Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/331 E. 2018/888 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/331 Esas
KARAR NO : 2018/888

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2017
KARAR TARİHİ : 16/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde: vekiledeni şirketin 30 yıldır lojistik sektöründe iştigal ettiğini, vekiledeni şirketin depolarında müşterilerine depolama, elleçleme ve sözleşme konusu ürünlerin sevkiyata hazır hale getirilmesi hususlarında hizmet sunduğunu ve bu bağlamda vekiledeni şirketin müşterisi konumunda olan davalı şirkete de işbu hizmetlerin sunulduğunu, vekiledeninin davalı şirkete karşı sunmuş olduğu hizmet ilişkisinden kaynaklanan ücretin haksız şekilde davalı tarafça ödenmediğini, cari hesap bakiyesinin vekiledeni şirket tarafından tahsil edilememesi üzerine, davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalı tarafından haksız olarak takipte yetkiye, borca , borcun ferilerine itiraz edildiğini, ancak taraflar arasında imzalanmış 24.03.2013 tarihli Depolama Hizmetleri Sözleşmesi’nin anlaşmazlıkların çözümü başlıklı 10.2 maddesinde İstanbul (Merkez) Mahkemeleri ve İcra müdürlüklerinin münhasıran yetkili kılındığını, dolayısıyla söz konusu takibin yetkili icra müdürlüğünde açıldığını, yine ilgili sözleşme tahtında vekiledeni şirket tarafından sözleşmeye uygun olarak sunulan hizmetlere karşılık davalı şirkete hizmet faturaları kesildiğini, ancak sözleşmede öngörülen 21 günlük süre içinde ve sonrasında faturaların ödenmediğini , devam eden süreçte davalı şirket tarafından Depolama Hizmet Sözleşmesinin … noterliğinin 26.08.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile haksız ve dayanaksız olarak feshedildiğini, vekiledeninin cevabi ihtarında fesih işleminin haksız olduğunun ve hale hazırda 143.52,43-TL doğmuş alacak ile 30.09.2016 tarihine kadar doğmuş olan tüm alacakların faizi ile birlikte ödenmesinin ihtar edildiğini, davalı şirket tarafından kısmen ödeme yapılmakla birlikte bakiye 71.509,50-TL nin ödenmediğini ve işbu alacağın tahsili için takibe giriştiklerini beyanla, davalının takipte itirazının iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Karşı davaya cevaplarında ise; vekiledeninin alacağı yönünden yasal hapis hakkı kullandığını, alacağı miktar kadar malı yasal prosedürlere uygun olarak hapsettiğini, bu konuda … icra müdürlüğüne müracaat edildiğini ve talimat icrası vasıtası ile malların defterleri tutularak değer tespitlerinin yapıldığını, ancak bilirkişi tarafından düzenlenen raporda malların değeri son satış bedeli üzerinden düzenlendiğinden ve rapora göre malların değeri alacak miktarının çok üzerinde çıktığından malların tamamını iade ettiklerini, mallar üzerinde haksız yere hapis hakkı kullanıldığı iddiasının ve davalı yanın tazminat taleplerinin kesinlikle yerinde olmadığını, ayrıca taraflarınca düzenlenen tüm faturalarında usulüne ve ticari ilişkiye uygun olduğunu beyanla karşı davada maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafından dayanılan 24.03.2013 tarihli Depolama Hizmet Sözleşmesi altında vekiledeni şirket yetkilisi imzasının bulunmadığını, davacı yanın dayandığı sözleşmedeki aleyhe hiçbir maddenin vekiledeni açısından bağlayıcı olamayacağını, dolayısıyla sözleşmedeki yetki şartının da uygulanmasının mümkün olmadığını, takipte yetkili icra müdürlüklerinin Beykoz icra müdürlükleri ve mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında ticari ilişkinin varlığına dair uyuşmazlık bulunmadığını, ancak davacı tarafından kullanılan depo yazılım sisteminin vekiledeni şirket tarafından kullanılan sisteme uygun olmaması sebebiyle ciddi sorunlar yaşandığını ve nihayetinde 26.08.2016 tarihli … Noterliğinden gönderilen ihtarname ile ticari ilişkiye son verildiğini, davacının hertürlü alacak talebinin karşılandığını, ancak ticari ilişkinin sona erdirildiği 30.09.2016 tarihinden sonra vekiledeni şirkete ait , davacı deposunda bulunan ürünlerin teslim edilmediğini ve davacı tarafından mallar üzerinde TMK’nun 891ve 950 maddeleri uyarınca hapis hakkı kullanıldığının bildirildiğini, oysa davacının depolama hizmetleri ile ilgili olarak bildirdiği tüm borçların tam ve eksiksiz olarak davacıya ödenmiş olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Karşı davada ise ; taraflar arasında mevcut ve süregelen cari hesap kapsamında faturalar ödenmiş ise de, sözleşmenin feshi ile birlikte cari hesaplar incelendiğinde davacı yanın vade farkı, komisyon bedeli, fiyat farkı gibi isimlerle vekiledeni şirket aleyhine usulsüz faturalar düzenlediğinin tespit edildiğini, sözleşmenin 5.5 maddesi uyarınca, sadece ticari temerrüt faizi işletilebileceği düzenlenmiş olduğundan, bu oranın dışında başkaca isimlerle fahiş bedel tahsil edilemeyeceğini, bu bedellerin istirdatını talep ettiklerini, yine vekiledeninin teslim edilmeyen malları üzerinde davacı tarafından hapis hakkı kullanılması sebebiyle, yeniden müşterilerine ulaştırmak amacıyla yüksek bedelli mal alımları, abona kayıtları, malların süresinde müşterilere ulaştırılmamasından dolayı uğranılan zararların ve teslim edilen malların eksik çıkması nedeniyle bunların bedelinin ve yine iade edilmeyen demirbaşların olması nedeniyle maddi tazminat , ayrıca tüm bu olaylar sebebiyle vekiledeninin prestij kaybı yaşadığından dolayı da manevi tazminat talep ettiklerini beyanla, karşı davanın kabulü ile buna karşın takas mahsup def’ini ileri sürmüşlerdir.
GEREKÇE:
Dava; tarafların sözleşme kapsamında ödenmeyen hizmet bedeli faturalarının tahsili için girişilen takibe vaki itiraz üzerine İİK 67 maddeye dayalı itirazın iptali davası, karşı dava ise; aynı ticari ilişki sebebiyle sözleşmenin feshinden doğan müspet zarar kapsamında mevcut maddi ve manevi zararların tazmini talebinden ibarettir.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında; alacaklı … A.Ş. tarafından, borçlu … Ltd. Şti. aleyhine, 19.12.2016 tarihinde 71.509,50-TL asıl alacağın tahsili talebi ile ve … İcra müdürlüğünün … esas sayılı ve … İcra müdürlüğünün … Tal. sayılı dosyalarından açılmış taşıyıcının hapis hakkı için defter tutulması talepli dosyaları ve devamında taşınırların satışının yapılacağı diğer tüm dosyalar dahil olmak üzere tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla fatura/carihesap alacağından kaynaklı alacak için ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçlu vekili tarafından süresinde Beykoz icra müdürlüklerinin yetkili olduğundan bahisle yetkiye, hapis hakkına ve bu yönde işlemlerin yapılmasına, icra takibi alacağının tamamına, tüm ferilerine, faize, faiz başlangıç tarihine ve faiz oranına itiraz ettikleri anlaşılmaktadır.
Davacı yandan dayanak ettikleri 24.03.2013 tarihli her iki tarafın imzasını taşıyan yazılı sözleşme aslı istenmiş, davacı vekili ön inceleme duruşmasında taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, ancak imzasız olsa da her iki tarafın 24.03.2013 tarihli sözleşme hükümlerine tam anlamıyla uyduklarını, yani sözleşilen hususların fiilen uygulandığını beyan etmişler, davalı vekili de zaten başlangıçtan beri taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığını beyan etmişlerdir.
HMK 17- (1) maddesinde ” Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Ancak, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı hususunda çekişme yoktur. O halde HMK 17(1) maddesinin yetki yönünden somut uyuşmazlığa uygulanması olanaklı değildir.
Bu durumda genel hükümler doğrultusunda yapılan incelemede;
Davalı şirket faaliyet adresi Beykoz/İstanbul olup, gerek davada, gerek takipte tebligatlar davalının “Beykoz/İstanbul” adresine yapılmıştır. Davalının adresi itibariyle ve HMK 6 madde uyarınca genel yetkili mahkeme ve icra dairesi davalının faaliyet adresi olan Beykoz icra müdürlükleri ve bağlı İstanbul Anadolu mahkemeleridir.
Ayrıca taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle TBK 89/1 madde uyarınca para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilebileceği ve somut olayda da bu maddenin uygulanabileceği sabit ise de, davacı alacaklının faaliyet adresi’ “… Küçükçekmece/İstanbul” olup, adres itibariyle Küçükçekmece İcra Dairelerinin yetkili olduğu, ancak davacı seçimlik hakkını kendi faaliyet adresi lehine kullanmadığından ve davalı şirket adresinde de takip yapmadığından seçimlik hakkın davalı yana geçtiği, davalının faaliyet adresi itibariyle Beykoz İcra müdürlüklerinin yetkili olması sebebiyle davalı yanın takipte yetki itirazı yasal ve yerinde olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davasında dava koşullarından biri yetkili icra dairesinde yapılmış icra takibi bulunması ve borçluya yetkili icra dairesinden ödeme emri tebliği olup, takipte borçlu faaliyet adresi icra daireleri olarak Beykoz icra daireleri yetkili olup, İstanbul İcra Daireleri yetkisiz olmakla, takibin usulüne uygun yetkili icra müdürlüğünde başlatılmamış olması nedeniyle; karşı dava yönünden ise, davalı-karşı davacının yetki itirazında bulunma hakkına sahip olmadığı, zira İstanbul İcra daireleri ve mahkemelerinde takip yapıp dava açmakla, bu yer icra dairesi/ mahkemesinin yetkisini peşinen kabul ettiği, oysa HMK 13(1) maddesi uyarınca kesin yetkinin söz konusu olmadığı hallerde asıl davaya bakan mahkemenin karşı davaya bakmaya da yetkili olduğu hükmüne göre, dava ön şartı yokluğu nedeniyle dava ve karşı davanın usulden reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla ;
H Ü K Ü M :
1-)Davacı yanca yetkili icra müdürlüğünden usulüne uygun ödeme emri tebliği mevcut olmadığından DAVA ve KARŞI DAVANIN DAVA ÖN ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
ASIL DAVADA
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90-TL maktu red harcının peşin alınan 1.221,21-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.185,31-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-)Davacı yanca yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı-karşı davacı kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatıralan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
KARŞI DAVA DA:
6-) Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90.-TL maktu red harcının, peşin alınan 547,00-TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 511,00-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-) Karşı davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.180,00-TL vekalet ücretinin karşı davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Davacı – karşı davalı vekilinin ve davalı – karşı davacı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi 16/10/2018

Katip …

Hakim …