Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/73 E. 2018/1079 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/73 Esas
KARAR NO : 2018/1079

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 23/01/2017
KARAR TARİHİ : 29/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Ticaret mahkemesinin 12.12.2008 tarih ve … sayılı kararı ile davalı … İnşaat Turizm…. A.Ş.’nin davacı … d.o.o. şirketine 2.780.725,56 Kuna borçlu olduğuna karar verildiğini, mahkemenin işbu kararının 19.03.2009 tarihinde kesinleştiğini, yabancı mahkeme kararı davacısı … ile vekiledeni şirket arasında 23.12.2011 tarihinde davaya konu alacakda dahil olmak üzere alacağın temliki mahiyetinde ” Hak ve Yükümlülüklerin Devri Sözleşmesi ” bağıtlandığını, bu sözleşme ile hak ve yükümlülüklerini vekiledeni şirkete devrettiğini beyanla, Hırvatistan/… Ticaret Mahkemesinin 12.12.2008 tarih ve … sayılı ilamının Türkiye de tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tanıma ve tenfizi talep edilen … Ticaret Mahkemesi kararının …’un aradığı yasal şartları taşımadığını, tenfiz kararları hakkında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, … şirketi 23.11.2011 tarihinde davaya konu alacak da dahil olmak üzere alacaklarını …’ye devrettiğini, ancak 23.11.2011 tarihinden sonraki tarihlerde alacağın, … şirketine ödenmesinin istendiğini, … ile … Ltd şirketi arasında 24.07.2013 tarihinde düzenlenmiş ve alacağı tahsil etmekle … Ltd şirketinin görevlendirildiği bir alacak devri anlaşması da bulunduğunu, alacağın aslında hangi şirkete devredildiğinin araştırılması gerektiğini, davaya konu talep dürüstlük kuralına aykırı olup bu hususun kamu düzeni kapsamı içinde değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca davaya konu mahkeme kararı ve karara konu alacağın Hırvatistan yasaları gereği zamanaşımına uğradığını, davaya konu … Ticaret Mahkemesi’nin 12.12.2008 tarih, … sayılı kararında “… İnşaat … Merkez Şubesi” taraf olup, vekiledeni hakkında açılmış ya da alınmış bir karar bulunmadığını, mahkeme kararındaki şirket ile vekiledeni şirketin farklı tüzel kişilikler olduğunu, vekiledeni şirket ile … ya da davacı … arasında ticari, hukuki herhangi bir ilişkinin bulunmadığını, kararın, karara konu şirketin gıyabında/yokluğunda verildiğini, karara konu şirketin mahkemede temsil edilmediğini, davaya konu kararda, … İnşaat Merkez Şube’nin … şirketine 2.780.725,56 Kuna ödemesine karar verilmiş ise de, … Ticaret Mahkemesi tarafından … İnşaat Merkez Şube ünvanlı şirketin 14.12.2011 tarihinde iflasına karar verildiğini, bu hususun … Ticaret Mahkemesi tarafından ilan edildiğini, ancak …’nin herhangi bir alacak bildiriminde bulunmadığını, Hırvatistan yasaları gereği alacağını bildirmeyen kişi ya da şirketlerin alacaklarını talep haklarının ortadan kalktığını, bu nedenle davacı’nın Hırvatistan Kanunları gereği davaya konu alacağı talep etme hakkı bulunmadığından, icra edilemez nitelikte bir kararın tanıma ve tenfizinin kabul edilebilmesi mümkün olmadığını, … madde 52 ile hukuki yararı bulunan herkesin tanıma ve tenfiz talebinde bulunabileceğini, … şirketinin bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gibi, dava konusu kararın kesinleştiği iddia edilmiş ise de, kararın kesinleştiğine dair dosyada bir belge de bulunmadığını beyanla, öncelikle, görevsiz Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış davanın görev yönünden, pasif husumet yokluğu nedeniyle, dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle, hukuki yarar yokluğu nedeniyle, zamanaşımı nedeniyle, dava şartı yokluğu nedeniyle ve yasal şartları taşımayan, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; Hırvatistan/… Ticaret Mahkemesinin 12.12.2008 tarih ve … sayılı ilamının Türkiye de tenfizine karar verilmesi istemine ilişkindir.
5718 Sayılı … 50/1.maddesine göre;”Yabancı mahkemelerce hukuk davalarına ilişkin olarak verilen ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.”
Aynı Yasanın 53.maddesine göre ise tenfiz dilekçesine, yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ve ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi gerekir.
Yabancı mahkeme ilamlarının tenfiz koşulları 5718 Sayılı Yasanın 54.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; yabancı mahkeme kararının tenfizi için, Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması, ilâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması gerekir. Aynı yasanın 58.maddesine göre de, yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır.
Türkiye ile Hırvatıstan Cumhuriyeti arasında 10/02/1999 tarihinde bağıtlanan Hukuki ve Ticari Konularda Adli İşbirliği Anlaşması uyarınca mütekabiliyet kabul edilmiştir.
Davacı yanca; 5718 sayılı yasanın 50 ve devamı (eski … 34) maddesinde aranan tenfiz koşullarından yabancı mahkeme ilamının aslı ve usulüne uygun tasdikli tercümesi, kesinleşme şerhi ve onanmış tercümesi ibraz edilmiştir. Buna göre tenfizi talep edilen ilamın Hırvatistan Cumhuriyeti namına … Ticaret Mahkemesinin 12.12.2008 tarihli kararı olup, 19.03.2009 tarihinde kesinleştiği karar başlığına şerh edildiği, söz konusu ilamın türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren konularda olmadığı, hükmün Türk Kamu Düzeni ile de ilgili olmadığı anlaşılmaktadır.
Hırvatistan/… Ticaret Mahkemesinin 12.12.2008 tarih ve … sayılı kararında ” … Bulvarı No: … Antalya adresinde mukim …nin Iva … , … adresinde mukim … İNŞAAT ANA ŞUBESİ ( … ) adlı davalının , … , … … adresinde mukim … (Limited Şirketi) adlı davacıya 2.780.725,56 Kuna ödemesine, bu alacağın 965.599,80 Kuna’lık kısmına 31.07.2007 gününden itibaren, 1.600.820,56 Kuna’lık kısmına 31.08.2007 gününden itibaren, 21.872,16 Kuna’lık kısmına 07.09.2007 gününden itibaren ve 192.433,04 Kuna’lık kısmına da 23.10.2007 tarihinden itibaren 31.12.2007 tarihine kadar yasal yıllık cari %15 oranında temerrüt faizi işletilmesine, 01.01.2008 tarihinden, ödemenin gerçekleşmesi tarihine kadar ise alacağın tamamına cari altı aylık dönemin son günü itibarıyla Hırvatıstan Merkez Bankası tarafından tespit edilmiş ıskonto faiz oranına %8 puan eklenmek suretiyle faiz işletilmesine ” karar verildiği anlaşılmaktadır.
İlamın içeriği ve taraflara göre, mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla görev itirazı da yerinde görülmemiştir.
Davacı alacağı … d.o.o. ‘dan temlik aldığına ilişkin 23.12.2011 tarihli devir sözleşmesi örneğini de ibraz etmişlerdir. Hernekadar davacının aktif husumet ehliyetine de itiraz edilmiş ise de, mevcut devir sözleşmesi kapsamında davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğu ve bu kapsamda işbu davayı açmakta hukuki yararı da olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca davalı tarafından zamanaşımı itirazı ileri sürülmüş ise de, dosyaya çevirisi ibraz ettirilen Hırvatistan Borçlar Hukuku Madde 233’de kararların 10 yıllık süre sonunda veya yasalar aksini belirtmedikçe daha kısa sürede zamanaşımına uğrayacağının hüküm altına alındığı, dolayısıyla kararın verildiği 12.12.2008 tarihine göre dahi dava tarihinde zamanaşamının dolmadığı anlaşılmıştır.
Ancak; tenfizi istenen kararın davalı şirketin Hırvatistan’ daki şubesi hakkında verildiği, şubenin hak ve borçlarından merkezinde sorumlu tutulacağı iddia edilmekle tenfiz istenmiş ise de, şubenin de gıyabında verilen karar yönünden merkezin, yani davalının hiçbir şekilde duruşmalara çağrılmadığı, ayrıca
Hırvatistan Kanunları uyarınca, mahkememize tercümesi ibraz ettirilen Hırvatistan Cumhuriyeti’nin münhasır yargı yetkisine dair 301-302 maddeler kapsamına göre, “Hırvatistan Cumhuriyeti mahkemelerinin 301 madde uyarınca yargı yetkisine haiz olmamaları halinde, bu mahkemelerin borçlunun Hırvatistan Cumhuriyetinde tüzel kişilik olmayan bir işletmeye sahip olması durumunda iflas işlemlerini yürütmeye yetkili olacağı, ” hükmü düzenlenmiştir. Bu doğrultuda dosyaya ibraz edilen Hırvatistan Cumhuriyeti … Ticaret Mahkemesi … Daimi Memuriyeti ‘nin 01.03.2012 tarihli kararında … İnşaat Merkez Şube … aleyhine iflasın açıldığı ilan edildiği, iflas edenin alacaklılarına 15 gün içinde alacak taleplerini ıspatlayan belgeleri ile birlikte alacaklarını bildirmeye çağrıldıkları, iflas hakiminin 06.09.2013 tarihli kararı ile Hırvatistan İflas Kanunun 193. maddesi uyarınca son paylaşma listesini kabul ederek tüm alacakları değerlendirdiği, 04.11.2013 tarihinde müflis şirketin iflasının kapatıldığı anlaşılmaktadır. Davacı … Ltd’nin 03.12.2012 tarihinde alacak bildiriminde bulunduğu, ancak İflas kanunu madde 176 paragraf 4’e dayalı olarak ilk inceleme duruşmasından itibaren 3 aydan uzun süre içinde ibraz edilen taleplerin reddedileceği hükmüne göre ve bu işlemde ilk inceleme duruşmasının 22 ve 23 Mayıs 2012 de yapılmış olmasına göre, talep 3 aylık süre dışında bildirilmiş olmakla reddedilmesine karar verildiği, bu hususta tüm belge ve kararların Türkçe tercümesi ile birlikte davalı vekili tarafından dosyaya ibraz edildiği, Hırvatistan Cumhuriyeti Split Ticaret Mahkemesi … Daimi Memuriyeti’nin bu hususlara ilişkin tüm kararları orjinali ve Türkçe tercümesinin de ibraz edildiği anlaşılmaktadır.
Hırvatistan Yasaları uyarınca Hırvatistan’da tüzel kişiliği olmayan borçlular aleyhine özel iflas takibi yapılabileceği anlaşılmaktadır. Tenfizi istenen ilamda, ilam borçlusu … İnşaat Merkez Şube’dir. Merkez şubenin tüzel kişiliği bulunmadığı ihtilaf konusu değildir. Ancak, yine Hırvatistan Yasaları uyarınca tüzel kişiliği bulunmayan şube yönünden iflas kararı verildiği ve iflas kararı uyarınca tüm alacaklıların ilanen davet edildiği, ancak, yine Hırvatistan … Mahkemesi tarafından davacının süresinden sonra müracaat ettiği gerekçesi ile alacak talebinin reddedildiği, şube yönünden son paylaşma listesi yapılıp iflasın kapatıldığı anlaşılmıştır. O halde Hırvatistan Mahkemesi tarafından alacağa ilişkin verilen ilamın, Hırvatistan Yasalarına göre Hırvatistan’ da infaz edilemeyeceği, infazı mümkün olmayan yabancı mahkeme ilamının Türkiye’ de de infazının talep edilemeyeceği, zira tenfizi istenen ilamda da muhatabın bizzat şube olduğu, davacının bildirdiği gibi davalı ile Hırvatistan’ da ki şube arasındaki ilişkinin banka-şubesi gibi kabul edilmesi halinde Türk Kamu Düzeni nazara alındığında şube yönünden iflas kararı verilmesinin olanaklı bulunmadığı anlaşılmakla tenfiz talebinin koşulları oluşmadığından reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90-TL maktu red harcının 25.517,10-TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 25.566,60-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine ,
3-)Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 68.830,91-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-) Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …