Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/638 E. 2019/22 K. 11.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/638 Esas
KARAR NO : 2019/22
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/07/2007
KARAR TARİHİ : 11/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili harç tarihli dava dilekçesi ile, davacı şirketin İsviçre’nin … şehrinde kurulu bir anonim şirket olduğunu, her türlü mal alım satımı ve ticareti ile iştigal ettiğini, 2007 yılının Mart ayında internet yazışmaları ve telefon görüşmeleri sonrasında davalı … Şirketinin bir takım tekstil malzemelerinin satın alınması konusunda anlaşmaya varıldığını, bu anlaşmaya göre başka tekstil mallarının yanı sıra tanesi 9,00 Euro’dan 10.240 Adet “…” marka polo yaka tshirtün davacıya satılacağı ve diğer malların bedelleri ile birlikte toplam 305.310,00 Euro’nun davacı tarafından davalıya ödeneceği konusunda vaat ve taahhüdün gerçekleştiğini, davacının peşinat olarak 22.03.2007 tarihinde 62.100,00 Euro ve 25.04.2007 tarihinde 125.000,00 Euro olmak üzere toplam 187.100,00 Euro bedeli ödediğini, ilk teslimatın bunun üzerine yapıldığını, diğer tekstil malzemeleriyle birlikte 15.744 adet … marka polo yaka tshirtün davalı tarafından davacıya gönderildiğini, ve 27.04.2007 tarihli 0110 Sayılı 176.696,00 Euro bedelli faturayı düzenleyerek davalının davacıya gönderdiğini, bu faturadaki malların 02.05.2007 tarihinde davacı şirket tarafından Almanya’daki deposundan teslim alındığını, davacı şirketin bu malları 04.05.2007 tarihinde … , … isimli İtalyan müşterisine sattığını, hemen sonraki gün 05.05.2007 tarihinde İtalyan müşterinin 15.744 adet … marka tshirtün taklit olduğunu haber verdiğini, bunun üzerine davacının davalıyı telefonla, arkasından elektronik posta ile durumdan haberdar ettiğini ve ayıp ihbarında bulunduğunu, 18.05.2007 tarihli elektronik posta yazısı ile davalı şirket temsilcisinin, aslında marka sahibinin malların yurt dışı satışına muvafakatının bulunmadığını bu nedenle adı geçen … tshirtleri geri alabileceğini ve bedellerini geri ödemeye hazır olduğunu beyan ettiğini bu arada davacı şirketin davalıdan alarak müşterisi olan İtalyan firmasına sattığı mallara İtalyan makamları tarafından sahte marka oldukları gerekçesi ile el konulduğunu, malların depoya alındığını bundan sonra davalıya bu malların iadesinin fiilen imkansız hale geldiğini, davalının davacı şirketi kandırarak davacının zarara uğramasına sebep olduğunu beyanla 15.744 adet tshirt için davalıya ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte istirdadını, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 10.000,00 şimdilik Euro’nun istirdadını, ayrıca peşinat olarak ödenen ve karşılığında mal alınmayan sebepsiz olarak davalının uhdesinde kalan 10.404,00 Euro’nun ödeme tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte iadesini, davacının İtalyan müşterisinden elde edeceği kardan yoksun kaldığı kısım için şimdilik 5.000,00 Euro’nun dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin gerektiğini belirterek, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile, davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, davacıya gönderilen herhangi bir malzeme bulunmadığını, davacının ileri sürdüğü iddiaların ciddi dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davanın reddi ile yagrılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
Dava, davalıya ödenen bedelin istirdadına ilişkindir.
Dava daha önce … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı 20/03/2012 tarihli kararı ile, ” … Mahkememizce alınan kök bilirkişi raporunda tüm deliller ve belgeler incelenmiş, nakliye belgeleri değerlendirilmiş, İtalya’da düzenlenmiş bulunan belgelerin tercümeleri açıklanmış, davacı şirketin yurt dışındaki defterleri ve davalı şirketin Türkiye’deki defterleri uluslararası mali müşavir bilirkişiye inceletilmiş, netice olarak hukukçu bilirkişinin görüşü ile birlikte davalı şirketten ithal edilen mallarla ilgili gümrük belgelerinin sunulması gerektiği, dava konusu malların çıkışının yapılıp yapılmadığının gümrük müsteşarlığından araştırılmasının uygun olacağı ve gelen belgelerin gümrük konusunda uzman bir bilirkişi tarafından incelenmesi gerekeceği bildirilmiş, davalı şirketin cari hesabında ve ticari defterlerinde 187.100,00 Euro ihracat bedeline ilişkin bir muhasebe kaydının yapılmadığı, 2007 ve 2008 defterlerinin usulüne uygun olmadığı ve davalı lehine delil teşkil etmediği, davalı şirketin 12.07.2007 dava tarihi itibariyle dava dışı … firması ile ilgili yurt dışı alıcılar cari hesabında adı geçen firmanın davalı şirketten 49.457,85 TL alacaklı olduğuna dair kaydın bulunduğu, davacı şirketin dava dışı … şirketi ile arasında herhangi bir ilişkiye rastlanmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda açıklanan hususlar doğrultusunda mahkememizce yazışmalar yapılmış ve getirtilen bilgi ve belgelere göre gümrük konusunda uzman bilirkişi de heyete dahil edilerek ek bilirkişi raporu alınmış, herhangi bir gümrük belgesinin bulunmadığı, dava konusu edilen tekstil ürünlerinin davalı tarafından davacıya ihraç edildiğine dair davacının iddiasının ispatlanamadığı saptanmıştır. Davacı her ne kadar zarara uğradığını ileri sürmüş ise de, iddiasını ispat edememiş, alınan bilirkişi raporları ile saptanan eksikler konusunda davacıya verilen ihtarlı sürelere rağmen davacı başkaca delil sunmamış, bu haliyle ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir. … ” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Bu Mahkeme kararını davacı vekili temyiz etmiş olup, temyiz incelemesinin görüldüğü Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas – … Karar sayılı 13/02/2013 tarihli ilamıyla, ” … Davalı yanca davacı adına düzenlenmiş davalı kaşe ve imzalı 27.04.2007 tarihli 176.696 Euro bedelli faturanın yanısıra davalı şirket yetkilisine ait olduğu belirtilen e-posta adresleri üzerinden davacı ile yapılan alım satım ilişkisine ait yazışma dökümlerinin ve davalı tarafından davacıya gönderilen numunelere ilişkin belgelerin bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacı tarafından aslı ve onaylı tercümesi dosyaya ibraz edilen 27.04.2007 tarihli 176.696 Euro bedelli fatura altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı ve faturanın içeriği konusunda davalı şirket yetkilisinin isticvap edilip yukarıda anılan belgeler üzerinde de durulup tartışılarak toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar tesisinde isabet görülmemiştir…. ” şeklinde verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esas numarasına kaydı yapılıp incelemeye alınmıştır. … Asliye Ticaret Mahkemesi Mahkememiz ile birleştirildiğinden burada incelemeye devam edilmiştir.
Mahkememizin … Esas … karar sayılı 07/03/2016 tarihli kararı ile Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, Yargıtay bozma ilamı uyarınca istivcap olunan fatura tarihinde şirketin yetkili temsilcisi olan …’in, fatura altındaki imzanın kendilerine ait olmadığı, faturanın proforma fatura olduğu, davacı şirket ile aralarında ticari ilişki olmadığı, çalıştıkları firmanın … isimli firma olduğu, bahsedilen e-posta yazışmalarının ve numune gönderilmesine ilişkin belgelerin … şirketi istediği için gönderilmiş olabileceği yönünde beyanda bulunduğu,buna göre davacının davalıdan satın alınan malların ayıplı olduğundan bahisle zararının tazminini talep etmiş ise de, davalının aradaki satım ilişkisinin kabul etmediği, buna göre davacının aradaki akdi ilişkiyi kanıtlayamadığı, zira ihracat ve gümrük belgelerinin sunulamadığı, aradaki satım ilişkisinin ispatlanamadığı, davacının akdi ilişkiyi ispatlayacak başkaca herhangi bir yazılı belge de sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, . … ” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Bu Mahkeme kararını davacı vekili temyiz etmiş olup, temyiz incelemesinin görüldüğü Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas – … Karar sayılı 22/02/2017 tarihli ilamıyla, ” … Dava, satış sözleşmesinde ayıplı mal tesliminden doğan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar, 13.02.2013 tarihinde Dairemizce bozulmuştur. Mahkeme bozma kararına uymakla bozma kararında gösterilen incelemeleri yerine getirmeden yeniden ret kararı vermiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmakla bozma kararında gösterilen hususların yerine getirilmesi ve bu yönde inceleme yapılması gerekir. Bu nedenle bozma kararında gösterildiği şekilde 27.04.2007 tarihli 176.969 Euro bedelli fatura altındaki imzanın o tarihte şirketi temsile yetkili kişi tarafından atılıp atılmadığı yönünde usulüne uygun olarak imza incelemesi yapılması ve faturanın davalı şirketi bağlayıcı olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması….”şeklinde verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esas numarasına kaydı yapılıp incelemeye alınmıştır.
Davacı vekilinin 11/01/2018 tarihli dilekçesine özetle ; Dosya içerisinde bilgilere istinaden davanın subüt bulduğu, davalının sebepsiz olarak zenginleştiği ve müvekkil davacı tarafından ödenen miktarın sebebsiz zenginleşme uyarınca iaedisinin gerektiği, aradan geçen 10 yıllık zaman nedeniyle kim tarafından imzalandığının sağlıklı bir biçimde kesin ve net olarak tespitinin artık mümkün olmadığı, hatta davalının hileli davranış ve işlemler yaptığı, dosya kapsamıyla sabit olunmakla davalı şirket bünyesinde çalışan veya çalışmayan yetkili olmayan herhangi bir kimse tarafından imzalanmış olması kuvvetle muhtemel olan fatura üzerine imza ile yetinilmemesi müvekkil davacının hesaba yatırarak ödediği ve karşıklıksız kalan 187.100 EURO nun sebebsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalıdan alınarak davacıya iadesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, Yargıtay Bozma İlamı ve tüm dosya kapsamına göre ; Yargıtay bozma ilamı uyarınca davalı şirketin halen mevcut yetkili temsilcisi … ve fatura tarihi olan 27/04/2007 tarihli yetkili temsilcisi olan … ayrı ayrı isticvap olunmuş, dava konusu 27.04.2007 tarihli 176.696 Euro bedelli fatura kendilerine gösterilmiş ve beyanları alınmıştır. Fatura tarihindeki … beyanlarında ; fatura altındaki imzanın kendilerine ait olmadığını, faturanın profarma fatura olduğunu, davacı şirket ile aralarında ticari bir ilişki olmadığını, herhangi bir mal alış verişi yapılmadığını, dava konusu faturadaki malları kendilerinin almadığını ve satmadığını, çalıştıkları firmanın … isimli firma olduğunu, bahsedilen e-posta yazışmalarının ve numune gönderilmesine ilişkin belgelerin … şirketi istediği için gönderilmiş olabileceğini, fatura altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, davacı şirketle ticari ilişkileri, mal alışverişinin olmadığı, faturanın kim tarafından düzenlendiğinin bilmediği, faturanın içeriği konusunda da bir bilgisi olmadığı şeklinde beyan etmiştir. Buna göre davacı davalıdan satın alınan malların ayıplı olduğundan bahisle zararının tazminini talep etmiş daha sonrasında ise sebebsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde 187.100 euronun davalıdan tahsilini talep etmiş (aradan yaklaşık 10 yılın geçmesi kimin tarafından imzalandığı belli olmayan, tespiti artık mümkün olmayan fatura sebebiyle, sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde) ise de, davalının aradaki satım ilişkisinin kabul etmediği, buna göre davacının aradaki akdi ilişkiyi kanıtlayamadığı, zira ihracat ve gümrük belgelerinin sunulamadığı, aradaki satım ilişkisinin ispatlanamadığı, o tarihteki şirket temsilcisinin faturadaki imzanın kendisine ait olmadığı,faturanın içeriği konusunda herhangi bir bilgisinin olmadığı şeklinde beyanda bulunmaları da gözönüne alındığında davacının akdi ilişkiyi ispatlayacak başkaca herhangi bir yazılı belge de sunamadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 44,40 TL karar harcının davacıdan peşin alınan 600,20 TL harcın mahsubu ile 555,80 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine ,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına ,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.240,27 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan masrafın karar kesinleştiğinde talep halinde ve başkaca masraf yapılmadığı takdirde davacıya iadesine ,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ,
Dair, taraf vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 (onbeş) gün süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 11/01/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza