Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/59 E. 2018/334 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/59 Esas
KARAR NO : 2018/334
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2017
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Ticaret Sicilinde … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde … A.Ş. hakkında İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayısı ve 26.06.2014 tarihinde iflas kararı verildiğini, İflas işlemlerinin İstanbul… İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyasından iflas idaresince yürütüldüğünü, İflas tasfiye işlemleri İstanbul …İflas Müdürlüğünün … yürütülen …AŞ.’nin borcundan dolayı, (8) nclu alacak kaydı ile 17.988.411,99-TL talep ettiklerini, iflas idaresince alacaklarının tamamının sıra cetvelinde (3).sıraya kabul edildiğini; vekilideni kurumca borçlu … A.Ş. nin, 3. şahıs … AŞ. deki hak ve alacaklarının tahsili için işlem yapıldığı, 6183 sayılı yasanın 79. M. gereği süresi içinde cevap verilmediğinden borcun … AŞ. zimmetinde olduğundan; iflas tasfiye işlemleri İstanbul … iflas Müdürlüğünün …sayılı dosyasından yürütülen …AŞ, masasına da aynı miktar (17 988.411,99-TL) için 330 kayıt numarası ile de ayrıca alacak talebinde bulunduklarını; iflas idaresince, şirketin iflas öncesi dönemde kurum tarafından gönderilen haciz ihbarnamesine şirket yetkililerince, bilinçli veya bilinçsiz olarak cevap vermeyerek borcun müflisin uhdesinde sayılmasının, böylelikle iflas masasının borç altına sokulmasının iflas idaresini bağlamayacağı gerekçesi ile alacak taleplerinin tamamını ret edildiğini; ret kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla,(330) nolu alacak kayıtlarının iflas masasına kaydını, tasfiyenin kapanma tarihine kadar tahakkuk edecek gecikme zammı ayrıca ilave edilmek suretiyle sıra cetvelinde devlet alacağı derecesine imtiyazlı olarak 3. sırada masaya kayıt ve kabulü ile, masraf ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini” talep etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı müflis şirketin iflas idaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK.193.maddesi gereğince iflasın açılması ile müflis aleyhine yapılan tüm takiplerin durduğunu, iflas kararının kesinleşmesi ile de düştüğünü, 5510 sayılı SGK.’nun 101.maddesıne göre, asıl borçlu işveren ve üst düzey Yönetici ve yetkilileri hakkında takip yapılmadığını, 6183 sayılı yasanın 54. maddesine aykırı şekilde ödeme emri gönderilmiş ve haciz olduğu varsayılsa bile yapılan haciz işleminin İİK.193 maddesi gereğince düştüğünü, dolayısı ile ortada bir takip kalmadığından davacının ne davalı müflis şirket nezdinde ne de asıl borçlu … AŞ. nezdinde böyle bir alacağı söz konusu olmadığını, var olmayan bir alacağa dayalı alacak kaydı yapılmasının mümkün olmadığını beyanla , hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak iflas tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişi kuruluna verilmiştir.
Bilirkişi kurulunun düzenlediği 25.12.2017 tarihli raporda ; “….Amme alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen 6183 sayılı Yasanın 79. maddesinin getirdiği hükümlerin değerlendirilmesinden, asıl amme borçlusunun üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi bakımından, üçüncü kişiler adına düzenlenen haciz bildirisinde alacak ve hakkın sahibi olarak gösterilen asıl amme borçlusunun ismi, alacak ilişkisinin ne zaman doğduğu, miktarının ne olduğunun somut bir şekilde belirtilmediği Danıştay’ın uygulamaya yön veren kararlarıyla da hukuka uygunluğun denetimi açısından bu hususun önemli bir şart olarak görülmesi ve İdarenin her ilişki emaresi gördüğü durumda haciz bildirisi düzenleme yoluna gitmesinin Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde ki “Objektif iyiniyet” ilkesine aykırı bularak iptal sebebi sayması nedeniyle; tahakkuku usulüne uygun kesinleşmemiş ödeme emrinin, alacağı tek başına kanıtlamadığı ” tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Davalı Tasfiye Halinde…A.Ş. İstanbul Ticaret Sicilinde … sicil numarasında kayıtlı olup hakkında İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayısı ve 26.06.2014 tarihinde iflas kararı verildiği anlaşılmaktadır. İflas işlemlerinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyasından iflas idaresince yürütüldüğünü, İflas tasfiye işlemleri İstanbul …İflas Müdürlüğünün … yürütülen… AŞ.’nin borcundan dolayı, (8) nolu alacak kaydı ile 17.988.411,99-TL talep etmişlerdir. Bu talep üzerine iflas idaresince alacaklarının tamamının sıra cetvelinde (3).sıraya kabul edildiği anlaşılmaktadır. Davacı kurumca borçlu … A.Ş. nin, 3. şahıs …AŞ. deki hak ve alacaklarının tahsili için işlem yapıldığı, 6183 sayılı yasanın 79. M. gereği süresi içinde cevap verilmediğinden borcun … AŞ. zimmetinde olduğundan; iflas tasfiye işlemleri İstanbul … iflas Müdürlüğünün …sayılı dosyasından yürütülen … AŞ, masasına da aynı miktar 17.988.411,99-TL için 330 kayıt numarası ile de ayrıca alacak talebinde bulundukları sabittir.
Davalı şirket iflas idaresince, şirketin iflas öncesi dönemde kurum tarafından gönderilen haciz ihbarnamesine şirket yetkililerince, bilinçli veya bilinçsiz olarak cevap vermeyerek borcun müflisin uhdesinde sayılmasının, böylelikle iflas masasının borç altına sokulmasının iflas idaresini bağlamayacağı gerekçesi ile alacak taleplerinin tamamını ret edildiğini iddia ederek ret kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla, alacak kayıtlarının iflas masasına kaydını, tasfiyenin kapanma tarihine kadar tahakkuk edecek gecikme zammı ayrıca ilave edilmek suretiyle sıra cetvelinde devlet alacağı derecesine imtiyazlı olarak 3. sırada masaya kayıt ve kabulü talep eder bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesi ve aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda İİK.193.maddesi gereğince iflasın açılması ile müflis aleyhine yapılan tüm takiplerin durduğu, iflas kararının kesinleşmesi ile de düştüğü yasanın amir hükmüdür. 5510 sayılı SGK.’nun 101.maddesıne göre, asıl borçlu işveren ve üst düzey Yönetici ve yetkilileri hakkında takip yapılması gerekirdi. 6183 sayılı yasanın 54. maddesine aykırı şekilde ödeme emri gönderilmiş ve haciz olduğu varsayılsa bile yapılan haciz işleminin İİK.193 maddesi gereğince düşmüştür.
Amme alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen 6183 sayılı Yasanın 79. maddesinin uyarınca asıl amme borçlusunun üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi bakımından, üçüncü kişiler adına düzenlenen haciz bildirisinde alacak ve hakkın sahibi olarak gösterilen asıl amme borçlusunun ismi, alacak ilişkisinin ne zaman doğduğu, miktarının ne olduğunun somut bir şekilde belirtilmediği Danıştay’ın uygulamaya yön veren kararlarıyla da hukuka uygunluğun denetimi açısından bu hususun önemli bir şart olarak görülmesi ve İdarenin her ilişki emaresi gördüğü durumda haciz bildirisi düzenleme yoluna gitmesinin Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde ki “Objektif iyiniyet” ilkesine aykırı bularak iptal sebebi sayması nedeniyle; tahakkuku usulüne uygun kesinleşmemiş ödeme emrinin, alacağı tek başına kanıtlamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-) KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
2-) Davacı harçtan muaf olduğundan taktirine yer olmadığına,
3-) Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya/vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip