Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/716 E. 2018/812 K. 01.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/716 Esas
KARAR NO : 2018/812
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/08/2017
KARAR TARİHİ: 01/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; özel hastane olan müvekkili şirket ile davalı kurum arasında yapılan hizmet alım sözleşmesi gereğince davalı idareye kesilen 2015 Ekim ayı ile 2016 yılı Ocak ayına ait faturalardaki göz servisi ile ilgili ayakta tedavi gören, günübirlik tedavi gören, yatarak tedavi gören ve diğer tedavi bilgileri kalemi adı altında göz servisinde tedavi gören hastalar için kesmiş oldukları faturalardan dolayı davalı idarece yapılan hasta dosya incelemesinin fatura inceleme usul ve esaslarına aykırı olarak, (polikliniğe gelen her 15 kişiden birisine çift balon uygulaması yapılması istatistiklere ve olağan hayat akışına uymaz denilerek) genel bir ifade ile soyut ve tek taraflı olarak ve bir üst komisyona yapmış oldukları itirazlarının hemen karara bağlanmadan ve kötüniyetli olarak sürüncemede bırakılarak ve hasta dosyaları hiç incelenmeden bir oldu bitti ile örnekleme yoluyla göz bölümü için kesilen toplam fatura tutarının nerdeyse yarısına tekabül edecek şekilde kesinti yoluna gidecek olması ve kesintinin aylık ve ödemesi yakın olan müvekkil hakkedişinden otomatik olarak tahsil edileceği ve müvekkili şirketin aylık hakkedişleri ile 160 çalışanının hem maaşının ödenmesi hemde yine aynı kurama çalışanlarının … primlerinin ödemesini yapamayacak olması gözönüne alınarak hem davalı işleminin hukuka açıkça aykırı olması ve işlemin telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceğinden öncelikle 2015 yılı Ekim ayı ile 2016 yılı Ocak ayı göz servisi faturalarından Günübirlik tedavi, ayakta tedavi, yatarak tedavi ve yurt dışı sigortalı hastaları için haksız olarak yapılacak kesintinin dava sonuna kadar herhangi bir hak edişimizden kesilmemesi için teminat mukabilinde yürütmesinin durdurulması yönünde dava sonuna kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesine, dava sonucunda bu dönemlere ilişkin olarak davalıya herhangi bir borcumuzun olmadığının tespitine karar verilmesine, yargılama harç giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın zaman aşımı nedeni ile reddinin gerektiğini, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini belirterek davanın görev yönünden reddini gerektiğini, müvekkili kurum ile sözleşmesi olan … tesis kodlu Atlas Hastanesinin (… A.Ş.) müvekkili kuruma 2015/Ekim, 2016/Ocak dönemlerinde Medula sistemi üzerinden teslim ettiği sağlık giderleri merkezlerinde görevli hekimler tarafından SUT ve 2011/62 genelgesi çerçevesinde mevzuata uygunluğu yönünden incelenerek kesinti/ödeme işlemleri gerçekleştirildiğini, bilindiği üzere Fatura Bedellerinin Ödenmesi konusu 2011/62 sayılı genelgede “1.7.1. Örnekleme yöntemini kabul eden sağlık kurumları, incelenen fatura dönemine ait oluşan kesinti tutarı ve gerekçelerine ilişkin hususları kabul ya da itiraz yolundaki kararını, medula hastane sisteminde “incelendi” ibaresinin belirdiği tarihi takip eden 5 iş günü içinde sadece medula hastane sistemi üzerinden Kuruma bildireceklerdir, sağlık kurumları tarafından kuruma sadece itiraz dilekçesi verilecektir. Sağlık kurumları, incelenen manuel faturalara ait oluşan kesinti tutarı ve gerekçelerine ilişkin hususları kabul ya da itiraz yolundaki kararını, kurumun incelemenin bittiğine dair yazısının sağlık kurumuna tebliğ edildiği tarihi takip eden 5 iş günü içinde kuruma elden veya faks ile bildireceklerdir. Sağlık Kurumu itirazlarını faks ile bildirmesi halinde, bildirimin yazılı aslını da iadeli taahhütlü posta ile Kuruma gönderecektir.” şeklinde belirtilmiş olup, adı geçen merkez tarafından; 2015/Ekim dönemine ait evrakları anılan sağlık hizmet sunucusu tarafından örneklemeye 12/11/2015 tarihinde alındığı, 14/11/2015 tarihinde Merkezlerine iletildiğini, 04/07/2017 tarihinde evrak incelemesine bağlı oluşan kesintiye ilişkin medula hastane sisteminde “incelendi” ibaresinin belirdiği tarihi takip eden 5 iş günü içinde (adı geçen merkeze ait 10/07/2017 tarih ve 3668171 sayılı itiraz dilekçkesi) itiraz edildiğini, 2016/Ocak dönemine ait evrakları anılan sağlık hizmet sunucusu tarafından örneklemeye 13/02/2016 tarihinde alındığını, 16/02/2016 tarihinde merkezlerine iletildiğini, 29/06/2017 tarihinde evrak incelemesine bağlı oluşan kesintiye ilişkin medula hastane sisteminde “incelendi ibaresinin belirdiği tarihi takip eden 5 iş günü içinde (adı geçen merkeze ait 05/07/2017 tarih ve 3597197 sayılı itiraz dilekçesi) itiraz edildiğini, yine 2011/62 sayılı genelgede; “1.8.1. Sağlık kurumu itiraz inceleme komisyonu, sağlık sosyal güvenlik merkez müdürü veya görevlendireceği personel başkanlığında, sağlık sosyal güvenlik merkezinde görev yapan 1 sağlık hizmetleri sınıfı personeli ile sağlık kurumunu tesmsilen mesul müdür/başhekim veya sağlık kurumunda çalışma izin belgesi ile görev yapan bir hekimin katılımı ile olmak üzere 3 kişiden kurulur. Sağlık kurumu itiraz inceleme komisyonunda görevlendirdiği kişiye ait yetki belgesini en geç toplantı başladığı gün komisyona ibraz eder. Sağlık kurumu itiraz inceleme komisyonu toplantılarına sağlık kurumları yetkilisinin katılmaması halinde, diğer üyeler tarafından bu durumu tutanak altına alınır ve yapılan kesintiler sağlık kurumları tarafından kabul edilmiş sayılır.” belirtilen hüküm gereği Merkezleri bünyesinde, 2015/Ekim dönemi için; Dr. … Başkanlığında, Dr. … (Komisyon Üyesi) ve Merkezi temsilen Uzm. Dr. …katılımı ile oluşan Sağlık Kurumu İtiraz inceleme Komisyonu tarafından yapılan incelemelerde, 2015/Ekim dönemindeki ayaktan, yatarak ve günübirlik grubu göz hastalıkları branşında yapılan kesintileri Komisyon Başkanı ve Komisyon Üyesi İtiraz değerlendirilmesi tamamlanarak Dr. … (Komisyon Başkanı), Dr. … (Komisyon Üyesi) ve Uzm. Dr. …(Merkez Yetkilisi) tarafından imzalanarak tutanak altına alındığını, adı geçen merkezin üst itiraz komisyonunda konunun yeniden değerlendirilmesi için müracaatının bulunduğu, 2015/Ocak Dönemi için; Dr. … Başkanlığında, Dr. … (Komisyon Üyesi) ve Merkezi temsilen Uzm. Dr. … katılımı ile oluşan Sağlık Kurumu İtiraz inceleme Komisyonu tarafından yapılan incelemelerde, 2015/Ekim Dönemindeki Ayaktan, Yatarak, Günübirlik ve Diğer Grubu Göz Hastalıkları branşında yapılan kesintileri Komisyon Başkanı ve Komisyon Üyesi İtiraz değerlendirilmesi tamamlanarak Dr. … (Komisyon Başkanı), Dr…. (Komisyon Üyesi) ve Uzm. Dr. …(Merkez Yetkilisi) tarafından imzalanarak tutanak altına alınmıştır. Adı geçen merkezin Üst itiraz komisyonunda konunun yeniden değerlendirilmesi için müracaatının bulunduğunu, İlgili genelgede yine “1.9.2. Sağlık kurumu mevzuat inceleme komisyonunun görev, yetki ve sorumlulukları Sağlık kurumu mevziat inceleme komisyonu, itiraza ait medula hastane sistemi üzerinden gönderilen fatura eki belgeleri elektronik ortamda, Kurumca yayımlanan mevzuat ve sözleşme hükümlerine göre inceler. Komisyon, medula hastane sistemi üzerinden gelen itiraza ait başvuru numaralarını, ileti tarihini takip eden 10 iş günü içinde inceleyerek oy çokluğuyla karar verir. Karar yeter sayısı 3’tür. 10 iş günlük süre sonunda karar yeter sayısına ulaşılması durumunda komisyon karar almış sayılır. Oyların eşit olması durumunda komisyon başkanının oy kullandığı taraf lehine karar alınır. Oylarda eşitliğin bozulmaması veya 10 iş günlük süre sonunda karar yeter sayısına ulaşılamaması durumunda ise bu eşitlik bozuluncaya veya karar yeter sayısına ulaşıncaya kadar itiraz karara bağlanmaz. Ancak, sağlık kurumu mevzuat inceleme komisyonu üyeleri tarafından ihtiyaç duyulan ek bilgiler, sağlık kurumu itiraz inceleme komisyonu ya da sağlık sosyal güvenlik merkez müdürünün görevlendireceği bir personel tarafından sağlık kurumu mevzuat inceleme komisyonu üyelerine medula hastane sistemi üzerinden gönderilir. Sağlık kurumu mevzuat inceleme komisyonu tarafından verilen karar nihai olup bu konu ile ilgili olarak daha sonra sağlık kurumları tarafından Kuruma herhangi bir itirazda bulunulamaz.” şeklinde belirtilmiş, yine ilgili genelgede; “1.9.3. Sağlık kurumu ihtisas inceleme komisyonunun görev, yetki ve sorumlulukları sağlık kurumu ihtisas inceleme komisyonu tarafından, medula hastane sistemi üzerinden gönderilen itiraza ait medula hastane sistemi üzerinden gönderilen fatura eki belgeleri elektronik ortamda tıbbi uygunluk yönünden inceler. Komisyon, medula hastane sistemi üzerinden gelen itiraza ait başvuru numaralarını, ileti tarihini takip eden 5 iş günü içinde inceleyerek oy çokluğuyla veya oyların eşit olması durumunda komisyon başkanının oy kullandığı taraf lehine karar verilir. Alınan karar gerekçeleri ile birlikte medula hastane sistemi üzerinden sağlık kurumu itiraz inceleme komisyonuna bildirilir. Sağlık kurumu ihtisas inceleme komisyonu üyelerine herhangi bir yazılı belge gönderilmez. Ancak, sağlık kurumu ihtisas inceleme komisyonu üyeleri tarafından ihtiyaç duyulan ek bilgiler, sağlık kurumu itiraz inceleme komisyonu ya da sağlık sosyal güvenlik merkez müdürünün görevlendireceği bir personel tarafından sağlık kurumu ihtisas inceleme komisyonu üyelerine medula hastane sistemi üzerinden gönderilir. Sağlık kurumu ihtisas inceleme komisyonu tarafından verilen kararlar nihai olup bu konu ile ilgili olarak daha sonra sağlık kurumları tarafından kuruma herhangi bir itirazda bulunulamaz.” şeklinde belirtilmiş olup, kesintilerin değerlendirilmesi işleminin Üst İtiraz Komisyonu aşamasında devam ettiğini, 2015 Ekim, 2016 Ocak dönemi Göz Hastalıkları branşında verilen sağlık hizmetlerine bağlı yapılan kesintilere ilişkin ayrıntılı medula dökümleri, kesintiler ile ilgili Merkezimiz İnceleyici Hekim görüşü, mutabakat komisyonu dosyası ve davacı SHS ile Kurumları arasında imzalanmış “2012-2016 Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım sözleşmesinin bir nüshasının yazımız ekinde tarafınıza sunulduğu” ifadelerine yer verildiğini, davaya karşı kurumları tarafından ilgili biriminin yazısında belirtilen nedenlerle ve mevzuata ilişkin diğer hukuki nedenlerle itiraz ettiklerini, açıklanan ve sunulan nedenlerle davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine, davanın esastan reddine masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; Taraflar arasında 2015 Ekim, 2016 Ocak ayı arasında Göz Servisi ile ilgili davalı İdare tarafından fatura tutarından dolayı borçlu olunmadığının tespiti (menfi tespit) istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ancak ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar,
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların
ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4 maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için asliye hukuk mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir.
Somut olayda; taraflar arasında yapılan sağlık hizmeti satın alma sözleşmesi kapsamında 2015 Ekim – 2016 Ocak ayı arasında Göz servisi ile ilgili davalı Kurum tarafından fatura tutarından dolayı borçlu olunmadığının tespiti talep edilmektedir. Bu sebeple uyuşmazlığın kanunda zikredilen ticari davalardan olmadığından davanın asliye ticaret mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. Bu itibarla davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tacir olmadığı gibi ticari işletmesini ilgilendiren bir işlem mevcut bulunmadığı yani her iki tarafın ticari işletmesiyle alakalı bir uyuşmazlık söz konusu olmadığından uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE
2-İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim
¸