Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/455 E. 2018/783 K. 19.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/455 Esas
KARAR NO : 2018/783 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/06/2014
KARAR TARİHİ : 19/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği 08.06.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in karışmış olduğu kazada … plaka sayılı araç sürücüsü … yüzde yüz kusurlu bulunmuş ve müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davalı … Sigortanın ise kazaya karışan bu aracı sigortalayan firma olduğunu, müvekkilinin bu kazada yaya konumunda olup kaza tespit tutanaklarından da anlaşılacağı üzere sürücü …’in dikkatsizliği ve direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu müvekkilinin yaralandığını, bu kaza neticesinde müvekkili …’in hastane raporları neticesinde %25 oranında sakat kaldığını, müvekkilinin davalı … şirketine yapmış olduğu başvuru sonucu ödeme aldığını ancak alınan ödemenin çok düşük olup gerçek zararı karşılamadığını, müvekkilinin sakatlığının geçici olmayıp ömrünün sonuna kadar devam edecek düzeyde olduğunu beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak, davanın kabulü ile, müvekkili …’in 28.03.2012 tarihinde trafik kazası neticesinde sakat kalması ile kazadan sorumlu aracın sigortası şirketi olması sebebiyle …’nin …’in Maddi Tazminatının aktüer hesabı yapılarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte şimdilik 5.000,00-TL tutarındaki maddi tazminatın bütün davalılardan tahsiline, 30.000,00 -TL manevi tazminatında …’in araç sürücüsü olması nedeniyle aynı konudan araç ruhsat sahibi olan …’ den tahsiline, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretini davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin vermiş olduğu 24.06.2014 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç için müvekkili şirketçe 16.06.2011-16.06.2012 tarihleri arasında, … nolu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mail Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket tarafından toplam 76.629.22-TL ödendiğini, yapılacak inceleme sonucunda müvekkili şirket sorumluluğunda bir bedel ortaya çıktığı takdirde sorumluluk limitinin esas alınması gerektiğini, sigortalı … plakalı aracın, 28.03.2012 tarihinde yaptığı trafik kazası nedeniyle, müvekkil sigorta şirketine 05.07.2013 tarihinde yapılan başvuru üzerine … numaralı hasar dosyası açıldığını, davacının dilekçesinde belirttiği talepleri kesinlikle kabul etmediklerini, davacı yan tarafından talep edilen, maddi tazminatın varlığının ve miktarının belirlenmesi yönünden sigortalı aracı idare etmekte olan kişinin kazanın meydana gelmesinde kusurunun varlığı ve oranının doğru olarak saptanmasının gerektiğini, müvekkili Şirketin kaza nedeniyle poliçe kapsamında oluşan tüm sorumluluğunu tamamen yerine getirmiş olup, davacı tarafından müvekkil şirketçe yaptırılmış bulunan aktüerya hesabına hiçbir somut maddi ve gerekçeli bir itirazı olmamasına rağmen huzurdaki dava ikame edilmiş olmakla müvekkili şirketin dava açılmasına hiçbir şekilde sebebiyet vermediği ve davacı yanın beyanlarındaki kötü niyetin varlığının açıkça anlaşıldığını beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … ve … vekilinin vermiş olduğu 21.08.2014 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; öncelikle iş bölümü itirazında bulunarak görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, olayın olduğu yerin Kartal olması nedeni ile İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu kaza 28.03.2012 tarihinde meydana gelmiş olup , iş bu dava ve talepler için ilgili kanunlarca iki yıllık zamanaşımı süresi olduğunu, bu nedenle zaman aşımı nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, kazanın asıl sebebinin müvekkilinin dikkatsizliği değil , arkadan gelen arabanın çok hızlı olması sebebi ile müvekkilinin yaşadığı anlık bir panik neticesinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesinden kaynaklandığını, bu kazadan kaynaklanan tüm masraf ve zararları diğer davalı trafik sigortacısı şirket tarafından karşılanmış olup , iş bu davanın aslında davalının müvekkillerinden daha fazla bir menfaat temin etme istediğinden kaynaklandığını, müvekkillerinin kazadan sonra davalı ile sürekli ilgilendiğini, davacıya tedavisi esnasında 2.000,00-TL ve daha sonra da 3.000,00-TL olmak üzere toplam 5.000,00-TL ödediğini, davacının dosyaya sunduğu maluliyet raporunu kabul etmediklerini beyan etmiş olun, sonuç olarak haksız davanın öncelikle usulden ve esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretini davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen hasar dosyası, davacının davalı … şirketi ile yaptığı sulh protokolünün incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Davacı …’in 28.03.2012 tarihinde karışmış olduğu kazada … plaka sayılı araç sürücüsü … kusuru ile davacının yaralanmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır.
Davacının bu yaralanma nedeniyle kazaya karışan bu aracı sigortalayan firma olan davalı … Sigortaya baş vurarak tazminat isteminde bulunmuştur. Davacının bu kazada yaya konumunda olup kaza tespit tutanaklarından da anlaşılacağı üzere sürücü …’in dikkatsizliği ve direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu davacıyı yaralandığı sabittir. Bu kaza neticesinde davacı …’in hastane raporları neticesinde %25 oranında sakat kaldığını, davacının davalı … şirketine yapmış olduğu başvuru sonucu bir kısım ödeme aldığı anlaşılmaktadır. Ancak davacı bu miktarı yeterli görmeyerek bu davayı açtığı, ancak dava açıldıktan sonra yeniden davalı … Sigortayla anlaşarak aralarında 24.06.2014 tarihli sulh protokolünü yaptıkları anlaşılmıştır.
Davacı vekili yanlar arasındaki protokol gereğince … hakkında açtıkları davadan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesini, diğer şahıs davalıların davasını ise manevi tazminat yönünden devam ettiklerini bildirmiştir.
Bu nedenle davalıların maddi ve içtimai durumları araştırılarak dosyamız içerisine konulmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra ; “Davacı ile …nın sulh oldukları dosyaya sunulan protokolden anlaşılmakla, hüküm kurulmasına yer olmadığına, Diğer davalılar açısından 5.000.-Tl manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine fazla istemin reddine,.” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin … E, … K sayılı 08.02.2017 tarihli ilamı ile ortadan kaldırılmıştır.
Ortadan kaldırma ilamında özetle ; “İstinaf konusu, takdire ilişkin manevi tazminat bakımından olup; mahkeme, salt matematiksel anlamda kusur oranı ile bağlı değil ise de; gerek manevi tazminatın takdirinde ve gerekse de yasa yolu incelemesi bakımından kusur durumunun etken olduğu açıktır. Dosyanın bu hali ile, istinaf denetimi yapma imkanı bulunmamaktadır. Mahkemece, kusur sorunu ile yaralanmanın niteliği ve derecesinin saptanması ve sonucuna göre, manevi tazminatın takdir edilmesi gerekir. Bu yön, “delillerin toplanılmaması veya değerlendirilmemesi” kapsamında düşünülmüş ve aşağıdaki şekilde karar verilmek gerekmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü ortadan kaldırmıştır.
Mahkememizce ortadan kaldırma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş ve bu doğrultuda bilirkişiden kusur raporu alınmıştır,
Kusur bilirkişisinin düzenlediği 05.08.2018 tarihli 2 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davalı sürücü … olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurludur. Davacı … olayda kusursuzdur,” şeklinde raporlarını sunmuştur.
Davacı …’in karışmış olduğu kazada … plaka sayılı araç sürücüsü davalı … % 100 kusurlu bulunmuş ve davacının yaralanmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Davalı … Sigortanın ise kazaya karışan bu aracı sigortalayan firma olduğunu, davacının bu kazada yaya konumunda olup kaza tespit tutanaklarından da anlaşılacağı üzere sürücü …’in dikkatsizliği ve direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu davacının yaralandığı anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerekir. Olayın oluşu, davacının diğer davalıdan maddi zararını almış olması ve aldığı miktarın tartışılması sonucunda 5.000.-Tl manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı ile … arasında sulh oldukları dosyaya sunulan protokolden anlaşılmakla, hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Diğer davalılar açısından 5.000.-Tl manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin Reddine, karar vermek gerekmiş olup,
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın Kısmen Kabulü ile Davacı ile davalılardan … nın sulh oldukları dosyaya sunulan protokolden anlaşılmakla, bu davalı yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Diğer davalılar … ile … hakkında açılan davada, taktiren 5.000,-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin Reddine,
2-Karar ve ilam harcı 341,55-TL nin peşin alınan 25,20-TL den düşümü ile kalan 316,35-TL bakiye ilam harcının davalılar … ile …’den alınarak Hazineye gelir kaydına, ( Mahkememizin 22/12/2016 tarih … Esas … Karar … nolu harç tahsil müzekkeresinin işlem yapılmadan iadesinin istenmesine, )
3-Davacı tarafından yatırılan 54,20-TL peşin ve başvuru harcının davalılar … ile …’den alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 1.199,60-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 200,00-TL’nin davalılar … ile …’den alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ile …’den alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalılar … ve … kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
7-… ile sulh olunduğundan, sulh sözleşmesine göre vekalet ücreti ve yargılama gideri konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/09/2018

Katip …

Hakim …