Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/55 E. 2020/511 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/55 Esas
KARAR NO : 2020/511
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2017
KARAR TARİHİ : 04/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …, davacı şirket bünyesinde 02.05.2013 tarihinden 16.06.2015 tarihine kadar “Yurtiçi Pazarlama Grup Müdürü” olarak çalıştığını, davalı 16.06.2015 tarihinde istifa etmek suretiyle davacı şirkette artık çalışmayacağını bildirdiğini ve iş yerinden ayrıldığını; davalının hak edilmiş ücretleri ile yıllık izin ücreti kendisine ödendiğini ve davalı davacı şirketi ibra ettiğini; davacı şirketin harici olarak yapmış olduğu araştırmalarda, davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra davacı firma ile benzer işleri yapmakta olan … Limited Şirketi adında bir şirket kurduğunu ve davalının kurulan şirketin ortağı olduğu tespit edildiğini, davalı kurmuş olduğu şirkette davacı firma bünyesinde çalışırken yapmış olduğu görev nedeniyle davacı şirketin gizli bilgilerine, müşteri bilgilerine, fiyat bilgilerine ve ticari sır niteliğindeki diğer bilgilerini kendi kurduğu şirkette kullanmış olup, imzalamış olduğu 02.05.2013 tarihli gizlilik ve sır saklama Taahütnamesini ihlal ettiğini; davalı sadece davacı şirketle benzer işleri yapan bir firma kurmakla kalmamış, davacı şirket bünyesinde çalışmasından dolayı irtibat kurduğu ve davacı şirketin ticari ilişki içerisinde olduğu müşterilerinden bir kısmını da yeni kurmuş olduğu şirkete transfer ederek, davacının ayrıca zarar görmesine sebebiyet verdiğini; davalı, 02.05.2013 tarihinde Gizlilik ve Sır Saklama Taahhütnamesine de açıkça aykırı davrandığını, Taahhütnamenin son paragrafında taahhütlere aykırı davranış halinde “Çalıştığım şirket zarar görsün ya da görmesin, aykırı davranış dolayısı ile 10.000.Euro cezai şartı ilk yazılı talepte koşulsuz şartsız ödeyeceğimi kabul ve taahhüt ederim” şeklindeki beyanı ile 10.000.Euro cezai şartı ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiğini; Fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla, itirazın iptali ile, BK 444. ve devam eden maddeleri gereğince, 02.05.2013 tarihli Gizlilik ve Sır Saklama Taahhütnamesi ve Rekabet yasağına aykırı davranış sebebiyle 10.000,00 Euro’nun cezai şart alacağı ve ferileri ile birlikte hüküm altına alınması, davalının haksız ve kötüniyetli itiraz dolayısı ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Davalı cevap dilekçesine özetle; “Davacı taraf dava dilekçesinde özetle davalının Gizlilik ve Sır Saklama Taahhütnamesini ihlal ettiğini ileri sürdüğünü, davacının bu iddialarının gerçeklik payı olmadığını, davalı, davacı şirketin ticari sırlarını, gizli bilgilerini ve fiyat bilgisini asla bilinmediğini, çünkü davacı şirket, şirketin bu bilgi ve belgelerini davalıya asla paylaşılmadığını, davalı davacı şirket hakkındaki bilgileri başta sekreter olmak üzere diğer çalışanların bilgisinden fazla olmadığını; bununla birlikte davalı, davacı şirketin müşteri bilgilerini kullanmamış olup davalıya tamamen kendi müşteri çevresiyle iletişim kurduğunu; davalı Sidney/AVUSTRALYA doğumlu olup ileri derecede İngilizce bildiğini, bununla birlikte 1995-2005 yıllarında Sidney ‘de aktif olarak Finans Yatırım Danışmanlığı, İnşaat Restorasyon gibi işlerde çalıştığını, 2009-2013 yılları arasında da … Holding bünyesinde bulunan ve yerli yabancı gemi kumanya firmalarına Gıda Teknik malzeme tedarik hizmeti veren … Denizleri Firmasında İş Geliştirme, Satış ve Pazarlama Müdürü olarak çalıştığını, davalı davacı şirketin müşterileriyle herhangi bir ticari iş yapmamış olup, davacı şirketin iş alanıyla ilgili herhangi bir hedefi de bulunmadığını; davacı taraf dava dilekçesinde ayrıca davalının rekabet yasağına aykırı hareket ettiği hususunun davacı şirketin müşterisinin kendisine haber vermesiyle öğrendiğini dile getirdiğini, ancak bu müşterisinin kim olduğu konusunda hiçbir bilgi vermediğini; davacı taraf dava dilekçesinde son olarak davalı şirket kurması nedeniyle zarara uğradığını ileri sürmüş, ancak bu zararının nelerden ibaret olduğu konusunda ayrıntılı bir bilgi vermediğini savunarak, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, karar verilmesini “ talep etmiştir.
Dava, 02/05/2013 tarihli iş sözleşmesine aykırı davranış gereği cezai şart alacağına ilişkin … İcra Dairesinin 2016/… esas sayılı dosyasında yürütülen takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı alacağı talebine ilişkindir.
….İcra Dairesinin 2016/… esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Prof. Dr. … ve … tarafından müşterek imzalı 12/06/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; davalının davacı şirket bünyesinde 02/05/2013 tarihinden 16/06/2015 tarihine kadar Yurt içi pazarlama grup Müdürü olarak çalışmış olduğu, davalının 16/06/2015 tarihinde istifa etmek suretiyle davacı şirketten ayrıldığı, davalının, davacı şirketten ayrıldıktan sonra 05/10/2015 tarihinde “… Limited Şirketi” isimli tek ortağının davalı olduğu bir şirket kurduğu, taraflar arasında akdedilen rekabet yasağı sözleşmesi incelendiğinde davalının müşteri çevresine ait bilgileri kullanabilecek bir pozisyonda olup olmadığının anlaşılamadığı, ayrıca sözleşmede zaman sınırlamasının yapıldığı ancak konu ve yer sınırlamasının yapılmadığı, 10.000 Euro cezai şartın, 10.000-TL sermaye ile kurulu bir şirketin ortağı olan davalının ekonomik bakımdan geleceğini tehlikeye sokacak bir miktar olduğu, ayrıca davacı şirketin bu bilgilerin davalı tarafından kullanıldığının ispatı bakımından dosyaya bir veri sunulmadığından taraflar arasındaki gizlilik taahhütnamesinin ihlal edildiğinin ispat edilemediği, neticeten davacı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2015 – 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK.nun ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığını, Davalı vekili tarafından incelemeye sunulan 2015 – 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK.nun ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığını, dosyanın incelenmesinde, davalının davacı şirketin müşteri bilgilerini kullandığına dair bir verinin dosya kapsamında bulunmaması dolayısıyla aralarında akdedilen iş sözleşmesine, gizlilik taahhütnamesine ve TBK’nın 444 ve devamı maddelerine aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları üzerine dosya ek rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
20/03/2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinin geçerlilik şartlarını taşıdığı, davalının, davacı şirketin müşteri bilgilerini kullandığına dair bir verinin dosyada bulunmaması nedeniyle bunun ispat edilemediği, bu nedenle rekabet yasağı sözleşmesinin ihlalinin bulunmadığı, Mahkemece aksi kanaate varılması halinde cezai şartın ödenmesi gerekeceği ve TTK 22.maddesi gereği tacirlerin cezai şartın indirilmesini talep edemeyeceği, cezai şart tutarının davalının ekonomik mahvına sebep olacak düzeyde olmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
… İcra Dairesinin 2016/… esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının … Sanayi A.Ş. Borçlunun … olduğu, takibin, 02/05/2013 tarihli iş sözleşmesine aykırı davranış gereği cezai şart alacağına ilişkin ilamsız takip olduğu, 28/04/2016 tarihli ödeme emrinin davalı/borçluya 02/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili Av. …’nun 03/08/2016 tarihinde süresi içerisinde borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir karar bulunmadığı gibi, takibin durdurulması kararının alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmadığı, eldeki itirazın iptali davasının 17/01/2017 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı, ayrıca takip tarihinin 28/04/2016 olduğu ve takip tarihinden itibaren dava tarihine kadar 1 yıl geçmediği görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf, davalı …’un davacı şirket bünyesinde 02.05.2013 tarihinden 16.06.2015 tarihine kadar “Yurtiçi Pazarlama Grup Müdürü” olarak çalıştığını ve davalının 16.06.2015 tarihinde istifa etmek suretiyle iş yerinden ayrıldığını, ayrıldıktan sonra … Limited Şirketi adında ortağı olduğu bir şirket kurduğunu belirterek, davacı firma bünyesinde çalışırken edindiği davacı şirketin gizli bilgilerini, müşteri bilgilerini, fiyat bilgilerini ve ticari sır niteliğindeki diğer bilgilerini, kurduğu şirkette kullandığını ve böylece imzalamış olduğu 02.05.2013 tarihli gizlilik ve sır saklama Taahütnamesini ihlal ettiğini iddia etmişse de yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere; dosya kapsamında, ticari sır niteliğindeki bilgilerin davalı tarafından kullanıldığına dair dosya kapsamında bir bilgi belge veya veri bulunmadığı ve böylece taraflar arasındaki gizlilik taahhütnamesinin ihlal edildiğinin ispat edilemediği kanaatine varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 522,85-TL harçtan mahsubu ile bakiye 468,45-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine ,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 6.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatıralan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

“5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”