Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/757 E. 2018/1102 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/757 Esas
KARAR NO : 2018/1102 Karar

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/08/2017
KARAR TARİHİ : 05/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 21/08/2017 tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kendi adına kayıtlı 171.904,-TL bedelli … marka aracını davalıya satış konusunda anlaştığını, müvekkilinin davalıdan emin olduğundan ve uzun yıllardır tanıdığından …. Noterliği’nce Araç Satış Sözleşmesi imzaladığını, davalının aracı kendi adına kaydettirdiğini ancak satış işleminden sonra satış bedelinin müvekkilinin hesabına yatırılmadığını, aracın 3. Kişilere devrinin önlenmesi hususunda trafik kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini beyan etmiş, sonuç olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere aracın satış bedeli olan 171.904,00-TL’nin davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 23/10/2017 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalının eşi … arasında Müşavirlik Sözleşmesi imzalandığını, davacının bilerek bu sözleşmeden bahsetmediğini, … ile müşavir arasında aracın devrini öngören sözleşme imzalandığını, aracın …’e devrinin vade tarihinden neredeyse 2 yıl sonra 05/04/2017 tarihinde gerçekleştiğini, … ‘nun aralarındaki sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, davacının 171.904,-TL gibi büyük bir rakamın ödenmediğini 4 ay sonra ifade etmesinin kötü niyet göstergesi olduğunu, haksız fesih sebebiyle …’na karşı ikame edilmiş olan davanın …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde … esas sayılı numarası ile görülmeye devam ettiğini beyan etmiş, devir işleminin hukuki dayanağının mevcut olduğundan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 07.07.2017 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Sahiplik devri yapılan … plaka sayılı 2013 model aracın tescil işlemlerinin yasal şartlara uygun olarak noter tarafından gerçekleştirildiği, Taraflar arasında yapılan sözleşmenin taraflarca kabul edilmesi ve taraflarca şahit huzurunda imza altına alınmış olması anlaşma ile ilgili bir sorunun olmadığım gösterdiği, araç bedelinin ödemesinin noter huzurunda yapılaması gerektiği, noterin alan ve satan kişilere sözlü olarak alacağının olup olmadığı sorduğu ve gereken cevabı aldıktan sonra ve aracında satışını sorunlu hale getirecek probleminin olmaması halinde satışı gerçekleştirdiği, dolayısı ile ödemenin yapılmış olması gerektiğinin kabul edilmesinin gerektiği kabul edilse de, ödemelerin banka aracılığı ile de yapılabildiği, ayrıca araç devirleri ile ilgili pek çok vatandaşın dolandırıldığı, ödendiği iddia edilen miktarın aracın devrinin yapıldığı olan 2017 Nisan ayında 2013 model bir araç için piyasada işlem görebilecek rakam olduğu, 2013 model bir araç ile ilgili satan tarafın ödeme yapıldı ise herhangi bir alacağının olmadığı, ödemenin yapılmamış olması halinde ise durumun adli bir olay olduğu, Dosya içeriğinde belirtilen 171.904,00-TL bedelin noterler tarafından satış sözleşmelerine yazılan kasko bedeli olabileceği, noter satış sözleşmesinde yazan bedel ile piyasa bedelinin farklılık gösterebileceği, taraflar arasında yaşanan ticari sorunlar nedeni ile araç üzerine satış tedbir kararlarının taraflarca aldırılabilecek olması ihtimalinden dolayı 07.07.2017 tarihi arasının tekrar satış gördüğünün düşünüldüğü,” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bu rapora yapılan itirazlar üzerine bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilerek dosya yeniden bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 20.08.2018 tarihli 3 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Eğer, davacının kendi banka hesaplarına, huzurdaki davalının araç satımı için Sözleşmede ödendiği yazılı parayı alıcının yatırmadığını ispatlar ve davalının da, bu durumu yukarıda anılan çerçevede davalının bu davadaki anlatımı da bir ikrar (yukarıda zikredilen hali ile..) olarak teyit edici nitelikte mütalaa ettirilirse, o zaman, davacının bu davadaki talebi yönünden alacaklı olduğu kabul edilebileceği değerlendirilmek gerekir. Bu durumda, hiç şüphesiz huzurdaki davalının kocasının Müşavirlik Sözleşmesinin diğer yanına (…aracın durumu, …. Adliye Ticaret Mahkemesi önündeki davada davalı/karşı davacı tarafından tartışma mevkiine getirilmemiştir…) karşı, bu sözleşmesel edimini ifa etmediği için, somut duruma göre alacak/veya tazminat talebi ikame etmesi mümkündür, ama o husus bizim görev alanımız dışında olduğundan o alanda hiçbir görüş dermeyan etmemekteyiz. Buna karşılık, davacı ile … AŞ’rıin ortaklık ve işleyiş yapısı ile bir bütünlük arz ettiği, huzurdaki davalıya mülkiyeti geçirilen aracın … A.Ş.’nin huzurdaki davalının kocasına olan sözleşmesel edimi ifa maksadıyla geçirildiği ve aksinin savlanmasının dürüstlük kuralına da, hayatın olağan akışına da aykırı olacağı yorumu kabul görürse davanın reddi gerekeceği” kanaati ile ek raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen delil dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacı adına kayıtlı 171.904,00-TL bedelli … marka aracını davalıya satış konusunda anlaştıkları, …. Noterliği’nce Araç Satış Sözleşmesi imzaladığı, davalının aracı kendi adına kaydettirdiği yanlar arasında ihtilafsızdır.
Davacı satış işleminden sonra satış bedelinin hesabına yatırılmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere aracın satış bedeli olan 171.904,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini ister bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı ise davacı ile davalının eşi … arasında Müşavirlik Sözleşmesi imzalandığını, dava konusu aracın davalı …’e devrinin vade tarihinden neredeyse 2 yıl sonra 05/04/2017 tarihinde gerçekleştiğini, …’nun aralarındaki sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, davacının 171.904,00-TL gibi büyük bir rakamın ödenmediğini 4 ay sonra ifade etmesinin kötü niyet göstergesi olduğunu, haksız fesih sebebiyle …’na karşı ikame edilmiş olan davanın …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde … esas sayılı numarası ile görülmeye devam ettiğini devir işleminin hukuki dayanağının mevcut olduğundan davanın reddine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
… A.Ş. ile Müşavir … arasında 31.12.2014 tarihinde imzalanan 10 yıl süreli müşavirlik antlaşması gereği, 15.04.2015 tarihine kadar iki yaşını geçmemiş … model otomobilin … A.Ş tarafından müşavir … veya göstereceği ikinci kişi adına trafikte tescilinin yapılacağı, anlaşma ile hükme bağlanmıştır.
Yapılan anlaşma gereği …’ ün gösterdiği ikinci kışı olan …’e 2013 model … marka araç 05.04.2017 tarihinde … Noterliği huzurunda gerçekleşmiştir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin taraflarca kabul edilmesi ve taraflarca şahit huzurunda imza altına alınmış olması anlaşma ile ilgili bir sorunun olmadığım gösterdiği kanaatine varılmıştır.
Araç bedelinin ödemesinin noter huzurunda yapılaması gerektiği, noterin alan ve satan kişilere sözlü olarak alacağının olup olmadığı sorduğu ve gereken cevabı aldıktan sonra ve aracında satışını sorunlu hale getirecek probleminin olmaması halinde satışı gerçekleştirdiği, dolayısı ile ödemenin yapılmış olması gerektiğinin kabul edilmesinin gerekir.
Bu açıklamaların ışığında kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kanıtlanamayan davanın Reddine,
2- 35,90-TL karar harcının peşin alınan 2.935,70-TL den düşümü ile kalan 2.899,80-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı tarafından yapılan 900,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 16.264,24-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2018

Katip …

Hakim …