Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/449 E. 2021/284 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/449 Esas
KARAR NO : 2021/284

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/05/2017
KARAR TARİHİ : 31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davalı arasında tapunun …pafta, …ada, … parsel numarasında kayıtlı arsa/arazi üzerine inşa edilecek yapı için Beyoğlu … Noterliğinin 09/09/2013 tarih ve …, … ve …yevmiye nolu üç adet taşınmaz satış vaadi ve inşaat yapım sözleleşmeşinin imzalandığını, müvekkili şirketin bu sözleşmelerden doğan ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğini ancak Gayrimenkul Satışlarına ilişkin teşvik planı kapsamında yapılan değişikliğe göre müvekkili şirketçe davalıya KDV bedeli %18 olarak değil KDV %8 olacak uygunlanması gerektiğini, bu nedenle davalıya ödenen KDV bedelinin %10 luk kısmının davalının uhdesinde ihtarnamesinin keşide edildiğini ancak davalı şirketçe ihtarnameye cevap verilmediğini ve bu bedelin ödenmediğini beyanla neticeten davalarının kabulü ile müvekkili şirkete %18 olarak yansıtılmış olmasına rağmen davalı şirket tarafından devlete %8 olarak ödenecek olan KDV tutarından haksız bir şekilde davalı şirketin uhdesinde kalacak olan %10 luk kısma tekabül eden bedelin fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00.-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama harç ve giderlerinin karşı tarafa yükletilmesinc karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının taleplerinin haksız olduğunu, davacının müvekkili ile akdettiği 09/09/2013 tarihli sözleşmeler ile projeden 3 adet konut satın aldığını müvekkilinin proje kapsamında inşa edilecek bağımsız bölümlerin satışına 2013 yılında başladığını, projenin satışa çıktığı ilk günden beri KDV nin müvekkili şirket tarafından ödeneceğini, müşterilerin/alıcıların KDV den sorumlu olmayacağını, ileride KVD artsa bile artışın müvekkili tarafından ödeneciğini, fiyatın tüm vergiler dahil net ve nihai olduğunu her türlü ortamda ifade edildiğini, yapılan sözleşme ile de KDV oranlarının artırılması halinde dahi alıcıdan ek ödeme talep edilmeyeceğini yani KDV artışından kaynaklanacak külfetin tüketiciye yansıtılmayacağını ve müvekkili şirketçe üstlenileceğinin kararlaştırılmış olduğunu, davacıya satılan gayrimenkullerin tek ve yegane her şey dahil satış bedeli olduğunu, onunda … yevmiye numaralı sözleşme için 350.485,00-TL, … yevmiye numaralı sözleşme için 228,720,00-TL ve… yevmiye numaralı sözleşme için 353.989,00-TL olduğunu, tespit edilen anahtar teslimi satış bedeli, verginin tespitinin zorunlu olduğu anda “noter satış sözleşmesinde” o tarihteki vergi oranı üzerinden ayrıştırmaya tabi tutulduğunu, müvekkili şirketin…Projesinden bağımsız bölüm satın alan diğer müşterilerinden KDV almadığı gibi, davacıdan da KDV adı altında herhangi bir tutar talep ve tahsil edilmediğini aynca davacının üç bağımsız bölüm için ödediği toplam 933.194,00.-TL bedelin 5.396,07 – TL lik kısmı beyaz eşya ve onun %18 lik KDV si olduğunu beyaz eşya bakımından %10 oranında KDV indiriminin söz konusu olmadığını beyanla neticeten davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet üetetinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın davacı yanın davalı için yaptığı Taşınmaz Satış Vadi sözleşmesi uyarınca fazla ödediği KDV nin iadesini talebinden kaynaklanan alacak davası olduğu anlaşıldı.
Davacı vekili 31/10/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.000,00 TL lik taleplerini arttırarak dava değerini 78.554,69 TL’ye ıslah etmiştir.
…ve… tarafından sunulan 24/04/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Taraflar arasında akdedilmiş Beyoğlu … Noterliğinin 09/09/2013 tarihli 3 adet Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Yapım Sözleşmesinin mevcut olduğunu, davaya konu olan gayrimenkullerin 12/12/2016 tarihinde teslim edilmiş olduğunu, 3 adet sözleşmenin toplam tutarının 933.194,00.-TL olduğunu, davacı tarafından da davalıya bu tutatın tamamının ödenmiş olduğunu, taraflar arasında ödemelere ilişkin bir ihtilafin olmadığını, taraflar arasındaki ihtilafin söz konusu taşınmazların Bakanlar Kurulu Kararı ile KDV oranının %18 den %8 düştüğü iddiası ile davacı tatafindan davalıya fazladan ödendiği iddia edilen 79.084,00.-TL KDV nin iadesi talepli olduğunu, taraflar arasında hukuki ihtilaf çıkmasına sebep olduğu anlaşılan 2016/9153 sayılı Bakanlar Kurulu Karan 8/9/2016 tarih ve 29825 sayalı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü girdiğini, Bakanlar Kurulu karan ile yapılan düzenlemeye göre davaya konu konut teslimlerinde % 18 olarak uygulanan KDV oranının % 8 e düşürülmüş olduğu anlaşılmakta olduğunu, bu konuda da taraflar arasında ihtilaf bulunmadığını, davanın kabulü halinde rapor içinde detaylı şekilde yapılan hesaplamaya göre, davacının talep edebileceği %10’luk KDV fark tutarının 78.559,89.-TL olduğunu ancak davacı talebi l .000.-TI, olduğunu, davanın kabulü halinde gerek dosyaya sunulan belgeler gerek Katma Değer Vergisi Kanunu Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliği ve gerekse Vergi Tekniği yönünden yapılan inceleme sonucu davacı tarafından fazla ödendiği hesaplanan 78.559.89.-TL lik KDV farkı talebinin mümkün olduğunu ve indirimli oran nedeniyle yüklenip fakat indirim yoluyla giderilemeyen Katma Değer Vergisinin yasal belgelerle Vergi Dairesinden iade talebinde bulunabileceğini, temerrüt tarihinin mahkemeniz tarafından başkaca bir tarih takdir edilmemesi halinde konutların teslim tarihi olan 12.12.2016 tarihinin esas alınması gerektiği tespit ve rapor edilmiştir.
…ve … tarafından sunulan 24/04/2018 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda özetle; Mahkemeye sunulan 24/04/2018 tarihli bilirkişi raporunun “sonuç” bölümünde yer alan genel görüşlerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığı, 24/04/2018 tarihli raporun bendinde yer alan mahkemece davanın kabulü halinde davacı tarafından fazla ödendiği hesaplanan 78.559,89 TL KDV tutarının 15,20 TL eksiği ile 78.544,69 TL olarak düzeltilmesi gerektiği tespit ve rapor edilmiştir.
… ve … tarafından sunulan 01/04/2020 tarihli bilirkişi heyet ikinci ek raporunda özetle; Taraflar arasında akdedilmiş Beyoğlu … Noterliğinin 09/09/2013 tarihli 3 adet Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Yapım Sözleşmesinin mevcut olduğu, davaya konu gayrimenkullerin 12.12.2016 tarihinde teslim edilmiş olduğunu, 3 adet sözleşmenin toplam tutarının 933.194,00.-TL olduğu, davacı tarafından da davalıya bu tutarın tamamının ödenmiş olduğu, taraflar arasında ödemelere İlişkin bir ihtilafın olmadığını, taraflar arasındaki ihtilafın söz konusu taşınmazların Bakanlar Kurulu Kararı ile KDV oranının %18 den %8 düştüğü iddiası ile davacı tarafından davalıya fazladan ödendiği iddia edilen 79.084,00.-TL KDV niıı iadesi talepli olduğunu, yine taraflar arasında hukuki ihitlaf çıkmasına sebep olduğu anlaşılan 2016/9153 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 8/9/20 i 6 tarih ve 29825 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü girdiği, Bakanlar Kurulu kararı ile yapılan düzenlemeye göre davaya konu konut teslimlerinde % 18 olarak uygulanan KDV oranının % 8 e düşürülmüş olduğu anlaşılmakta olup, bu konuda da taraflar arasında ihtilaf bulunmadığını, davanın kabulü halinde, davacı talebi 1.000,- TL olduğu daha sonra 78,544,69 TL olarak düzeltildiğini, davanın kabulü halinde; ara kararlarda tarafımıza verilen“…davacının bunu talep etme hakkının bulunup bulunmadığının belirlenmesi…” ve BS formlarının incelenmesi…” yönündeki görev gereği gerek dosyaya sunulan belgeler, Katma Değer Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Uygulama Tebliği, BS formaları ve Vergi Tekniği yapılan inceleme sonucunda tarafların aktettiklcrİ sözlemelerdc Satış Bedelinin Katma Değer Vergilerinin KDV dahil ve KDV hariç tutarlarının ayrı ayrı belirtilmesi ve konut satış bedelinin de KDV hariç olarak sözleşmeye konulması nedeni ve KDV lerininde hesaplanmış şekilde ayrıca belirtildiğinden heyetmizce fark KDV rıin 72,802,80 TL olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasında yapılan konut satış sözleşmesi kapsamında, davacının davalıya %18 oranında KDV dahil peşin ödemiş olduğu, ancak 08/09/2016 tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile % 18’den % 8’e düşürülmesi sebebiyle oluşan % 10 KDV farkı olan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava açıldıktan sonra davacı …Ltd Şti’nin …ne devredildiği, devir işleminin tescil edildiği ve buna ilişkin TTSG’nin 08/07/2020 tarihli 10114 sayılı sayfa no: 288 olan gazete ilan suretinin sunulduğu görülmüştür.
Davacı, davalıdan satın aldığı konut için ödemiş olduğu KDV miktarından, 08.09.2016 tarihinde yayınlanan Bakanlar Kurulu kararına göre KDV oranının düşmesi neticesinde fazla ödediği kısmın tahsilini istemiş, davalı ise, fazladan tahsilat yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Uyuşmazlık, davalı satıcının KDV nedeniyle davacı alıcı aleyhine sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği, iade şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
Türk vergi sistemi, katma değer vergisini mal ya da hizmetin üretiminden tüketiciye intikaline kadar her el değiştirme aşamasında alınan genel bir tüketim vergisi olarak düzenlemek suretiyle satış işlemlerinde bu verginin alıcı tarafından ödenmesini öngörmüştür. Buna göre, alıcı, satış bedelini ve o bedel üzerinden devlete ödenmesi gereken katma değer vergisi tutarını satıcıya verecek; satıcı ise kendisine ait satış bedeliyle birlikte katma değer vergisini alıcıdan tahsil edecek; satış bedelini kendisinde tutup, katma değer vergisini Devlet’e ödeyecek, bu yönde bir aracılık yapacaktır. Eş söyleyişle, alıcının ödediği katma değer vergisini onun asıl sahibi durumundaki Devlet’e intikal ettirmekle yükümlü olan; kısaca bu verginin Devlet’e karşı yükümlüsü durumunda bulunan, satıcıdır. Alıcıya düşen, satış bedelinden ayrı olarak gösterilmesi ve bu şekilde kendisinden istenmesi halinde bedele ek olarak vergi tutarını da satıcıya vermekten ibarettir. Alıcı, sözkonusu verginin yükümlüsü veya sorumlusu değildir. Başka bir ifadeyle katma değer vergisini Devlet’e ödenmek üzere satıcıya vermek alıcıya ait bir görev; bunu satış bedeliyle birlikte alıp, daha sonra Maliyeye yatırmak ise satıcıya ait bir yükümlülüktür (HGK, 13.10.2004 tarih, 2004/19-456 Esas-2004/531 Karar).
Taraflar arasında düzenlenen, Beyoğlu… Noterliğinin 09/09/2013 tarih ve …, … ve …yevmiye nolu üç adet taşınmaz satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmelerinde …yevmiye numaralı sözleşmede H Blok, 11. katta, takriben 81,23 m2 bürüt alana sahip … numara ile gösterilen konut niteliğindeki bağımsız bölüm şeklindeki konutun satışı ve tesliminin öngörüldüğü, sözleşmenin “Satış Bedeli” kısmında; “Konutun satış bedeli, Katma Değer Vergisi (KDV) dahil 350.485,00-TL’dir. (üçyüzellibindörtyüzseksenbeş Türk Lirası)” denildikten sonra “KDV Hariç Tutar” kısmında ise, “297.021,00-TL (ikiyüzdoksanyedibinyirmibir Türk Lirası)”, …yevmiye numaralı sözleşmede H Blok, 12. katta, takriben 55,64 m2 bürüt alana sahip … numara ile gösterilen konut niteliğindeki bağımsız bölüm şeklindeki konutun satışı ve tesliminin öngörüldüğü, sözleşmenin “Satış Bedeli” kısmında; “Konutun satış bedeli, Katma Değer Vergisi (KDV) dahil 228,720,00-TL’dir. (ikiyüzyirmisekizbinyediyüzyirmi Türk Lirası)” denildikten sonra “KDV Hariç Tutar” kısmında ise, “193.831,00-TL (yüzdoksanüçbinsekizyüzotuzbir Türk Lirası)”, … yevmiye numaralı sözleşmede H Blok, 12. katta, takriben 81,23 m2 bürüt alana sahip … numara ile gösterilen konut niteliğindeki bağımsız bölüm şeklindeki konutun satışı ve tesliminin öngörüldüğü, sözleşmenin “Satış Bedeli” kısmında; “Konutun satış bedeli, Katma Değer Vergisi (KDV) dahil 353.989,00-TL’dir. ( üçyüzelliüçbindokuzyüzseksendokuz Türk Lirası)” denildikten sonra “KDV Hariç Tutar” kısmında ise, “299.991,00-TL (ikiyüzdoksandokuzbindokuzyüzdoksanbir Türk Lirası)” şeklinde belirtildiği görülmüştür.
Aynı sözleşmenin “Sözleşmenin Konusu” başlıklı 1. maddesinde; Anahtar teslimi olarak KDV dahil 16126 yevmiye numaralı sözleşmede 350.485,00-TL, 16127 yevmiye numaralı sözleşmede 228,720,00-TL, 16128 yevmiye numaralı sözleşmede 353.989,00-TL bedel mukabilinde alıcıya satmayı, alıcı da belirtilen konutu yukarıda yazılı şartlarda ve aynı bedelle satın almayı vaad ve kabul etmiştir…” hükmünün yer aldığı, 2.2. maddesinde ise; “İşbu sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra ne isim altında olursa olsun alıcının ödemekle yükümlü olduğu yeni harç ve vergiler ihdas edildiği takdirde veya sözleşmede belirtilen harç ve vergi miktarlarının artırılması halinde, ihdas edilen bu yeni vergi ve harçlar, alıcı tarafından satıcıya ayrıca ve ilaveten defaten ödenecektir,” şeklinde düzenlemenin mevcut olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmeye konu üç gayrimenkulün konut teslim tutanağı başlıklı belgeler ile davacı tarafa teslim edildiği ve altının teslim alan olarak 12/12/2016 tarihinde davacı şirket tarafından imzalandığı görülmüştür.
”… KONUT TESLİM TUTANAĞI BAŞLIKLI” belgenin 9. Maddesinde; ”Bu sonuçla mezkur sözleşmeyle satın aldığım dairem için… A.Ş.nin mezkur sözleşmeden, Türk Ticaret Kanunundan, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanundan ve sair mevzuattan kaynaklanan edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, sitenin ve dairenin bulunduğu bloğun ortak yer ve şeyleri için gerekli her türlü muayene ve incelemeyi yapmış olarak teslim aldığını beyan eder, bu sonuçla hiç bir hak ve alacağım kalmadığımdan mütevellit, …A.Ş.’ye gayri kabili rücu, kesin, mali ve hukuki olarak, bila mazeret, bila talep, ibra ederim,” şeklinde düzenleme olduğu görülmüştür.
… yevmiye numaralı sözleşmeye konu taşınmazın satış bedelinin KDV dahil 350.485,00-TL, KDV Hariç 297.021,00-TL, 16127 yevmiye numaralı sözleşmeye konu taşınmazın satış bedelinin KDV dahil 228,720,00-TL, KDV Hariç 193.831,00-TL, …yevmiye numaralı sözleşmeye konu taşınmazın satış bedelinin KDV dahil 353.989,00-TL, KDV Hariç 299.991,00-TL olduğu, bedelin davacı tarafından, davalıya ödendiği, söz konusu bedele KDV’nin dahil olduğu, satış tarihi itibari ile %18 olan KDV oranının daha sonra %8’e düşürüldüğü, taşınmazların 12/12/2016 tarihinde teslim edildiği hususların ilişkin taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşme konusu taşınmazların 12/12/2016 tarihinde konut teslim tutanağı ile teslim edildikleri ve aynı tutanak ile davacı tarafça davalı tarafın ibra edildiği, anlaşılmıştır. Bu ibra anlaşması uyarınca, davacının 08/09/2016 tarih ve …sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile % 18’den % 8’e düşürülmesi sebebiyle oluşan % 10 KDV farkı olan alacağın talep edilip edilemeyeceği uyuşmazlık konusudur.
TBK. 132 Maddesinde;” Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir,” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı alıcının imzaladığı konut teslim tutanağının ibraya ilişkin 9. maddesi, davacı-alıcının satın aldığı bağımsız bölümün muayene ve incelemeyi yaparak ve ayıpsız olarak teslim aldığı, bağımsız bölümün ayıplı veya eksik teslim edilmesinden kaynaklanabilecek haklarından feragat ettiği şeklinde yorumlanabilecek olup davacı alıcının 08/09/2016 tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile % 18’den % 8’e düşürülmesi sebebiyle oluşan % 10 KDV farkı olan alacağından feragat ettiği anlamı taşımamaktadır.
Konut teslimlerinde uygulanacak KDV oranlarını belirleyen 08/09/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2016/9153 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile daha önce 24/12/2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile KDV oranı %18 olarak belirlenen konutların 08/09/2016-31/03/2017 tarihleri arasında teslim edilmesi halinde net alanı 150 metrekareye kadar olan konutların tesliminde alınacak KDV oranı %18’den %8’e düşürülmüş, 31/01/2017 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile de teslim için belirlenen 31/03/2017 tarihi, 31/09/2017 olarak yeniden düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı alıcının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde KDV dahil satış bedelini ödediği ve fakat ödemeden sonra 08/09/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2016/9153 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 08/09/2016-31/03/2017 tarihleri arasında yapılan konut teslimleri için KDV oranının %18’den %8’e düşürüldüğü, davalı satıcının davacı alıcıya üç konutu da 12.12.2016 tarihinde teslim ettiği, konutların üçünün de alanının 150 m2’den az olduğu, davalı satıcının davacı alıcıdan fazladan tahsil etmiş olduğu ve işbu davaya konu olan KDV tutarını Maliyeye ödediğine dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, böylece davalının fazladan tahsil ettiği KDV tutarı yönünden sebepsiz zenginleştiği kanaatine varılmıştır.
Bu durumda, yukarıda yer alan ve sözleşme tarihinden sonra yürürlüğe giren KDV indirimine yönelik düzenleme gereğince, davalı tarafından, davacıdan satış tarihi itibari ile yürürlükte olan %18 oranı esas alınmak sureti ile tahsil edilen KDV ile % 8 oranı esas alınmak sureti ile belirlenecek KDV arasındaki farkın, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince iadesi gerekmektedir.
Bilirkişi heyetinin 01/04/2020 tarihli ikinci ek raporunda; dosyaya sunulan belgeler, Katma Değer Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Uygulama Tebliği, BS formaları ve Vergi Tekniği yapılan inceleme sonucunda tarafların aktettikleri sözlemelerde Satış Bedelinin Katma Değer Vergilerinin KDV dahil ve KDV hariç tutarlarının ayrı ayrı belirtilmesi ve konut satış bedelinin de KDV hariç olarak sözleşmeye konulması nedeniyle fark KDV’nin 72,802,80 TL olduğu tespit edildiğinden davanın kısmen kabulüne, fazlaya dair 5.741,89-TL tutarındaki kısmın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesi ekinde Beyoğlu … Noterliği 29/03/2017 tarih ve …yevmiye numaralı fazla ödenen KDV’nin ödenmesi hususundaki ihtarnamesinin yer aldığı, davacı vekilinin son celse noter tebliğ şerhini sunduğu, sunulan mazbatada ihtarnamenin 03/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve ihtarname ile 15 gün süre verildiği, 15. günün 18/04/2017 olduğu, davalının 19/04/2017 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü tespit edilmekle; temerrüt tarihi olan 19/04/2017 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne,
72.802,80TL’nin temerrüt tarihi olan 19/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 4.973,16-TL harctan peşin alınan 31,40-TL den mahsubu ile bakiye 4.941,76-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri 700,00-TL ile bilirkişi ücreti 1.250,00-TL olmak üzere 1.950,00-TL’nin kabul red oranına göre 1.807,26-TL tutarındaki kısmı ile başvurma harcı 35,90 TL, peşin harç 341,25 TL olmak üzere toplam 2.184,41-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 10.264,36-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”