Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/676 E. 2018/1219 K. 21.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/669 Esas
KARAR NO : 2018/1160

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/07/2017
KARAR TARİHİ : 13/12/2018

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde, vekiledeni ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında bağıtlanan 28.04.2010 tarihli 720.000,00-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi, 04.07.2012 tarihli 1.000.000,00-TL bedelli Kredi Çerçeve Sözleşmesi ve 08.12.2015 tarihli 2.000.000,00-TL bedelli Kredi Çerçeve Sözleşmesine istinaden şirkete kredi kullandırıldığını, davalıların kredi sözleşmelerini müşterek müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini ve borcun ödenmemesi üzerine … İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davalı borçlular tarafından yapılan ödemeler hesap edilmeden icra takibine girişildiği, kredi sözleşmesinde imzası bulunmayan kişilere icra takibi yapıldığı, alacaklı bankaya hiçbir borçları bulunmadığı sebeple takibe, borca, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz edildiğini beyanla, davalı borçluların itirazlarının iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetlerine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı … vekili yasal süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde, davalılardan … ve …’ın davaya konu kredi sözleşmelerinde imzalarının bulunmadığını, eski tarihlerdeki kredi sözleşmelerinde imzalarının bulunduğunu, vekiledeni … ve eşi …’ün de 2016 yılındaki kredi sözleşmesinde imzaları bulunmakta ise de, bu iki davalının 2016 yılında (kredi sözleşmesi imzalandığı tarihte) kredi verilen şirket ile ilgili olarak imza yetkileri bulunmadığını, kredi tahsis edilen şirket hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından iflas erteleme kararı verildiği gibi, işbu mahkemece şirkete kayyum atandığını ve imza yetkisinin sadece kayyumda olduğunu, davacı bu hususu bilmesine rağmen imzaya yetkili olmayan kişilerden imza alarak kredi sözleşmesi düzenlendiğini, ortada geçerli bir kredi sözleşmesi olmadığı için kefillerin kefilliğinin de geçerli olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı asil … de ön inceleme duruşmasında , cevap dilekçesini tekrarla … yönünden iflas erteleme talebinden vazgeçtiğini ve iflas erteleme kararının kaldırıldığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin dosyada vekaletnamesi olmasına rağmen davaya cevap vermemişler, diğer davalılara, dava dilekçesinin ayrı ayrı usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemişler, yargılamayada katılmamışlardır.
GEREKÇE:
Dava; Genel Kredi Sözleşmesi ve Çerçeve Krediler Sözleşmeleri kapsamında davalıların müteselsilen kefaleti ile kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine girişilen takibe vaki itiraz üzerine açılan İİK 67 maddeye dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; … A.Ş. tarafından borçlular …, …, …, … ve … aleyhine … Noterliğinin 11.01.2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesine konu nakit krediden doğan 1.668.151,09-TL asıl alacak, 66.320,01-TL 15.01.2017-15.02.2017 tarihleri arasında işlemiş %72 oranında temerrüt faizi olmak üzere toplam 1.734.471,01-TL alacağın tahsili için, … İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 15.02.2017 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, kefil borçluları yönünden sorumluluk miktarlarının takip talebinde ayrı ayrı gösterildiği, borçluların dilekçeleri ile süresinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ettikleri, takibin durduğu, işbu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Sistemden getirtilip incelenen … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında; dava dışı … Ltd. Şti. tarafından 18/07/2016 tarihinde iflas erteleme talep edildiği, mahkemece verilen 29.07.2016 tarihli ara karar ile iflas erteleme talebinde bulunan şirket hakkında tedbir kararı verildiği, 08.02.2017 tarihli karar ile de ” sabit görülmeyen davacının davasının reddine ” karar verildiği anlaşılmıştır.
Toplanan tüm deliller ve davacı bankanın genel kredi sözleşmeleri kapsamında davalılardan alacaklı olup olmadığı ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bankacı/hukukçu bilirkişiden 21.05.2018 tarihli kök rapor ve davacı banka vekilinin 08.06.2018 havale tarihli itirazları ile, ” hesap kat tarihi itibariyle iki karton için faiz hesabında 1 gün eksik hesaplama yapıldığını, asıl borçlu açısından ihtar tarihinden tebliğ tarihine kadar %36, temerrüt tarihinden itibaren %72 uygulanması gerekirken takip tarihine kadar % 18,75 faiz oranının uygulanmasının hatalı olduğunu, ihtarname tebliğ edilen … ve … için ihtar tarihinden tebliğ tarihine kadar %36 ve tebliğden sonra %72 faiz oranı uygulanması gerektiğini, Genel Kredi Sözleşmesinde öngörülen limitin daha sonra taraflar arasında yapılacak bir veya birden fazla kredi sözleşmesiyle arttırılmasına yeni ve daha yüksek limitlerde kredi kullandırılmasına engel bulunmadığını” bildirdikleri, hem davacı itirazları hem de mahkememizce dava tarihine kadar arada ödemeler bulunduğu saptanmakla dava tarihi itibarıyla hesaplama yapılması için bilirkişiden alınan 03.09.2018 tarihli ek rapor alınmış, ek raporda sadece takip ve dava dışı kredi borçlusu yönünden hesaplama hatasının düzeltildiği, diğer tüm hesaplamaların itiraz ve mahkeme talimatı doğrultusunda bir kez daha kontrol edildiği ve hesaplarda herhangi bir hata olmadığına ilişkin tespitten sonra dava tarihi itibariyle davalıların borçlu oldukları miktarlar saptanıp rapor edilmiştir .
Toplanan tüm delillere, dosya kapsamına, mahkememizce hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi kök ve ek raporuna göre;
Dava dışı kredi borçlusu … LTD. ŞTİ. yönünden ek raporda belirlendiği üzere , dava tarihine kadar yapılan ödemeler ve davacı itirazları nazara alınarak dava tarihi itibariyle, nakit alacak miktarı 1.699.062,03-TL olup, …. İcra Müdürlüğümün … E.sayılı dosyası ile irtibat kurularak, tahsilde tekerrür etmemek kayıt ve şartıyla 1.601.528,92.-TL asıl alacağa takip tarihinden alacağın tahsiline kadar %72 temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında B.S.M.V. ödenmek suretiyle alacağın tahsilinin talep edilebileceği,
Davalı …’e hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmediğinden ve temerrüt takiple oluşacağından kefalet limiti toplamı da dikkate alındığında takip tarihi 15.02.2017 tarihi itibariyle nakit alacak tutarının 1.600.690,40.-TL olduğu, bu asıl alacağa takip tarihinden alacağın tahsiline kadar %72 temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında B.S.M.V. İşletilmek suretiyle alacağın tahsilinin talep edilebileceği, yine banka kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalı … tarafından depo edilmesi gereken çek garanti bedelinin 83.465,00.-TL olduğu, dava tarihine kadar arada ödemeler bulunmakla davalı … yönünden ek raporla ve dava tarihi itibarıyla alacak miktarının ise , takip tarihinden dava tarihine kadar yapılan ara ödemeler düşülmek ve takip tarihinden itibaren temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle, 1.589.473,22-TL asıl alacak, 92.189,45-TL temerrüt faizi olmak üzere (Hernekadar bilirkişi tarafından ayrıca 4.609,47-TL temerrüt faizinin %5 BSMV’si hesaplanmış ise de, takipte alacaklı vekilinin işlemiş faize BSMV talebi olmadığı , ancak takipten sonra işleyecek faiz için gider vergisi talebinde bulunulduğu anlaşılmakla) toplam 1.681.622,62-TL olduğu, davalı …’ün depo etmesi gereken çek garanti bedelinin 83.465,00-TL olup, bunda herhangi bir değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır.
Alacaklı banka tarafından 28.04.2010 tarihli ve 720.000,00.-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kredi borçlusu … Ltd. Şti. lehine, …, …, … ve …’ın müteselsil kefaletleriyle sözleşme bağıtlandığı, yine alacaklı banka tarafından 04.07.2012 tarihli ve 1.000.000,00.-TL bedelli Kredi Çerçeve Sözleşmesine istinaden kredi borçlusu … Ltd. Şti. lehine , … ve …’ün müteselsil kefaletleriyle sözleşme bağıtlandığı, yine alacaklı banka tarafından 08.12.2015 tarihli ve 2.000.000,00.-TL bedelli Kredi Çerçeve Sözleşmesine istinaden kredi borçlusu … Ltd. Şti. lehine, …’ ün müteselsil kefaletiyle birtakım kredi hesapları açıldığı ve kullandırıldığı, imzalanan kredi sözleşmelerinde herhangi bir limit artırımı tutarı belirtilmediği ve önceki tarihle kredi sözleşmeleri ile aralarında bir bağlantı kurulmadığı, alacaklı banka tarafından dava dışı kredi borçlusu … lehine 19.10.2016 tarihinde … nolu hesaptan %18,75 akdi faizli 1.052.984,87-TL bedelli kredi kullandırıldığı ve geri ödeme planında sadece … ile müteselsil kefil …’ün imzasının bulunduğu, yine alacaklı banka tarafından dava dışı kredi borçlusu … lehine 19.10.2016 tarihinde … nolu hesaptan %18,75 akdi faizli 483.667,94-TL bedelli kredi kullandırıldığı ve geri ödeme planında sadece … ile müteselsil kefil …’ün imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır.
İmzalanan kredi sözleşmelerinden önceki Genel Kredi Sözleşmeleri ile bağlantı kurulmadığı anlaşılmaktadır. Son olarak imzalanmış olan ve sadece müteselsil kefil …’ün imzası olan 08.12.2015 tarihli sözleşmeden sonra kullandırılan kredi , cari hesaba dayalı olmayan her biri 19.10.2016 kredi kullandırım tarihli Taksitli Ticari Krediler olup, geri ödeme planlarında da sadece asıl borçlu ve kefil …’ün imzası bulunmaktadır. TBK 589. maddesinde, ” Sözleşmede açıkça kararlaştırılmamışsa kefil, borçlunun sadece kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonraki borçlarından sorumludur.” hükmü ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.11.2016 tarih ve 2014/19-1400, 2016/1069 E.K. sayılı kararı da davacı banka ile birden çok kredi sözleşmesi akdedildiği ve sözleşmelerden sadece birilerine kefil olunması durumunda sorumluluğu net olarak açıklamaktadır. Tüm bu saptamalara göre, son olarak imzalanmış 08.12.2015 tarihli Kredi Çerçeve Sözleşmesi’nde ve takibe dayanak edilen Taksitli Ticari Kredi /Geri ödeme planlarında imzaları bulunmayan davalı kefil borçlular …, … ve …’ın, hesap kat ihtarına konu edilmiş kredilerden dolayı müteselsil kefil olarak herhangi bir sorumluluklarının olamayacağı, bilirkişi tarafından bu saptamalarla birlikte, aksinin kabulü halinde kefil borçluların sorumlu olacakları miktarlar kök rapor ve ek raporda ayrı ayrı belirtilmiş ise de, davalı müteselsil kefillerden sadece …’ün kullandırılan krediden doğan borçtan sorumlu tutulabileceği, diğer müteselsil kefillerin sorumlu tutulamayacağı anlaşılıp kabul edilmekle, davanın kısmen kabulüne, davalı … yönünden talebin aşılmaması esasına dikkatle 1.589.473,22-TL’ si asıl alacak olmak üzere ve bu kez arada ödemeler olmakla dava tarihi itibariyle toplam 1.681.622,62-TL üzerinden itirazın iptaline, davalı …’in alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine, ayrıca çek garanti bedellerinin de faiz getirmeyen bir hesapta deposuna karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-)Davalı … Yönünden;
… İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasında İTİRAZININ dava tarihi itibariyle 1.589.473,22-TL’si asıl alacak olmak üzere TOPLAM : 1.681.622,62-TL üzerinden İPTALİNE, takibin asıl alacağa dava tarihi 20.07.2017 tarihinden itibaren yıllık %72 temerrüt faizi ve faizin %5 GV’si uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazla talebin REDDİNE,
2-) Alacağın %20’si oranında 336.332,54-TL icra inkar tazminatının davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
3-) 83.465-TL çek garanti bedelinin talep gibi faiz getirmeyen bir hesapta DEPOSUNA, tazmin tarihinden itibaren alacağa %72 temerrüt faizi ve %5 GV uygulanmasına,
4-) Diğer davalılar …, …, … yönünden DAVANIN REDDİNE,
5-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 120.573,14-TL karar ve ilam harcının başlangıçta davacı banka tarafından harç yatırılmadığından, davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 1.050,00-TL bilirkişi ücreti, 379,50-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 1.429,50-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre 1.388,00-TL sinin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 76.676,31-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
😎 Davalı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 6.163,34-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-)Davacının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/ vekiline iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar / vekillerinin yokuluğunda tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..13/12/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …