Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/415 E. 2020/383 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/415 Esas
KARAR NO : 2020/383
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2017
KARŞI DAVA : Tazminat
KARŞI DAVA T. : 31/05/2017
KARAR TARİHİ : 01/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Vekiledeninin … Santralleri yapan bir şirket olduğunu, …nden elektrik üretimi konusunda dünyanın en büyük bir kaç şirketinden biri olan 1982 yılında Almanya’da kurulmuş olan … ‘nin Türkiye’de kurmuş olduğu bir şirket olduğunu, vekiledeni şirket ile davalı arasında 26/06/2015 tarihinde bağıtlanan ”… Santrali Yapım Sözleşmesi” uyarınca, vekiledeni tarafından İzmir İli, … İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … Pafta, … Parsel üzerinde davalıya ait olmak üzere 1.115 kWp kapasiteli … Santrali inşa edildiğini, ayrıca 467 parsel ile bitişik durumdaki 467, 473, 474 ve 857 parsel nolu arsalar üzerine de davalı şirketin sahibi … ‘ya ait olan farklı 4 şirket adına da … kurulduğunu, davalı ile bağıtlanan sözleşmenin 3.4 maddesi uyarınca enerji nakil hattı yapımının davalının sorumluluğunda olduğunu, yine belediyeden alınması gerekli izin ve onayların da davalının sorumluluğunda olduğunu, ancak, vekiledeni tarafından kurulacak olan GES için davalı yanca enerji nakil hattının zamanında çekilmediğini, fiziken … inşa edilmiş ise de resmi kabul ve onayları yaptırılmadığını, davalı sözleşme ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının ayrıca sözleşmeden doğan 125.117,00-USD borcunu da ödemediğinden, … Noterliğinden 10 Mart 2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek sözleşmeden doğan borçlarını ödemesinin istenildiğini ve aynı zamanda da vekiledeninin yaptığı işlerin eksiksiz olduğunun tespiti kapsamında … Hukuk Mahkemesi 2017/… Değişik iş sayılı dosyası ile bilirkişi incelemesi yaptırıldığını ve vekiledenim tarafından gerekli işlemlerin eksiksiz olarak yapıldığının tespit edildiğini, davalı ve diğer 4 şirketin vekiledenine toplam 780.762 USD borcu bulunduğunu, ihtara rağmen ödeme yapmayan davalı şirket adına … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E sayılı dava dosyası ile takibe girişildiğini, davalı yanca takibe haksız olarak itiraz edildiğini beyanla, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP-KARŞI DAVA:
Davalı vekili cevap – karşı dava dilekçesinde; Öncelikle usule yönelik itirazları olduğunu; davacının davaya ve takibe dayanak ettiği sözleşmede tarafın ”… San ve Tic Ltd Şti” olduğunu, bu sözleşme bakımından davacının taraf olmadığını, davacının dava ehliyetine itiraz ettiklerini, aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini,
Esasa yönelik olarakta; davacı yanca vekiledenine ihtarname çekilerek, ardından da takibe girişildiğini, ancak davalı yanın sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı tarafından iş bedelinin %20’sinin ödenmesi akabinde 120 iş günü içinde işin teslim edilmesi gerekirken teslim edilmediğini, işleri tamamlamadan şantiyeyi terk ettiğini, yüklenilen edimler kapsamında ilgili kurum ve kuruluşlardan alınması gereken izin ve ruhsatların alınmadığını, davacı yanca takibe konu bir kısım faturaların gösterildiğini, yanlar arasında bağıtlanan sözleşmenin bir eser sözleşmesi olduğunu, davacının takibe konu tutarı hakettiğinin ispatı için faturaların ticari defterlerde kayıtlı olmasının yetmeyeceğini, ifanın kanıtı için tesisin tam olarak süresinde teslim edilip edilmediğinin ispatı gerekli olduğunu, davacının tesisi tam ve eksiksiz olarak sözleşmeye ve işe uygun teslim etmediğini, bu konuda ispat yükümlülüğününde kendisine ait olduğunu, davacı yanın iddiasının aksine vekiledeni şirket tarafından davacı yanca işin gecikmeli yapılmasına rağmen tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini ve ödemelerin düzenli olarak yapıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Karşı dava dilekçesinde; dava konusu sözleşmede vekiledeninin iş sahibi, … San ve Tic Ltd Şti’nin ise yüklenici olduğunu, davacı-karşı davalının bu sözleşmelerde sıfatı olmadığını, ancak kendini bu şirketin ortağı olarak tanıtıp, ancak açmış olduğu dava ve icra takibinde yüklenicinin bizzat kendisi olduğunu iddia etmesi nedeni ile karşı davalarını davacı şirket ikame ettiklerini, yüklenici karşı davalının işi sözleşmeye ve projeye aykırı inşa ettiğini, aynı zamanda sorumluluklarını da zamanında yerine getirmediğini, yanlar arasında bağıtlanan sözleşmenin 6.maddesinde öngörülen tarihte işin tamamlanmaması durumunda, iş sahibi geciken takvim haftası (7 gün) başına sözleşme bedelinin %0,5’i oranında belirlenen maktu tazminat tutarını yükleniciye yapacağı ödemeden kesmeye yetkili olup, bu hususta 13.madde hükümleri saklıdır denilmiş ise de, davacı – karşı davalı yan haksız olarak takip başlattığını, davacı karşı davalının işi teslime hazır hale getirdiğini iddia etse de, şantiyeyi terk ettiğini, işi eksik ve kusurlu bırakarak vekiledenini zarara uğrattığını beyanla, işin toplam bedelinin tespiti ile yapılacak inceleme neticesinde işin gerekli izin ve ruhsatları almaya uygun olmadığı, eksik ve kusurlu olarak inşa edildiğinin tesbiti ile vekiledeninin uğramış olduğu zararın takas mahsubundan sonra kalan şimdilik 10.000-TL’nin davacı – karşı davalıdan tahsiline , karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesine dayalı alacak, karşı dava ise, aynı sözleşmeye dayalı eksik ve kusurlu iş sebebiyle doğan zararın tazmini talebinden ibaret tazminat davasıdır.
Davalı – karşı davacı vekili 29.05.2018 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında imzalanan sulh sözleşmesini ibraz etmiştir.
Davacı – karşı davalı vekili 01.10.2020 tarihli oturumda sulh nedeniyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, davanın açılmasına karşı taraf sebebiyet verdiğinden lehlerine yargılama giderine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Sunulan sulh sözleşmesinin 3.5 maddesine göre tarafların birbirinden yargılama gideri talep etmeyeceklerinin, yapılan yargılama giderlerinden de harcamayı yapan tarafın sorumlu olacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
”HMK 313 (1) – Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
HMK 314 (1) – Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
HMK 315 (1) maddesi : ”…Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmü uyarınca, tarafların dava dışı haricen sulh olmaları sebebiyle ve talepleri doğrultusunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Sulh nedeniyle dava ve karşı davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-)Asıl dava yönünden; Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 44,40-TL maktu ilam harcının peşin alınan 5.340,48-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.296,08-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
3-)Karşı dava yönünden; Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 44,40-TL maktu ilam harcının peşin alınan 31,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Taraflarca yapılan giderlerin üzerilerinde bırakılmasına,
5-)Davacı / karşı davalı ve davalı / karşı davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/vekiline iadesine,
6-)HMK.m.323/1-ğ hükmüne göre vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama giderlerinden sayıldığı, Sulh sözleşmesinin 3.5 maddesine göre tarafların birbirinden yargılama gideri talep etmeyeceklerinin kararlaştırıldığı anlaşıldığından taraf vekilleri yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/10/2020

Başkan …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Katip …
e-imzalıdır.