Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/437 E. 2018/836 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/437 Esas
KARAR NO : 2018/836 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/05/2017
KARAR TARİHİ: 03/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği 09.05.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “taraflar arasında bir ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafından verilen siparişlerin müvekkili tarafından davalıya teslim edildiğini ve karşılığında da fatura düzenlendiğini, ancak işbu faturalardan kaynaklanan bakiye alacaklarının davalı tarafından ödenmediğini, bu nedenle müvekkili tarafından davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazları üzerine ise icra takibinin durduğunu beyanla neticelen itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi.” talebinde bulunduğu görülmektedir.
Davalı vekili tarafından sunulan 30.06.2017 tarihli cevap dilekçesinde özede: “..davacının faiz talebinin haksız olduğunu, müvekkilinin herhangi bir temerrüde düşmediğini, davacının iddiasını genişleterek dava dilekçesi ekinde sunduğu faturaları dayanak yapmasına taraflarının muvafakatinin bulunmadığım, müvekkilinin davacıya karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili tarafından davalıya keşide edilen 8.850,00-TL tutarındaki çekin davalı tarafından tahsil edilmesine rağmen davalı kayıtlarında yer almadığını, davaya konu alacağın likit olmadığını beyanla neticeten fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saldı kalması kaydıyla, takip sonucunda istenen meblağ ile harca esas değer arasındaki çelişkinin giderilmesine ve neticeye göre eksik kalan harcın tamamlatılmasına, davarım tümden reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi.” talebinde bulunulduğu görülmektedir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 27.897,84 Tl asıl alacağa ticari faizi tutarı 2.407,62 Tl ile birlikte toplam 30.305,46 Tl için takip yapıldığı, ödeme emrinin 06.12.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 06.12.2016 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 18.01.2018 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Taraflar arasında akdedilen herhangi bir sözleşmeye dosyanın tetkikinde rastlanılmadığı, ancak taraflar arasındaki rican ilişkinin her iki yanın da kabulünde olduğu, Davacının kendi defterlerinde davalıdan 27.263,00-TL alacaklı durumda olduğu, davalının ise kendi defterlerinde davacıya 18.413,00-TL Borçlu durumda olduğu, taraflar arasındaki farkın (27.263,00 – 18.413,00 =) 8.850,00-TL olduğu, söz konusu farkın ise; davalı defterlerinde kayıtlı, ancak davacı defterlerinde kayıtlı bulunmayan 8.850,00-TL’lik çek tutarından kaynaklandığı, Taraflar arasındaki ihtilafı oluşturan çekin ve bu çeke ait ciro silsilesinin raporumuzun 5. maddesinde gösterildiği gibi olduğu, çeke ait ciro silsilesinde davacıya ait kaşenin ve bir adet imzanın mevcut olduğu, diğer yandan söz konusu çek bedelinin, çekin son cirantası konumunda bulunan dava dışı … tarafından 11/01/2018 tarihinde tahsil edildiği, Buna göre, taraflar atasındaki ihtilafı oluşturan çekin davacı tarafından teslim alındığının anlaşıldığı, bu nedenle davacının kendi defterlerinde alacaklı durumda olduğu tutar olan 27.263,00-TL’den, çek tutan olan 8.850,00-TL’nin tenzilinin gerektiği, bu tutarın tenzili ile ise davacının davalıdan (27.263,00 — 8.850,00=) 18.413,00-TL alacaklı durumda olacağı, hali hazırda da davalının davacıya borçlu göründüğü tutarın 18.413,00-TL olduğu, şartlan oluşmadığından dolayı ise davacının işlemiş faizine ilişkin tarafımızca herhangi bir hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bu rapora yapılan itiraz üzerine bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilerek dosya bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 08.06.2018 tarihli 2 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “davacımn davalıdan 18.413,00.-TL alacaklı durumda olduğu ve davacının bu tutarı davalıdan talep edebileceği, kök raporda belirtildiği üzere davacının işlemiş faiz talebine ilişkin herhangi bir hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı ve kök raporumuzdaki kanaatimizi aynen koruduğumuz” kanaati ile ek raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacı, taraflar arasında bir ticari ilişki bulunduğu, davalı tarafından verilen siparişlerin davalıya teslim edildiği ve karşılığında da fatura düzenlendiği, ancak işbu faturalardan kaynaklanan bakiye alacaklarının davalı tarafından ödenmediği, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının itirazları üzerine ise icra takibinin durduğu anlatımmdadır.
Davalı ise, davacının faiz talebinin haksız olduğu, taraflarının herhangi bir temerrüde düşmediği, davacının iddiasını genişleterek dava dilekçesi ekinde sunduğu faturaları dayanak yapmasına taraflarının muvafakatinin bulunmadığa davacıya karşı herhangi bir borçlarının bulunmadığı, taraflarınca keşide edilen 8.850,00.-TL tutarındaki çekin davalı tarafından tahsil edilmesine rağmen davalı kayıtlarında yer almadığı, davaya konu alacağın likit olmadığı anlatımındadır.
Davacı tarafın sunulan ticari defterlerin tetkikinde: takip tarihi itibari ile 27.263,00-TL borç bakiyesi verdiği görülmektedir. Buna göre davacı, kendi defterlerinde takip tarihi itibari ile davalıdan 27.263,00-TL alacaklı durumdadır.
Davalı tarafın sunulan ticari defterlerin tetkikinde: Bu hesabın takip tarihi itibari ile 18.413,00-TL alacak bakiyesi verdiği belirlenmiştir. Buna göre davalı kendi defterlerinde takip tarihi itibari ile davacıya 18.413,00-TL borçlu durumdadır.
Taraf defterlerinin karşılaştırılması neticesinde; davacının kendi defterlerinde davalıdan 27.263,00-TL alacaklı durumda olduğu, davalının kendi defterlerinde davacıya 18.413,00-TL Borçlu durumda olduğu, taraflar arasındaki farkın (27.263,00 – 18.413,00)= 8.850,00-TL olduğu, söz konusu ihtilafın ise; davalı defterlerinde kayıtlı, ancak davacı defterlerinde kayıtlı bulunmayan; 8.850,-TL’lik çek tutarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davalı tarafından davacı adına düzenlenen …Bankası … Şubesine ait 24.08.2016 tarihli 8.850,-TL’lik çek, davalı tarafından davacı … Ticaret – …ya, 24/08/2016 tarihli, 8013728 numaralı ve 8.850,00.-TL bedelli bir çek keşide edildiği görülmektedir. Çeke ait ciro silsilesinin tetkikinde ise; Çekin arkasında davacı … Ticaret – …’ya ait kaşenin ve üzerinde bir adet imzanın mevcut olduğu, işbu işlem ile söz konusu çekin davacı tarafından dava dışı…’na ciro edildiği, akabinde ise çekin yine dava dışı …isimli şahsa ciro edildiği, son olarak ise çekin dava dışı …’a ciro edildiği çekin arkasındaki ciro silsilisenden anlaşılmaktadır. İhtilafı oluşturan çek bedelinin, çekin son cirantası konumunda bulunan dava dışı … tarafından 11.01.2018 tarihinde tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla davacının kendi defterlerinde davalıdan 27.263,00-TL alacaklı durumda olduğu, davalının ise kentli defterlerinde davacıya 18.413,00-TL borçlu durumda olduğu, taraflar arasındaki farkın (27.263.00 – 18.413.00 =) 8.850,00-TL olduğu, söz konusu ihtilafın davalı defterlerinde kayıtlı, ancak davalı defterlerinde kayıtlı bulunmayan 8.850,00-TL’lik çek tutarından kaynaklandığı söz konusu çekim davalı tarafından davacıya düzenlenen 24/08/2016 tarihli 8013728 numaralı ve 8.850,00-TL bedelli çek olduğu çekin arkasında davacının kaşesinin ve üzerinde bir adet imzanın bulunduğu bu nedenle söz konusu çekin davacı tarafından teslim alındığı ancak ticari kayıtlara işlenmediğinin anlaşıldığı, söz konusu çek bedelinin ise çekin son cirantası konumunda bulunan dava dışı … tarafından 11/01/2018 tarihinde tahsil edildiği görülmektedir.
Buna göre, taraflar atasındaki ihtilafı oluşturan çekin davacı tarafından teslim alındığının anlaşıldığı, bu nedenle davacının kendi defterlerinde alacaklı durumda olduğu tutar olan 27.263,00-TL’den, çek tutan olan 8.850,00-TL’nin tenzilinin gerektiği, bu tutamı tenzili ile ise davacının davalıdan (27.263,00 — 8.850,00=) 18.413,00-TL alacaklı durumda olacağı, halı hazırda da davalının davacıya borçlu göründüğü tutarın 18.413,00-Tl olduğu, kanaatine varılmıştır.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur. Bu nedenle birikmiş faize hükmedilmemiştir.
Tüm bu hedenlerle davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 18.413,00-Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara yasal faiz yürütülmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 3.682,60-TL nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 18.413,00-Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara yasal faiz yürütülmesine, fazla istemin Reddine,
% 20 icra inkar tazminatı 3.682,60-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 1.257,79-TL nin peşin alınan 476,43-TL den düşümü ile kalan 781,36-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 512,43-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 848,50-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 432,75-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.209,56-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Davalı tarafından yapılan 250,00-TL yargılama giderinin red edilen miktar oranlanarak takdiren 122,50-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …