Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/430 E. 2018/372 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/430 Esas
KARAR NO : 2018/372

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 05/05/2017
KARAR TARİHİ : 08/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekiledeni bankanın … Şubesi ile dava dışı kredi lehtarı … arasında Genel Kredi Sözleşmesi bağıtlandığını, davalı kefilinde işbu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, işbu sözleşmeye istinaden çek taahhüt kredisi, şirket kredi kartı ve taksitli ticari kredi kullandırıldığını, kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle … 1 .Noterliğinin 03.01.2017 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi keşide edilmesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine … 28. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalı tarafından takipte yetkiye, asıl borca ve takibin tüm ferilerine itiraz edildiği ve takibin durduğunu, ayrıca, … 10. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla da icra takibine girişildiğini, itirazın takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğu beyanla, 110.000,00 TL üzerinden davalının itirazının iptaline, davalının alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; vekiledeni tarafından icra dosyasına yetki itirazında bulunulduğunu, takipte ve buna istinaden açılan davada, Bolu icra daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, vekiledeni hakkında genel kredi sözleşmesine kefil olduğundan bahisle aleyhine icra takibine girişilmiş ise de, davacı banka ile dava dışı borçlu arasında 06.04.2011 tarihinde imzalanan 10.000 TL miktarlı genel kredi sözleşmesi vekiledeni tarafından da kefil olarak imzalanmış ise de, kredi sözleşmesinde kefalet miktarı ve sözleşme miktarı ile ilgili bir yazı bulunmadığını, ancak sözlü olarak sözleşmenin 10.000 TL miktarlı olduğunun bildirildiğini, daha sonra bu sözleşmenin iptal edilerek dava dışı … ile davacı banka arasında 12.07.2012 tarihinde 300.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında 2014 yılında gayrimenkul ipoteği karşılığında kredi kullandırıldığını, bu kredinin zamanında ödenmemesi nedeni ile vekiledeninin kefil olduğu ve daha sonra banka tarafından iptal edilen ancak imha edilmeyen 110.000 TL limitli sözleşmenin banka tarafından doldurularak vekiledeni aleyhine icra takibine konu edildiğini, davacının dava dışı borçluya kullandırdığı ve vekiledeni tarafından da kefil olarak imzası bulunan 06.04.2011 tarihli kredi sözleşmesinden bağımsız olarak imzalanan 12.07.2012 tarihli kredi sözleşmesi ve ipotek sözleşmesinden vekiledeninin kefil olarak sorumlu tutulamayacağını beyanla, davanın öncelikle yetki yönünden reddine ve aksi halde vekiledeni aleyhine açılan davanın esastan reddine ve davacının %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkümiyetine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; İİK 67 madde uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı ve davalı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, davada; … 28 İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasına, ihtarnamelere, sözleşme ve eklerine, banka kayıtlarına, bilirkişi incelemesine , tapu kayıtlarına dayanmışlardır.
Davaya dayanak … 23. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı … Bank A.Ş tarafından dava dışı borçlu … ve davalı borçlu … aleyhine 169.999,67-TL İhtiyaç Kredileri (asıl alacak), 17.651,22-TL işlemiş faiz, 882,57-TL BSMV ve 1.777,22-TL diğer masraflar alacağı olmak üzere toplam 190.310,68-TL ile 7,16-TL şirket kredi kartı alacağı (asıl alacak), 0,27-TL işlemiş faiz, 0,02-TL BSMV olmak üzere toplam 7,45-TL alacağın ve 1.410-TL gayri nakit alacağın (iade edilmemiş bir adet çek yaprağı) tahsili için 15.02.2017 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, davalı borçluya ödeme emrinin 21.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 22.02.2017 tarihinde, yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği, işbu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşması sırasında davalının yetki itirazı sözleşmenin 31.1 maddesi uyarınca reddedilmiştir.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya, takip konusu alacağın 06.04.2011 tarihli sözleşmeden kaynaklanıp kaynaklanmadığına, bu sözleşme kapsamında kredi çekilip çekilmediği, çekilmiş ise kredi borcunun tamamen ödenip ödenmediği, ( davalı kefilin 12.07.2012 tarihli sözleşmede imzası bulunmadığından) nihayet davacı bankanın hangi kredi sözleşmesinden dolayı ne miktarda alacaklı olduğunun tespiti hususunda Bankacı bilirkişiden rapor alınmış, 12/04/2018 tarihli raporda:
“… Davalı/kefilin kefalet imzasının 07.04.2011 tarihli sözleşmede bulunduğu, 12.07.2012 tarihli ve 30.11.2015 tarihli sözleşmelerde kefalet imzasının bulunmadığı, takibe konu edilen krediler tetkik edildiğinde, kredilerin TAMAMI davalının kefalet imzası bulunmayan yeni sözleşmeler kapsamında kullandırılmış olduğu, davalı/kefilin takibe konu edilen kredi borçlarından sorumlu tutulamayacağı,
Davalı/Kefilin Borçtan Sorumlu Tutulması Halinde; davacı bankanın nakti kredi yönünden takip tarihi 13.02.2017 itibariyle asıl alacak 110.000,00-TL, işlemiş faiz 10.388,88-TL, %5 gider vergisi (BSMV) 519,44-TL, ihtarname gideri 1.004.27-TL olmak üzere toplam 121.912,59 TL alacaklı olduğu,
Gayrinakdi Çek Bedeli Kredisi Yönünden; depo bedelinin, kefalet limiti kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle, depo bedelinden davalı/kefilin sorumlu tutulamayacağı,
Dava Dışı Kredi Lehtarının Temerrüdü Yönünden; dava dışı kredi lehtarı firma takip talebi öncesinde usulüne uygun bir ihtarname ile temerrüde düşürülmediği, dolayısıyla kredi lehtarı şirketin ifada gecikmesi ya da ödeme güçlüğü içinde olup olmadığı tam olarak ortaya konulamadan, kefilin takip edilemeyeceği, TBK’nun 586 m. nazara alınarak, davalı/kefilin borçtan sorumlu tutulamayacağı, ” tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı banka vekili, davalının kefaletin geçersiz olduğuna ilişkin iddialarının yerinde olmadığı, davalının 110.000-TL miktarlı genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, … 19. Hukuk Dairesinin …-… E.K. sayılı 20.01.2014 tarihli , Y.H G.K. nun…., … K. sayılı 23.10.2012 tarihli kararlarında da belirtildiği üzere, geçerli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonra kefilin alacaklının onayı olmaksızın kefaletini geri alamayacağı, yeni bir borç ilişkisi kurulmadığı sürece kefaletin geçerliliğini koruyacağı iddasıyla rapora ve dosya kapsamına ilişkin beyanda bulunmuşlardır.
İncelenen dosya kapsamına ve yaptırılan bilirkişi incelemesine göre;
Davacı banka ile dava dışı … arasında 2 adet genel kredi sözleşmesi bağıtlandığı, 07.04.2011 tarihli 110.000-TL limitli kredi sözleşmesini davalının aynı limitle müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, mevcut sözleşme içeriği ve limitine göre kefaletin geçerli olduğu, ancak davacı banka ile davalı dışı … arasında 12.07.2012 tarihli 300.000-TL bedelli ve sonrasında 30.11.2015 tarihli sözleşmeler imzalandığı, bu sözleşmelerde davalının imzası bulunmadığı, kredilerin hangi sözleşme kapsamında kullandırıldığına ilişkin yapılan incelemede, taksitli ticari kredinin 28.10.2016 tarihinde , çek bedeli kredisinin 30.11.2015 tarihinde ve kredi kartının 2013 yılında verilerek kullandırıldığı, davalı kefilin imzasının bulunduğu 07.04.2011 tarihli sözleşmeden sonra ilki 12.07.2012 tarihinde olmak üzere, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında yeni sözleşmeler imzalandığı, dolayısıyla sözleşmelerin birbirinin devamı, limit artırımı mahiyetinde olmadığı, yeni bir borç ilişkisi kurulduğu, o halde … 19. HD sinin 31.10.2016 tarih …-… E.K. Sayılı : Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda, davalı kefilin imzaladığı 2008 tarihli sözleşme üzerine alınan tüm kredilerin ödendiği ve artık davalının kefaletinin sona erdiği, kefaleti ve imzası bulunmayan sözleşmelerden doğan borçtan davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı’na dair, yine aynı mahiyette 01.01.2016 tarih …-… E.K. sayılı kararları uyarınca, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında davalının kefaleti bulunmayan sözleşmeler kapsamında kullandırılan krediden davalının sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)DAVANIN REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90-TL maktu red harcının peşin alınan 926,94-TL harçtan mahsubu ile bakiye 891,04-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-) Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 11.550,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-) Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya/vekiline iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi. 08/05/2018

Katip … Hakim …