Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/408 E. 2018/960 K. 02.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/408 Esas
KARAR NO : 2018/960

DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2017
KARAR TARİHİ : 02/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalı arasında 28/06/2016 tarihli uzun dönemli araç kiralama sözleşmesi ile; …, …, …, …, …, …, …, … tamamı 2016 model araçların kiralandığı ve davalıya teslim edildiğini, taraflar arasındaki yazılı sözleşmenin normal sona erme süresinden önce 05/01/2016 tarihinde davalının sözleşmeyi fesih ederek araçların iade alındığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin fesih ve cezai şartı düzenleyen 16/3 maddesi gereğince ilk yıl içerisinde yapılan fesih söz konusu olduğundan sözleşmenin bitimine kadar ödenmesi öngörülen kira bedellerinin tahsili amacıyla müvekkili tarafından 12/01/2017 tarihli 223.398,88-TL bedelli fatura, 12.028,98-TL bedelli çekme kurtarma hizmeti ve 1.416,00-TL bedelli fatura tanzim edilerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafından ödeme yapılmadığından … Noterliğinin 27/01/2017 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek borçludan takibe konu alacakların ödenmesinin ihtar edildiğini, davalının ihtarnameye rağmen ödeme yapmadığından, aleyhine … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, borçlunun itiraz etmesi ile icra takibinin durduğunu ifade ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, itirazın haksız olması sebebiyle davalı tarafın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ile avukatlık vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya dava dilekçesi, tensip tutanağı ve duruşma gününü bildirir tebligatların usulüne uygun tebligatların yapıldığı, ancak dosyamıza herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Dava; İİK’nun 67. Maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, davada; … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına, … Noterliğinin 27/01/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesine, Uzun Dönem Araç Kira sözleşmelerine, 05/01/2016 tarihli araçların iade alınması talep yazısına, araç teslimat ve iade belgelerine, bilirkişi incelemesine, keşif, yemin ve sair yasal delile dayanmıştır.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı … A.Ş. tarafından, borçlu … A.Ş. İle … aleyhine; 250.139,03-TL alacağın tahsili için 09/02/2017 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, ödeme emrinin 13/02/2017 tarihinde davalı … A.Ş.’ye tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 07/03/2017 tarihinde borca, faizine, faiz oranına ve bilcümle fer’ilerine ve borcun tamamına itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davacının, davalı borçludan alacaklı olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi 02/10/2018 tarihli raporunda; Sayın Mahkemenin davacının ticari defterlerinde kayıtlı alacak bakiyesi yönünde karar ittihazı halinde davacının, davalıdan, 250.141,29-TL alacağının işli olduğunu, davacının 250.139,03-TL talep ettiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereğince 250.139,03-TL’ye takip tarihi itibariyle yıllık %9,75 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faiz uygulanması gerekeceğini, mali yönden davalıya kesilen faturaların talep edilip edilemeyeceği yönünden yapılan incelemede davacının, davalıdan takip tarihi itibariyle; 259.139,03-TL talep ettiği alacağından, -(12.028,98) TL tutarlı Kur farkı faturasını talep edemeyeceğini, -(23.027,08) TL bedelli KDV olarak mükerrer talep ettiğinden, asıl alacağının 224.082,97-TL olarak hesaplandığı ve bu alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9.75 oranından başlayacak avans faiz uygulanması gerekeceğini, davacı taleplerinin Yargıtay kararları ışığında değerlendirilmesi sonucu, Yargıtay araç kiralama sözleşmelerinde bakiye kalan kira süresi için tazminat talebinin haklı görülmesi için, vermiş olduğu kararlarında, kiracının sorumluluğunu kiralananın kira sözleşmesindeki bedel ve koşullarda yeniden kiraya verilebileceği süre kadar olduğu hakkında hüküm verdiğini, bu doğrultuda bakiye süreye isabet eden kira alacaklarının sözleşmeye konu araçların aynı şartlarla ne kadar süre içinde kiraya verilebileceğine dair tespit edilerek, tespit edilecek makul süre kadar kira parasından davalının sorumlu tutulması gerektiğini tespit ve rapor etmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Mahkemece, taraflar arasında imzlanan sözleşmenin araç kira sözleşmesi olduğu, takip konusu kira alacağına ilişkin cari hesaptan kaynaklı alacak olduğu, sözleşmenin geçersiz olup olmadığının tartışılması, ihtilafın çözümünde görevli mahkemenin HMK 4. Maddesi gereği Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu, HMK 4/a maddesi gereğince “kiralanan taşınmazların İİK’ ye göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere, tüm uyuşmazlıklara konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde…” düzenlendiği anlaşılmıştır. (… BAM … Hukuk Dairesi … esas … karar)
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın araç kiralama sözleşmesinden doğduğu, bu bakımdan sözleşmenin tarafı olan şirket ile borçlu aleyhine davanın ikame edildiği ve kira sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklara bakmaya Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan, 6100 sayılı HMK’nın 4.cü maddesinin 1.ci fıkrasının a bendinin “Kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,” hükmü uyarınca uyuşmazlığa bakma görevinin İstanbul Sulh Hukuk Mahkemelerinde olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-)İş bu davayı görmeye Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin HMK 114/(1)-c 115/(2) Maddeler uyarınca GÖREVSİZLİK nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 madde uyarınca dosyanın talep halinde ve karar kesinleştiğinde yetkili ve görevli İSTANBUL SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE ,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
02/11/2018

Katip …

Hakim …