaralı ihtarnameye, İstanbul CBS … Sor. numaralı dosyasına, tanık beyanlarına, bilirkişi incelemesine, keşif, ticari defterlere dayanmışlardır.
Uyuşmazlığın çözümü dosya üzerinde teknik incelemeyi gerektirdiğinden İddia, savunma toplanan tüm deliller ve yanlar arasındaki ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde inceleme yaptırılmış, 28.09.2018 tarihli raporda:
”…Taraflar arasında 09/03/2016 tatihli Anahtar Teslim İnşaat Taahhüt Sözleşmesi ile bir ticari ilişkinin mevcut olduğu,
Davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerde davalı ile ilgili herhangi bir kaydın mevcut olmadığı, huzurdaki davada davacı tarafından cari hesap bakiyesi alacağının konu edilmemiş olduğu,
Huzurdaki dava konusunun davacı iddiasına göre davalının sözleşmeye göre işi geç teslim etmesi nedeniyle oluşan cezali şart ile işin ayıplı yapılmasından kaynaklı alacak talebi olduğu,
Davacı iddiaları açısından değerlendirme: Dosyada işin bitirildiği iddia edilen 22.06.2016 tarihli bir teslim tutanağı veya resmi bir tespit tutanağı mevcut olmadığı, … 6.Notcrliği kanalı ile 13.06.2016 tarihinde ihtarnameye karşılık işin bititilme tarihinin ihtamameden sonra ( 22.06.2016 ) olmasının çelişkili olduğu, Mahkemenizce işin bitim tarihinin 22.06.2016 olarak kabul edilmesi halinde 29 GÜN gecikme ile teslim edildiğini, buna göre davacının davalıdan (20 gün x 20,000,00-TL/gün = 580,000,00-Tl gecikme cezası talep edebileceği, ancak davacı talebi 1.000-TL olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın dikkate alınması gerektiği,
Davalı iddiaları açısından değerlendirme: … 1.Sulh Hukuk Mahkemesince hazırlattırılan bilirkişi taporunun 12.01.2017 tarihli olduğu, davacının ise işin bitirilme tarihi olarak 22.06.2016 tarihini belirttiğini, davalı cevap dilekçelerinde bu tarihler ile ilgili bir itirazın mevcut olmadığı,
Davalı her ne kadar sözleşmeye göre işin gecikme cezasının 2.000,00-TLgün olduğunu belirtmişse de; 09.03.2016 tarihinde düzenlenen taahhüt sözleşmesinin 3.maddesinde gecikme cezasının 20.000,00.TL gün olduğu hem rakamla ve hem de yazı ile belirtilmiş olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Davalı vekili iş bu rapora itiraz etmiş, itirazlar kapsamında ek rapor aldıırlmış, 03.01.2019 tarihli ek raporda:
”…Dosyada bulunan sözleşmede imzası bulunan … isimli şahsın, davalı şirketi temsile yetkili kişi (YETKİSİZ TEMCİLCİ) olarak kabul edilmesi durumunda, kök raporumuzda yapılan hesaplamada herhangi bir değişiklik olmayacağı, yani bu durumda davacının (20.000 X 29 gün —)580.000,00.-TL gecikme cezası talep edebileceği ancak davacı talebi 1.000,00.-TL olduğundan dolayı taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarun dikkate alınması gerektiği,
… isimli şahsın, davalı şirketi temsile yetkili kişi olarak kabul edilmemesi durumunda ve sözleşmede yazılı cezai şart tutatının günlük 2.000.00.-TL olarak benimsenmesi halinde, ise davacının talep edebileceği cezai şart tutatının (2.000 X 29 gün =) 58.000,00.-TL olatak hesaplanacağı, ancak yine davacı talebi 1.000,00.-TL olduğundan dolayı taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutatın dikkate alınması gerektiği…” tespit ve rapor edilmiştir.
Dava dilekçesinde talebin geç teslim nedeniyle cezai şart alacağı ve ayıp nedeniyle alacak istemine ilişkin olduğu, alınan kök ve ek raporlarda cezai şart alacağı hususunda değerlendirme yapıldığı ancak ayıp nedeniyle alacak istemi ile ilgili değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla;
Sözleşme ve GOP 1. Sulh hukuk mah. … D.İŞ dosyası dikkate alınarak inceleme ve değerlendirme yapılarak ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişi Bülent Gönen’e tevdii ile ek rapor aldırılmış, 24.05.2021 tarihli ek raporda:
”…. 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İŞ Sayılı dosyasında dava konusu yapılan imalatlar tespit edilmiş, ayıplı imalatlar olup olmadığı belirtilmediği gibi yapılan imalatlaria ilgili bir metrajda yapılmamıştır.
Bu nedenle, belirtilmeyen dolayısıyla ölçümü yapılmayan ayıplı olduğu iddia edilen imalatların fiyat anlamında değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, zaten kök raporumuzda da bu nedenle değerlendirilme yapılmadığı…” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından hesaplanan cezai şart tutarının davalının ekonomik yönünden mahvına neden olup olmayacağı hususunda mali müşavir bilirkişiden ek rapor aldırılmış, 17.02.2022 tarihli ek raporda:
”…Cezai şart tutarının botçlunun ekonamik mahvina neden olup olmayacağı ile ilgili olarak; gerek literatürde ve gerekse uygulamada yerleşmiş ve tüm şirketler için uygulanan bir hesaplama tarzı mevcut değildir. Bu her şirket için farklılıklar gösterebilir. Belli bir kıstasın olmaması, uygulamada mali bilirkişileri de sıkıntıya sokmaktadır.
Bu nedenle, tarafımızca bu tür dava ve hesaplamalarda eski …Md. 324 hükmünden faydalanılmaktadır. Eski ‘TK.Md.324 hükmünde, şirketin esas sermayesinin 2/3 ünün karşılıksız kaldığının anlaşılması, şirketin aciz haline düşmüş olduğu anlamına geldiğinden, kıyas yoluyla, şirketin özvarlığına da bu madde ve oran uygulanarak hesaplama yoluna gidilmiştir.
Buna göre şirketin 2017 yılı sonu itibariyle özvarlığı 432.311,59-TL olup, 432.311,59-TL / 3 x 2 = 288.207,72-TL’dir. Bu hesaplamaya nazaran, bu takama kadarlık bir cezai şartın mümkün olduğu, bu tutarın üstündeki bir cezai şartın ise davalı şirketin ekonomük olarak mahvına ve münfesih olmasına sebep olacağı…” tespit ve rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava eser sözleşmesinin ayıplı ifası hukuksal nedenine dayalı olarak cezai şart ve ayıp oranında tazminat talebine ilişkindir.
Taraflar arasında 09.03.2016 tarihinde, davacının işveren, davalının ise yüklenici olduğu “Anahtar Teslim İnşaat Taahhüt Sözleşmesi” akdedildiği, yüklenicinin işi sözleşme tarihinden itibaren 60 gün içinde (15 gün opsiyonlu) tamamlayacağının, tarih aşımında ise her gün için 20.000 TL ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, cezai şart tutarının el yazası ile yazılıp davalı adına … tarafından imzalandığı hususlarında taraflar arasında çekişme bulunmamaktadır.
Davacı yan, davalı yüklenicinin eseri taahhüt ettiği süreden sonra 22.06.2016 tarihinde ve ayıplı olarak teslim ettiğini, bu durumun … 6. Noterliğinden gönderilen 13.06.2016 tarihli ihtarname ile sabit olduğunu, geciken her gün için 20.000 TL. Cezai şart kararlaştırıldığını ileri sürerek cezai şart ve eserdeki ayıplar için kısmi dava açmış, bilahare 12.07.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; cezai şartı 580.000,00-TL olarak, ayıptan kaynaklı maddi tazminatıda 1.000,00-TL olmak üzere davasını toplam 581.000,00-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı yan, taahhüt edilen edimlerin zamanında yerine getirildiğini, cezai şartın iddia edildiği gibi 20.000 TL değil, günlük 2.000 TL olduğunu, sözleşmeyi imzalayan …’ın davalıyı temsil yetkisinin bulunmadığını savunmuştur.
O halde çekişme; tarafların sözleşmesel edimlerini yerine getirip getirmedikleri, işin teslim tarihi, …’ın davalıyı temsil yetkisinin bulunup bulunmadığı, cezai şartın 2.000 TL. mi, yoksa 20.000 TL mi olduğu ve toplam tutarı ile bu tutarın davalının ekonomik yönden mahvına neden olup olmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelere göre sözleşmenin davalı adına … tarafından imzalandığı ve adı geçenin davalı şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı sabit olmakla birlikte, davalının bu sözleşmeye dayalı olarak taahhüt ettiği işi yaptığı, yine bu sözleşmeye dayalı alacağının işveren tarafından ödenmemesi nedeniyle yaptığı işlerin tespiti için …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş Sayılı dosyası kapsamında delil tespiti talebinde bulunduğu, sözleşmenin tüm sayfalarının adı geçen … tarafından imzalandığı ve cezai şart tutarının belirlendiği parafın da adı geçene ait olduğu, adı geçenin davalının yetkili temsilcisi bulunmasa bile yetkisiz temsilci sıfatıyla hareket ettiği, davalı yanca sözleşmenin bir kısmının kabul edip, bir kısmının kabul etdilmemesinin Medeni Kanunun 2. Maddesinde ifadesini bulan dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, sözleşme gereği gecikilen her gün için 20.000 TL cezai şart kararlaştırıldığının ve bu hususun taraflarca bağlayıcı olduğunun kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.
Sözleşmeye göre işin süresi sözleşmenin imzalandığı 09.03.2016 tarihinden itibaren 60 gün olup, sözleşmedeki 15 günlük opsiyonun da ilavesiyle iş bitim tarihinin 24.05.2016 olması gerektiği, davacının iddiasına göre teslim tarihinin 22.06.2016 olduğu, bu hususta bir teslim tutanağı bulunmadığı, ancak davalı yanın teslim tarihine yönelik bir itirazının bulunmadığı, mahkememizce hükme elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporları kapsamına göre; dosyada işin bitim tarihinin 22.06.2016 olarak kabul edilmesi halinde 29 GÜN gecikme ile teslim edildiği, buna göre davacının davalıdan (20 gün x 20,000,00-TL/gün=) 580.000,00-TL gecikme cezası talep edebileceği anlaşılmaktadır.
Öte yandan tespit edilen cezai şart tutarının davalı borçlunun ekonamik yönden mahvına neden olup olmayacağı ile ilgili olarak, davalı yanın ticari defter ve belgelirini incelemeye sunmaması nedeniyle davalının son iki yıla ilişkin olarak getirtilen kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden yaptıralan inceleme sonucu alınan 17.02.2022 tarihli ek rapora göre; davalı şirketin 2017 yılı sonu itibariyle özvarlığı 432.311,59-TL olup, 432.311,59-TL / 3 x 2 = 288.207,72-TL’dir. Bu hesaplamaya nazaran, bu rakama kadarlık bir cezai şartın mümkün olduğu, bu tutarın üstündeki bir cezai şartın ise davalı şirketin ekonomik olarak mahvına ve münfesih olmasına sebep olacağı mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, hükme elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporlar ile tüm yargılama dosyası kapsamına göre; taraflar arasında akdedilen 09.03.2016 tarihli eser sözleşmesinin davalı adına … tarafından imzalandığı, adı geçenin davalı şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı sabit olmakla birlikte, davalının bu sözleşmeye dayalı olarak taahhüt ettiği işi yaptığı, yine bu sözleşmeye dayalı alacağının işveren tarafından ödenmemesi nedeniyle yaptığı işlerin tespiti için … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş Sayılı dosyası kapsamında delil tespiti talebinde bulunduğu, sözleşmenin tüm sayfalarının adı geçen … tarafından imzalandığı ve cezai şart tutarının belirlendiği parafın da adı geçene ait olduğu, adı geçenin davalının yetkili temsilcisi bulunmasa bile yetkisiz temsilci sıfatıyla hareket ettiği, davalı yanca sözleşmenin bir kısmının kabul edip, bir kısmının kabul etdilmemesinin Medeni Kanunun 2. Maddesinde ifadesini bulan dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, sözleşme gereği gecikilen her gün için 20.000 TL cezai şart kararlaştırıldığı, teslim süresi 09.03.2016 tarihinden itibaren 60 gün olup, sözleşmedeki 15 günlük opsiyonun da ilavesiyle iş bitim tarihinin 24.05.2016 olması gerektiği, davacının iddiasına göre teslim tarihinin 22.06.2016 olduğu, bu hususta bir teslim tutanağı bulunmadığı, ancak davalı yanın teslim tarihine yönelik bir itirazının olmadığı, buna göre davacının davalıdan 580.000,00-TL gecikme cezası talep edebileceği, tespit edilen cezai şart tutarının 288.207,72-TL’yi aşan tutarın üstündeki bir cezai şartın davalı şirketin ekonomik olarak mahvına neden olacağı, ayıp nedeniyle tazminat isteminin ise yasal deliller ile kanıtlanamadığı anlaşıldığından davacı yanın cezai şart talebinin kısmen kabulüne, 580.000,00 TL cezai şartın takdiren %50 oranında tenkisi ile, 1.000,00 TL’ye dava tarihinden, 289.000,00 TL’ye ise ıslah tarihi olan 12.07.2021 tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle 290.000,00 TL cezai şartın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ayıp nedeniyle tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Cezai şart talebinin kısmen kabulüne, 580.000,00 TL cezai şartın takdiren %50 oranında tenkisi ile, 1.000,00 TL’ye dava tarihinden, 289.000,00 TL’ye ise ıslah tarihi olan 12.07.2021 tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle 290.000,00 TL cezai şartın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine
2-Ayıp nedeniyle tazminat isteminin reddine,
3-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 19.809,90-TL harçtan başlangıçta peşin olarak alınan 34,16-TL ve 8.904,95-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.870,79-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı yanca yapılan 31,40-TL başvurma harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 34,16-TL peşin harç, 59,30-TL başvuru harcı, 8.904,95-TL peşin harç olmak üzere toplam 9.034,41-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı yanca yapılan 3.300,00-TL bilirkişi ücreti, 214,30-TL davetiye/tezkere gideri olmak üzere toplam 3.514,30-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 1.754,12-TL ‘nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 28.750,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Cezai şart tutarında takdiren indirim yapılarak hüküm kurulduğu gözetilerek reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/(2) maddesi uyarınca 1.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-)Davacı yanca yatırılan gider avansından arta kalan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya / vekiline iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı (e-duruşma) tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır.
Üye …
¸e-imzalıdır.
Üye …
¸e-imzalıdır.
Katip …
¸e-imzalıdır.