Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/413 E. 2018/656 K. 09.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/413 Esas
KARAR NO : 2018/656 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/04/2017
KARAR TARİHİ: 09/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği 28.04.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde müvekkili tarafından davalıya birtakım ürünler satıldığını ve bu ürünlerin sevk irsaliyeleri ile davalıya teslim edildiğini, söz konusu ürünlerin toplam fatura bedelinin 3.679,20-TL olduğunu, ancak davalı tarafından bu tutarın ödenmediğini, ayrıca davalının müvekkiline 3.679,20.-TL borçlu olduğu hususunda taraflar arasında 28.12.2016 tarihli bir mutabakat metni imzalandığını, borcun ödenmesi için davalıya ihtarname gönderildiğini, ancak davalının herhangi bir ödeme yapmadığını ve bu nedenle alacağın tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazları üzerine ise icra takibinin durduğunu beyanla neticeten fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı kalması kaydıyla, itirazın iptali ile takibin aynen devamına, davalı aleyhine %80’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı şirkete ait banka hesaplarına, ticari defterlerinde belirlenen alacaklarına, menkullere, taşınmazlara, gayrimenkullere ve araçlara ihtiyati tedbir ve/veya ihtiyati haciz konulmasına, tüm yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesi…» talebinde bulunduğu görülmektedir.
Davalıya usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davalının dosyaya süresi içinde cevap dilekçesi sunmadığı, davalı vekilinin dosyaya vekalet sunduğu, davalı vekilinin 11.12.2017 tarihli duruşmadaki beyanında; davacının gönderiği faturaların müvekkiline tebliğ edilmediği için takibe itiraz ettiklerini, cari hesaptan kaynaklanan bir borçlarının olmadığını, davacının müvekkiline bu şekilde mal teslim ettiği konusunda herhangi bir bilgiye sahip olmadığını, söz konusu teslim edilen malların ayıplı olup olmadığı, faturada belirtilen miktarda mal tespit edilip edilmediği konusunun bilirkişi raporu alınmasını, %80 icra inkar tazminatını kabul etmediklerini beyan etmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 3.679,20 Tl asıl alacağa ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 04.05.2017 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 15.01.2018 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Taraflar arasında akdedilen herhangi bir sözleşmeye dosyanın tetkikinde rastlanılmadığı, ancak taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığına ilişkin olarak davalı tarafından yapılan herhangi bir itirazın da mevcut olmadığı, Davacı tarafindan huzurdaki davaya ve icra takibine konu edilen 2 adet faturanın ve bu faturalara ait sevk İrsaliyelerinin raporumuzun 6. maddesindeki tablodaki ğibi olduğu, davaya konu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve takip tarihi itibari ile davacının, kendi defterlerinde davalıdan 3.679,20-TL alacaklı durumda olduğu, Mahkemenizce belirlenen inceleme gün ve saatinde davalı tarafından herhangi bir ticari defter ve/veya belge ibraz edilmemesi nedeni ile davalıya ait ticari kayıtların tarafımızca incelenmesinin mümkün olmadığı, ancak rapor içerisinde de belirtildiği üzere, davacı tarafından dosyaya sunulan bir mutabakat belgesinin mevcut olduğu ve işbu mutabakat belgesinde; davalının davacıya 3.679,20-TL borçlu olduğu hususunda taraflar arasında mutabakata varıldığı” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava bir İtirazın İptali davası olup, davaa tarafından İstanbul …. icra Müdüdüğü’nün … E. sayılı dosyası ile; 3.679,20.-TL Asıl Alacak üzerinden takibe geçilmiş olup, davalının vaki itirazı üzerine işbu dava ikame edilmiştir. Takip dayanağı olarak 28.07.2016 tarihli ve 2.452.80.-TL tutarındaki fatura ile 15/07/2016 tarihli ve 1.226.40.-TL tutarındaki fatura” gösterilmiştir.
Bu davada davacı, taraflar arasındaki ticari ilişiri neticesinde davalıya bir takım ürünler satıldığı ve bu ürünlerin sevk irsaliyeleri ile davalıya teslim edildiği, söz konusu ürünlerin toplam fatura bedelinin 3.679,20.-TL olduğu, aynca davalının 3.679,20.-TL borçlu olduğu hususunda taraflar arasında 28/12/2016 tarihli bir mutabakat metni imzalandığı, borcun ödenmesi için davalıya ihtarname gönderildiği, ancak davalının herhangi bir ödeme yapmadığı ve bu nedenle alacağın tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından sunulan tiran defterlerin tetkikinde davalı ile olan ticari münasebetini 120.01.1050 nolu cari hesap kodu altında takip etmekte olduğu, bu hesabın hareketlerinin Davalıya düzenlenen her iki faturanın da davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu hesabın takip tarihi itibari ile 3.679,20-TL borç bakiyesi verdiği belirlenmiştir. Buna göre davacı, kendi defterlerinde takip tarihi itibari ile davalıdan 3.679,20-TL alacaklı durumdadır.
Diğer yandan, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde bir mutabakat belgesi sunulmuş olup, söz konusu belgenin tetkikinde; ilk olarak davacı tarafından davalıya sunulan şirkerimizde bulunan cari hesaplarınızda 28/12/2016 tarihinde 3.679.20.-TL borcunuz bulunmaktadır…” şeklinde bir yazının mevcut olduğu, akabinde ise işbu beyana cevaben davalı tarafından bu tutar kadar borçlu oldukları hususunda mutabık kaldıklarını bildiren bir yazının mevcut olduğu ve söz konusu yazının altında davalıya ait kaşenin ve üzerinde bir imzanın bulunduğu görülmektedir.
Buna göre söz konusu mutahakat belgesi neticesinde davalının davacıya 3.679,20-TL tutarında borcu olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalardan belirlendiği üzere davanın kabulü ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 3.679,20 -Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara yasal faiz yürütülmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 735.-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın Kabulü ile İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün 2017/10476 Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 3.679,20-Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara yasal faiz yürütülmesine, fazla istemin Reddine.
% 20 icra inkar tazminatı 735.-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 251,33-TL nin peşin alınan 31,44-TL den düşümü ile kalan 219,89-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 67,44-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 692,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/07/2018

Katip Hakim