Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/647 E. 2018/1109 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/647 Esas
KARAR NO : 2018/1109

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 14/07/2017
KARAR TARİHİ : 06/12/2018

Mahkememizde görülen Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; vekiledenlerinin, davalı kooperatifin ortakları olup, binaların yapımının tamamlandığını ve 29.05.2011 tarihinde … Noterliğinin … Yevmiye nolu düzenleme şeklinde tutanağı ile kura çekildiğini ve konutların sahiplerini bulduğunu, ana sözleşmenin 61-63-64 maddelerinde konutların dağıtımından itibaren uygulanması gereken prosedürün gösterildiğini, buna göre kesin maliyet hesabının yapılması ve her ortağın payına düşen borcun kesin bir şekilde tespit edilerek bildirilmesi gerektiğini, nitekim kura çekimi sonrasında 30.07.2011 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını ve bu toplantıda üyeler … ve …’ ın arzusu ile fizibilite çalışması yaptırılıp kesin maliyetler hesaplanarak 18 ayda eşit taksitler ile ödenmesine karar verildiğini, ancak davalı kooperatif yönetiminin, bu genel kurul kararını ilan etmekten kaçındığını ve ardından mahiyeti bilinmeyen aidatlar ile süreklilik arz eder şekilde üyeleri borç altına sokmayı sürdürdüğünü, davalı kooperatif yönetimi sürekli olarak aidat toplamaya devam ederken, toplanan aidatların akıbetleri meçhul kaldığını, bu hususta … CBS.’nin … soruşturma nolu dosyasından şikayet edildiğini, tahkikatın devam ettiğini, kooperatif yönetiminin ortaklar arasında farklı davranışlar sergilediğini, bir kısım ortaklara tapuların verilerek kooperatifin aradan çekildiğini, kooperatif yönetimininin, ortaklar arasında farklı davranışlar sergilemesinin hukuken mümkün olmadığını, taraflar arasındaki ihtilafın başladığı dönemden itibaren toplanan aidatlar ile harcamalar karşılaştırıldığında yöneticilerin kooperatifi zarara uğrattığı, 31 üyesi bulunan kooperatifte 9 ortak hazır olup, 13 kişinin vekaleten katılımı ile 22 ortak sayısına ulaşıldığını, öncelikle vekaleten katılan şahısların vekaletnamelerinin usulüne uygun bulunup bulunmadığının denetlenmesi, vekil marifetiyle temsil edilen üyelerin toplantı genel nisabı itibariyle geçerli vekaletnameyi haiz olup olmadıklarının belirlenmesi gerektiğini, hal böyleyken gündemin 6 nolu maddesinde yönetim ve denetim kurullarının ibrasına karar verildiğini, geçmiş dönem harcamalarının usulüne uygun bir şekilde kooperatif üyelerine her bir kalem için açıklamasını içerir şekilde bildirimde bulunulmadığını, bu nedenle denetçi ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasının yasallığını yitirdiğini, ayrıca yönetim kurulu asil ve yedek üyeleri ile denetim kurulu asil ve yedek üyeleri arasında aynı soyadını taşıyan şahıslar bulunmasının Kooperatifler Kanunu’nun aykırılık teşkil ettiğini, Kooperatifler Kanun’un emredici hükümlerine göre yönetici ve denetçileri arasında kan bağı bulunan kişilerden oluşmaması gerektiğini, vekiledenlerinin yanı sıra kooperatif üyelerinden …, …’ın da vekiledenleri gibi gibi zarara uğradığını, 2016 yılı yönetim kurulu yıllık çalışma raporuna bakıldığında faaliyet dönemi ile alakalı olarak kooperatif arsasındaki binaların çevre düzenlemeleri, elektrik ve İstinat duvarları yönünden işlemlerin tamamlandığının kayıtlandığı görülmekte ise de, bu işlemlerin hiçbirisinin tamamlanmadığını, mahkemece yerinde keşif yapılarak incelendiğinde toplanılan aidat ile harcanan paranın birbiri ile örtüşmediğinin, villaların halen oturulamaz durumda alt yapısı tamamlanmamış atıl bir vaziyette bırakılmış olduğunun tespit edileceğini, zira istenilen aidat ve geçen yıllarda toplanılan aidat ile kesin maliyet hesabının yapılması ve ödenmesi kararlaştırılan meblağın uygunluğunun denetlenmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu, bu incelemenin özellikle ibraya ilişkin gündem maddesi yönünden önem arz ettiğini, faaliyet raporunda hukuki fâaliyetler başlığı altındaki kısımda … C.Başsavcılığı nezdindeki soruşturma dosyasından bahsedilmekte ise de, hiçbir şekilde anılan dosyada alınmış olan bilirkişi raporuna yer verilmediğini, hal böyle olunca kooperatif üyelerinin bilgilendirilmediğini ve gidişat hakkında en ufak bir fikirleri olmamasına rağmen sırf aralarındaki özel ilişkilerden kaynaklı olarak halen seçilen yöneticiler yararına oy kullanıldığını, işletme ayrıntılı bilançosunun matbu bilgileri içerdiğini, oysa toplantıya esas olarak sunulan bilanço içeriğinde aidatlar ile alakalı bîr muhasebeleştirmeye rastlanmadığını, sırf bu belgenin dahi bütün kooperatif genel kurul kararlarını geçersiz kıldığını, gündemin 9.maddesinde tahmini bütçe görüşülerek oylandığını ve çoğunlukla kabul edildiğini, hernekadar vekiledenlerinin bir kısmı genel kurul toplantısına katılarak oy kullanmamış iseler de, toplanmasına karar verilen aidatın kendilerini yakından ilgilendirdiğinden bilanço ile ilgili çekincelerini her zaman ortaya koymak ve bu yönden yasal süresi içerisinde dava açmak ehliyetini haiz olduklarını, tahmini bütçe görüşmeleri sırasında, kooperatifin zararda bulunduğu, su saatlerinin ve trafoda bulunan tellerin çalındığı izah edildiğine göre, bütçenin onaylanması mümkün olmadığını, zira kooperatif zararının sebebi, yönetimin basiretsizliği olduğundan bu hususta ayrıca vekiledenlerine düşen zarar miktarı tespit edilerek zarar ziyan davası açılacağını, her ay 500 TL aidat alınmasına karar verilmiş ise de, bu aidatın açılımı, nerelere harcanacağı ve oluşan zararla alakalı net bir miktarın bilinememesi nedeni ile hangi hizmetlerde kullanılacağının meçhul bulunduğunu, bu durumda tahmini bütçenin onaylanmasının tamamen hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında devam eden davaların tümü incelenerek önceki yıllarda alınmış genel kurul kararlarının da iptali ile, ilgili talepler karara bağlandığında ancak yeni yapılmış olan genel kurul yürürlük kazanabileceğini beyanla, Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşmenin 61-63-64 maddeleri ile iyi niyet kurallarına aykırı olan 18.06.2017 tarihli genel kurulda alınan kararların 6,7,9,10 ve 11. nolu maddelerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacılardan …, … ve … kardeş olup, davalı kooperatifin kuruluşundan itibaren 2012 yılına kadar 5 yıllık süreçte, … ve … yönetim kurulu üyesi, … de kendilerine yardımcı olarak kooperatifi bilfiil yönettiklerini, 2012 yılında yapılan olağan Genel kurul öncesinde, üyelerin çoğunluğunda yönetime karşı bir güvensizlik oluştuğunu, hesap tetkik komisyonu kurulması ve ibranın geriye bırakılması için genel kurul öncesinde önergeler verildiğini, Genel kurulda üyelerin, hesap tetkik komisyonu kurulmasından vazgeçtiklerini, yöneticileri ibra ettiklerini, ancak yönetim kurulu üyelerinde değişikliğe gittiklerini, … ve pasif olarak yönetim kurulu üyeliği yapan … yerine, … ve …’ın seçildiğini, …’ den ise yönetimle ilgili mevcut belgeleri ve bilgileri edinmek maksadıyla adı geçen davacının yönetim kurulu üyeliğinin devamına karar verildiğini, bu genel kurul sonrasında, adı geçen davacılar, …, … ve … kendileriyle birlikte hareket eden eş, kayınvalide gibi iki yakın akrabaları (davacılar … ve …) ve iki yakın arkadaşları (davacılar … … ve …) dışında kalan kooperatifin 24 üyesine karşı husumet beslemeye başladıklarını, davacıların 2013 yılından bugüne kadar hiçbir aidat borcu ödemediklerini, davacıların her birinin kooperatif aidat borçlarının gecikme faizi hariç 175.000,00-TL yi aştığını, davacılar hakkında mevcut borçlarından dolayı icra takipleri başlatıldığını, ancak kötüniyetle borca itiraz ederek icra takiplerini durdurduklarından herbiri hakkında ayrı ayrı itirazın iptali davası açıldığını, davacıların dava dilekçesinde yer alan tüm iddiaların haksız ve gerçek dışı olduğunu, davacıların kooperatifin diğer ortaklarını zarara uğratmak ve kooperatif alacağının tahsilini alabildiğince geciktirmek ve bu arada kendilerinin de hiçbir aidat ödemeden diğer üyelerden toplanacak aidatlar ile inşaatların tamamlanmasını bekleyerek haksız menfaat temin etmek gayesinde olduklarını,
Kooperatifler Kanunu ‘nun 53 ncü maddesine göre, genel kurula katılmış bir ortağın, genel kurul iptal davası açabilmesinin ön koşulu, alınan karara muhalif kalarak muhalefet şerhini genel kurul tutanağına yazdırması olduğunu, usulüne uygun olarak genel kurula davet edilmesine rağmen, genel kurula katılmamış olan ortakların ise genel kurul kararlarına karşı dava açma haklarının bulunmadığını, davacılardan …, … ve … …’nın, genel kurula davet edilmelerine rağmen genel kurula katılmadıklarını, bu nedenle, açılan davanın bu kişiler yönünden sadece bu sebepten dolayı dahi reddi gerektiğini, diğer davacılar, …, … asaleten ve … ve … adına vekaleten genel kurula iştirak ettiklerini ve genel kurulun 9 nolu gündem maddesinin görüşülmesi sırasında şerh dilekçesini imzalayarak divana sunduklarını, bu durumda, genel kurul kararlarına karşı açmış oldukları işbu davanın sadece 9 no lu karar yönünden ve şerh dilekçelerinde yazılı gerekçelerle iptalinin incelenebileceğini beyanla, öncelikle Kooperatifler Kanunu 53. Maddesi 4 ncü fıkrası uyarınca vekiledeni kooperatifin muhtemel zararlarına karşılık davacıların 50.000′ -er TL ‘den aşağı olmayacak miktarda teminat göstermelerine, dava harcının her bir davacı yönünden tamamlanmasına ve davanın açıklanan sebeplerle reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 8 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2017/631-759 E.K. SAYILI DAVA DOSYASINDA
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekiledeninin davalı kooperatifin kuruluşundan itibaren ortağı olup, kura ile tarafına isabet eden ve fiilen teslim aldığı 8 nolu villanın sahibi olduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından keşide edilen ihtarnameler ile üyelikten ihraç kararının vekiledenine bildirildiğini, yönetim kurulunun aldığı bu karara itiraz edildiğini, 18/06/2017 tarihli kooperatif genel kurulunda alınan ihraç kararının yasaya uygun olmadığını beyanla, 18/06/2017 tarihli Genel Kurulda alınan Ortaklıktan İhraç kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; vekiledeni kooperatifin 18/6/2017 tarihli genel kurul kararının iptali için bir kısım ortaklar tarafından İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/647 esas sayılı dosyasından 14/7/2017 tarihinde dava açıldığını, bu nedenle dava dosyasının bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava dosyası, Kooperatifler Kanunu 53/3-98 maddeleri ve TTK 448 maddesi ile HMK 166 maddeye dayalı olarak mahkememizin iş bu dava dosyası ile birleştirilmiştir.
GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava 18/06/2017 tarihli Kooperatif Genel Kurul kararlarının iptali talebinden ibarettir.
Kooperatifler Kanunu 53. Maddede: “Aşağıda yazılı kimseler kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler.
1. Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri;
2. Yönetim Kurulu;
3. Kararların yerine getirilmesi Yönetim Kurulu üyeleri ile denetçilerin şahsi sorumluluklarını mucip olduğu takdirde bunların her biri;
Bozma davasının açıldığı ve duruşmanın yapılacağı gün, Yönetim Kurulu tarafından usulen ilan olunur.
Birinci fıkrada yazılı bir aylık hak düşüren sürenin sona ermesinden önce duruşmaya başlanılamaz. Birden fazla bozma davası açıldığı takdirde, davalar birleştirilerek görülür.
Mahkeme, kooperatifin isteği üzerine muhtemel zararlarına karşı davacıların teminat göstermesine karar verebilir. Teminatın mahiyet ve miktarını belirtmek mahkemeye aittir.
Bir kararın bozulması bütün ortaklar için hüküm ifade eder.” hükmü ile,
Kooperatifler Kanunu 98. Maddede : “Bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.” hükümleri düzenlenmiştir.
İş bu dava 18/06/2017 tarihli Genel Kurul Toplantısından sonra 14/07/2017 tarihinde 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde ve kooperatif faaliyet merkezinin bağlı bulunduğu yetki çevresinde bulunan mahkememizde açılmıştır.
Tarafların dayandıkları tüm belge ve kayıtlar, 18/06/2017 tarihli genel kurul toplantı tutanakları ve eki hazirun cetveli, davalı kooperatife ait ticaret sicil dosyası getirtilmek suretiyle kooperatifin 18.06.2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6, 7, 9, 10 ve 11 nolu kararların Kooperatifler kanununa, Ana Sözleşmenin 61, 63 ve 64 maddeleri ile iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Mali Müşavir bilirkişi ve Kooperatifler uzmanı bilirkişiden oluşturulan kuruldan 20.08.2018 tarihli rapor alınmıştır.
Genel kurul İptal davası açılabilmesi İçin öncelikle yasa ve Anasözleşmede belirtilen şekil şartlarına uyulmuş olması gerekir. İptal davasının açılma şartlarının başında kooperatif ortağı olarak genel kurula iştirak etmiş olmak ve alınmış bulunan kararlara karşı muhalefet şerhi vererek bu muhalefet şerhini tutanağa geçirtmiş olmak gelmektedir.
Somut olayda iptali istenen genel kurul kararları davalı kooperatifin 18/06/2017 tarihinde yapılmış olan genel kurulunda alınmış bulunan kararlardır. 18/06/2017 tarihli genel kurul, kooperatife kayıtlı 31 ortaktan, 9 ortağın asaleten ve 13 ortağın vekaleten katılımı ile toplam 22 ortakla yapılmış, ortak sayısı itibariyle toplantı nisabı temin edilmiş bulunmaktadır. Gündemde görüşülen 2 numaralı gündem maddesi ile oybirliği ile karar verilmiş, 3-4 ve 5 no.lu gündem maddelerinde herhangi bir karar alınmamıştır. Gündemin 6. maddesinde yönetim kurulu ve denetim kurulunun İbraları görüşülmüş, sonuçta ibralar oyçokluğu ile kabul edilmiş olup, bu maddenin sonunda ortaklar tarafından herhangibir muhalefet şerhi verilmemiştir. Gündemin 7.maddesinde yönetim kurulu seçimi yapılmış olup, bu seçimler sonucunda alınmış bulunan karara karşı herhangi bir muhalefet şerhi verilmemiş ve yönetim kurulu oyçokluğu ile seçilmiştir. Aynı şekilde denetim kurulu üyeleri de 2 yıl süre için seçilmişlerdir. Gündemin 8. maddesinde huzur hakkı ödenmemesi konusunda karar alınmış ve alınan karara karşı herhangi bir muhalefet şerhi verilmemiştir.
Gündemin 9.maddesi tahmini bütçe görüşmeleri ile ilgili olup, bu maddenin görüşülmesinde …, …, …, … ve … muhalefet şerhi vermiş olup, davacılar arasında muhalefet şerhi veren … olmadığı gibi esasen muhalefet şerhinde …’ın da imzası bulunmamaktadır. Asıl davada davacılar arasında … da bulunmamaktadır. …, mahkememizin birleşen dosyasında davacı olup, gündemin 11. Maddesi ile ortaklıktan çıkarılma kararına ilişkin şahsi dava açmıştır. Dolayısıyla davacılar … …, … ve …’ın genel kurula katılmamış olmaları sebebiyle iptal davası açmaları olanaklı değildir. Açılmış bulunan davada, sadece …, …, … ve … tarafından geçerli bir genel kurul iptal talebi mevcuttur. Ayrıca açılan dava, yapılmış bulunan muhalefet şerhi ile sınırlı olarak incelenebilecektir. Muhalefet şerhinde yazılı bulunmayan hususların ilavesi ve incelenmesi söz konusu olmayacaktır. Gündemin 9.maddesi aslında tahmini bütçe ile ilgili olup, sonuçta tahmini bütçe 16 kabul oyu ile kabul edilmiş ve buna göre de her ay için 500 TL üye aidatı alınmasına karar verilmiştir. Muhalefet şerhinde alınmış bulunan aidat kararı ile ilgili olmadan, elektrik kabloları ve trafonun içindeki kabloların bekçi olmadığından dolayı çalınmış olduğu, binaların güvenliğinin bulunmadığı, konutların tamamlanıp teslim edilmesinin mümkün görülmediği, yapılan işlerin korunmasının sağlanamadığı aynı işlerin tekrar aynı maliyetlerle ortakların önüne çıkarılmasının doğru olmayacağı şeklinde beyanlar olup, kooperatifin amacının gerçekleştirilemeyeceğinin tesbit edilerek tasfiye kararı verilmesi istenmiştir. Anasözleşmenin 85. maddesi kooperatifin dağılma sebeplerini tadadi olarak saymış olup, Anasözleşme 85.maddesi 7 no.lu bendi ile, amacına ulaşma imkanının kalmadığı hususunun tesbitini ve bu sebeple kooperatifin feshini sadece Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca bu hususun tesbit edilmiş olması haline inhisar ettirmiştir. Dolayısıyla ortaklar herhangibir şekilde kooperatif amacına ulaşma imkanının kalmadığını ve bu sebeple kooperatifin feshini ancak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca bu hususun tesbîti halinde talep edebileceklerdir. Dava konusu olayda bu şart gerçekleşmemiş olduğundan muhalefet şerhi veren davacıların kooperatifin fesih ve tasfiyesi için gerekli şartları yerine getirmiş oldukları söylenemeyecektir. O halde muhalefet gerekçesinde dayanılan kabloların ve trafo içindeki kabloların bekçi olmadığından çalınmış olması, kooperatifte aylık üye aidatı alınmasını engelleyen bir durum olmayıp bilakis kooperatifte aidat alınması Kooperatifler Kanunu, Anasözleşme hükümleri ve kooperatif uygulamalarında mutlak olması gerekendir.
Gündemin 10. maddesi ile bütçe ve fasıllar arasında aktarma yetkisi verilmiş olup, bu maddede de herhangi bir muhalefet şerhi verilmemiştir.
Gündemin 11.maddesi ile ortaklıktan çıkartılan …’ın ortaklıktan çıkartma kararına itirazı müzakere edilmiş ise de, bu husus sadece ortak ile kooperatif arasında ortaklık ilişkisinden kaynaklanan bir husus olup, çıkartma kararına karşı çıkartılan ortağın şahsi dava açma hakkı her zaman mevcut olduğu, birleşen davanın konusunun da … tarafından ihraç kararının iptali istemine ilişkin olduğu, ancak bu davanın asıl davanın konusu olan Genel Kurul kararlarının iptali istemiyle açılan iş bu dava ile birlikte görülüp karara bağlanamayacağı anlaşılmakla, birleşen davanın HMK 167 madde uyarınca ayrılmasına karar verilmiştir.
Açıklanan tüm nedenlerle; öncelikle iş bu davanın genel kurul toplantı kararlarının iptali talebine ilişkin olup, yöneticilerin sorumluluğuna dayalı tazminat davası olmadığı nedenle, davacılar vekillerinin dava dilekçesinde ileri sürdükleri hususların ve evveliyat genel kurul kararlarının iptali taleplerinin bu dava ile birlikte incelenemeyeceği, her genel kurul için hak düşürücü süreler içinde dava açılması gerektiği, dava konusu edilen genel kurul kararları yönünden ise; mahkememiz kararı gerekçesine göre açılmış dava neticelerinin beklenmesine de gerek duyulmadığı, genel kurula katılıp muhalefet şerhini tutanağa geçirtmeyen davacıların dava açma haklarının bulunmadığı, davanın konusu itibarıyla butlan sebeplerinin de bulunmadığı anlaşılıp kabul edilmekle; 18/06/2017 tarihli genel kurul toplantısında davacılar … …, … ve … hazır bulunmadığından, dava açma haklarının bulunmadığına, dava konusu edilen gündemin 6,7,10 maddeleri yönünden kararlara muhalefet edilip, muhalefet şerhini tutanağa geçirtmemiş olmaları sebebiyle dava açma koşulları olmadığına, 9. Gündem maddesine davacılar …, …, … ve … tarafından muhalefet edilip, muhalefet şerhi yazılı olarak verilmiş ise de, 9 nolu gündem maddesinin iptalini gerektirir nedenler mevcut olmadığına, 11 nolu gündem maddesinin ise davacılar ile ilgili olmadığı ve bu madde ile ilgili davacı … tarafından şahsi dava açılmış olmasına göre haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın tümden reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-) ASIL DAVANIN REDDİNE
2-)Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-)Davacılar tarafından yapılan tüm yargılama giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davalıya verilmesine,
5-)Davacılar tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacılara/vekillerine iadesine,
6-) BİRLEŞEN İSTANBUL 8 ATM ‘NİN 2017/631 E SAYILI DAVA DOSYASININ HMK 167 MADDE UYARINCA İŞ BU DOSYADAN TEFRİKİ İLE; Mahkememizin ayrı bir esasına kaydına,
7-) Birleşen dava yönünden yargılama giderleri ile vekalet ücretinin yeni esas üzerinden açılacak dava dosyasında değerlendirilmesine,
Asıl davada tüm davacılar vekili Av. … ,Birleşen davada davacı asil …, asıl ve birleşen davada davalı Vekili Av. … yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/12/2018

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır