Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/389 E. 2019/335 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/389 Esas
KARAR NO : 2019/335

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 21/04/2017
KARAR TARİHİ : 10/04/2019

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin davalı kurumun … numaralı abonesi olduğunu, sayaç değişiminden sonra 12.02.2016 tarihinde 248,10 TL tutarındaki ilk faturanın geldiğini, uzun süre fatura gelmediğini, 8 ay sonra 32.137,40 TL fatura tahakkuk ettirildiğini, bu duruma itiraz ettiklerini, davalı kurumun elektriği kesme tehditi olduğundan sonra gelen faturaları ödediklerini, merdiven otomatiği için aylık 2.000-3.000 TL civarı fatura gelmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla, tedbir talebinin kabulünü, dava sonuna kadar davalı kurumun fatura tahakkukun ve kesme işlemlerinin durdurulmasını, 32.137,40 TL bedelli fatura borcunun olmadığının tespitini, davalıya yapılan ödemelerden şimdilik 1.000TL’nın davalıdan alınarak davalının uyguladığı faiz ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, ihtiyati tedbir talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının HMK 390.maddesi gereği davasında haklılığını yaklaşık olarak ispatının gerektiğini ve davacının haklılığını destekler herhangi bir durumunun mevcut olmadığını, 01.08.2016 tarihinde sisteme takılan Luna marka sayacın numarasının… olmasına rağmen yanlışlıkla … yazılması sonucu okuma yapılamadığı ve faıtura çıkarılamadığı tespit edildiğinden sökülerek laboratuarda muayene edildiğini ve 77.916,218 kWh eksik tüketim tahakkuku yapılarak 2016/10 dönemli 32.137,40 TL fatura tahakkuk ettirildiğini, tanzim edilen faturanın EPDK yönetmeliklerine uygun olarak düzenlendiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dava, davalı tarafından tahakkuk ettirilen elektrik enerjisi borcu nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemini konu almaktadır.
Mahkememizce yürütülen tahkikat kapsamında alınan bilirkişi raporunda bilirkişi …, davacının … tesisat numaralı iş yerinde 12/01/2016-13/10/2016 tarihleri arasında tükettiği elektrik enerjisine ilişkin elektrik faturalarının davalı tarafından çıkarılmadığı, davacının fatura gelmediğini davalı şirkete bildirmesinden sonra davalının 32.137,40 TL tutarlı fatura çıkardığı, davacının itirazı kabul edilmeyince elektriğin kesilmemesi için fatura bedelini ödediği,
İş yerinin elektriğini… ve … Lun olmak üzere iki sayacın kaydettiği, tüketim endeksleri incelendiğinde … sayacın tüketim kayıtlarının sağlıksız ve tutarsız olduğu ve sayacın hangi tarihte söküldüğünün belirsizlik içerdiği, bundan dolayı bu sayacın tüketim değerlerini esas alma imkanı bulunmadığı, Lun sayacın iş yerine hangi tarihte takıldığına yani iş yerinin tüketimlerini hangi tarihten itibaren kaydettiğine ilişkin sağlıklı bilgi bulunmadığı, davalının sayacın çok önce takıldığını belirtirken tüketim ekstresinde sayacağın 01/08/2016 tarihinde iş yerine takıldığı yine davalının mektuplarında da bunun teyit edildiğinin görüldüğü, 01/08/2016 tarihinde takıldığı varsayıldığında 01/08/2016-13/10/2016 tarihleri arasında 43 günlük sürede 71600 kWh orantısız bir tüketim miktarına tekabül ettiğini, tüketim kayıt değerlerindeki tutarsızlıkların önceki saycın söküm tarihindeki yeni sayacın takılma tarihindeki belirsizlikler nedeni ile davalının sayacın 13/10/2016 tarihindeki endeksine tekabül eden 1790×40=71600 kWh tüketime önceki sayacın sağlıksız kaydettiği 7074 kWh tüketimi ekleyip daha önce bedeli ödenen 757,782 kWh tenzil ederek hesapladığı tüketim miktarına itibar etmenin mümkün olmadığı, bu nedenle 12/01/2016-13/10/2016 tarihleri arasında tükettiği elektrik enerji miktarını tespit tarihinden sonraki tüketicinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması dikkate alınarak hesaplama yapılacağını,
Tespit tarihinden sonraki ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine yani 13/10/2016-13/12/2016 arasındaki tüketim miktarına göre ortalama günlük tüketimin 224,13 Kwh/gün, bu ortalama günlük tüketime göre 13/01/2/16-13/12/2016 arasındaki ihtilaflı döneme ilişkin tütekim miktarının 61636,75 kWh olduğu, daha önce bedeli ödenen kısmın tenzili ile 60877,968 kWh olarak hesaplandığı, buna göre tahakkuk ettirilmesi gereken miktarın 25.106,75 TL olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Davalı vekili rapora karşı itirazlarını yazılı olarak sunmuş, davacı tarafın 06/10/2015 tarihinde abonelik sözleşmesi imzaladığını, sayaç bilgilerinin hatalı girilmesi nedeni ile tüketim faturası tahakkuk ettirilemediğini, raporda geçmiş dönem tahakkuklarının sağlıksız ve tutarsız olduğu ve sayacağın hangi tarihte söküldüğünün belirsizlik içerdiği ifade edilmiş ise de … seri numaralı … marka sayacın doğru tüketim kaydetmediğine ilişkin ne vekil eden kurumun tespit ne davacı tarafın bu yönde bir itirazı bulunmadığını, nitekim sayacın doğru endeks kaydettiğinin fatura tahakkukuna esas okumanın doğru yapıldığının ve faturada yer alan enerji bedeline ilişkin birim fiyatlarının mevzuata uygun olduğunun vekil eden kurumca tespit edildiğini beyan etmiştir.
Davalı itirazı doğrultusunda bilirkişiden alınan ek rapor ile bilirkişi, tüketim ekstresinden görüleceği üzere… sayılı tesisatta biri … diğeri…elektrik sayacının tüketim kaydettiği, birincisinin 01/08/2016 tarihine kadar olan tüketimleri ikincisinin 01/08/2016 tarihinden sonraki tüketimleri kaydettiği, birinci sayacın 12/01/2016-01/08/2016 arasında kaytettiği tüketimin 7074 kWh ikincisinin 01/08/2016-06/10/2016 arasında kaydettiği tüketimin ise 71600 kWh olduğu, tüketim değerlerinde büyük tutarsızlık bulunduğu, bundan dolayı tespit tarihinden sonraki davacının ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait miktarların ortalamasının dikkate alındığını, bu hesaplamanın Yönetmeliğin 14.maddesine uygun olduğunu,
Ancak davalı vekilinin … marka sayacın doğru tüketim kaydetmediğine ilişkin ne vekil eden kurumun tespiti ne davacı yanın itirazı olmadığını beyan etmesi nedeni ile …marka sayacın kaydettiği tüketimler dikkate alınarak sayacın 12/01/2016-01/08/2016 arasında 7074 kWh tüketim kaydettiğine göre 01/08/2016-13/10/2016 arasında önceki dönemin günlük ortalama tüketimi esas alınarak hesaplama yapılırsa 2556,46 kWh bulunacağını, buna göre 12/01/2016-13/10/2016 arasındaki dönemin toplam tüketim miktarının 9630,46 kWh bundan daha önce bedeli tahsil edilen 757,782 kWh tenzil edilerek tüketim miktarının 8872,678 kWh bulunarak buna ilişkin bedelin 3659,20 TL olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili davasını bilirkişi tarafından hesaplanan fazla tahakkuk bedeli 28.478,20 TL üzerinden ıslah ederek bu miktarın dava tarihinden itibaren kendi uyguladıkları faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle, bilirkişi tarafından, davalını tüketim hesabına itirazı bulunmadığını beyan ettiği sayacın tüketim kayıtları esas alınarak yapılan hesaplamaya göre davanın kabulüne, hüküm altına alınan alacağa, faiz türü ve oranı belirtilmediğinden ve ıslah dilekçesindeki başlangıç tarihi esas alınarak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kabulü ile 28.478,20 TL dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.945,34 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 TL peşin harcın ile 487,00 TL ıslah harcı ve davacı tarafından karşılanan 890,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 3.417,38 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 10/04/2019

Katip …

Hakim …